İspanya'da azınlık hükümeti kurmak isteyen PP lideri Feijoo ilk turda güvenoyu alamadı

İspanya'da 23 Temmuz'da yapılan erken genel seçimlerden birinci parti çıkan ancak Mecliste yeterli çoğunluğu bulamayan sağ görüşlü Halk Partisinin (PP) lideri Alberto Nunez Feijoo azınlık hükümeti kurmak için Meclisten istediği güvenoyunu alamadı

(AA)
(AA)
TT

İspanya'da azınlık hükümeti kurmak isteyen PP lideri Feijoo ilk turda güvenoyu alamadı

(AA)
(AA)

Mecliste iki gün süren güvenoyu oturumlarının ardından mutlak çoğunluğun (176) gerekli olduğu ilk tur oylamada, Feijoo'nun kurmak istediği PP azınlık hükümeti için 172 "evet", 178 "hayır" oyu çıktı.

Feijoo'ya 137 milletvekili olan partisi PP'nin yanı sıra, 33 milletvekili olan aşırı sağ görüşlü Vox ve 1'er milletvekili olan Kanarya Koalisyonu (CC) ile Navarra Halk Birliği (UPN) destek verdi.

Bu sonuca göre, Feijoo güvenoyu alamazken, süreç gereği basit çoğunluğun (evet sayısının hayır ve çekimserden daha fazla olması) yeterli olacağı ikinci ve son tur güven oylaması 48 saat sonra, 29 Eylül'de yapılacak.

İkinci turda da sonucun değişmemesi ve PP liderinin hükümet kurma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması öngörülüyor.

Hükümet kurulması ayrılıkçı Katalan siyasetçilere getirilecek affa bağlı

İspanya'da 23 Temmuz seçimleri sonrasında oluşan Meclis aritmetiğine göre tek olasılık, Bask ve Katalan siyasi partilerin dışarıdan desteğiyle Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve sol görüşlü 17 siyasi birleşimiyle kurulan Sumar arasında azınlık sol koalisyon hükümeti kurulması olarak görülüyor.

Mecliste 7'şer milletvekilleri olan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya için Birlik (Junts) partileri, PSOE-Sumar koalisyon hükümetine destek vermek için 1 Ekim 2017'de Katalonya'da yasa dışı olarak yapılan bağımsızlık referandumu süreci sonrasında hüküm giyen ya da haklarındaki hukuki süreç devam eden Katalan siyasetçiler için ilk olarak af çıkartılmasını daha sonra da İspanyol devleti ile anlaşmalı bir referandumun zemininin hazırlanmasını istedi.

Affın, PSOE lideri ve şimdiki Başbakan Pedro Sanchez'in Meclisten güvenoyu almadan önce çıkartılmasını şart koşan ERC ve Junts, ayrıca yeni hükümetten Katalonya'da İspanyol devletiyle anlaşmalı bir bağımsızlık referandumu yapılmasına izin verecek yasal düzenlemeleri 2027'ye kadar tamamlamasını talep ediyor.

Sanchez, şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda, "Katalonya'daki normalleşme sürecine sadık kalacağım" ve "Sol hükümet kurulacak" diyerek olası bir affa sıcak baktığının işaretlerini vermişti.

Katalanlar için çıkartılması planlanan affın anayasaya uygunluğu en çok tartışılan ve halen belirsizliğini koruyan konu olurken, bu affın kimleri, hangi koşullarda kapsayacağına ilişkin kamuoyuyla şu ana kadar hiçbir bilgi paylaşılmadı.

Senato'da çoğunluğu olan PP ile aşırı sağcı Vox partileri, affın çıkartılmaması için tüm demokratik araçları kullanacaklarını duyurdu.

İspanya'daki siyasi takvime göre Feijoo'nun, 29 Eylül'de de güvenoyu alamaması halinde Kral 6. Felipe'nin Meclisteki siyasi partilerin liderleriyle görüşmesi ve hükümeti kurma görevini bu kez Sanchez'e vermesi öngörülüyor.

Ülkede 27 Kasım'a kadar hükümet kurulamazsa parlamento feshedilerek İspanyollar tekrar sandık başına gitmek zorunda kalacak.



İsrail, İran'ın nükleer programını hedef almama konusunda ABD'ye ‘garanti vermiyor’

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
TT

İsrail, İran'ın nükleer programını hedef almama konusunda ABD'ye ‘garanti vermiyor’

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, ülkelerinin askeri yığınağının Ortadoğu'da savaşı önlemek yerine körükleyip körüklemediğini sorgularken, CNN üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini hedef almayacağına dair Washington'a ‘güvence vermediğini’ söylediğini aktardı.

New York Times, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı düzenlediği saldırıdan bu yana geçen 12 ay içinde çatışmanın giderek genişlediğini ve farklı derecelerde Yemen, Lübnan, Suriye, Irak ve İran'ı da içine aldığını bildirdi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) bölgeye uçak gemileri, güdümlü füze destroyerleri, amfibi saldırı gemileri ve savaş filoları da dahil olmak üzere geniş bir silah yelpazesi gönderdi. Ayrıca bu hafta bölgede konuşlu yaklaşık 30 bin askere ‘birkaç bin’ asker daha ekleyeceğini ve hava gücünü iki katına çıkaracağını duyurdu.

Başkan Biden, takviye askeri teçhizat ve birliklerin İsrail'in kendisini savunmasına ve bölgedeki ABD güçlerini korumasına yardımcı olmayı amaçladığını açıkladı. Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Savunma Bakanlığı yönetiminin ‘bölgedeki ABD vatandaşlarını ve askerlerini korumaya, İsrail'i savunmaya ve caydırıcılık ve diplomasi yoluyla durumu sakinleştirmeye odaklandığını’ belirterek, ABD'nin artan varlığının ‘saldırganlığı caydırmayı ve daha geniş bir bölgesel savaş riskini azaltmayı’ amaçladığını vurguladı.

Savaşı genişletmek mi?

Diğer bazı Pentagon yetkilileri ise bir savaş gemisi filosu ve onlarca ABD saldırı uçağının İran ve vekil güçlerinden gelebilecek herhangi bir saldırıyı püskürtmeye yardımcı olmak için hazır beklediği göz önüne alındığında, İsrail'in Hizbullah'a karşı savaşını genişlettiğine dair endişelerini dile getirdiler.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre eski Pentagon yetkilisi Dana Stroul “Şu anda bölgede İranlılar müdahale ederse, İsrail'in savunmasını destekleyebilmemiz için yeterli hazırlık var. Eğer bir İsrailli askeri planlamacıysanız, tüm bunları ABD güçleri bölgeden ayrıldıktan sonra değil, bölgedeyken yapmak istersiniz” ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkililere göre, Ortadoğu'da bir dönem görev yapmış olan ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Brown, Pentagon ve Beyaz Saray toplantılarında konuyu gündeme getirerek, ABD'nin bölgedeki varlığının artmasının genel savaş ‘hazırlığı’ ve ABD ordusunun Çin ve Rusya da dahil olmak üzere çatışmalara hızlı yanıt verme yeteneği üzerindeki etkisini sorguladı. Üst düzey bir ABD askeri yetkilisi, Brown, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve diğer yetkililerin ‘çatışmayı kontrol altına almak ve İsrail'i cesaretlendirmek arasında bir denge kurmaya çalıştıklarını’ söyledi. Bir başka yetkili ise ‘Büyük Birader’ (yani ABD) yakınlardaysa İsrail'in saldırı düzenlemesinin daha kolay olduğunu belirtti.

Zor anlaşmalar

Yetkililer, özellikle İsrail'in varoluşsal tehdit olarak gördüğü eylemlere karşı harekete geçmeden önce ABD'yi önceden bilgilendirmeyeceğini açıkça belirtmesinden sonra, Pentagon için İsraillilerle başa çıkmanın daha zor hale geldiğini vurguladılar. ABD'li yetkililer, İsraillilerle Lübnan'a ‘sınırlı bir kara harekâtı’ konusunda anlaşmış olmalarına rağmen İsrail saldırılarının geniş çaplı bir operasyona işaret ettiğini belirttiler. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikast konusunda ABD'li mevkidaşını operasyonun gerçekleşeceği zamana kadar bilgilendirmedi.

Pentagon yetkilileri Austin'in İsraillilerin bölgedeki ABD güçlerinin İran'ın olası misillemesine karşı savunmalarını arttırabilmeleri için önceden haber vermemesine kızdığını vurguladı. Austin'in tepkisi sorulduğunda Singh, “Hazırlıksız yakalandı” cevabını verdi.

Ancak daha sonra ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella, bölgedeki ABD güçlerini korumak ve İsrail'in savunmasına yardımcı olmak için ilave birlikler (2 bin ila 3 bin) talep etti.

Birbirini izleyen ABD yönetimleri ABD ordusunu Ortadoğu'dan çekmeye çalıştı, ancak Biden yönetimi kendisini bir kez daha büyüyen bir ABD askeri gücü havuzuna ev sahipliği yapmak zorunda buldu.

Garanti yok

ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi, Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ni çevreleyen İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısının birinci yıldönümünde İsrail'in karşılık verip vermeyeceğini bilmenin ‘gerçekten zor’ olduğunu belirtti. Yetkili, İsrail'in ABD'ye İran'ın nükleer tesislerinin hedef alınmasının söz konusu olmadığına dair güvence verip vermediği sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Öyle olmasını umuyoruz… Biraz bilgelik görmeyi bekliyoruz ama bildiğiniz gibi bunun garantisi yok.”

Yetkili, İsrail'in 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü İran'a misilleme yapmak için kullanıp kullanmayacağı sorusuna “Bunu söylemek gerçekten zor. Tahminimce herhangi bir şey olursa, o günden önce veya sonra olacaktır” cevabını verdi. ABD'nin Gazze savaşının tırmanmasını engellemek için yaklaşık bir yıldır çalıştığını vurgulayan yetkili, “Şu anda savaşın eşiğindeyiz” dedi.

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurgulasalar da Ortadoğu'da geniş çaplı bir bölgesel çatışmadan duydukları korkuyu dile getirdiler. Diğer yandan Başkan Biden, yönetiminin İran'ın nükleer programını hedef alan İsrail'i desteklemeyeceğini açıkladı. Biden dün (Cuma) yaptığı açıklamada, “Onların yerinde olsaydım petrol sahalarını vurmaktan başka alternatifleri de değerlendirirdim” dedi. Biden ayrıca, ABD'li yetkililerin İsrailli mevkidaşlarıyla ‘günde 12 saat’ temas halinde olduklarını belirtti.