Gazze'deki çocuklara yardım etmemizin yolu

İsrail'e yönelik korkunç terör saldırısı bir milyon çocuğun hayatını riske attı. Artık uluslararası müdahalenin önceliği onların güvenliği olmalı

Bir yardım kuruluşu Gazze'de bir milyon çocuğun travmadan mustarip olduğunu açıkladı (AFP)
Bir yardım kuruluşu Gazze'de bir milyon çocuğun travmadan mustarip olduğunu açıkladı (AFP)
TT

Gazze'deki çocuklara yardım etmemizin yolu

Bir yardım kuruluşu Gazze'de bir milyon çocuğun travmadan mustarip olduğunu açıkladı (AFP)
Bir yardım kuruluşu Gazze'de bir milyon çocuğun travmadan mustarip olduğunu açıkladı (AFP)

Lisa Nandy 

Gazze'de yaş ortalaması sadece 18. Hiç kuşkunuz olmasın, bu trajik bir çocuk savaşı. Save the Children'a göre, Hamas'ın İsrail'e yönelik terör saldırılarını takip eden 4 haftada Gazze'de, son üç yılın her birinde dünyadaki tüm çatışmalarda ölen çocuk sayısından daha fazla çocuk öldü.

Prematüre, kundaktaki bebeklerin en umutsuz koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermesi korkunç bir şey. Kimse bu durumdan etkilenmemezlik edemez.

Gölge Dışişleri Bakanı David Lammy'yle birlikte kısa süre önce ziyaret ettiğimiz Ortadoğu'da, çoğunlukla daha fazla masum sivilin ölümünün nasıl önlenebileceği ve özellikle de Gazze'deki çocukların nasıl korunabileceği konuşuluyor. Yıkımın ortasında kalan, yetim kalmış ve yerinden edilmiş, havanın soğuduğu bu günlerde dışarıda uyuyan, yiyecek sıkıntısı çeken ve savaş yüzünden kirli su içmek zorunda kalan bir milyon çocuk var.

Çoğu çatışmada, çocukların bakım ve barınak için daha güvenli bir yere tahliye edilmesini bekleriz. Ne yazık ki, Gazze'nin olağanüstü karmaşıklığı göz önüne alındığında, bu mümkün değil. Dolayısıyla Refah sınır kapısından çok daha fazla yardım kamyonuyla Gazze'ye gıda, su, elektrik, ilaç ve yakıt sokmamız gerektiğini defaatle söylüyoruz. İşte bu nedenle çatışmalara açık ve belirli insani amaçlarla ara verilmesi ve bunun derhal başlatılması çağrısında bulunuyoruz.

Son günlerde Gazze'deki çatışmalara günlük 4 saatlik aralar verilmeye başlandığını gördük. Bu bir ilk adımdır. Ancak bu tek başına Gazze'de giderek büyüyen insani krizi hafifletmek için gereken etkiyi yaratmayacaktır. Su boru hatlarında ve hastaneleri destekleyen diğer altyapılarda meydana gelen hasarın acilen onarılması gerekiyor ve bu da daha uzun bir duraklama gerektiriyor. Gazze'ye ulaşan yardım hâlâ kesinlikle yetersiz. İsrail'in kuşatma koşullarını hâlâ kaldırmamış olması kabul edilemez.

Filistinli sivillerin acılarını hafifletmek ve Hamas teröristlerinin rehineleri serbest bırakması için Gazze'nin tamamında çatışmalara tam ve acil bir insani ara verilmesine ihtiyacımız var. Devam etmekte olan insani felaketin ele alınması için tam duraklama şimdi başlamalıdır.

Uluslararası toplum daha fazlasını yapmalı. Halihazırda Britanya hükümetini Gazze'deki çocukları desteklemek üzere bir acil durum planı üzerinde anlaşmaya varmak adına uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya çağırıyoruz. İnsani yardım için verilen aralarda çocuklara yardım ulaştırmaya öncelik verilmeli ve BM'nin kış bastırırken Gazze'deki çocuklara gıda, temiz su ve tıbbi bakım sağlaması adına güvenli, korunaklı barınaklar temin edilmeli.

Rehinelerin serbest bırakılması, acil insani yardım ve masum sivillerin ölümüne son verilmesi bizlerin, hükümet bakanlarının, yardım kuruluşlarının ve BM yetkililerinin bir an evvel görmek istediği şey. Ancak gerçekte, Hamas liderleri İsrail'e roket atma kararlılığını artırırken, BM insani yardım koordinatörü Martin Griffiths'in geçen hafta yazdığı gibi, insani yardım duraklamaları "uygulanabilir tek olasılık".

Gazze'ye ulaşan yardım ve temel kamu hizmetlerinin, sahadaki insani acil durumu karşılamak için tamamen yetersiz olduğu açık. Yakıt olmadan kuzeye su pompalanamıyor, hastaneler kuvözlerini çalıştıramıyor ve yemek pişirilemiyor. Kanalizasyon sistemi yakıtla çalışıyor. Sistemin bozulması halihazırda bir halk sağlığı krizi yaşanması tehlikesine yol açıyor.

İnsani yardım için tam ve acil bir ara verilmesinin yanı sıra İsrail'in su ve elektrik sistemlerindeki hasarı onarabilecek yakıt ve parçaların Hamas tarafından ele geçirilip roket fırlatmak için kullanılabileceği korkusuyla başa çıkmak adına yakıt üzerine gergin müzakerelerde bir ilerleme kaydedilmesi acil ve ulaşılabilir öncelikler.

Ancak pek çok yardım kuruluşu da halihazırda yaşananların bu çatışmadan sağ kurtulan çocuklar üzerinde kalıcı etkileri olacağını unutmamamız için bize yalvardı. Gazze'deki kriz 7 Ekim'deki korkunç terör saldırısıyla başlamadı. O zaman bile Gazze'deki çocukların üçte ikisinin travmadan mustarip olduğu tahmin ediliyordu. Kuzey Sina ve Gazze'de faaliyet gösteren bir yardım kuruluşu Kahire'de bir araya geldiğimizde bize bu oranın artık yüzde 100 olduğunu söyledi.

Eğitim genellikle travmayı bir nebze de olsa hafifletiyor fakat Gazze'ye giren kamyonlara sadece bir avuç eğitim seti girebildi ve yardım çalışanlarının korunmaması, kalanların da destek vermesini imkansız hale getiriyor. BM, Gazze'de bu kadar kısa sürede başka hiçbir çatışmada olmadığı kadar çok yardım çalışanının öldürüldüğünü söylüyor. Geride kalanlarınsa dinlenmeye, finansmana ve malzemeye ihtiyacı var.

İşte bu nedenle İşçi Partisi şimdi Britanya hükümetini Gazze'deki çocuklar için bir plan koordine etmek üzere ortaklarıyla birlikte çalışmaya çağırıyor. Pek çok önceliğin yanı sıra okul kitlerinin ulaştırılmasını, eğitim ve travma desteği için sığınakların çatışmalardan izole edilmesini ve yardım çalışanlarının eğitim verebilmeleri ve çocukların ruhsal sıkıntılarını hafifletebilmeleri için korunmalarını, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının ulaştırılmasını ve çocuklar için su ve beslenmeye öncelik verilmesini sağlamaya.

Bunu daha önce de dünyanın dört bir yanındaki çatışma bölgelerinde Education Cannot Wait, UNICEF ve Save the Children gibi BM girişimleri aracılığıyla yaptık. Savaşın en karanlık anlarında bile, 8 milyondan fazla çocuk eğitimin getirdiği teselli ve umuda sahip oldu.

Geçen ay boyunca çok sayıda Filistinli sivil ve çocuk öldürüldü ve çok fazla sivil acı çekti. Hamas rehineleri serbest bırakmalı ve sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaktan vazgeçmeli, İsrail de sivilleri korumak için acil ve somut adımlar atmalı.

Haklı olarak şiddeti sona erdirmeye ve daha fazla ölümün önüne geçmeye odaklanıyoruz ancak o gün bir gün gelecek ve geldiğinde, bu döngüyü kırma şansımız o çocuklara bağlı olacak.

Lisa Nandy İşçi Partisi'nin uluslararası kalkınmadan sorumlu gölge bakanıdır

Independent Türkçe 



Bir raporda, Gazze Savaşı sırasında İsrail'e petrol sağlayan ülkelerin "soykırıma" "ortak" olduğu iddia ediliyor

İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor,  (İsrail Ordusu)
İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor, (İsrail Ordusu)
TT

Bir raporda, Gazze Savaşı sırasında İsrail'e petrol sağlayan ülkelerin "soykırıma" "ortak" olduğu iddia ediliyor

İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor,  (İsrail Ordusu)
İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor, (İsrail Ordusu)

Sivil toplum kuruluşu Oil Change International tarafından dün yayınlanan bir rapora göre, Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında 25 ülke İsrail'e petrol tedarik etti. Raporda, iklim krizini körükleyen ve "soykırım" olarak nitelendirilen fosil yakıt bazlı sistem kınandı.

Brezilya'daki 30. Taraflar Konferansı (COP30) kapsamında yayınlanan rapora göre, Azerbaycan ve Kazakistan, 1 Kasım 2023 ile 1 Ekim 2025 tarihleri ​​arasında ham petrol sevkiyatının yüzde 70'ini gerçekleştirdi.

Rusya, Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri, İsrail'e rafine petrol ürünlerinin en büyük ihracatçıları arasında yer alıyor. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda İsrail'e askeri uçaklarda kullanılan JP-8 jet yakıtı sağlayan tek ülke.

Oil Change International, "Bu dönemde İsrail'e yakıt sağlayan ülkeler, İsrail'in vahşetinin tamamen farkındaydı" dedi. Örgüt, "Bu raporda, İsrail'in suç ortaklığı belgelenerek hesap sorulmasına olanak sağlanmıştır. Bu ülkeler, bu soykırımdaki rollerini kabul etmeli ve suç ortaklığına son vermelidir" ifadesini kullandı.

STK, petrol akışlarını analiz etmesi için araştırma şirketi Datadesk'i görevlendirdi ve söz konusu dönemde 323 sevkiyat tespit ederek, toplam 21,2 milyon ton petrol sevkiyatı tespit etti.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın güney İsrail'e düzenlediği ve AFP'nin resmi rakamlara dayanan verisine göre İsrail tarafında bin 221 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ardından Ekim 2023'te patlak verdi.

Birleşmiş Milletler'in güvenilir bulduğu Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre, o tarihten bu yana İsrail'in misilleme amaçlı askeri harekâtı sonucunda Gazze'de çoğunluğu sivil olmak üzere 69 binden fazla Filistinli öldürüldü.

Temmuz 2024'te Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin "yasadışı" olduğu sonucuna varan bir tavsiye kararı yayınlarken, bir BM komisyonu İsrail'i Gazze Şeridi'nde "soykırım" yapmakla suçladı.

İngiliz Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Enstitüsü'nde insan hakları ve ekonomik işler araştırmacısı olan Irene Petropaoli ise devletlerin, Uluslararası Adalet Divanı'nın "soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması" çağrısında bulunan geçici emrine uymakla yükümlü olduğunu ifade etti.

Açıklamada, "Devletler, İsrail'e yapacakları yardımların, özellikle askeri yardımların, kendilerini Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi uyarınca soykırıma ortak olma riskine maruz bırakabileceğini akıllarında tutmalıdırlar" denildi.


İran, Birleşmiş Milletler'in ABD ve İsrail'i nükleer tesislerine yönelik saldırılarından sorumlu tutmasını talep ediyor

Arakçi, 26 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı Kararın uzatılmasına ilişkin oylamada (DPA)
Arakçi, 26 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı Kararın uzatılmasına ilişkin oylamada (DPA)
TT

İran, Birleşmiş Milletler'in ABD ve İsrail'i nükleer tesislerine yönelik saldırılarından sorumlu tutmasını talep ediyor

Arakçi, 26 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı Kararın uzatılmasına ilişkin oylamada (DPA)
Arakçi, 26 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı Kararın uzatılmasına ilişkin oylamada (DPA)

Arakçi, 26 Eylül'de BM Güvenlik Konseyi'nde nükleer anlaşmaya ilişkin 2231 sayılı Kararın uzatılmasına ilişkin

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Birleşmiş Milletler'i, haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine düzenlenen askeri saldırılar nedeniyle ABD ve İsrail'e "uygun önlemleri" uygulamaya çağırdı.

Arakçi, Trump'ın geçen hafta 13 Haziran'da İran'a yönelik ilk İsrail saldırısını kendisinin yönettiğini söylemesinin ardından, Başkan Donald Trump ve diğer ABD yetkililerinin saldırılar konusunda "cezai sorumluluk" taşıdığını söyledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Güvenlik Konseyi'ne hitaben yazdığı mektupta, İsrail ve ABD'nin, İran'a verilen zararların tazmini ve haklarının iadesi de dahil olmak üzere tazminata tabi tutulması gerektiğini belirtti.

Trump, 6 Kasım'da gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a yönelik ilk saldırısından "büyük ölçüde sorumlu" olduğunu söyledi.

Arakçi, Trump'ın yorumunun, İran devlet medyasının 900'den fazla kişinin öldüğünü bildirdiği, İran ile İsrail arasındaki 12 günlük hava savaşı sırasında ABD'nin kontrolüne dair açık bir kanıt olduğunu söyledi.

Arakçi, "Bu elbette tüm bireyleri, savaş suçlarının işlenmesine katılan İsrail varlığı içindekiler de dahil olmak üzere, bireysel cezai sorumluluktan kurtarmaz; ister emir vererek, ister infaz ederek, ister yardım ederek veya kolaylaştırarak olsun" dedi.

BM'nin harekete geçmesi çağrısı, Amerikalı ve İranlı liderlerin on yıllardır süren çatışmaya bir çözüm bulunması yönündeki son çağrılarıyla çelişiyor.

Dışişleri Bakanı Arakçi, bu hafta başında Tahran'ın ABD ile barışçıl bir nükleer anlaşmaya varmak istediğini söylemişti.

Trump geçen ay yaptığı açıklamada, Tahran hazır olduğunda ABD'nin de İran'la anlaşma yapmaya hazır olduğunu belirterek, "Dostluk ve iş birliği eli uzatıldı" ifadesini kullanmıştı.


Tayland-Kamboçya sınırında çatışmalar: Trump’ın ateşkesi sallantıda

Tayland-Kamboçya sınırında temmuzda yaşanan çatışmalarda karşılıklı top atışları yapılmıştı (Reuters)
Tayland-Kamboçya sınırında temmuzda yaşanan çatışmalarda karşılıklı top atışları yapılmıştı (Reuters)
TT

Tayland-Kamboçya sınırında çatışmalar: Trump’ın ateşkesi sallantıda

Tayland-Kamboçya sınırında temmuzda yaşanan çatışmalarda karşılıklı top atışları yapılmıştı (Reuters)
Tayland-Kamboçya sınırında temmuzda yaşanan çatışmalarda karşılıklı top atışları yapılmıştı (Reuters)

Tayland ve Kamboçya arasındaki çatışmalar, ABD öncülüğünde imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen yeniden patlak verdi.

Kamboçya Başbakanı Hun Manet, Tayland'dan ateş açılması sonucu bir kişinin hayatını kaybettiğini, üç kişinin yaralandığını açıkladı. Tayland tarafıysa ilk ateşin Kamboçya tarafından açıldığını belirtirken, ölü veya yaralı olmadığını duyurdu.

Bangkok yönetiminden pazartesi günü yapılan açıklamada, Taylandlı askerlerin Kamboçya sınırında mayına basması sonucu yaralandığı bildirilmiş, barış anlaşmasının askıya alındığı duyurulmuştu. Tayland, Punom Pen yönetiminin sınıra yeni mayınlar döşediğini iddia etmişti.

Ayrıca, barış anlaşması kapsamında serbest bırakması planlanan 18 Kamboçya askerinin iadesinin süresiz erteleneceği de açıklanmıştı.

Kamboçya ise Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da imzalanan barış anlaşmasına bağlılığını yinelemişti. Kamboçya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, sınırdaki mayın tarlalarının 1970 ve 1980'lerde yaşanan iç savaş döneminden kaldığı ileri sürülmüş, yeni mayınlar döşenmediğini savunulmuştu.

CNN'in analizinde, iki Güneydoğu Asya ülkesinin arasındaki gerginliğin yeniden tırmanmasıyla "ABD Başkanı Donald Trump'ın barış anlaşmasının dağılıp gittiği" yazılıyor. 

"Çin'le ilişkiler gelişiyor"

Öte yandan BBC'nin analizinde, ABD'nin askeri müttefiki Tayland'ın Çin'le ilişkilerini tekrar geliştirmeye başladığına dikkat çekiliyor. 

Tayland Kralı Maha Vajiralongkorn, 13-17 Ekim'de Çin'i ziyaret edecek.  Görüşme, Çin lideri Şi Cinping'in daveti üzerine, iki ülke arasında 1975'te başlayan diplomatik ilişkilerin 50. yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilecek. 

Tayland hükümetinden yapılan açıklamada, ziyaretin "Tayland ve Çin arasında her düzeyde köklü dostluk ve karşılıklı anlayış bulunduğunu vurguladığı" belirtildi. 

Vajiralongkorn'un seyahatiyle, Tayland'da ilk kez tahttaki bir monark Çin'i ziyaret etmiş olacak.

Analizde, Bangkok-Washington ilişkilerinin ABD'nin Tayland'daki insan hakları durumuna yönelik eleştirileri ve Trump'ın gümrük vergileri nedeniyle gerildiğine işaret ediliyor.

Tayland'ın en büyük ticaret ortağı olan Çin'in ise ülkede "askeri tedarik bakımından da ABD'nin rakibi haline gelebileceği" belirtiliyor. 

Kamboçya-Tayland çatışmaları

İki ülke arasındaki sınır ihtilafı, Kamboçya'nın Fransız sömürgesi olduğu dönemde çizilen ve bölgenin Tayland'dan ayrılması için kullanılan 1907 tarihli haritadan kaynaklanıyor.

Kamboçya toprak talebinde bulunmak için bu haritayı referans alırken, Tayland haritanın yanlış olduğunu savunuyor.

Son dönemdeki gerginlikse 28 Mayıs'ta sınırda çıkan çatışmalarda bir Kamboçyalı askerin öldürülmesiyle başlamıştı. Taylandlı 5 asker de geçen hafta mayına basarak yaralanmıştı. 

Bunun üzerine 24 Temmuz'da taraflar arasında sıcak çatışma başlamıştı. 5 günlük çatışmalarda toplamda en az 38 kişi yaşamını yitirirken, her iki ülke de bölgeden binlerce kişiyi tahliye ettiğini duyurmuştu.

Independent Türkçe, CNN, BBC