İran'da yapay zeka daha hızlı fetva çıkarmak için kullanılacak

"50 gün yerine 5 saat içinde fetva vermelerini sağlayabilir"

İranlı yetkililer, yapay zekayı dini yorumlar çerçevesinde kullanmayı planlıyor (Reuters)
İranlı yetkililer, yapay zekayı dini yorumlar çerçevesinde kullanmayı planlıyor (Reuters)
TT

İran'da yapay zeka daha hızlı fetva çıkarmak için kullanılacak

İranlı yetkililer, yapay zekayı dini yorumlar çerçevesinde kullanmayı planlıyor (Reuters)
İranlı yetkililer, yapay zekayı dini yorumlar çerçevesinde kullanmayı planlıyor (Reuters)

İran'daki hükümet yetkilileri, din adamlarının benzeri görülmemiş bir hızla fetva vermelerini sağlayacak yapay zekayı kullanmanın yollarını arıyor.

Başkent Tahran'ın güneyinde yer alan, ülkenin dini merkezi Kum kentinde hükümete bağlı bir teknoloji kuluçka merkezinin lideri olan Muhammed Kutbi, "Robotlar üst düzey din adamlarının yerini tutamaz ama 50 gün yerine 5 saat içinde fetva vermelerine yardımcı olabilecek güvenilir bir asistan olabilirler" diye konuştu.

Kutbi, yapay zekanın hem araştırmayı hem de geleneksel olarak vatanseverlikten kişisel hijyene kadar her konuda yayımlanan fetvaların kamuya açıklanması sürecini hızlandırabileceğini düşünüyor.

Yapay Zeka Konferansı'nın düzenlendiği 2020'den bu yana Kum'daki dini kurumların modernleştirilmesine yönelik çok sayıda proje hayata geçiriliyor.

Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada Ayetullah Ali Rıza Arifi, "İslam medeniyetini geliştirmek için bu alanda faaliyet göstermeliyiz" demişti.

Kum'un önde gelen yapay zeka araştırma kurumu Nur Bilgisayar İslami Bilimler Araştırma Merkezi'nin şehrin ilahiyat okuluna bağlı olduğu ve aynı zamanda eski dini metinlere erişimi olduğu biliniyor. Bu asırlık metinlerin okunması ve yorumlanması algoritmalarla kolaylaştırılabilir.

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de yapay zeka hamlelerine katılıyor gibi görünüyor.

Hamaney haziran ayında İran'ın "yapay zeka açısından en azından dünyanın en iyi 10 ülkesi arasında yer almasını" istediğini söylemişti. Ancak bu teknolojinin ülkenin İslam yorumu çerçevesinde kullanılması gerektiğini belirterek uyarmıştı.

Dini lider, "Araçlar değişir. Değişmeyen şey hedeflerdir" ifadelerini kullanmıştı.

Bu uyarıları sözlerine eklemeyi ihmal etmeyen Kutbi de şöyle konuştu:

Kültürel değerlerimiz Batı'nın laik görüşlerinden farklı olduğu için bu planın savunucuları, teknolojinin kullanımını yerelleştirmeye çalışıyor.

Öte yandan İranlı yetkililerin bu açıklamaları, geçen yıl Mahsa Amini'nin öldürülmesinin ardından gelen modernizasyon çağrılarıyla da ilişkilendiriliyor.

Amini'nin, başörtüsünü yanlış taktığı iddiasıyla polis nezaretinde öldürülmesinin ardından ülkede kitlesel protestolar patlak vermişti. 

Independent Türkçe



Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
TT

Gizli Irak Savaşı belgeleri: “Washington, Londra pahasına Bağdat’ta rejimi değiştirdi”

Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)
Tony Blair, Irak savaşı kararı nedeniyle kendi partisinden büyük tepki çekmişti (Reuters)

Birleşik Krallık'ın (BK), ABD'ye Irak işgalinin Tony Blair'ın başbakanlığına mal olabileceği uyarısında bulunduğu belirtiliyor.

Londra'daki Ulusal Arşivler tarafından yayımlanan yeni belgelere göre Blair'ın dış politika danışmanı David Manning, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice'la 2003'te yaptığı görüşmede şunları söyledi:  

ABD, Londra'da yönetimin değişmesi pahasına Bağdat'ta rejim değişikliğini desteklememelidir.

Guardian'ın haberinde Manning ve Rice arasındaki görüşmenin, Blair'in 31 Ocak 2003'te dönemin ABD Başkanı George W. Bush'u ziyaret etmesinden önce gerçekleştiği aktarılıyor.

Irak işgalinden iki ay önce gerçekleşen bu görüşme sırasında Washington, Irak işgaline yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) ikinci bir karar çıkarılması için harekete geçip geçmemeye henüz karar vermemişti. Blair'ın hedefinin, Bush'u ikinci BMGK kararı için ikna etmek olduğu belirtiliyor.

BMGK, 8 Kasım 2002'de düzenlenen oturumda 1441 sayılı kararı kabul etmişti. Bu karar, Saddam Hüseyin yönetiminin silahsızlanma yükümlülüklerini yerine getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyordu. Ancak herhangi bir askeri müdahale yetkisi verilmemişti.

BMGK'da veto hakkına sahip Fransa ve Rusya, Irak işgaline yetki verecek olası bir ikinci kararı reddedeceklerini bildirmişti. Haberde, Washington'ın "Fransa ve Rusya'nın isteksizliği nedeniyle gün geçtikçe sabırsızlandığı" yazılıyor.

Blair'ın, BK Parlamentosu ve kamuoyundaki savaş karşıtı seslere karşı işgali meşru kılmak için ikinci kararda ısrarcı davrandığı, ABD'yi diplomatik kanalları açık tutması için ikna etmeye çalıştığı aktarılıyor.

Manning'in 29 Ocak 2003'te Blair'e gönderdiği gizli notta şu ifadeler yer alıyor:

İkinci BMGK kararı, iç siyaset bağlamında sizin için politik bir gereklilik. Bu olmadan askeri harekat için kabine ve Parlamento'dan destek alamazsınız. Rice, böyle bir şey yapmayı denerseniz görevden alınabileceğinizi anlamalı.

Manning, aynı notta Rice'la konuşmasına dair, "Ona, Bush'un kumar oynamayı göze alabileceğini söyledim. İkinci BMGK kararını Bush da istiyordu ama bir açıdan bu onun için o kadar da önemli değildi. Zaten Kongre'den onay almıştı" ifadelerini kullanıyor.

Ancak Bush'ın, Blair'ın ziyaretinden kısa süre önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasının, Londra yönetimine manevra yapacak alan bırakmadığı aktarılıyor.

Buna ek olarak BK Savunma Bakanlığı'nın, Bush'la görüşmesinden önce Blair'a şu notu ilettiği belirtiliyor:

Saddam'ın iktidarının zayıflaması ciddi bir iç savaşa yol açabilir.

Bush yönetimi, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve BMGK kararını ihlal ettiğini öne sürmüş fakat buna yönelik kanıt bulunamamıştı. ABD Senatosu İstihbarat Komitesi, 2004'te Irak'ta kitle imha silahları iddialarının yanlış olduğunu kabul etmişti. Irak'ta kurulan bir komisyon da 2005'te yayımladığı raporda ülkede kitle imha silahı olmadığı sonucuna varmıştı.

Bush, Kongre'nin onayladığı Askeri Güç Kullanma Yetkisi'yle (AUMF) 20 Mart 2003'te Irak işgalini başlatmıştı.

İşçi Partili Blair'ın öncülüğünde Parlamento'da düzenlenen oylamada 149'a karşı 412 oyla ülkenin savaşa katılmasına karar vermişti. Ancak karşı oyların 139'unun İşçi Partili parlamenterlerden gelmesi dikkat çekmişti.

BK'de Gordon Brown yönetiminin başlattığı ve 2016'da yayımlanan Chilcot Raporu'nda, Blair'ın Parlamento'ya eksik ve yanıltıcı bilgi verdiği ve Savunma Bakanlığı'nın "iç savaş" uyarılarını görmezden geldiği ortaya konmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Financial Times