Fransa, Azerbaycan'a karşı ‘Ermenistan'ın koruyucusu’ rolünü oynamaya çalışıyor

Erivan'ı silahlandırmaya ve Bakü'ye yaptırımlarla tehdit etmeye yönelik adımlar hız kazandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron cuma günü Granada'daki Avrupalı liderler toplantısına katıldı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron cuma günü Granada'daki Avrupalı liderler toplantısına katıldı. (AFP)
TT

Fransa, Azerbaycan'a karşı ‘Ermenistan'ın koruyucusu’ rolünü oynamaya çalışıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron cuma günü Granada'daki Avrupalı liderler toplantısına katıldı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron cuma günü Granada'daki Avrupalı liderler toplantısına katıldı. (AFP)

Son saatlerde, Fransa-Azerbaycan ilişkilerinin seyri, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesini hızlı bir şekilde ele geçirmesi, 100 binden fazla sakininin Ermenistan'a göç etmesi ve her iki tarafın da yaptığı açıklamalar, özellikle de Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'nın Erivan'dan sarf ettiği gözler önüne serildi. Ermenistan ordusunun sınırlarını savunması için silah sağlamaya kararlı olduğunu duyurması nedeniyle tırmanma eğiliminde olduğu açıkça görülüyor.

Anlaşmazlık, Colonna'nın geçtiğimiz perşembe akşamı Fransız İkinci Kanalı'na yaptığı açıklamalarla daha da derinleşti. Colonna, Karabağ'da yaşananların ‘etnik temizliğe benzediğini’ söyledi. Bu, bölgenin ‘aslî topraklarını veya evlerini terk etmek zorunda kalan kişilerin zorla yerinden edilmesine’ tanık olmasından kaynaklanıyor. Fransız bakanın verdiği bilgiye göre, yaşananlar ‘gönüllü bir ayrılma’ değil. Bu, bir Fransız yetkilinin ilk kez ‘etnik temizlik’ ifadesini kullandığı bir durum.

Yaptırımla tehdit

Bu gerginliğe rağmen, Paris henüz Azerbaycan'a yaptırım uygulamaya hazır değil. Bu tutum, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Avrupa Politika Grubu ve Avrupa Zirvesi'ne katılımının ardından yaptığı açıklamada ifade edildi. Macron'un ve Colonna'nın sözlerine göre, ‘yaptırımların zamanı henüz gelmedi çünkü ters sonuçlar doğuracak ve bize Ermeni topraklarını ve sakinlerini en iyi şekilde korumamıza izin vermeyecek.’

Fotoğraf Altı: Cumhurbaşkanı Macron ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan perşembe günkü Avrupa Siyasi Grubu toplantısı vesilesiyle Granada'ya gitti. (EPA)
Cumhurbaşkanı Macron ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan perşembe günkü Avrupa Siyasi Grubu toplantısı vesilesiyle Granada'ya gitti. (EPA)

Paris, Ermenistan ordusuna sağlayacağı silahların niteliğini açıklamadı. Colonna, bu konuların ‘savunma sırrı’ olduğunu savunduğu açıklamasında şunları söyledi:

“Ermenistan ile ihtiyaçlarını belirlemek için bir diyalog başlatılacak... Bu, daha zor bir duruma düşmekten kaçınmanın bir yoludur. Bu sefer kesinlikle yaptırımlar ve Avrupa, Fransa ve uluslararası toplumdan çok güçlü bir tepki gerektirecektir.”

Avrupa Parlamentosu, perşembe günü, Azerbaycanlı hükümet yetkililerine yaptırım uygulanmasını talep eden bir karar çıkardı. Bu karar, Azerbaycan'ın Karabağ'daki insan hakları ihlallerini ve ateşkes anlaşmalarını ihlallerini kınıyor. Ancak, parlamento kararı bağlayıcı değil ve İspanya'nın Granada kentinde düzenlenen 27 Avrupalı liderin toplantısında kabul edilmedi. Parlamento, Avrupa Birliği'ni Azerbaycan'dan gaz alımını durdurmaya da çağırdı. Avrupa Birliği, gaz ihtiyacının yüzde 3,5'ini Azerbaycan'dan ithal ediyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Avrupa Birliği Başkanı Charles Michel, perşembe günü Granada'da Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir araya geldi. Toplantının ardından yayınlanan bildiride, üç lider ‘Ermenistan'ın bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve sınırlarının dokunulmazlığına olan kararlı desteklerini’ vurguladılar. Üç lider, ‘Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik tüm çabalara bağlı olduklarını’ da teyit ederek Ermenistan'a insani yardım sağlamaya hazır olduklarını ifade ettiler.

Alternatif müttefik

ŞarkU’l Avsat’ın gözlemlerine göre Erivan, Moskova'nın Karabağ olaylarına kayıtsız kalmasından kaynaklanan boşluğu doldurmak için kendisine koruma sağlayacak bir alternatif arıyor. Bu alternatifi Fransa'da bulmuş gibi görünüyor. Fransa, Ermenistan ile yakın ilişkilere sahip bir ülkedir. Fransa'da 600 binden fazla Ermeni yaşıyor ve bu topluluk oldukça örgütlü. Bu topluluk içinde ekonomik, sosyal, kültürel ve hatta siyasi olarak saygın konumlara sahip kişiler var.

Fotoğraf Altı: Fransa Dışişleri Bakanı ve Ermeni mevkidaşı Ararat Mirzoyan, 3 Ekim'de Erivan'a yaptıkları ziyaret vesilesiyle bir araya geldiler. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı ve Ermeni mevkidaşı Ararat Mirzoyan, 3 Ekim'de Erivan'a yaptıkları ziyaret vesilesiyle bir araya geldiler. (Reuters)

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Haçaturyan perşembe akşamı France 2 televizyon kanalına verdiği röportajda, ülkesinin ‘kendini savunmak için yeteneklerini güçlendirmek için yeni bir güvenlik ortağına ihtiyacı bulunduğunu ve Fransa'nın Ermenistan'a yardım etmeye hazır olduğunu’ söyledi. Ermeni yetkiliye göre, mevcut güvenlik sistemleri Ermenistan'ı korumak için yetersiz kaldı. Haçaturyan, Ermenistan'ın Fransa ile iş birliğinin ‘kimseyi hedef almadığını ve tamamen savunma amaçlı olduğunu’ söyledi.

Yukarıda bahsedilenlerden ve Fransız ve Ermeni taraflarından yapılan açıklamalardan yola çıkarak, Paris'in Ermenistan'ın ‘koruyucusu’ rolünü üstlenmeye yöneldiği açık. Ermenistan, Rusya ve İran olmak üzere iki önemli müttefikini kaybetti. Her iki ülkenin de Ermenistan'ın güvenliğini sağlama konusunda farklı hesapları vardı. Bu durum, Azerbaycan'ın Karabağ'ı işgalini uzaktan izlemelerine ve hiçbir şey yapmamalarına neden oldu.

Paris ve Bakü arasındaki gerilimin artmasının ardından, Macron ve Aliyev arasında iletişimin yeniden başlaması pek olası görünmüyor. Azerbaycan tarafı, Fransa'yı Avrupa Parlamentosu'nun Azerbaycan'a yaptırım uygulanması çağrısında bulunmasına neden olmakla suçluyor. Cumhurbaşkanı Macron ayrıca, Granada'da Ermeni ve Azerbaycanlı yetkililer arasında Macron, Şansölye Scholz ve Avrupalı ​​yetkili Charles Michel'in katılımıyla yapılması planlanan görüşmelere Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmasının reddedilmesinin arkasında olmakla suçlanıyor. Bu durum, Erdoğan ve Aliyev'in Granada Zirvesi'ni boykot etmelerine neden oldu. Ancak, Michel cuma günü, Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın bu ayın sonlarında Brüksel'de bir araya geleceğini duyurdu.

Paris’in sebepleri

Bugüne kadar Fransa dışında hiçbir Avrupa ülkesi, Erivan'a silah tedarik etme niyetini açıklamadı. Fransa, aynı zamanda, Avrupa Birliği'nin Ermenistan'a, Karabağ'ı ele geçiren Bakü'nün eline geçen bölgeden yoğun göçün üstesinden gelmesine yardımcı olmak için iddialı bir yardım paketi hazırlamasını da teşvik ediyor. Ancak, mesele sadece insani yönden değil, aynı zamanda askeri yönden de önemli. Paris, Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı askeri üstünlüğünü kullanarak, Türkiye ile sınırı bulunan batıdaki Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile coğrafi bağlantı kurabilecek bir askeri ilerleme elde etmeye çalışabileceğinden endişe ediyor.

Fotoğraf Altı: Ermeniler, 29 Eylül'de Azerbaycan güçlerinin eline geçen Karabağ bölgesini terk ediyor. (AFP)
Ermeniler, 29 Eylül'de Azerbaycan güçlerinin eline geçen Karabağ bölgesini terk ediyor. (AFP)

Bakü, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile coğrafi bağlantı kurmak için, Ermenistan'ın güneyinde bulunan Zengizur Koridoru'nu da kullanabilir. Bu nedenle, Avrupalılar, Karabağ'ın Azerbaycan'ın kontrolüne geçmesi ve Ermenilerin bölgeyi terk etmesi ve Ermenistan topraklarına katılması ile sonuçlanan Karabağ dosyası kapandıktan sonra, iki tarafı bir anlaşma imzalamaya zorlamak istiyor. Bu anlaşma, iki ülkenin sınırlarını belirleyecek, her birinin egemenliğini tanıyacak ve gelecekte savaşları önleyecektir.

Bu nedenle, Paris, Erivan'a yardım etmek ve olası en kötü senaryoda topraklarını savunmasını sağlamak istiyor. Fransız bir siyasi kaynağına göre, bugün yaşananlar, 2020 ve 2021 yıllarında Türkiye'nin Yunanistan'ın kıta sahanlığı olduğunu öne sürdüğü sularda sondaj yapması nedeniyle artan Yunanistan ve Türkiye arasındaki şiddetli gerilimi hatırlatıyor. Bu durum, Paris'i Atina ile bir savunma anlaşması imzalamaya, Yunanistan'a savaş uçakları ve deniz gemileri satmaya ve Yunan gemileriyle birlikte bir dizi deniz gemisini göndermeye sevk etti. Bu, Türkiye'yi, NATO üyesi iki ülke arasında açık bir savaşa dönüşebilecek herhangi bir maceradan caydırmak için yapıldı.



Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri tırmanışı ve Hamas'ın buna nitelikli operasyonlarla karşılık vermesi, bir süredir durmuş olan ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı derinleştirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan Mısırlı resmi bir kaynak, “İki taraf (İsrail ve Hamas) arasında ateşkese varmak için yapılan dolaylı görüşmeler, sahadaki gerilim nedeniyle şu anda durmuş durumda. Ancak arabulucular, görüşmeleri yeniden başlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırıdan bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan Taylandlı esir Pinta Nattapong’un cesedine ulaştığını söyledi.

Tayland vatandaşı Nattapong, 7 Ekim 2023'te Kibbutz Nir Oz'da Hamas mensupları tarafından esir alınmıştı. Taylandlılar, Hamas tarafından esir alınan en fazla sayıda yabancıyı oluşturuyor.

Bu olay, ABD vatandaşlığına sahip iki İsrailli esirin cesedine ulaşılmasından iki gün sonra gerçekleşti. Gazze Şeridi'nde halen 55 esir tutuluyor ve İsrail bunların yarısından fazlasının öldüğünü iddia ediyor.

sdfgyjuı
Gazze Şeridi'nde ilerleyen bir İsrail tankı (Reuters)

İsrail ordusu, Hamas'ın geçen ayın sonunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ateşkes önerisine verdiği -ilkeleri kabul ettiği ancak bazı şartlar sunduğu- yanıtı fırsat bilerek geniş çaplı bir saldırı başlattı. İsrail ordusu, hava ve topçu bombardımanını iki katına çıkararak, vatandaşları kuzeyden güneye ve güneyden orta kesimlere sürerek tam ölçekli bir tırmanışa geçti.

Mısırlı resmi kaynak şunları söyledi: “Söz konusu tırmanışın bir sonucu olarak durum çok zor ve şu ana kadar durumun çözümüne dair yeni bir şey yok. Müzakereler durmuş durumda ama birkaç gün içinde yeniden başlaması için çaba sarf ediliyor. Çünkü özellikle Kahire izlediği bilgiler ışığında herkesin pozisyonunu gözden geçiriyor.”

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için müzakereler yürütüyor. Kaynağa göre Mısır'ın pozisyon okuması şöyle: “İsrail savaşı mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmeye çalışıyor. Zira ABD ile İran arasındaki müzakerelerin başarısız olmasını ve İran'a askeri bir darbe vurulmasını istiyor ki Hamas yalnız kaldığını hissetsin ve Gazze Şeridi'ni terk etmek istesin.”

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini devretmesi konusuna hiç ikna olmuş değil. Çünkü İsrail’e göre Hamas esirleri elinde tuttuğu ve Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin müzakereleri yürüttüğü sürece Gazze Şeridi'ndeki askeri varlığını güçlendirecek şeyleri kabul edecek. Tel Aviv'in istemediği de bu. Hamas ise esirleri teslim etmesi halinde İsrail'in herhangi bir anlaşmaya uyacağına artık güvenmiyor ve özellikle de ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ı bir iyi niyet jesti olarak teslim etmesine rağmen Washington'un bunu takdir etmemesi ve Witkoff'un önerisinin gelmesinin ardından artık ABD'ye güvenmiyor.”

ıo90
Refah'ta Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından sağlanan gıda yardımını taşıyan Filistinliler (AP)

Kaynak ayrıca, ‘ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes kararını veto etmesinin ortalığı karıştırdığını ve Washington'un bu dosyadaki ciddiyetine ve arabuluculuğuna gölge düşürdüğünü’ belirtti. Kaynağa göre, tüm bunlara rağmen Kahire, uluslararası kamuoyunu harekete geçirerek Tel Aviv ile Washington'a müzakereleri yeniden başlatmaları ve bir çözüme ulaşmaları için baskı yapmak amacıyla uluslararası temaslarını yoğunlaştırıyor. Kahire, savaş ne kadar sürerse sürsün durması gerektiğine, özellikle de Mısır'ın ulusal güvenliğinin bu savaşın uzaması nedeniyle tehdit altında olduğuna inanıyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı dün, Bakan Bedr Abdulati'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve ikilinin ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve insani yardımın ulaşması için gösterdiği çabaları’ ele aldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre iki bakan, ‘bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek üzere bölgedeki gerilimin azaltılması için koordinasyonun sürdürülmesi gerektiği’ konusunda mutabık kaldı.

Filistin meseleleri konusunda uzman Mısırlı gazeteci Eşref Ebu’l Hul, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi: “Ortamın karmaşıklığına ve sahadaki gerilim nedeniyle artan uçuruma rağmen, arabulucular müzakereleri yeniden başlatmak ve İsrail ile Hamas'a koşullarını hafifletmeleri ve ateşkes için bir uzlaşmaya varmaları yönünde baskı yapmak için büyük çaba sarf ediyor. Çünkü sahadaki insani durum vahim bir hal aldı.”

Ebu’l Hul, ‘İsrail'in esirlerin cesetlerini kurtararak sahada elde ettiğini düşündüğü başarıların Hamas'ı bazı koşullardan geri adım atmaya itebileceğini, zaten Hamas'ın Witkoff'un önerisini reddetmediğini, sadece Tel Aviv'in varılacak herhangi bir anlaşmaya bağlı kalacağını garanti eden bir taahhüt istediğini, Kahire ve Doha'daki arabulucuların da Washington'la birlikte bunun üzerinde çalıştığını defalarca teyit ettiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Munir el-Cağub ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘müzakerelerin durmasına rağmen çıkmaza gireceğine inanmadığını, çünkü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun mevcut stratejisinin savaşla müzakere olduğunu’ söyledi. El-Cağub, ‘savaşın devam etmesinin Tel Aviv'in esirlerin hayatlarını önemsemediğini ve bu nedenle artık esir meselesinin Hamas'ın elinde bir güç kartı olmadığını doğruladığını’ düşünüyor.

Hamas dün bir açıklama yayınlayarak uluslararası toplumu, Arap ve İslam ülkelerini işgalcilerin Gazze Şeridi'nde işlediği suçları durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

ABD ve uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, “Washington, Hamas'ı Witkoff önerisini çekincesiz kabul etmeye ikna etmek için özellikle Kahire ve Doha ile temaslarını yoğunlaştırıyor. Söz konusu öneri, pek çok kişinin gözünde sadece İsrail'in isteklerini yerine getiren kötü bir öneri. Bu da Mısır ve Katar'daki arabulucular ile Hamas'ı zor durumda bırakıyor” dedi.