Azavad, Mali ordusuna yönelik kanlı saldırıyı üstlendi

Azavad, onlarca askeri öldürdüğünü, 5’ini esir aldığını ve kendi saflarından 7 savaşçının öldüğünü duyurdu

Azavad hareketinin saldırısı, Mali ordusundan onlarca askerin ölümüne neden oldu (Reuters)
Azavad hareketinin saldırısı, Mali ordusundan onlarca askerin ölümüne neden oldu (Reuters)
TT

Azavad, Mali ordusuna yönelik kanlı saldırıyı üstlendi

Azavad hareketinin saldırısı, Mali ordusundan onlarca askerin ölümüne neden oldu (Reuters)
Azavad hareketinin saldırısı, Mali ordusundan onlarca askerin ölümüne neden oldu (Reuters)

Tuareglerin egemen olduğu ayrılıkçı isyan hareketi, geçen perşembe günü Mopti bölgesindeki (Mali'nin merkezi) Diora kampına düzenlenen saldırıda Mali ordusunun saflarından onlarca kişinin öldüğünü açıkladı.

İsyancılar ilk olarak 98 askerin ölümünü belirten bir bildiri yayımladı.

Daha sonra yayınlanan ikinci bir bildiride 81 askerin ölümünü duyurdular.

İsyancılar ayrıca onlarca askerin yaralandığını, 5 askeri esir aldıklarını ve kendi saflarından 7 savaşçıyı kaybettiklerini belirtti.

İsyancıların ve bu uzak bölgelerdeki tüm tarafların iddialarını doğrulamak zor.

Bağımsız kaynaklara erişim, çatışmalar ve askeri yönetim nedeniyle daha karmaşık bir hale geldi.

Mali ordusu, Dioura'daki olaylarla ilgili fotoğrafları sosyal medyada yaymasına rağmen, kampa yapılan saldırıyı geçen perşembe günü ayrıntı vermeden bildirdi.

Ağustos ayının sonundan bu yana Kuzey Mali, Azavad hareketinin Mali ordusuna yönelik terör saldırıların yoğunlaşmasıyla düşmanlıkların yeniden başlamasına tanık oldu.

O tarihten bu yana operasyonlar birçok askeri bölgeyi hedef aldı.

Bu, Birleşmiş Milletler (BM) misyonunun 2020'den bu yana iktidardaki askeri konseyin baskısı altında devam eden geri çekilmesiyle aynı zamana denk geliyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



İspanya’da bir cami imamı ve Arapça öğretmeni, çocuklar arasında radikal fikirleri yaydığı gerekçesiyle tutuklandı

Madrid’de İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid’de İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya’da bir cami imamı ve Arapça öğretmeni, çocuklar arasında radikal fikirleri yaydığı gerekçesiyle tutuklandı

Madrid’de İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid’de İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, görevini çocuklar arasında radikal fikirleri yaymak ve DEAŞ üyeleri olmalarını sağlamak için kullanan 44 yaşındaki bir cami imamı ve Arapça öğretmeninin tutuklandığını duyurdu.

Polis, geçen yıl başlatılan soruşturma kapsamında şüphelinin, radikal ideolojiyle bağlantısı olduğu ve çocukların beynini yıkama girişiminde bulunduğunun ortaya çıkmasının ardından 29 Kasım’da tutuklandığını açıkladı.

Fransız basınına göre, yetkililer, Madrid’de bir camide çalışan adamı ‘öğretmenlik görevini, reşit olmayan öğrenciler arasında radikal fikirleri yaymak ve DEAŞ’a üyeler toplamak için istismar etmekle’ suçladı.

Yetkililer tutuklunun, başlıca terör örgütlerinin dilini kullanarak, şiddet içeren bir bakış açısı ile dine yaklaştığını sözlerine ekledi.

Ayrıca “Konuşmalarında intihar bombacılarının Yahudilere, Hıristiyanlara ve mürtedlere karşı savaşta meşru bir şey olduğu fikrini yüceltiyordu. Bunun, tüm Müslümanların uyması gereken bir davranış örneği olduğu ileri sürerek derslerinde de bu teorileri genişletiyordu” ifadelerine yer verdi.

Şüpheli, Madrid’de bir camide namaz kıldırıyor ve ders veriyordu, ancak yaptığının cemaat tarafından açığa çıkması üzerine istifa etmek zorunda kaldı.

Polis, şahsın daha sonra camiden ayrılarak faaliyetlerine daha özel yerlerde devam ettiğini belirtti.

DEAŞ, 2014 yılında Suriye ve Irak’ta geniş bir alanda ‘hilafet’ ilan ettikten 5 yıl sonra çöktü ancak radikal örgütler hâlâ kanlı saldırılarını sürdürüyor.

2015’ten bu yana dördüncü alarm seviyesinde olan İspanya, Ağustos 2017’de, Fas’tan gelen radikalizm yanlısı gençlerin Barselona’da ve yakındaki bir sahil kasabasında yayaların üstüne araç sürerek 16 kişiyi öldürdüğü ve 150 kişiyi yaraladığı büyük bir saldırıya tanık oldu.

Bu saldırının arkasında, Katalonya’nın bir kasabasında yaşayan, gençleri silah altına alıp radikal fikirlere yönlendiren bir imam vardı, müritlerinin hepsi polis tarafından etkisiz hale getirildi. İmamın kendisi ise diğer müritleri ile birlikte bir saldırı hazırlığı yaparken kazara meydana gelen patlamada hayatını kaybetti.

İspanya, en kanlı saldırıya 11 Mart 2004’te, El-Kaide’den ilham alan radikalizm yanlılarının Madrid’de 4 treni bombalayarak 191 kişinin ölümü ve yaklaşık 2 bin kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda tanık oldu.


Kiev ve Washington, Ukrayna’da silah üretimini artırmaya yönelik bir anlaşma imzaladı

Ukraynalı askerler, Amerikan Javelin füze fırlatıcılarını Kiev yakınlarında bulunan Borispil Uluslararası Havaalanı’nın pistinde bir kamyona yerleştirirken (AFP)
Ukraynalı askerler, Amerikan Javelin füze fırlatıcılarını Kiev yakınlarında bulunan Borispil Uluslararası Havaalanı’nın pistinde bir kamyona yerleştirirken (AFP)
TT

Kiev ve Washington, Ukrayna’da silah üretimini artırmaya yönelik bir anlaşma imzaladı

Ukraynalı askerler, Amerikan Javelin füze fırlatıcılarını Kiev yakınlarında bulunan Borispil Uluslararası Havaalanı’nın pistinde bir kamyona yerleştirirken (AFP)
Ukraynalı askerler, Amerikan Javelin füze fırlatıcılarını Kiev yakınlarında bulunan Borispil Uluslararası Havaalanı’nın pistinde bir kamyona yerleştirirken (AFP)

Batı’nın Rus güçleriyle çatışmada Ukrayna güçlerine verdiği desteğin devam etmemesine yönelik söylemlere rağmen Kiev dün (Perşembe) silah üretiminin Ukrayna’ya aktarılmasına yardımcı olmak amacıyla ABD ile bir anlaşma imzaladığını duyurdu.

Rus işgal denemesinin başlangıcından bu yana Ukrayna, Rus kuvvetlerine karşı koymak için Batı silahlarına ve mühimmatına güveniyor.

Yaklaşık iki yıl süren çatışmaların ardından, Avrupa ve ABD’de Ukrayna’ya daha fazla mali ve askeri yardım sağlanması konusuna ilişkin endişelerin arttı.

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi tarafından yapılan açıklamada “Ukrayna’da savunma sanayisinin yerelleştirilmesi mutabakattaki ana önceliklerden biri olarak yer alıyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada “Bu belge, hava savunma başta olmak üzere, hayati önem taşıyan mühimmatların üretimi, onarım ve idame alanlarında silahlı kuvvetlere gerekli araçların temini amacıyla ülkemizde üretim tesislerinin inşasını kolaylaştıracak” ifadelerine yer verildi.

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi, konu ile ilgili planların bu hafta Washington’da Ukraynalı ve ABD’li üreticilerin katıldığı savunma sanayii konferansında hazırlandığını belirtti.

Ofis “Konferansa, yaklaşık 350 ABD’li, Ukraynalı ve Avrupalı ​​üretici ile çok sayıda hükümet yetkilisi katıldı” açıklamasında bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yıl yaptığı bir açıklamada Ukrayna’nın Avrupa ve ABD desteğinin kesilmesinden bir hafta sonra çökeceğini söylemişti.

Alman Rheinmetall Şirketi ve İngiliz BAE Systems Şirketi de dahil olmak üzere bir dizi büyük Batılı silah üreticisi, ülkelerindeki Ukraynalı şirketlerle çalışma planlarını duyurdu.


İsrail, Gazze'de en iyi askerlerinden bazılarını kaybettiğini açıkladı

(AA)
(AA)
TT

İsrail, Gazze'de en iyi askerlerinden bazılarını kaybettiğini açıkladı

(AA)
(AA)

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, düzenlediği basın toplantısında, "Bu savaşta (Gazze) en iyi evlatlarımızdan bazılarını kaybettik ve savaşın bedeli ağır." dedi.

Hagari, İsrail ordu güçlerinin, Gazze Şeridi'nin güney ve kuzeyinde Hamas'ın ağırlık merkezlerindeki çatışmaları derinleştirmek için çalıştığını kaydetti.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 416'sı asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi'ne düzenlenen kara saldırılarında 89, Lübnan sınırında ise 6 İsrail askeri öldürüldü.

Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 7 bin 112’si çocuk, 4 bin 885’i kadın olmak üzere 17 bin 177’ye yükseldi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 265 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusunun 8 Ekim'den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 93 Hizbullah mensubu öldü.


Pentagon: İsrail'e, gazeteciler dahil sivillerin korunması yasalarına uyma çağrımızı sürdürüyoruz

Sabrina Singh (AA)
Sabrina Singh (AA)
TT

Pentagon: İsrail'e, gazeteciler dahil sivillerin korunması yasalarına uyma çağrımızı sürdürüyoruz

Sabrina Singh (AA)
Sabrina Singh (AA)

Pentagon Sözcüsü Sabrina Singh’e, günlük basın toplantısında ekimde Lübnan’da İsrail ateşi ile hayatını kaybeden gazeteciler ile ilgili yayınlanan raporlar soruldu.

Söz konusu raporlar için değerlendirmede bulunamayacağını belirten Singh, İsrailli yetkililerle yaptıkları görüşmelerde, askeri operasyonlarının “hedefe yönelik” olması konusunda çağrılarına devam ettiklerini söylemekle yetindi.

Singh, “İsrail'i, silahlı çatışma ve insani hukuk yasaları ile basın mensupları da dahil olmak üzere, masum sivillerin korunması yasalarını desteklemeye çağırmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Uluslararası Af Örgütü, AFP ve Reuters haber ajansları, bugün Lübnanlı gazeteci İsam Abdullah'ın 13 Ekim'de ölümüne yol açan saldırının "İsrail tarafından gerçekleştirildiğini" kanıtlayan raporlar yayınlamıştı.

Raporlardaki kanıtların, İsrail güçlerinin saldırdıkları grubun gazeteci olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde gösterdiği, saldırının bariz şekilde görünen gazeteci grubuna yönelik yasa dışı ve kasıtlı bir saldırı olduğu sonucunun çıkarıldığı dile getirilmişti.

Raporların açıklandığı basın toplantısında, "İsam Abdullah'ın öldürülmesi ve diğer 6 gazetecinin yaralanmasından sorumlu olanlar hesap vermeli. Hiçbir gazeteci sırf işini yaptığı için hedef alınmamalı veya öldürülmemelidir. İsrail'in gazetecileri öldürmesine ve onlara saldırmasına izin verilmemelidir. Bu ölümcül saldırıyla ilgili bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yapılmalı.” çağrısı yapılmıştı.

Ne olmuştu?

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında Lübnan sınırındaki çatışmaları takip eden bir grup gazeteci 13 Ekim'de saldırıya uğramıştı.

Saldırıda Lübnanlı gazeteci İsam Abdullah olay yerinde hayatını kaybetmiş, AFP kameramanı Christina Assi ve Dylan Collins, Al Jazeera muhabiri Carmen Joukhadar, kameraman Elie Brakhya ile Reuters'tan Tahir el Sudanı ve Maher Nazeh yaralanmıştı.


Anket: Almanların yüzde 82'si hükümetten memnun değil

(AA)
(AA)
TT

Anket: Almanların yüzde 82'si hükümetten memnun değil

(AA)
(AA)

ARD televizyonunun 4-6 Aralık'ta yaptırdığı, 1300 kişinin katıldığı ankete göre, iktidarın çalışmalarından memnun olanların oranı yüzde 17, memnun olmayanların oranı ise yüzde 82 olarak belirlendi.

Anket sonucuna göre, koalisyon ortaklarından Sosyal Demokrat Partinin (SPD) oy oranı geçen aya göre yüzde 16'dan yüzde 14'e düştü. Yeşiller Partisi oylarını bir puan artırarak yüzde 14'ten yüzde 15'e çıkarırken, Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oyları değişiklik göstermedi ve yüzde 4'te kaldı.

Muhalefette bulunan Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 32 oy oranıyla, en çok oyu alabilecek parti olarak ön plana çıktı.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ise bir puanlık düşüşle yüzde 21'e gerilerken, en güçlü ikinci siyasi parti konumunu sürdürdü.

Şansölye Scholz'e destekte gerileme

Öte yandan Şansölye Olaf Scholz'un çalışmalarından memnun olanların oranı sadece yüzde 20 olarak tespit edildi.

Bu oran, ARD'nin 1997'den bu yana yaptırdığı anketlerde, bir başbakan için elde edilen en düşük oran oldu.

Hükümete iklim kriziyle yeterince mücadele etmediği, göç politikası ve yaşanan bütçe krizini yönetemediği eleştirisi yapılıyor.

Ankete katılanların Başbakan Scholz'un özellikle krizlerle mücadelede yetersiz kaldığı ve iletişim sıkıntısı olduğunu vurguladıkları belirtildi.


Beyaz Saray: İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor

John Kirby (AA)
John Kirby (AA)
TT

Beyaz Saray: İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor

John Kirby (AA)
John Kirby (AA)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Beyaz Saray'daki basın brifinginde, Kızıldeniz'deki ticari gemilere yapılan saldırıları değerlendirdi.

Kirby, söz konusu saldırıların arkasında İran'ın olduğunu savunarak "İran silahları veriyor, tetiği Husiler çekiyor" değerlendirmesini yaptı.

Söz konusu saldırıların önlenmesine yönelik çok sayıda müttefik ülkenin, ABD'nin öncülüğünde kurulacak Deniz Görev Gücüne katılma konusunda niyet beyanında bulunduğunu da duyuran Kirby, görüşmelerin sürdüğünü ve yakın zamanda somut gelişmeler olacağını dile getirdi.

Kirby, 39 ülkenin katkı sağlayacağı Deniz Görev Gücünün, Kızıldeniz'deki Husi saldırılarını önlemede çok etkili olacağına inandıklarını vurguladı.

Tahran yönetimi ise "Kızıldeniz'deki saldırılarla bağlantısının bulunduğu ve bu konuda Husilere destek verdikleri" iddialarını reddediyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını açıklamıştı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) X sosyal medya platformundan yapılan açıklamada da Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası sularda 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiği belirtilmişti.

Açıklamada, Kızıldeniz'in güneyinde ABD donanmasına bağlı "USS Carney" destroyerinin ticari gemilerin yardım çağrısına yanıt verdiği, destroyerin gemilere yardım ederken kendisine doğru ilerleyen 3 İHA'yı düşürdüğü ifade edilmişti.

Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, 14 Kasım'da televizyondaki konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini füze ve İHA ile hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.


Myanmar'da "asker kaçağı suçlamasıyla hapsedilen asker ve polislere af çıkarıldı" iddiası

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Myanmar'da "asker kaçağı suçlamasıyla hapsedilen asker ve polislere af çıkarıldı" iddiası

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Associated Press'e (AP) konuşan ve isimleri açıklanmayan bir polis memuru ile bir ordu yetkilisine göre, Myanmar'daki cunta yönetimi, "firar ve izinsiz görevden kaçtıkları" için hapse atılan asker ve polisleri serbest bırakarak aktif göreve dönmelerini sağlamaya çalışıyor.

Polis memuru, Ulusal Zafer Günü'nün kutlandığı bugün, söz konusu suçlardan dolayı hapiste olan çok sayıda polisin serbest bırakıldığını söylerken ordu yetkilisi de cunta yönetiminin kasımdan bu yana 3 yıla kadar hapis cezası alan hükümlü asker ve polislere af çıkardığını öne sürdü.

İki kaynak da çıkarılan affın ülkedeki güvenlik personeli eksikliğini gidermeye yönelik olduğunu savundu.

Ülke basınında 4 Aralık'ta, "küçük suçlar işlemiş ve aktif hizmete dönmek isteyen askerlere af çıkarılacağı" yönünde haberler yer almıştı.

Cunta yönetiminin sözcüsü Tümgeneral Zaw Min Tun, 5 Aralık'ta, firar eden, izinsiz devamsızlık yapan ya da emekli olan yaklaşık 1000 askerin orduya geri dönmek için talepte bulunma sürecinden geçtiğini aktarmıştı.

Ülke yasalarına göre ordudan firar etmenin karşılığı, en az 7 yıl hapis cezasından ölüm cezasına kadar varabiliyor.

Myanmar'daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymuştu.

Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve olağanüstü hal ilan etmişti.

Hakkında Kovid-19 tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle Ulusal Doğal Afet Yasası'nı ihlal etme, seçimlerde hile yapma, zimmetine para geçirme, rüşvet kabul etme, isyana teşvik, Devlet Sırları Yasası'nı, iletişim kanununu, ithalat ve ihracat yasalarını ihlal etme suçlamaları bulunan Suu Çii, şubatta ev hapsine alınmıştı.


Azerbaycan ve Ermenistan yönetiminden barış anlaşması yolunda ortak açıklama

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Azerbaycan ve Ermenistan yönetiminden barış anlaşması yolunda ortak açıklama

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı ve Ermenistan Başbakanlığından yapılan ortak açıklamada, Bakü ve Erivan arasında yapılan görüşmeler sonucunda iki devlet arasında güvenin güçlendirilmesine yönelik önemli adımların atılması konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.

Açıklamada, "Azerbaycan ve Ermenistan, bölgede uzun zamandır beklenen barışın sağlanması için tarihi bir fırsatın bulunduğu konusunda hemfikirdir. Her iki devlet de egemenlik ve toprak bütünlüğü ilkelerine saygı temelinde ilişkileri düzenleme ve bir barış anlaşması imzalama niyetini teyit ediyor." ifadeleri kullanıldı.

Azerbaycan'ın iyi niyet göstergesi olarak 32 Ermeni askerini, Ermenistan'ın ise 2 Azerbaycan askerini serbest bırakma kararı aldığı bildirilen açıklamada ayrıca, Ermenistan'ın iyi niyet göstergesi olarak, Azerbaycan'ın Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP29) Taraflar Konferansı'nın 29. oturumuna ev sahipliği yapmak için gerçekleştirdiği başvuruyu desteklediğini ve kendi adaylığını geri çektiği kaydedildi.

Açıklamada, Bakü ve Erivan'ın Doğu Avrupa Grubu'nun diğer ülkelerinin de Azerbaycan'ın konferansa ev sahipliği yapma başvurusunu destekleyeceği yönündeki umudu vurgulandı.

Azerbaycan'ın da iyi niyet göstergesi olarak, Ermenistan'ın Doğu Avrupa Grubu "COP" Bürosu üyeliği adaylığını desteklediği ifade edilen açıklamada, "Azerbaycan ve Ermenistan, yakın gelecekte uygulanacak daha fazla güven artırıcı faaliyetlerin uygulanmasına ilişkin görüşmeleri sürdürecek ve uluslararası topluma bu çabaları destekleme çağrısında bulunacaktır. Bu, iki devlet arasındaki karşılıklı güvenin güçlendirilmesine yardımcı olacak ve tüm Güney Kafkasya bölgesi üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır." ifadelerine yer verildi.


ABD, "insani ara" sonrası Gazze'de silahsız İHA uçuşlarına yeniden başladı

İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarını 'insani ara' sonrasında artırarak sürdürüyor (AA)
İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarını 'insani ara' sonrasında artırarak sürdürüyor (AA)
TT

ABD, "insani ara" sonrası Gazze'de silahsız İHA uçuşlarına yeniden başladı

İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarını 'insani ara' sonrasında artırarak sürdürüyor (AA)
İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarını 'insani ara' sonrasında artırarak sürdürüyor (AA)

Pentagon sözcüsü Lisa Lawrence, Gazze üzerinde ABD İHA'larının uçuşa başlayıp başlamadığıyla ilgili bir soru üzerine yazılı açıklama yaptı.

Lawrence, "ABD, rehine kurtarma çabalarını desteklemek amacıyla Gazze üzerinde silahsız İHA uçuşlarına yeniden başladı. Rehineleri kurtarma çabaları üzerinde çalışan ortağımız İsrail'e destek olmak için tavsiye ve yardım sağlamaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Pentagon, 3 Kasım'dan itibaren, Gazze'de rehinelerin serbest bırakılması çalışmaları kapsamında keşif amaçlı İHA uçuşları yaptığını belirtmiş, geçen ay sonunda İsrail ile Hamas arasında çatışmalara verilen "insanı ara" sürecinde ise bu uçuşları askıya aldığını açıklamıştı.


İran Cumhurbaşkanı Reisi: İsrail'in Filistin'deki saldırıları tüm insanlığın sorunudur

İbrahim Reisi (AA)
İbrahim Reisi (AA)
TT

İran Cumhurbaşkanı Reisi: İsrail'in Filistin'deki saldırıları tüm insanlığın sorunudur

İbrahim Reisi (AA)
İbrahim Reisi (AA)

Kremlin'den yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Reisi ile Kremlin Sarayı'nda görüştü.

Görüşmenin başlangıcında konuşan İran Cumhurbaşkanı Reisi, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını eleştirdi.

Tek taraflı tedbirler ve küresel adaletsiz sistemin insanlığın başına bela olduğunu söyleyen Reisi, "Bugün Gazze'de yaşanan olaylarda da bunun açık bir tezahürünü görüyoruz. Filistin'de, Gazze'de yaşananlar elbette soykırımdır, insanlık suçudur. Aslında 6 binden fazla çocuğun siyonist rejim eliyle öldürülmesinin son derece üzüntü verici olduğunu belirtmek gerekir." ifadelerini kullandı.

ABD ve Batılı ülkelerin tüm bu suçları desteklemesinin üzücü olduğunu vurgulayan Reisi, "Daha da üzücü olanı, uluslararası kuruluşların ve insan haklarını koruması gereken kuruluşların etkinliğinin azalmasıdır ve bu, tüm dünya kamuoyunun gözü önünde oluyor." diye konuştu.

Filistin meselesi ile birlikte mazlum ama muktedir Filistin halkının sorunlarını da görüşmede ele almak istediğini kaydeden Reisi, "İstatistiklere göre (İsrail'in saldırılarında) her 10 dakikada 1 çocuk ölüyor. Bombalamanın bir an önce durdurulması gerekiyor. Bugün bu konu sadece bölgemizin sorunu değil, tüm insanlığın sorunudur. Dolayısıyla buna çok hızlı bir çözüm bulunması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Putin: İran ile ticaret hacmi geçen yıl arttı

Rusya ile İran arasındaki ilişkilerin çok iyi geliştiğine dikkati çeken Rusya Devlet Başkanı Putin de geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 20 artarak 5 milyar doları aştığını söyledi.

Ülkeler arasında büyük altyapı projeleri olduğuna işaret eden Putin, artık Kuzey-Güney demir yolu inşaatının uygulamasına gelindiğini kaydetti. Putin, enerji ve eğitim alanında da çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.

Ayrıca Putin görüşmede Filistin'deki duruma ilişkin de görüş alış verişinde bulunacaklarını kaydetti.

Reisi'nin İran'a davetine icabet edeceğini aktaran Putin, aralık ayının son günlerinde İran ile Avrasya Ekonomik Birliği arasında serbest ticaret bölgesi oluşturulmasına ilişkin bir anlaşma imzalamayı planladıklarını bildirdi.