Fransa'da sokaklara çizilen yıldızlar tartışma yarattı: Avrupa Yahudileri "korku içinde"https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4641956-fransada-sokaklara-%C3%A7izilen-y%C4%B1ld%C4%B1zlar-tart%C4%B1%C5%9Fma-yaratt%C4%B1-avrupa-yahudileri-korku-i%C3%A7inde
Fransa'da sokaklara çizilen yıldızlar tartışma yarattı: Avrupa Yahudileri "korku içinde"
Yaklaşık 500 bin Yahudi'nin yaşadığı Fransa, Avrupa'nın en geniş Yahudi nüfusuna sahip ülkesi (AFP)
Fransa'nın başkenti Paris'te onlarca sokağa Davud'un yıldızı çizildi.
Bazılarının altında Arapça, "Filistin üstesinden gelecek" notunun yer aldığı çizimler anti-semitik ilan edilirken, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığı açıklandı.
Çizimlerin ilk olarak geçen hafta kentin güney bölgelerinde görüldüğü, haftasonu boyunca da banliyö mahallelerinde yaygınlaştığı ifade edildi.
Bazı yıldızların Yahudilerin yaşadığı evlere çizilmesi dikkat çekti.
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne çizimleri "alçakça" diye nitelerken, bu eylemden sorumlu kişilerin cezasız kalmayacağını söyledi.
Borne, "Ortadoğu'daki durum anti-semitizmi meşru kılmıyor. Hükümetim, onunla acımasız bir savaş yürütmeye kararlı" diye konuştu.
Borne'un kendi babası da Auschwitz toplama kampından kurtulan isimlerden biriydi ancak Fransız siyasetçi 11 yaşındayken intihar etmişti.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 7 Ekim'den bu yana Paris'te benzer 857 çizim tespit edildiğini duyurdu. Darmanin, "Son üç haftada, tüm yıl kaydedilenden daha fazla anti-semitik eylem gerçekleşti" ifadelerini kullandı.
Darmanin konuyla birkaç soruşturma açıldığını ifade ederken, Fransa'daki Yahudi topluluğuna hitaben, "Sizi kesinlikle gece ve gündüz koruyacağız" diye konuştu.
Fransa'da 7 Ekim'den bu yana "anti-semitik eylemlerle" bağlantılı olarak 425 kişi gözaltına alındı.
Fransa Yahudi Öğrenciler Birliği'nden konuyla ilgili yapılan açıklamadaysa, çizimler Nazi döneminde Yahudilerin yıldız takmasının zorunlu olmasına benzetildi.
Birliğin başkanı Samuel Lejoyeux, "Bu çizimler 1930'ları ve milyonlarca Yahudi'nin yok edildiği II. Dünya Savaşı'nı hatırlatıyor. Bunu yapan kişiler açık şekilde korku yaymak istiyor" ifadelerini kullandı.
Fransa'yla birlikte Almanya ve Birleşik Krallık'taki Yahudiler de 7 Ekim'den bu yana korku içinde yaşadıklarını söylüyor.
Alman polisi, Hamas saldırılarını takip eden haftada 202 anti-semitizm vakasının kayda geçtiğini belirtirken, bu rakamın bir önceki yılın aynı periyodundan yüzde 240 fazla olduğunu açıkladı.
Almanya'nın önde gelen dergilerinden Der Spiegel de bu haftaki sayısını bu konuya ayırarak, kapağında "Wir Haber Angst" (Korkuyoruz) yazan bir sayıyla okucuya sunuldu. Kapakta 4 Alman Yahudisinin fotoğrafı yer alırken, Holokost'tan kurtulan 90 yaşındaki Ivar Buterfas-Frankenthal'ın "Biz Yahudiler bir kez daha kolay hedefiz" şeklindekli sözleri de kapağa taşındı.
Birleşik Krallık'ta ise, Hamas saldırılarından 27 Ekim'e kadar olan periyotta 805 anti-semitik olayın belirlendiği açıklanırken, bu sayının 1984'ten bu yana kaydedilen en yüksek sayı olduğu belirtildi.
Somali: Güney Batı eyaletinin eş-Şebab’a karşı kazandığı zaferler, ‘terörle mücadele’ çabalarını canlandırıyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5174124-somali-g%C3%BCney-bat%C4%B1-eyaletinin-e%C5%9F-%C5%9Febab%E2%80%99-kar%C5%9F%C4%B1-kazand%C4%B1%C4%9F%C4%B1-zaferler-%E2%80%98ter%C3%B6rle-m%C3%BCcadele%E2%80%99
Somali: Güney Batı eyaletinin eş-Şebab’a karşı kazandığı zaferler, ‘terörle mücadele’ çabalarını canlandırıyor
Somali ordusu birlikleri (Arşiv)
Mogadişu, terör örgütü eş-Şebab'a karşı baskılarını sürdürüyor. Son olarak, ülkenin güneyindeki stratejik öneme sahip Beriri şehri, bir haftalık çatışmaların ardından kurtarıldı. Bu zafer, yirmi yılı aşkın süren çatışmanın ortasında örgütün kentte beş aydan uzun süren kontrolünü sona erdirdi.
Somali uzmanı bir kaynak Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, ülkenin güneyinde elde edilen bu zaferlerin, ordunun ve barış gücü birliklerinin eş-Şebab’a karşı mücadelesini güçlendirdiğini ve örgütün diğer bölgelerdeki kontrolünü sona erdirdiğini belirtti. Örgütün bir süre hareketsiz kalması, diğer alanlarda ise medyada varlık göstermek için faaliyetlerde bulunması bekleniyor.
Somali ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “Askeri operasyon sırasında eş-Şebab’ın liderleri ve üyeleri tutuklandı. Bu operasyon, Güney Batı eyaletindeki stratejik Beriri bölgesinin kurtarılmasıyla sonuçlandı” denildi.
Somali Kara Kuvvetleri Komutanı Sehl Ömer, bir haftadır süren çatışmaların ardından kontrol altına alınan Beriri bölgesini cuma günü ziyaret etti ve ‘Somalililere acı çektiren eş-Şebab milislerini ortadan kaldırmak için çabaları iki katına çıkaracaklarını’ söyledi.
Ordu, barış gücüne katılan Uganda savunma güçleriyle iş birliği içinde kontrolü ele geçirdiğini açıkladıktan sonra, Savunma Bakanı Ahmed Muallim Fiki, “Ordumuz zafer kazandı ve halkının moralini yükseltti. Savaş, Somali'nin tamamı terörden arındırılana kadar devam edecek” dedi.
Eş-Şebab, geçtiğimiz mart ayında Somali ordusunun önemli bir operasyon üssünün bulunduğu şehri, ordunun çekilmesinden sonra çatışma olmadan ele geçirmiş ve askeri ikmal hatları için hayati öneme sahip bir köprüyü tahrip etmişti. Ordu ve barış gücü birliklerinin saldırısı ise ağustos ayı başında başlamıştı.
Terör örgütü eş-Şebab üyeleri (AFP)
Somalili siyasi analist Abdulveli Cami Berri, güneyde eş-Şebab'a karşı kazanılan zaferlerin terörle mücadele çabalarında önemli bir adım olduğunu, zira Beriri’nin Güney Batı eyaletindeki birçok tarım ve ticaret bölgesini birbirine bağlayan stratejik bir konumda olduğunu söyledi. Berri, bu zaferlerin Somali ordusu ve müttefiklerine, özellikle de sadık kabilelere moral verdiğini ve kuvvetlerin sahada inisiyatif alma yeteneğini gösterdiğini, bunun da halkın güvenini artıracağını ve eş-Şebab örgütünün finansman kaynaklarını kurutma çabalarını destekleyeceğini düşünüyor. Berri, “Geçici taktiksel zafer ile uzun vadeli stratejik zafer arasındaki fark, toprakları elinde tutma ve sivil yönetim ile hizmetleri sağlamlaştırma yeteneğine bağlıdır” dedi.
Berri, “Son iki yıldaki genel eğilim, terör örgütü eş-Şebab’ın coğrafi alanında yavaş bir daralma olduğunu gösteriyor. Ancak örgüt halen birçok kırsal alanda serbestçe hareket edebiliyor” ifadelerini kullandı.
Bu durum, örgüt ile Somali hükümeti arasında karmaşık bir çatışmanın ortasında gerçekleşiyor. 2000’li yılların başından bu yana silahlı terör örgütüyle savaşan Mogadişu, zaferler ve gerilemelerle dolu dönemler yaşadı.
Eş-Şebab birkaç gün önce yaptığı açıklamada, başkent Mogadişu'dan yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunan ve ülkenin orta kesiminde stratejik bir lojistik merkez olan Mahas kasabasını ele geçirdiğini duyurdu. Bu, örgütün, geçtiğimiz temmuz ayı ortasında ülkenin orta kesimindeki Hiran bölgesinde bulunan Tardo kasabasını ele geçirmesinin ardından gerçekleşti. Ülkede 10 binden fazla Afrika Birliği (AfB) askeri konuşlanmış olmasına rağmen, eş-Şebab saldırılarına devam ediyor. Geçtiğimiz haziran ayı sonunda çıkan çatışmalarda en az 7 Uganda askeri öldürüldü.
Somali ordusu, terör örgütü eş-Şebab’ın önceki saldırısının ardından Beledveyne şehrine asker gönderdi. (AP)
Örgüt, 18 Mart'ta Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un konvoyunu vurmaya ramak kalan bir bombalı saldırının sorumluluğunu üstlendi. Ayrıca, nisan ayı başında başkent havaalanı yakınlarına birkaç roket attı ve temmuz ayında Somali'nin başkenti Mogadişu'nun güneyindeki bir askeri akademiyi intihar bombacısı ile hedef aldı. Hükümet, kurbanların sayısını açıklamadı.
Berri, eş-Şebab’ın tepkisiyle ilgili olarak, geçmiş yılların deneyimlerinin, eş-Şebab’ın genellikle iki şekilde tepki verdiğini gösterdiğini düşünüyor. Birincisi, uzak kırsal bölgelere yeniden yayılmak veya halkın arasına karışarak askeri baskıyı hafifletmek için taktiksel olarak gizlenmek. İkincisi ise daha az korunan şehirler veya bölgelere ani saldırılar düzenlemek veya başkent ve yönetim merkezlerini hedef alarak medyada ve siyasette kargaşa yaratmak. Berri’ye göre örgütün, ‘medyadaki varlığını korumak için kısmi bekleme ve Somali'nin orta kesimi veya Mogadişu'nun banliyöleri gibi başka bölgelerde nitelikli operasyonlar gerçekleştirme’ yoluna gideceği muhtemel.
Terör örgütü eş-Şebab’ın sadece askeri yollarla ortadan kaldırılabileceğini düşünmeyen Berri, uluslararası ve bölgesel deneyimlerin eş-Şebab gibi bir örgütün sadece askeri yollarla ortadan kaldırılmasının neredeyse imkânsız olduğunu gösterdiğini, çünkü bunların sadece silahlı milisler değil, ‘toplum içinde uzantıları olan ideolojik-sosyal-finansal bir ağ’ olduğunu ifade etti. Berri, “Çözüm, örgütün toprakları kontrol etme yeteneğini ortadan kaldırmak için askeri kararlılık, finansman kaynaklarını kurutmak, hareketin milis alma için kullandığı yerel adaletsizlikleri gidermek ve aşırılıkçılığı ortadan kaldırma ve rehabilitasyon programlarını etkinleştirmek için bir karışım gerektirir” dedi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة