Biden'ın İsrail ziyaretini çevreleyen güvenlik ve siyasi riskler

ABD Başkanı Biden, çatışmanın kontrol altına alınması konusunu görüşmek üzere Mısırlı mevkidaşı ve Almanya Şansölyesi’ni aradı.

ABD Başkanı Joe Biden. (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden. (AFP)
TT

Biden'ın İsrail ziyaretini çevreleyen güvenlik ve siyasi riskler

ABD Başkanı Joe Biden. (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden. (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaret öncesinde telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Biden ayrıca, Gazze'deki sivillerin korunması ve insani yardımların ulaştırılması önceliklerini görüşmek üzere Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile bir başka telefon görüşmesi yaptı. Bunun yanı sıra ABD'nin, Refah Sınır Kapısı'nın açılması ve çifte vatandaşlık sahibi, Amerikalı ve yabancı uyruklu mahsur kalanların geçişine izin verilmesi talebi de gündeme geldi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ABD Başkanı, dün gerçekleştirilmesi planlanan Kolorado eyaletine yapacağı geziyi iptal ederek ulusal güvenlik ve istihbarat ekibiyle yoğun toplantılar ve görüşmeler yaptı. Diğer yandan, Başkan Biden'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun davetine yanıt olarak İsrail'e yakın bir ziyaret için hazırlıklar yapıldığına dair haberler ardı ardına geldi. Bu ziyaret, ABD'nin İsrail'e olan güçlü desteğini göstermeyi amaçlıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha sonra yaptığı açıklamada Biden'ın önümüzdeki çarşamba günü İsrail'e gideceğini doğruladı. ABD başkanları, çatışmanın patlak vermesinden kısa bir süre sonra müttefik ülkeleri nadiren ziyaret eder. Genellikle görevi büyük bir diplomata veya savunma yetkilisine bırakır. Bu durum söz konusu yakın ziyarete daha fazla ışık tutuyor.

Riskli bir seçim

İsrail medyası ziyaretin çarşamba günü gerçekleşeceğini belirtmesine rağmen pazartesi günü Beyaz Saray, geziye ilişkin herhangi bir planlama hakkında yorum yapmayı reddetti. Böyle bir yolculuk, ABD'nin Netanyahu'ya desteğini gösterdiği nadir ve riskli bir seçenek olacak, çünkü ABD, İran, Lübnan'ın müttefiki Hizbullah ve Suriye'yi içeren daha geniş bir bölgesel savaştan kaçınmaya çalışıyor. Gazze'de gıda, su ve yakıt kıtlığı yaşanırken, bölge sakinleri için insani bir trajedi yaşanıyor.

İsrail, Gazze'ye karadan bir saldırı planlıyor. Bu saldırının, bölgedeki insani krizi daha da kötüleştirmesi bekleniyor. Ayrıca Lübnan ve İsrail arasında füze alışverişi oldu ve İsrailliler, Hamas'ın attığı füzelerden korunmak için ülke genelinde sığınaklara saklanıyor.

Uzmanlar, Biden'ın ziyaretinin yeni bir etki yaratabileceğini ve İsrail'in Gazze'yi işgalini reddetmesi ve iki devletli çözümün çatışmayı çözmek için tek yol olduğuna olan inancını vurgulamasıyla iç siyasette popülaritesini artırabilecek bir siyasi zafer kazanabileceğini söylüyor.

Hamas'ın İsrail'e saldırıları başlattığı 7 Ekim'den bu yana Başkan Biden, İsrail'e verdiği katı ve koşulsuz desteğini yineledi. İsrail'in kendini savunma hakkını destekledi ve tüm askeri desteği verdi. Ancak İsrail'in savaş yasalarına, uluslararası yasalara ve anlaşmalara uymasını şart koştu. Son günlerde, İsrail'in bombardımana tuttuğu Gazze'deki Filistinlilere insani açıdan ilgi gösterdi.

Beyaz Saray, Başkan Biden'ın İsrail'den çarşamba günü Ürdün'e gideceğini ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile görüşmeler yapacağını duyurdu. Bu açıklama, Biden'ın ziyaretinin Filistinli liderlerle bir araya gelip gelmeyeceği ve Mısır'ın önümüzdeki cumartesi günü düzenleyeceği uluslararası konferansa katılıp katılmayacağı konusundaki soruları gündeme getirdi.



Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
TT

Cumhuriyetçilerin yüzde 14'ü Trump'ın seçimi kaybetmesi halinde ‘kayıtsız kalmayacak’

ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)
ABD başkan adayı Donald Trump, Las Vegas'taki seçim mitinginde konuşuyor, 13 Eylül 2024. (Reuters)

USA Today'in haberine göre, yapılan bir araştırmada Cumhuriyetçilerin yaklaşık yarısı, adayları Donald Trump'ın Demokrat rakibi Kamala Harris karşısında kaybetmesi halinde ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyeceklerini söylerken, bazıları da ‘kayıtsız kalmayacaklarını ve seçimin sonucunu iptal etmek için harekete geçeceklerini’ ileri sürdü.

100'den fazla ülkede hukukun üstünlüğünü ilerletmek için çalışan Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından yapılan araştırmada, Demokratların yaklaşık dörtte birinin Harris'in kaybetmesi halinde sonuçları kabul etmeyecekleri ve Cumhuriyetçilere kıyasla daha az sayıda olmak üzere bazı Demokratların sonuçları ‘iptal ettirmek için harekete geçecekleri’ bildirildi.

Ankette katılımcılara seçim sonuçlarını bozmak için ne tür bir ‘eylemde’ bulunacakları sorulmadı.

Söz konusu ankete göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 46'sı ve Demokratların yüzde 27'si adaylarının kaybetmesi halinde sonucu kabul etmeyeceklerini belirtti. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 14'üne karşılık Demokratların yüzde 11'i ‘harekete geçeceklerini’ söyledi.

xcvd

WJP Direktörü Elisabeth Andersen sonuçların ‘ürkütücü’ olduğunu ve Amerikalıların neredeyse üçte birinin kendi adaylarının kaybetmesi halinde başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek istemediğini gösterdiğini vurguladı.

Sonuçlara göre Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 29'u seçim sürecinin yolsuzluktan arınmış olduğunu söylerken, bu oran Demokratlarda yüzde 56.

Andersen, “Özellikle Cumhuriyetçiler arasında, ancak bazı bölgelerde de Demokratlar arasında bu sürece güvenin çok düşük olduğunu görebilirsiniz. Dolayısıyla bu sonuç bize seçim sonrasında yaşanabilecek potansiyel çatışmanın bir göstergesi gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

USA Today, New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki Brennan Adalet Merkezi tarafından mayıs ayında yapılan ve seçim görevlilerinin yüzde 36'sının taciz ya da kötü muameleye maruz kaldığını, yüzde 16'sının tehdit edildiğini ve her 10 görevliden 7'sinin tehditlerin 2020 seçimlerinden bu yana arttığını söylediğini ortaya koyan bir araştırmaya işaret etti.