Arjantin'in başına geçen "testereli Wolverine" kim ve nasıl devlet başkanı seçildi?

53 yaşındaki Javier Milei, Arjantin ekonomisinde köklü bir değişim vadediyor

Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
TT

Arjantin'in başına geçen "testereli Wolverine" kim ve nasıl devlet başkanı seçildi?

Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)

Barış Kaygusuz 

Arjantin'in yeni devlet başkanı Javier Milei'yi çenesine kadar uzanan uzun favorileri ve elinde salladığı elektrikli testereyle ekranlarınızda görüp, onu Marvel'in ünlü çizgi roman kahramanı Wolverine'e benzettiyseniz yalnız değilsiniz.

Milei'yle birlikte girdiği seçimlerden kongre üyesi olarak çıkan 43 yaşındaki profesyonel kostüm oyuncusu Lilia Lemoine de Guardian'a verdiği röportajda aynı benzetmeyi yapıyor: 

Wolverine'e benziyor. Wolverine gibi hareket ediyor. O bir antikahraman. Wolverine gerçekten çok çılgın ve düşmanlarına karşı çok saldırgan olabilir. Ancak sadece saldırıya uğradığında. O asla nedensiz yere öldürmez veya saldırmaz.

Lemoine'in Javier Milei için ortaya attığı antikahraman yakıştırması boşa değil.

Zira 2023'ün son çeyreğinde dünyanın konuştuğu isimlerden biri olmayı başaran Arjantinli siyasetçi 2020'de siyasete atıldığında hedefini "sistemi havaya uçurmak" olarak belirlemişti.

O dönem uzun, dağınık saçları ve deri ceketiyle bir rock yıldızı edasıyla hareket eden bu tuhaf siyasetçiyi ciddiye alanların sayısı bir hayli azdı. 

Ancak aradan geçen üç yılın ardından Javier Milei, dün bir önceki iktidarın ekonomi bakanı Sergio Massa'yı devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda aldığı yüzde 56'lık oyla geride bıraktı ve Güney Amerika'nın en büyük ikinci ekonomisinin başına geçmeyi başardı.

Trump ve Bolsonaro benzetmeleri

Hayran kitleleri Javier Milei için "çılgın" ve "peruk" lakaplarını kullansa da, o kendisinden bahsederken "aslan" demeyi tercih ediyor.

İklim değişikliğinin bir düzmece, cinsellik eğitiminin aileyi yok etmek için ortaya konan Marksist bir komplo olduğunu savunuyor. Ayrıca insanların hayati organlarını satmasına izin verilmesi gerektiğini düşünüyor.

Arjantinli Papa Francis'i sosyal adaleti savunan fikirleri nedeniyle bir "embesil" olarak, Amerikan gangster Al Capone'u ise serbest piyasa kurallarını uygulama konusundaki ısrarı nedeniyle bir "kahraman" olarak görüyor.

Bu kadar radikal fikirler, miting meydanlarındaki sıradışı dans figürleriyle birleşince akıllara doğal olarak eski ABD Başkanı Donald Trump geliyor. 

Arjantin'deki yerleşik siyasi düzenin dışından gelen bir politikacı olarak Trump ve "Brezilyalı Trump" olarak anılan eski Brezilya lideri Jair Bolsonaro'ya benzetilse de Milei, 21. yüzyıl Arjantini'nin kendi koşullarında ortaya çıkardığı benzersiz bir siyasetçi.

Zira bir nesli ekonomik krizlerle büyüten Latin Amerika ülkesinde yüzde 150'ye doğru ilerleyen enflasyon, hızla değer kaybeden para birimi ve nüfusun yüzde 40'ını etkileyen yoksulluk hakim politikacılara yönelik öfkeyi keskinleştirirken, Milei gibi renkli ve sıradışı bir figürü de özellikle genç seçmenin gözdesi haline getirdi.

Baş döndüren vaatler

Kendini liberteryen ve anarko-kapitalist olarak tanımlayan Javier Milei birkaç yıl önce ekranlarda sıkça görülen "konuşan kafalardan" biriyken, Arjantinli televizyoncuların favorisiydi.

Ekonomik krizle boğuşan ülkede Milei'nin hükümet harcamalarına ve hakim siyasetçi sınıfına karşı attığı sert nutuklar reytingleri artırmış, onu en çok izlenen isimlerden biri yapmıştı.

Birkaç ay öncesine kadar hiçbir siyasi uzmanın seçilme şansı tanımadığı Arjantinli siyasetçi seçim kampanyası sürecinde de çizgisini bozmadı.

Bu çizginin ana sembollerinden biri de mitinglerinde elinde taşıdığı elektrikli testere oldu. Milei, elindeki testereyle sistemi ve hükümeti budama vaadini seçmenlere aktarırken, aralarında eğitim ve sağlık bakanlıklarının da olduğu birçok hükümet kurumunu kapatarak harcamaları kısma sözü verdi.

Bununla da sınırlı kalmayarak krizlerin baş sorumlusu olarak gördüğü merkez bankasını kapatacağını ve Arjantin pezosunu tedavülden kaldırarak yerine Amerikan dolarını koyacağını söyledi. 

Uzmanlara göre, dolarizasyonun ülkeye maliyeti 40 milyar doları bulabilir ve Arjantin'in böyle bir parası yok. Dahası zaten 45 milyar dolarlık bir IMF programında olan ülkenin bu parayı borç alarak alabileceği bir kaynak da mevcut değil.

Bazılarına göreyse 18 bakanlığın 10'unu kapatmak isteyen, sağlık sektörünü tamamen özelleştirip yoksullar için eğitimi karneye bağlamayı planlayan Milei fazla ileri gidiyor ama ekonomiyi düzeltmeye kamu harcamalarıyla başlaması doğru yolda olduğunu gösteriyor.

Arjantin'de elinde elektrikli testeresiyle yıllanmış siyasetçilerin üzerine yürüyen Milei'nin zamanın ruhunu yakaladığı ve beklediği karşılığı sandıkta bulduğu açık.

Ancak partisinin 257 sandalyeli Arjantin Parlamentosu'na sadece 38 vekil sokabilmiş olması, yeni Arjantin liderini beklenenden ılımlı politikalara yönlendirme ihtimali de bir hayli yüksek.

Kişisel yaşamı: Kale çizgisinden grup seks partilerine

53 yaşındaki Javier Milei'nin kişisel yaşamı da en az siyasi çizgisi kadar dikkat çekici.

Yolcu taşımacılığı alanında çalışan iş insanı bir baba ve ev hanımı bir annenin oğlu olan Milei, gençlik yıllarına babasıyla yaşadığı sorunların damga vurduğunu ve o yıllar hakkında konuşmayı sevmediğini söylüyor.

Gençlik yıllarından bugüne kalan en önemli detaylarsa Rolling Stones şarkıları çalan bir rock grubunda gitar çalması ve Chacarita futbol kulübünün genç takımlarında kalecilik yapması.

Geçirdiği çapraz bağ sakatlığının ardından 19 yaşında futbola veda eden Milei, 1980'lerin hiperenflasyonist ortamında ekonomi okumaya karar vermiş.

Ailesinden yakın ilişkisini sürdürdüğü tek isimse, seçim kampanyasını da yöneten kız kardeşi Karine Milei. Kardeşinden "patron" diye bahseden Milei, iktidar yürüyüşünün mimarının Karine olduğunu savunuyor ve hatta kız kardeşinin "first lady" olabileceğini düşünüyor.

Televizyonların vazgeçilmez konuğu olduğu dönemde sadece ekonomi ve siyaset konuşarak reytingleri yükselttiğini söylemek de Milei'ye haksızlık olur. 

Zira Arjantin'in yeni lideri özel yaşamından sıklıkla bahsettiği televizyon macerasında, bir tantrik seks (Hindistan kökenli bir sevişme sanatı) ustası olduğunu söylemiş ve defalarca grup seks partilerine katıldığını belirterek izleyenlere konuyla ilgili ipuçları vermişti.

Arjantin lideri olma görevi "ölen köpeğinden"

Ve köpekleri... Milei, "4 ayaklı evlatlarım" olarak tanımladığı İngiliz Mastifi cinsi 4 köpeğini 2017'de hayatını kaybeden Conan isimli köpeğinin DNA'sından klonlatmış ve bunun için 50 bin dolar ödemiş.

Yeni köpekler de Milei'nin siyasi çizgisinden payını alarak, tarihteki liberal ekonomistlerin ismini almış; Murray, Milton, Robert ve Lucas.

Ancak köpeklerin Milei'nin siyasi yürüyüşüyle bağlantısı bununla da sınırlı değil. 

Conan öldükten sonra bir medyuma gittiğini söyleyen Milei, hayatını kaybeden köpeğinin medyum aracılığıyla kendisine "Tanrı'dan gelen Arjantin Devlet Başkanı olma misyonunu" ilettiğini öne sürüyor ve her fırsat bulduğunda köpeklerin "dünyanın en iyi stratejistleri" olduğunu dile getiriyor.

Independent Türkçe



Paris’ten Beyrut uyarısı: Bölgedeki gerginlik tehlikeli şekilde artıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
TT

Paris’ten Beyrut uyarısı: Bölgedeki gerginlik tehlikeli şekilde artıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Gabon'a yaptığı ziyaretten bir kare (AFP)

İsrail’in, askeri kapasitesini yeniden inşa ettiği gerekçesiyle Lübnan’daki Hizbullaha karşı geniş çaplı bir operasyon başlatabileceğine ilişkin endişeler giderek artıyor. Son haftalarda İsrail medyasında sıkça dile getirilen bu iddialar, pazar günü Beyrut’un güney banliyölerinden Haret Hreik’te Hizbullah’ın bir numaralı askeri yetkilisi Heysem Tabtabain’in hedef alınmasıyla sahada da kendini gösterdi.

Aynı zamanda İsrail’in atacağı olası adımlar hem Lübnan içinde hem de uluslararası çevrelerde ciddi kaygılara yol açıyor. Bu bağlamda, her zamanki gibi en hızlı tepkiyi veren ülke Fransa oldu. Paris, ismini vermeden Hizbullah’ın üst düzey bir komutanını hedef alan saldırıdan duyduğu endişeyi açıkladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen cumartesi CNBC Arabiya’ya verdiği röportajda Lübnan’daki durumun “son derece kırılgan” olduğunu ve önümüzdeki dönemin “belirleyici” nitelikte olacağını vurgulamıştı.

Fransız Dışişleri Sözcüsü Pascal Confavreux, pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “23 Kasım Pazar günü Beyrut’u hedef alan İsrail saldırısının, zaten son derece gergin olan ortamda tırmanma riskini artırdığı için Fransa’da derin bir endişe yarattığını” söyledi.

Fransa, her açıklamasında olduğu gibi tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak, tehditlerin raporlanması için oluşturulan ateşkes izleme mekanizmasının önemine dikkat çekti. Paris, geçen yıl kurulan ve bir ABD’li generalin başkanlık ettiği, bir Fransız subayın ise başkan yardımcılığı görevini üstlendiği bu mekanizmada aktif rol oynuyor. Mekanizmada Lübnan, İsrail ve Birleşmiş Milletler de yer alıyor.

fgth
Güney Lübnan'da İsrail'in Manara yerleşim birimine bakan bir UNIFIL gözlem noktası (EPA)

Fransa, bu mekanizmayı “taraflarca tanınan ve tek taraflı adımların engellenmesi ile hem Lübnan hem de İsrail’de sivillerin güvenliğinin sağlanması için gerekli çerçeve” olarak değerlendiriyor. Ancak mekanizmanın temel sorunu, geçen yıl imzalanan 27 Kasım 2024 Ateşkes Anlaşmasından bu yana İsrail’in günlük askeri operasyonlarını durdurmasını sağlayamaması. İsrail bu operasyonları, Hizbullah’ın ateşkese uymadığı ve askeri altyapısını yeniden inşa ettiği gerekçesiyle sürdürüyor. Fransız açıklaması, Paris’in “Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığını” yeniden teyit ediyor.

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Macron’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika danışmanı Anne-Claire Legendre, iki günlük bir ziyaret için Beyrut’a giderek üç üst düzey yetkili, Lübnan ordusu komutanı ve UNIFIL temsilcileriyle görüşmüştü


AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile iş birliğinde sınır yok

Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
TT

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Şarku'l Avsat'a konuştu: Suudi Arabistan ile iş birliğinde sınır yok

Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)

Üst düzey bir Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan’la iş birliğinin ‘sınırı olmadığını’ belirterek, Riyad’ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkeze dönüştüğünü, reform hızının yüksek olduğunu, değişime açık bir tutum sergilediğini ve net bir vizyona sahip olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, Brüksel’in Suudi Arabistan-Avrupa iş birliği için geniş ufuklar gördüğünü vurguladı. Sikela, bu iş birliğinin yalnızca ikili düzeyde değil; Afrika, Orta Asya, Güney Asya, Pasifik ve Karayipler’de de güçlü bir potansiyel taşıdığını ifade etti.

yhju
Avrupalı yetkili, Suudi Arabistan'ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini söyledi. (Avrupa Birliği)

Sikela, Riyad’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) Küresel Sanayi Zirvesi’ne katılımı sırasında yaptığı açıklamada, sürdürülebilir sanayi kalkınması, istihdam yaratma ve katma değer üretme başlıklarının küresel ekonominin ihtiyaçlarıyla örtüştüğünü belirtti.

UNIDO Küresel Sanayi Zirvesi

Jozef Sikela, Suudi Arabistan’ın UNIDO Küresel Sanayi Zirvesi’ne ev sahipliği yapmasının yerinde bir adım olduğunu belirterek, AB’nin UNIDO ile toplam taahhüt tutarı 350 milyon dolara yaklaşan 38 aktif program yürüttüğünü açıkladı. Sikela, “UNIDO’nun en büyük ortağı ve en büyük gönüllü katkı sağlayanı biziz” ifadesini kullandı.

Sikela, sanayi, ticaret ve enerji bakanlığı geçmişine de atıfta bulunarak, zirveyi Suudi yetkililerle görüşme fırsatı olarak değerlendirdiğini belirtti. Suudi bakanlarla, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) temsilcileriyle ve şirketlerle bir araya geldiğini ifade eden Sikela, iş birliğinin yalnızca AB ile Suudi Arabistan arasında değil, dünyanın başka bölgelerinde de derinleştirilebileceğini söyledi. Sikela, “Yenilenebilir enerji, hidrojen, madencilik, çevrenin korunması, eğitim ve mesleki gelişim gibi alanlarda aynı önceliklere sahibiz” dedi.

Suudi Arabistan’la ilişkiler hız kazanıyor

Sikela, Suudi Arabistan ile ilişkilerin ‘çok güçlü bir ivme kazandığını’ vurguladı. Geçen yıl Brüksel’de AB ile Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasındaki ilk zirvenin düzenlendiğini hatırlatan Sikela sözlerini şöyle sürdürdü: “Krallık, Körfez’deki en büyük ticaret ortağımız ve ekonomisini çeşitlendiren, net vizyona sahip bir ülke.”

sdefrgt
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Avrupa ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğinin sınırları olmadığını vurguladı. (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu’nun ülkeyi Avrupa şirketleri ve yatırımcıları için çok cazip bir merkez haline getirdiğini belirterek, “Neden? Çünkü net bir vizyona sahip olmak, net bir yön anlamına geliyor ve yatırımcıların aradığı da bu: istikrar ve öngörülebilirlik. 2030 Vizyonu, yatırımcılara gelecek konusunda güven veriyor” şeklinde konuştu.

Sikela, “Bu vizyonu Avrupa ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerdeki bakış açımız ve bölge ile dünya konusundaki sorumluluğumuzla birleştirebilirsek, iş birliğinin sınırı olmaz; çünkü ortak gündemimiz çok geniş” ifadelerini kullandı.

Jozef Sikela’ya göre Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmeye ve yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmeye odaklanıyor; bu öncelikler Avrupa’nın aynı alanlara gösterdiği ilgiyle örtüşüyor. Aynı durum, ortak çalışma alanı olarak görülen Orta Asya için de geçerli.

Sikela sözlerine şöyle devam etti: “Bu perspektiften bakıldığında Brüksel, Suudi Arabistan-Avrupa iş birliği için güney ülkelerinde geniş fırsatlar görüyor. PIF, Afrika, Orta Asya, Güney Asya, Pasifik ve Karayipler’de aktif; bu bölgeler aynı zamanda AB’nin ‘Global Gateway’ (Küresel Geçit) girişimi kapsamında değerlendiriliyor.”

‘Global Gateway’… Geleceğe yatırım

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, AB’nin benimsediği Global Gateway girişiminin, partner ülkelerde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla yatırım, teknoloji ve Avrupa standartlarını kullanarak uygulanan stratejik bir yatırım programı olduğunu vurguladı.

ty
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Vizyon 2030'un yatırımcılara gelecek konusunda güven verdiğini söyledi. (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, “Temel hedef geleceğe yatırım yapmak, bu da varlıklara yatırım yapmadan önce insanlara yatırım yapmayı içeriyor” dedi.

Sikela’ya göre AB ve üye ülkeler, dünyadaki kalkınma harcamalarının en büyük kaynağı; küresel harcamaların yüzde 40’ından fazlasını sağlıyorlar, oysa ekonomileri dünya üretiminin yalnızca yüzde 16’sını oluşturuyor.

Sikela, başlangıçta 2027’ye kadar 300 milyar euro hedeflendiğini, bu hedefin neredeyse bu yıl gerçekleştirildiğini ve bu nedenle hedefin 2027’ye kadar 400 milyar euroya yükseltildiğini belirtti.

Jozef Sikela, girişimin ‘eşit ortaklığa dayandığını ve ülkelere şart dayatmak veya dengesiz ilişkilere çekmek yerine güç kazandırmayı hedeflediğini’ ifade ederek, bunun giderek parçalanan bir dünyada geniş kabul gördüğünü söyledi.

İş birliğinin derinleştirilmesi

AB Uluslararası Ortaklıklar Komiseri, Global Gateway girişimini Suudi yetkililerle görüştüğünü ve iki tarafın çıkarına hizmet edecek iş birliği fırsatlarını ele aldıklarını belirtti.

Sikela, “Girişim, ortak çıkarı olan partnerler için kapalı değil. Suudi kurumlarının ve özel sektör yatırımlarının katılımını memnuniyetle karşılıyoruz. AB ile Suudi Arabistan arasında iş ortamının iyileştirilmesi konusunu da tartıştık. İlişkileri derinleştirecek ek adımlar bekliyoruz. Yapılacak çok iş var, ancak ilerleme hızlı ve doğru yoldayız” şeklinde konuştu.

Gelecek için büyük potansiyel

Sikela, Avrupa-Suudi Arabistan ilişkilerinin önümüzdeki beş yıldaki perspektifi sorulduğunda, Suudi Arabistan’ın hızla önemli bir ekonomik ve teknolojik merkez haline geldiğini vurguladı. Sikela, “Bugün bir bankacı olsaydım, Avrupa şirketlerine Suudi Arabistan’a ilgilerini artırmalarını tavsiye ederdim. Çünkü burası istikrarlı, öngörülebilir ve geleceğe yönelik büyük bir potansiyele sahip bir ortam” ifadelerini kullandı.

gty
Avrupa Birliği (AB) Uluslararası Ortaklıklar Komiseri Jozef Sikela, Şarku’l Avsat'a verdiği röportaj sırasında (Fotoğraf: Saad el-Anzi)

Sikela, “Suudi Arabistan’daki en büyük çekim unsurları, reformların hızı, değişime açıklık ve net vizyondur. Siz bir vizyon belirlediniz ve hükümetin bu vizyona bağlı olduğuna eminim; bunu her gün gösteriyorlar” dedi.

Jozef Sikela sözlerini şu ifadeyle tamamladı: “İşte AB ile Suudi Arabistan arasındaki iş birliğini tamamen farklı bir seviyeye taşımak için üzerine inşa etmek istediğimiz temel budur.”


Moskova'nın faaliyetleri artarken İngiliz Donanması Rus fırkateynini ve petrol tankerini durdurdu

İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
TT

Moskova'nın faaliyetleri artarken İngiliz Donanması Rus fırkateynini ve petrol tankerini durdurdu

İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)
İngiliz Kraliyet Donanması devriye gemisi "Severn" (gemi hesabı "X" platformu üzerinden)

İngiltere Savunma Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, İngiliz devriye gemisinin Manş Denizi'nde takip ettiği bir Rus firkateyni ve petrol tankerini durdurduğunu, Rus donanmasının İngiliz suları etrafındaki faaliyetlerinin son iki yılda yüzde 30 arttığını belirtti.

Bakanlık, Kraliyet Donanması devriye gemisi HMS Severn'in son iki hafta içinde Manş Denizi'nden geçiş yapan Rus firkateyni RFN Stoyky ve tanker Yelnya'yı durdurduğunu açıkladı.

AP’ye göre Severn, sonunda izleme görevini Bretonya açıklarında kimliği belirsiz bir NATO müttefik gemisine devretti.

Bakanlık, İngiltere'nin, kıyılarında konuşlu gemilere ek olarak, NATO'nun Kuzey Atlantik ve Arktik bölgesindeki Rus gemileri ve denizaltılarını izleme misyonu kapsamında İzlanda'ya üç Poseidon keşif uçağı konuşlandırdığını bildirdi.

Bu haber, Savunma Bakanı John Healey'nin gazetecilere, Rus casus gemisi Yantar'ın İskoçya açıklarındaki faaliyetlerini izleyen keşif uçağı pilotlarına lazer ışınları tuttuğunu söylemesinden sadece birkaç gün sonra geldi.

İngiltere, Yantar'ın eylemlerini "pervasız ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, topraklarına yönelik herhangi bir ihlale yanıt vermeye hazır olduğunu belirtti.

Haley çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Rusya'ya ve Putin'e mesajım şu: Sizi görüyoruz ve ne yaptığınızı biliyoruz" dedi.

Londra'daki Rusya Büyükelçiliği, Haley'nin sözlerine, İngiliz hükümetini "askeri bir saplantıyı körüklemekle" suçlayarak yanıt verdi ve Moskova'nın Birleşik Krallık'ın güvenliğini baltalamaya çalışmadığını ifade etti.