İsrail ordusu, Şifa Hastanesi'nden "rehine görüntüleri" yayınladı

"Hamas'la esir anlaşmasında sona yaklaşılıyor"

TT

İsrail ordusu, Şifa Hastanesi'nden "rehine görüntüleri" yayınladı

İsrail ordusu, Şifa Hastanesi'nden "rehine görüntüleri" yayınladı

İsrail ordusu, Hamas üyelerinin iki kişiyi Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne götürdüğü anlara ait olduğunu savunduğu kamera kayıtları paylaştı.  

İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) Twitter hesabından dün paylaşılan güvenlik kamerası videosunda, sivil kıyafetli ve silahlı bir grubun, kollarından tuttukları bir kişiyi hızlıca hastaneye soktukları görünüyor. 

Videonun ikinci kısmındaysa sedyede kanlar içinde yatan bir kişinin sağlık ekiplerince taşındığı dikkat çekiyor. 

IDF videodaki kişilerden birinin Nepalli, diğerininse Taylandlı olduğu bilgisini paylaşırken kimliklerine dair başka bir açıklama yapmadı.

Ayrıca paylaşımda görüntülerin tarihlerine de vurgu yapıldı. Söz konusu karelerin 7 Ekim'de yerel saatle 10.42-11.01'de kaydedildiği görülüyor. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları da Aksa Tufanı operasyonunu aynı günün sabahında başlatmıştı.

IDF, videodaki iki rehinenin, Hamas'ın operasyonun ilk gününde İsrail'den kaçırdığı siviller olduğunu iddia etti. 

Öte yandan Birleşik Kralllık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian, videonun bağımsız olarak doğrulanamadığını aktardı. BK'nin kamu yayıncısı BBC de görüntülerin teyit edilemediğini bildirdi. 

IDF'nin Twitter hesabından yapılan ayrı bir paylaşımdaysa, Noa Marciano adlı İsrailli askerin, Hamas tarafından Şifa Hastanesi'ne kaçırıldığı ve burada öldürüldüğü ileri sürüldü. 

Hamas, geçen hafta yaptığı açıklamada 19 yaşındaki askerin, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği bombardımanda öldüğünü savunmuştu.

IDF, yapılan incelemelerde askerin hava saldırısında yaralandığını fakat durumunun kötü olmadığını öne sürdü. İsrail ordusu, daha sonra askerin Hamas tarafından hastaneye götürüldüğünü ve burada öldürüldüğünü iddia etti.

Tel Aviv yönetimi, Şifa Hastanesi'nin altında Hamas'a ait bir komuta merkezi olduğunu öne sürerek, yapıyı bombalamaya başlamıştı. İsrail, militanların hastanenin altına kazdığı tünellerde rehineleri sakladığını ve yakıt depoladığını da savunmuştu. 

Hamas ise iddiaları reddetmiş, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası yardım kuruluşlarını hastanede inceleme yapmaya çağırmıştı. Hamas, Gazze’deki tünellerin ve yeraltı sığınaklarının varlığını kabul ederken, bunların hastane gibi yapıların altına inşa edilmediğini savunmuştu.

IDF, Twitter hesabından mevzubahis tünellere ait olduğunu savunduğu görüntüler de paylaştı. ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, hastaneye giderek söz konusu bölgeyi inceledi. 

Haberde, görüntüler için "IDF'nin hastanenin altında bir tünel ağı olabileceğine dair şimdiye kadar sunduğu en ikna edici kanıt" dendi. Öte yandan CNN, bu tünelin İsrail'in savunduğu gibi herhangi bir komuta merkezine bağlanıp bağlanmadığının tespit edilemediğini aktardı.

"Rehine takasında sona yaklaşılıyor"

İsrail UIusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, cuma günkü açıklamasında Hamas'ın elinde 240'a yakın rehine olduğunu bildirmişti. Hanegbi, rehinelerin çoğu serbest bırakılmadan ateşkesi kabul etmeyeceklerini yinelemişti. 

Ancak CNN'e konuşan ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen yetkililer, aralarında Katar ve ABD'nin yer aldığı ülkelerin, Hamas'la esir takasında anlaşmaya yaklaştığını savundu. Haberde, anlaşmanın "birkaç gün içinde tamamlanabileceği" yazıldı. 

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Jon Finer da dünkü açıklamasında, devam eden müzakerelerin kısa süre içinde sonuçlanabileceğini söylemişti. 

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani de dünkü açıklamasında müzakerelerde küçük pürüzlerin kaldığını belirtmişti.

İsrail, İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 5 bin 500'ü çocuk, 3 bin 500'ü de kadın 13 bin kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 30 bini buldu.

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 385'i asker en az 1200 kişinin öldürüldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times