İran'da "ahlak polisinin darbettiği" iddia edilen genç kız yaşamını yitirdi

İranlı yetkililer ve kızın ailesi, 16 yaşındaki Armita Geravend'in metroda tansiyonunun düşmesinin ardından bayıldığını ve başını vagona çarptığını açıkladı

İranlı kız Armita Geravend (Kızın ailesi - The New York Times)
İranlı kız Armita Geravend (Kızın ailesi - The New York Times)
TT

İran'da "ahlak polisinin darbettiği" iddia edilen genç kız yaşamını yitirdi

İranlı kız Armita Geravend (Kızın ailesi - The New York Times)
İranlı kız Armita Geravend (Kızın ailesi - The New York Times)

İran resmi haber ajansı IRNA, beyin hasarı nedeniyle hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Armita'nın kapsamlı tedavilere rağmen kurtarılamadığını ve kısa süre önce hayatını kaybettiğini duyurdu.

Armita Geravend adlı genç kızın, 1 Ekim sabahı Tahran'daki Şuheda Meydanı durağında metroya bindikten sonra tansiyonunun düşmesi nedeniyle baygınlık geçirince kafasını vagonun yan tarafına çarptığı ve hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındığı açıklanmıştı.

Muhalif kaynaklar ise ülke gündemine oturan olayda, genç kızın zorunlu başörtüsü kurallarına uymadığı için fiziksel saldırıya uğradığını ve bu sırada bilincini kaybettiğini öne sürmüştü.

IRNA tarafından yayımlanan olayla ilgili güvenlik kamerası görüntülerinde, metro istasyonunda bir genç kızın, bir grup tarafından trenden indirildiği ve bilinci kapalı şekilde hareketsiz durduğu görüldü.

Güvenlik kamerası görüntülerinde trenin içinden herhangi bir görüntü yer almadı. Daha sonra yayımlanan görüntülerde ise genç kızın arkadaşlarıyla buluştuktan sonra başörtüsü olmadan metroya bindiği ve saniyeler sonra yere düştüğü anlaşılıyor.

Ailesi olayın kaza olduğunu anladıklarını açıklamıştı

Bunun ardından IRNA olayla ilgili Armita'nın ailesiyle yaptığı röportajı yayımlamış ve aile, kızlarının saldırıya uğradığına dair iddiaları reddetmişti.

Armita'nın annesi Şehin Ahmedi Geravend, "Kızım, Şuheda Metrosu'ndan okula gitmek için arkadaşlarıyla randevu almış, tren istasyonuna girdikten sonra tansiyonu düşmüş ve bu sırada dengesini kaybederek kafasını vagonun kenarına çarpmış. Tüm görüntüleri inceledik, olay bir kazaydı. İnsanlardan kızımızın sağlığı için dua etmesini istiyoruz." demişti.

Baba Ahmed Geravend de, "Olayın kaza olduğu bizim için kanıtlandı. Metronun varış anından trene binme anına kadar olan fotoğraf ve videoları gördük." ifadelerini kullanmıştı.

Öte yandan İran'da yayın yapan Şark gazetesi, 2 Ekim'de Fecr Hastanesini ziyaret eden muhabiri Meryem Lütfi'nin gözaltına alındığını ve birkaç saat sonra serbest bırakıldığını duyurmuştu.

Olay, bazı Batılı medya organlarında yeni bir "Mahsa Emini vakası" olarak sunulmuş ve ABD, İngiltere ve Almanya'dan yetkililer genç kızın "ahlak polisi tarafından darbedildiği" iddialarını dile getirmişti.

Tahran'da 13 Eylül 2022'de "ahlak polisi" olarak bilinen irşat devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin yaşamını yitirmesi, ülke genelinde uzun süreli protesto gösterilerine yol açmıştı.



Trump yönetimi, Haitili çeteleri yabancı terör örgütü olarak tanımlamayı planlıyor

Haitili askerler başkent Port-au-Prince'de devriye geziyor. (AP)
Haitili askerler başkent Port-au-Prince'de devriye geziyor. (AP)
TT

Trump yönetimi, Haitili çeteleri yabancı terör örgütü olarak tanımlamayı planlıyor

Haitili askerler başkent Port-au-Prince'de devriye geziyor. (AP)
Haitili askerler başkent Port-au-Prince'de devriye geziyor. (AP)

AP kaynaklarına göre ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Haitili çeteleri yabancı terör örgütleri olarak tanımlama niyetinde olduğunu Kongre'ye bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD'de faaliyet gösteren çeteler ve onlara yardım eden herkes üzerindeki baskıyı arttırırken, benzer şekilde sekiz Latin Amerika örgütünü de suç örgütü olarak tanımladı. Yeni hamle, ABD yönetiminin Haitili çeteler üzerinde de benzer bir baskı uygulamayı planladığını gösteriyor. Söz konusu tanımlama, bu gruplara ‘maddi destek’ sağlayan herkes için ceza ve yaptırımları da beraberinde getiriyor.

Bu hamle, Trump'ın daha geniş kapsamlı göçmen baskısının bir parçası olarak Venezuelalı göçmenleri El Salvador'daki kötü şöhretli bir hapishaneye sınır dışı etmeyi meşrulaştırmak amacıyla, yabancı bir terör örgütü olarak tanımlanan ve daha sonra 18’inci yüzyıldan kalma bir savaş yasası uyarınca ‘işgalci bir güç’ olarak tanımlanan Venezuela'nın Tren de Aragua çetesini hedef alan bir dizi eylemin ardından geldi.

Ayrıntıları henüz kamuoyuna açıklanmadığı için isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuşan iki kişiye göre, Trump yönetimi 23 Nisan'da kongre komitelerine gönderdiği bir bildiride, Haitili çeteler Vive Ansam ve Gran Grif'i yabancı terör örgütleri olarak tanımlama niyetinde olduğunu belirtti. Üçüncü bir kişi ise Temsilciler Meclisi ve Senato dış ilişkiler komitelerine bildirinin çoktan ulaştığını doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı yorum talebine yanıt vermedi. Bu karar, Trump yönetiminin şubat ayında yaklaşık yarım milyon Haitili göçmeni sınır dışı edilmekten koruyan Geçici Koruma Statüsü (TPS) tedbirlerini iptal etmesinin ardından geldi. Yabancı terör örgütleri tanımı geleneksel olarak El Kaide ya da DEAŞ gibi gruplarla sınırlıydı, ancak Haitili çetelere uygulanması Beyaz Saray’ın ABD'nin uzun süredir devam eden yabancı terörizm tanımını genişlettiği anlamına geliyor.