İran'ın dondurulan fonları ile Hamas'ın İsrail’e saldırısı arasında bir bağlantı var mı?

Tahran ile Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas Hareketi arasında güçlü ilişkiler olduğu bilinse de İran’ın Hamas tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının arkasında olduğuna dair henüz bir kanıt bulunamadı

Filistinliler, Hamas'ın sürpriz saldırısında ele geçirilen İsrail askeri aracının Gazze'ye taşınmasının ardından kutlama yapıyor (AP)
Filistinliler, Hamas'ın sürpriz saldırısında ele geçirilen İsrail askeri aracının Gazze'ye taşınmasının ardından kutlama yapıyor (AP)
TT

İran'ın dondurulan fonları ile Hamas'ın İsrail’e saldırısı arasında bir bağlantı var mı?

Filistinliler, Hamas'ın sürpriz saldırısında ele geçirilen İsrail askeri aracının Gazze'ye taşınmasının ardından kutlama yapıyor (AP)
Filistinliler, Hamas'ın sürpriz saldırısında ele geçirilen İsrail askeri aracının Gazze'ye taşınmasının ardından kutlama yapıyor (AP)

Hamas Hareketi’nin cumartesi günü İsrail'e karşı başlattığı ani saldırı ve İsrail'in buna karşılık vermesi sonucunda şu ana kadar bin 100'den fazla kişi hayatını kaybetti. Sürpriz saldırı, tüm dikkatleri İran destekli Hamas Hareketi’nin üzerine çekti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, pazar günü yaptığı açıklamada, İran'ın henüz ABD ile eylül ayında imzalanan mahkum takası anlaşması kapsamında blokajı kaldırılan 6 milyar doların bir dolarını bile harcayamadığını söyledi. ABD’nin İsrail'e yönelik son saldırının arkasında İran'ın olduğuna dair henüz bir kanıta rastlamadığını ifade eden Blinken, buna karşın İran ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas Hareketi arasındaki derin ilişkilere dikkati çekti.

Mahkum takası anlaşması

ABD Başkanı Joe Biden tarafından ağustos ayında onaylanan karmaşık mahkum takası anlaşmasının detayları açıklandı. Anlaşma, Tahran tarafından hapiste tutulan beş ABD vatandaşının, İran’ın Güney Kore'de dondurulan altı milyar doları üzerindeki blokajın kaldırılması karşılığında serbest bırakılmalarına ve aynı zamanda ABD'de tutuklu beş İranlının ülkeden ayrılmalarını öngörüyordu.

6 milyar dolar

İran’ın petrol gelirlerinden elde ettiği 6 milyar doları, 2019 yılında, eski ABD Başkan Donald Trump yönetimi döneminde, İran'ın petrol ihracatına getirilen kapsamlı ambargonun ve İran’ın bankacılık sektörüne uygulanan yaptırımların ardından Güney Kore bankalarında donduruldu.

Blokajı kaldırılan para nereye gönderildi?

Şarku'l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Para İran'a gönderilmedi. Güney Kore’nin başkenti Seul’den Katar’ın başkenti Doha'ya aktarılan fonlar Katar Merkez Bankası’nın kontrolüne verildi.

Pazar günü CNN'in ‘State of the Union’ adlı programında konuşan Blinken, “Bu paraya ABD’li vergi mükelleflerinin dolarlarının dahil olmadığı bir gerçek. Bunlar, İran'ın petrol satışından topladığı ve Güney Kore'deki bir bankaya yatırdığı fonlar” ifadelerini kullandı.

İran'la yapılan mahkum takası anlaşmasının şartları uyarınca, paranın yalnızca insani amaçlarla kullanılabileceğini belirten Blinken, buna İran dışından ithal edilen gıda ürünleri ve başka malların satın alınmasının da dahil olabileceğini söyledi.

Öte yandan ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarattan sorumlu Hazine Müsteşarı Brian Nelson, beş ABD vatandaşının geçtiğimiz eylül ayında serbest bırakılmasıyla ilgili düzenlemeler çerçevesinde Doha'da kısıtlanan hesaplara yatırılan tüm İran fonlarının Doha'da kalacağını açıkladı. Şu ana kadar bu fonlardan tek bir doların bile harcanmadığını belirten Nelson, “Kısıtlanan bu fonlar İran'a gidemiyor ve yalnızca insani amaçlarla kullanılabilecek. Bunun aksini öne süren tüm iddialar yanlış ve yanıltıcı” şeklinde konuştu.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü, anlaşma üzerinde titizlikle çalışılması nedeniyle İran'ın bu fonları kullanmaya başlamasının birkaç ay sürebileceğini belirterek, “Defalarca kez söylediğimiz gibi, Tahran bu fonları sadece İran halkına gıda, ilaç, tıbbi cihaz ve tarım ürünleri satın almak için kullanılabilir” dedi.

Anlaşmaya karşı çıkanlar

ABD’de 2024 yılında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den aday olmak için yarışan Cumhuriyetçilerin çoğu, Biden'ın İran'la yaptığı anlaşma ile Hamas’ın cumartesi günü İsrail’e başlattığı sürpriz saldırıyı birbiriyle ilişkilendirmeye çalıştı. Bazıları İsrail'e yönelik saldırıları Biden'ın ve ABD’li vergi mükelleflerinin finanse ettiğini iddia ettiler, ancak bu yanlıştı.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmak için yarışan isimlerden biri olan eski Güney Carolina Valisi Nikki Haley, İran'ın bu fonlara hangi konuda olursa olsun erişmesine izin verilmesinin bütçe durumunu iyileştirdiğini ve başka amaçlarla kullanılabilecek fonlar üzerindeki kısıtlamaları kaldırdığını söyledi.



Sınır Tanımayan Doktorlar: Darfur'da bir hafta içinde en az 40 kişi koleradan öldü

Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
TT

Sınır Tanımayan Doktorlar: Darfur'da bir hafta içinde en az 40 kişi koleradan öldü

Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)
Hartum'da 10 gün süren aşılama kampanyası sırasında bir çocuğa ağızdan kolera aşısı yapan bir hemşire (AP)

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) bugün, Sudan'ın Darfur bölgesinde en az 40 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu, iki yılı aşkın süredir savaşın devam ettiği ülkede görülen en şiddetli salgın.

MSF tarafından yapılan açıklamada, “Kapsamlı bir savaşın yanı sıra Sudan halkı şu anda ülkede yıllardır görülen en şiddetli kolera salgınıyla mücadele ediyor. MSF ekipleri sadece Darfur bölgesinde, 2 bin 300'den fazla hastayı tedavi etti ve geçen hafta 40 ölüm kaydetti” ifadeleri yer aldı.

Sudan'ın batısındaki Tavile kentinde, yerinden edilmiş insanlar için aceleyle kurulan çadırların önünde Sudanlılar kumlu zemine, güneşin altına giysilerini ve eşyalarını seriyor. Yıkamak için yeterli su olmadığından koleradan korktukları için bunları sterilize etmek istiyorlar.

Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde el-Faşir'den Tavile'ye göç etmiş olan Muna İbrahim AFP’ye, “Suyumuz, hizmetlerimiz, hatta tuvaletlerimiz bile yok. Çocuklar ihtiyaçlarını açık havada gideriyorlar” dedi.

Burada her şey kolerayı yayıyor gibi görünüyor. Temiz su, sağlık tesisleri ve ilaçların yokluğunda, yüz binlerce Sudanlı ölümcül bakterilerle mücadele etmek için su ve limonu karıştırıyor. Son aylarda, kanlı çatışmalardan ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki kamplarının hedef alınmasından kaçmak için yaklaşık yarım milyon kişi 40 km batıdaki Tavile'ye göç etti. Tavile'nin sokakları, yollara yayılmış mülteciler ve hasırlarla yapılmış çatısız çadırlarla doldu. Çadırları çevreleyen bataklıklar ise çok sayıda sinek çekiyor.

Muna İbrahim, “Tavile'de tedavi yok... Limonu suya koyuyoruz, çünkü başka bir önlemimiz yok. Su da bizden çok uzak” ifadelerini kullandı. MSF geçen ay bin 500 kolera hastasına tedavi sağlarken, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Kuzey Darfur eyaletinde 640 binden fazla beş yaşın altındaki çocuğun bu hastalığa yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) nisan ayından bu yana, Tavile'de 300'den fazla çocukta kolera vakası kaydetti.

İki yıldan fazla süredir yıkıcı bir savaşın yaşandığı ülke, tıbbi altyapı ve iletişimde ciddi bir bozulma yaşıyor ve bu da hastanelere erişimi ve vakaların ve ölümlerin doğru bir şekilde kaydedilmesini engelliyor.

Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Nisan 2023'te savaş patlak verdi; İki yılı aşkın bir süre boyunca on binlerce kişi hayatını kaybetti ve 13 milyondan fazla kişi ülke içinde ve dışında yerinden edildi.