Tesla'ya "siyahi işçilere iş yerinde ırkçılık yapıldığı" iddiasıyla dava açıldı

ABD'de Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu (EEOC), elektrikli otomobil üreticisi Tesla'ya, California’daki fabrikasında "siyahi işçilerin ırkçılığa maruz kaldığı" iddiasıyla dava açtı

(AA)
(AA)
TT

Tesla'ya "siyahi işçilere iş yerinde ırkçılık yapıldığı" iddiasıyla dava açıldı

(AA)
(AA)

New York Times'ın haberine göre, EEOC, Tesla'nın California fabrikasında siyahilerin ırkçı söylemlere maruz kaldığı ve beyaz çalışanlara göre daha çok çalıştırıldığı iddialarıyla şirketten davacı oldu.

Tesla yöneticilerinin, söz konusu kötü muameleden haberdar olduğunu ve bu sorunu ortadan kaldırmak için yeterince çabalamadığını öne süren EEOC, şirket ile uzlaşmaya varılamamasının ardından Oakland Federal Mahkemesinde dava açıldığını bildirdi.

Komisyonun iddialarına göre, siyahi çalışanlar, söz konusu eşitsizlik hakkında şikayette bulunmalarının ardından işten çıkarıldı.

EEOC, Tesla'nın federal yasayı ihlal ettiğini öne sürerek, şirketin "Fremont fabrikasındaki siyahi çalışanlarını ırkçı tacize maruz bıraktığını ve ırkları sebebiyle çalışanları için düşmanca bir çalışma ortamı oluşturduğunu" iddia etti.

Mahkemeden çalışanların tazminat almasını talep eden Komisyon, dava sonucunda çeşitli cezalar beklediğini belirtti.

Dava dilekçesinde, "Irkçılıktan kaynaklanan usulsüzlük ve devam eden uygunsuz davranışlar tüm mesailerde, departmanlarda ve iş pozisyonlarında belirgin" ifadesi yer aldı.

Söz konusu dilekçede, "gamalı haç" ve "Ku Klux Klan (KKK)" gibi ırkçı çizimlerin iş yerinin çeşitli bölgelerinde görüldüğü kaydedildi.

Davacıları temsil eden avukat Bryan Schwartz, yaptığı yazılı açıklamada, "Tesla'nın siyahi çalışanlarına karşı ırkçı tacizi, yasa dışı ve dehşet vericidir. Problemin sistematik şekilde ele alınması gerekmektedir" ifadesini kullandı.

Tesla, daha önce de ırkçılık suçlamalarıyla karşı karşıya kalırken, California Sivil Hakları Departmanı da şirkete siyahi işçilerin yönetici konumlarında "yeterince temsil edilmemesi" gerekçesiyle dava açmıştı.

Eski Tesla çalışanı Owen Diaz'ın 4 Nisan'da Tesla'ya karşı açtığı "ırkçı taciz" davasını kazanmasının ardından şirket, Diaz’a yaklaşık 3,2 milyon dolar ödemeye mahkum edilmişti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.