BMGK’da Gazze'de ateşkes ve Filistin devletinin tanınması sesleri yükseldi

BMGK’da düzenlenen üst düzey Gazze oturumuna Çin Dışişleri Bakanı Wang başkanlık ederken, uzlaşı için de taslak bir belge açıkladı. Gazze'nin geleceğine ilişkin önerilerle ilgili bir ‘çalışma grubu’ oluşturuldu.

Prens Faysal bin Ferhan, New York’ta ‘Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi’nin basın toplantısına katıldı (Reuters)
Prens Faysal bin Ferhan, New York’ta ‘Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi’nin basın toplantısına katıldı (Reuters)
TT

BMGK’da Gazze'de ateşkes ve Filistin devletinin tanınması sesleri yükseldi

Prens Faysal bin Ferhan, New York’ta ‘Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi’nin basın toplantısına katıldı (Reuters)
Prens Faysal bin Ferhan, New York’ta ‘Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi’nin basın toplantısına katıldı (Reuters)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yapılan üst düzey oturumda, Gazze'de ‘derhal kalıcı ateşkes ilan edilmesi’ ve İsrail'in sadece Gazze Şeridi'nde değil Batı Şeria'da da milyonlarca Filistinli sivile uyguladığı toplu cezalandırma politikasının reddedilmesi talebinde bulunan sesler yükseldi.

Oturumda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile hem Arap hem de Arap olmayan ülkelerin dışişleri bakanları tarafından ilkeler sıralandı. Bu çerçevede, başkenti Doğu Kudüs olan, Haziran 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması dahil olmak üzere Filistinlilerin iki devletli çözüm temelinde kendi kaderlerini tayin etme hakkını tanıyan bir BM kararı çıkarılması istendi. Ayrıca, somut sonuçlar elde edilmesini sağlayacak bir uluslararası barış konferansı düzenlenmesi talep edildi.

Çin'in bu ayki BMGK dönem başkanı sıfatıyla 29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü’nde düzenlediği toplantıda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze Şeridi'nde kalıcı ateşkes ilan edilmesi, acil insani koridorlar oluşturulması ve tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunan 2712 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin bir konuşma yaptı.

sadfe
BMGK’da dün İsrail ile Hamas arasındaki savaşın ele alındığı oturumda oturuma başkanlık eden Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile konuşurken (AFP)

Hem İsrail hem de Filistin tarafında mağdurların olduğunu söyleyen Guterres, BMGK kararı çerçevesinde Gazze'nin geleceğine ilişkin acil önerilerde bulunmak üzere bir çalışma grubu kurduğunu açıkladı. Gazze halkının dünyanın gözü önünde büyük bir insani felaket yaşadığını, bundan kimsenin gözünü kaçırmaması gerektiğini vurguladı. BM Genel Sekreteri, ateşkes süresinin uzatılması için sürdürülen müzakerelerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Guterres, insani nedenlerle gerçek bir ateşkes ilan edilmesine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

Guterres, BM kararları ve uluslararası hukuk temelinde İsrail ve Filistin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşadığı iki devletli çözüm yolunda kararlı ve geri döndürülemez bir şekilde ilerleyerek bölge halklarına bir ufuk açılması gerektiğini vurguladı.

Yeni ve farklı bir yaklaşım

Guterres’in ardından söz alan BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, “Geçmişteki çabalarımız yeterli olmadı. Bu, bugün Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'nde yankılanan bir mesajdır. Yeni ve farklı bir yaklaşım gerekiyor. Aksi takdirde, açıkça yönetilemez hale gelen bir çatışma girdabına girmeye mahkumuz” ifadelerini kullandı.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Gazze’deki geçici ateşkesin devam ettiğini belirtirken Gazze'de yaşananların bir savaş değil, kimsenin ve hiçbir şeyin haklı gösteremeyeceği bir katliam olduğunu vurguladı. Filistin halkının ‘bekalarına yönelik bir tehditle karşı karşıya olduğu’ konusunda uyaran Maliki, “İsrail'in bekasının tehdit altında olduğundan söz ediliyor. Asıl beka tehdidi altında olan Filistin ve tüm bunlar ayan-beyan herkesin gözü önünde gerçekleşiyor. Kanunlara ve politikalara dönüştürülüyor. Bu yok etme, İsrailli askerler ve yerleşimciler tarafından vahşice gerçekleştiriliyor. Kelimenin tam anlamıyla haritadan siliniyoruz” şeklinde konuştu.

sdfe
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin üçüncü gününde Gazze'deki Şifa Hastanesi'nin girişindeki Filistinliler, 26 Kasım 2023 (AFP)

İsrail'in şu anda 75 yıl önce yaşanan Nekbe’yi (Büyük Felaket) yeniden gerçekleştirmeye çalıştığını söyleyen Filistinli bakan, ‘yeryüzünde hiçbir gücün Filistinlileri Filistin'den, Filistin'i de Filistinlilerin kalplerinden söküp atamayacağını’ vurguladı.

sferg
BMGK’nın bu ay ki dönem başkanlığını devralan Çin’in Dışişleri Bakanı Wang Yi, dün New York'taki BM genel merkezinde yapılan üst düzey oturumda Ortadoğu'daki son durum ve İsrail ile Hamas arasındaki savaş hakkında konuştu (AFP)

Öte yandan İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, Hamas'ın tüm rehineleri serbest bırakması ve ‘katliama karışan tüm teröristleri’ teslim etmesi halinde savaşın yarın, hatta bugün sona erebileceğini söyledi. Yaklaşık iki ay süren savaşın ardından Hamas'ın ‘vahşi suçlarının’ BMGK ya da başka bir BM kuruluşu tarafından halen kınanmamış olmasının şoke edici olduğundan şikayet eden Erdan, “Ateşkesi destekleyen herkes, aslında Hamas'ın Gazze'deki terörist yönetimini sürdürmesini destekliyor” dedi.

Çin’den çözüm için taslak belge

BMGK’daki üst düzey oturuma başkanlık yapan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, krizden ve çatışmadan çıkışın yolunun iki devletli çözümden geçtiğini vurguladı. Herkesin ‘savaş ve barış arasındaki o keskin virajda’ olduğunun ve uluslararası toplumun çözüm bulmak için çalışması gerektiğinin altını çizen Wang, diyalog ve müzakerenin, hayat kurtarmanın en iyi yolu olduğunu söyledi. ‘Savaşların yeniden başlamasının muhtemelen tüm bölgeyi etkileyen bir felakete dönüşeceği’ uyarısında bulunan Çinli bakan, geçici ateşkesin müzakere edilmiş kalıcı bir ateşkesin başlangıcı olmasını umduğunu belirtti. Wang Yi, BMGK’nın sorumluluk alması ve daha fazla adım atması yönündeki çağrılara bir an önce yanıt vermesi gerektiğini vurguladı. Wang, ülkesinin çatışmanın çözümüne ilişkin bir taslak belge sunduğunu açıkladı.

İngiltere'nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lord Tarık Ahmed, tüm dünyanın Ortadoğu’ya dikkat kesildiğini söyleyerek “Gözlerimizin önünde bir trajedi yaşanıyor” dedi. Ateşkesin son derece ihtiyaç duyulan bir nefes arası olduğunu ifade eden Lord Ahmed, “Ateşkes anlaşması, rehinelerin ailelerine umut vermek ve hayati önem taşıyan insani yardımın Gazze'ye girmesine olanak sağlamak için önemli bir fırsat” diye konuştu.

ABD’nin tutumu

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, geçici ateşkesin ‘bir umut ışığı’ olduğunu belirterek “Bu salonda yaptığımız işler önemli olsa da ilerlemenin çoğu zaman bu duvarların dışında gerçekleştiğini söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin ilk günden beri doğrudan diplomasiye yönelik bir yaklaşım sergilediğini söyleyen Thomas-Greenfield, uzatılan ateşkesin ardından topun artık Hamas'ın sahasında olduğunu da sözlerine ekledi.

Thomas-Greenfield, “Hamas'ın insanları canlı kalkan olarak kullanmaya devam ettiğini biliyoruz. Fakat bu, İsrail'in uluslararası insancıl hukuk kapsamında sivilleri koruma sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor” şeklinde konuştu.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Bakanı Halife Şahin el-Marar, mevcut ateşkesin bir ‘umut işareti’ olduğunu söyledi. Bu ateşkesi sağlamak için Katar, ABD ve Mısır’ın gösterdiği diplomatik çabaları takdir ettiğini ifade eden Marar, “Filistin meselesinin adil, kalıcı ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaştırılması ihtimaline duyulan umudu canlandırmak için çalışmamız gerekiyor” dedi.

İsrail'in tüm Filistin ve Arap toprakları üzerindeki işgaline son vermeden ve 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail'le yan yana, güvenlik ve barış içinde yaşayan ve karşılıklı olarak tanınan bağımsız bir Filistin devleti kurmadan sürdürülebilir barışa ulaşmanın mümkün olmayacağını vurguladı.

Endişe verici boyutlar

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, ‘iki ayı aşkın bir süredir devam eden endişe verici boyutlardaki çatışmanın Ortadoğu'yu kasıp kavurduğu’ uyarısında bulunarak, “(Çatışmanın) son on yılların en ölümcül bölgesel çatışmalarından biri haline geldiğini söylersek abartmış olmayız. Artık ertesi günü düşünmenin zamanı geldi. Gazze'nin yeniden inşasının yolu ve genel olarak Filistin sorununa uzun vadeli bir çözümün geleceği hakkında pek çok soru işareti var” yorumunu yaptı. Nebenzya, Rusya'nın bu yönde aktif olarak çalıştığını da sözlerine ekledi.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ise geçtiğimiz haftalarda Filistinlilerin ‘cehennemi yaşadığını’ söyledi. Ülkesinin kan dökülmesini durdurmak ve rehinelerin iade edilmesini sağlamak için taraflarla birlikte yürüttüğü temaslar hakkında konuşan Katarlı yetkili, anlaşmanın ateşkes süresinin uzatılmasını ve Filistinli rehineler ve mahkumların serbest bırakılmasını sağladığını kaydetti. Anlaşmanın, aynı zamanda Gazze'ye daha fazla yardımın ulaştırılmasının önünü açtığını söyleyen Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, doğrudan eyleme geçmekten kaçınmanın yalnızca şiddetin tırmanmasına yol açacağını ve barışa yönelik gerçek önlemler almanın zamanının geldiğini vurguladı. Barış çağrısında bulunduklarını bir kez daha ifade eden Katarlı yetkili, “Filistin devleti kurulmadan bölge huzur ve güvene kavuşamayacak” dedi.

Suudi Arabistan’ın tutumu

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al Suud, Gazze Şeridi'ne insani yardımların yeterli ve sürdürülebilir şekilde ulaştırılması çağrısında bulundu. BMGK’dan Filistin Devleti'nin tanınmasına ilişkin bir karar çıkarılmasını talep ettiklerini söyledi. Kendilerini barışa yaklaştıran Gazze'de ulaşılan ateşkes ve İsrail'in onlarca yıldır devam eden barış çabalarına verdiği yanıt olduğunu belirten Prens Bin Ferhan, “Barışın bizim stratejik tercihimiz olduğunu hatırlatıyor ve karşı tarafın da tercihi olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

İsrail, Filistin Devleti'ni ne zaman tanıyacak? Artık Filistin Devleti'nin bir BMGK kararıyla uluslararası alanda tanınmasının ve BM’ye tam üye olmasının zamanı gelmiştir. İki devletli çözümün uygulanmasını sağlayacak ciddi ve inandırıcı bir barış sürecinin başlatılması için BM himayesinde uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesi çağrısını bir kez daha yineliyoruz.

Diğer taraftan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, ülkesinin ‘Filistin halkını topraklarından uzaklaştırarak Filistin meselesini ortadan kaldırmaya yönelik her türlü niyeti’ reddettiğini bir kez daha dile getirdi. Şukri, İsrail’in Gazze’de yaptığının, Filistinliler için ‘hayatı imkansız hale getirmeye yönelik kasıtlı bir politika’ olduğunu da sözlerine ekledi.

Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi (AL) Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde kurulması kararlaştırılan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın başkanlığını üstlendiği, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdul Rahman bin Casim Al Sani, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, AL Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Malezya Dışişleri Bakanı Zambry Abdul Kadir ve BAE Devlet Bakanı Halife Şahin el-Marar’ın üyeleri arasında olduğu Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA’nın aktardığına göre, toplantıda, Gazze Şeridi ve çevresindeki durumla ilgili gelişmelerin yanı sıra insani ateşkesin bazı rehinelerin serbest bırakılması ve ailelerine dönmesiyle elde ettiği sonuçlar ele alındı. Ayrıca, acil ateşkes için gösterilen çabalarla birlikte uluslararası toplumun sivilleri koruma sorumluluğunu yerine getirmesinin ve uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk ilkelerinin uygulanmasının önemine değinildi.

Toplantıda, Filistin halkının İsrail işgal güçlerinin ihlallerinden korunmasına ve güvenliklerinin sağlanmasına ilişkin BM’nin aldığı kararların uygulanmasına dikkat çekildi. Ayrıca, iki devletli çözüme ilişkin uluslararası kararların hayata geçirilmesiyle barış sürecine geri dönülmesinin, Filistin halkının, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurmalarına ilişkin meşru haklarına kavuşturulmalarının önemi de vurgulandı.

Arap ve İslam ülkeleri Dışişleri Bakanları Komitesi üyeleri, uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ne acil insani yardım ulaştırılması için yardım koridorlarının güvenliğinin sağlanması amacıyla tüm etkili önlemleri almasının önemine ilişkin taleplerini yineledi. Üyeler, kardeş Filistin halkının zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiklerini teyit etti.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.