Arjantin'in başına geçen "testereli Wolverine" kim ve nasıl devlet başkanı seçildi?

53 yaşındaki Javier Milei, Arjantin ekonomisinde köklü bir değişim vadediyor

Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
TT

Arjantin'in başına geçen "testereli Wolverine" kim ve nasıl devlet başkanı seçildi?

Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)
Arjantin'in yeni lideri seçim kampanyası boyunca üzerinde "Milei 2023" yazan testeresiyle halkın karşısına çıkmıştı (Reuters)

Barış Kaygusuz 

Arjantin'in yeni devlet başkanı Javier Milei'yi çenesine kadar uzanan uzun favorileri ve elinde salladığı elektrikli testereyle ekranlarınızda görüp, onu Marvel'in ünlü çizgi roman kahramanı Wolverine'e benzettiyseniz yalnız değilsiniz.

Milei'yle birlikte girdiği seçimlerden kongre üyesi olarak çıkan 43 yaşındaki profesyonel kostüm oyuncusu Lilia Lemoine de Guardian'a verdiği röportajda aynı benzetmeyi yapıyor: 

Wolverine'e benziyor. Wolverine gibi hareket ediyor. O bir antikahraman. Wolverine gerçekten çok çılgın ve düşmanlarına karşı çok saldırgan olabilir. Ancak sadece saldırıya uğradığında. O asla nedensiz yere öldürmez veya saldırmaz.

Lemoine'in Javier Milei için ortaya attığı antikahraman yakıştırması boşa değil.

Zira 2023'ün son çeyreğinde dünyanın konuştuğu isimlerden biri olmayı başaran Arjantinli siyasetçi 2020'de siyasete atıldığında hedefini "sistemi havaya uçurmak" olarak belirlemişti.

O dönem uzun, dağınık saçları ve deri ceketiyle bir rock yıldızı edasıyla hareket eden bu tuhaf siyasetçiyi ciddiye alanların sayısı bir hayli azdı. 

Ancak aradan geçen üç yılın ardından Javier Milei, dün bir önceki iktidarın ekonomi bakanı Sergio Massa'yı devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda aldığı yüzde 56'lık oyla geride bıraktı ve Güney Amerika'nın en büyük ikinci ekonomisinin başına geçmeyi başardı.

Trump ve Bolsonaro benzetmeleri

Hayran kitleleri Javier Milei için "çılgın" ve "peruk" lakaplarını kullansa da, o kendisinden bahsederken "aslan" demeyi tercih ediyor.

İklim değişikliğinin bir düzmece, cinsellik eğitiminin aileyi yok etmek için ortaya konan Marksist bir komplo olduğunu savunuyor. Ayrıca insanların hayati organlarını satmasına izin verilmesi gerektiğini düşünüyor.

Arjantinli Papa Francis'i sosyal adaleti savunan fikirleri nedeniyle bir "embesil" olarak, Amerikan gangster Al Capone'u ise serbest piyasa kurallarını uygulama konusundaki ısrarı nedeniyle bir "kahraman" olarak görüyor.

Bu kadar radikal fikirler, miting meydanlarındaki sıradışı dans figürleriyle birleşince akıllara doğal olarak eski ABD Başkanı Donald Trump geliyor. 

Arjantin'deki yerleşik siyasi düzenin dışından gelen bir politikacı olarak Trump ve "Brezilyalı Trump" olarak anılan eski Brezilya lideri Jair Bolsonaro'ya benzetilse de Milei, 21. yüzyıl Arjantini'nin kendi koşullarında ortaya çıkardığı benzersiz bir siyasetçi.

Zira bir nesli ekonomik krizlerle büyüten Latin Amerika ülkesinde yüzde 150'ye doğru ilerleyen enflasyon, hızla değer kaybeden para birimi ve nüfusun yüzde 40'ını etkileyen yoksulluk hakim politikacılara yönelik öfkeyi keskinleştirirken, Milei gibi renkli ve sıradışı bir figürü de özellikle genç seçmenin gözdesi haline getirdi.

Baş döndüren vaatler

Kendini liberteryen ve anarko-kapitalist olarak tanımlayan Javier Milei birkaç yıl önce ekranlarda sıkça görülen "konuşan kafalardan" biriyken, Arjantinli televizyoncuların favorisiydi.

Ekonomik krizle boğuşan ülkede Milei'nin hükümet harcamalarına ve hakim siyasetçi sınıfına karşı attığı sert nutuklar reytingleri artırmış, onu en çok izlenen isimlerden biri yapmıştı.

Birkaç ay öncesine kadar hiçbir siyasi uzmanın seçilme şansı tanımadığı Arjantinli siyasetçi seçim kampanyası sürecinde de çizgisini bozmadı.

Bu çizginin ana sembollerinden biri de mitinglerinde elinde taşıdığı elektrikli testere oldu. Milei, elindeki testereyle sistemi ve hükümeti budama vaadini seçmenlere aktarırken, aralarında eğitim ve sağlık bakanlıklarının da olduğu birçok hükümet kurumunu kapatarak harcamaları kısma sözü verdi.

Bununla da sınırlı kalmayarak krizlerin baş sorumlusu olarak gördüğü merkez bankasını kapatacağını ve Arjantin pezosunu tedavülden kaldırarak yerine Amerikan dolarını koyacağını söyledi. 

Uzmanlara göre, dolarizasyonun ülkeye maliyeti 40 milyar doları bulabilir ve Arjantin'in böyle bir parası yok. Dahası zaten 45 milyar dolarlık bir IMF programında olan ülkenin bu parayı borç alarak alabileceği bir kaynak da mevcut değil.

Bazılarına göreyse 18 bakanlığın 10'unu kapatmak isteyen, sağlık sektörünü tamamen özelleştirip yoksullar için eğitimi karneye bağlamayı planlayan Milei fazla ileri gidiyor ama ekonomiyi düzeltmeye kamu harcamalarıyla başlaması doğru yolda olduğunu gösteriyor.

Arjantin'de elinde elektrikli testeresiyle yıllanmış siyasetçilerin üzerine yürüyen Milei'nin zamanın ruhunu yakaladığı ve beklediği karşılığı sandıkta bulduğu açık.

Ancak partisinin 257 sandalyeli Arjantin Parlamentosu'na sadece 38 vekil sokabilmiş olması, yeni Arjantin liderini beklenenden ılımlı politikalara yönlendirme ihtimali de bir hayli yüksek.

Kişisel yaşamı: Kale çizgisinden grup seks partilerine

53 yaşındaki Javier Milei'nin kişisel yaşamı da en az siyasi çizgisi kadar dikkat çekici.

Yolcu taşımacılığı alanında çalışan iş insanı bir baba ve ev hanımı bir annenin oğlu olan Milei, gençlik yıllarına babasıyla yaşadığı sorunların damga vurduğunu ve o yıllar hakkında konuşmayı sevmediğini söylüyor.

Gençlik yıllarından bugüne kalan en önemli detaylarsa Rolling Stones şarkıları çalan bir rock grubunda gitar çalması ve Chacarita futbol kulübünün genç takımlarında kalecilik yapması.

Geçirdiği çapraz bağ sakatlığının ardından 19 yaşında futbola veda eden Milei, 1980'lerin hiperenflasyonist ortamında ekonomi okumaya karar vermiş.

Ailesinden yakın ilişkisini sürdürdüğü tek isimse, seçim kampanyasını da yöneten kız kardeşi Karine Milei. Kardeşinden "patron" diye bahseden Milei, iktidar yürüyüşünün mimarının Karine olduğunu savunuyor ve hatta kız kardeşinin "first lady" olabileceğini düşünüyor.

Televizyonların vazgeçilmez konuğu olduğu dönemde sadece ekonomi ve siyaset konuşarak reytingleri yükselttiğini söylemek de Milei'ye haksızlık olur. 

Zira Arjantin'in yeni lideri özel yaşamından sıklıkla bahsettiği televizyon macerasında, bir tantrik seks (Hindistan kökenli bir sevişme sanatı) ustası olduğunu söylemiş ve defalarca grup seks partilerine katıldığını belirterek izleyenlere konuyla ilgili ipuçları vermişti.

Arjantin lideri olma görevi "ölen köpeğinden"

Ve köpekleri... Milei, "4 ayaklı evlatlarım" olarak tanımladığı İngiliz Mastifi cinsi 4 köpeğini 2017'de hayatını kaybeden Conan isimli köpeğinin DNA'sından klonlatmış ve bunun için 50 bin dolar ödemiş.

Yeni köpekler de Milei'nin siyasi çizgisinden payını alarak, tarihteki liberal ekonomistlerin ismini almış; Murray, Milton, Robert ve Lucas.

Ancak köpeklerin Milei'nin siyasi yürüyüşüyle bağlantısı bununla da sınırlı değil. 

Conan öldükten sonra bir medyuma gittiğini söyleyen Milei, hayatını kaybeden köpeğinin medyum aracılığıyla kendisine "Tanrı'dan gelen Arjantin Devlet Başkanı olma misyonunu" ilettiğini öne sürüyor ve her fırsat bulduğunda köpeklerin "dünyanın en iyi stratejistleri" olduğunu dile getiriyor.

Independent Türkçe



İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
TT

İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)

Uzmanlara göre İran'da son 40 yılın en büyük toplumsal değişimlerinden biri yaşanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, gençlerin başını çektiği dönüşüm kapsamında son dönemde binlerce kişinin katıldığı açık hava pop konserleri ve kadınların saçı açık şekilde erkeklerde dans ettiği eğlenceler düzenlendiği yazılıyor. 

Sokak müzisyenleri ve hip-hop dansçılarından sabah yoga grupları ve sanat festivallerine kadar özellikle Tahran'da çeşitli organizasyonların yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Başkente ek olarak bazı etkinliklerin Şiraz, İsfahan, Yezd gibi çeşitli şehirlere de yayıldığı aktarılıyor. Hatta çöldeki bazı bölgelerde özel rave partileri düzenlendiği belirtiliyor.

İranlı sosyolog Fadime Hassani, gençlerin "ikili hayat yaşamak istemediğini" özel ve kamusal alan arasındaki ayrımların gittikçe bulanıklaştığını söylüyor: 

Son 40 yılda İran kültürünün büyük bir kısmı özel alanlarda, yani evlerde, partilerde ve kısıtlı ortamlarda varlığını sürdürdü. Ancak bugün aynı değerler, duygular ve yaşam tarzları kamusal alanda da yeniden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında daha fazla sosyal özgürlük vaadinde bulunmuştu. NYT'nin analizinde hükümetin gençlerin liderliğindeki dönüşümü "bastırmaktan çekindiği veya buna gücünün yetmediği" yorumu yapılıyor. 

22 yaşındaki Mahsa Emini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesiyle İran'da 2022'de patlak veren protesto dalgası da hatırlatılıyor. Kuraklık, ekonomik kriz ve haziranda 12 gün süren İsrail-İran savaşının etkilerinden toparlanmaya çalışan Tahran yönetiminin, benzer bir tepkiyle karşılaşma endişesiyle etkinliklere karşı sert önlemler almadığı yazılıyor. 

Diğer yandan muhafazakarların değişimden rahatsız olduğuna da dikkat çekiliyor. NYT'nin İran medyasından aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı, sosyal kurallardaki gevşemeye ve kadınların başörtüsünden uzaklaşmasına dair ülkenin dini lideri Ali Hamaney'e rapor sundu. Hamaney'in de "gençlerin ve kadınların hizaya getirilmesi" talimatı verdiği öne sürülüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Iran Wire


Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.