İsrail'in Gazze'deki savaşı ABD’deki bölünmeyi yeniden gün yüzüne çıkardı

Biden yönetimi, “İsrail'i desteklemek, ahlaki sorumluluk ve siyasi çıkar arasında” zor durumda

Biden, 18 Ekim'de ortak basın toplantısında Netanyahu ile birlikte (DPA)
Biden, 18 Ekim'de ortak basın toplantısında Netanyahu ile birlikte (DPA)
TT

İsrail'in Gazze'deki savaşı ABD’deki bölünmeyi yeniden gün yüzüne çıkardı

Biden, 18 Ekim'de ortak basın toplantısında Netanyahu ile birlikte (DPA)
Biden, 18 Ekim'de ortak basın toplantısında Netanyahu ile birlikte (DPA)

Başkan Joe Biden yönetiminin Gazze'deki savaşa ilişkin tutumu konusunda Amerikan kamuoyunda bölünmeler artarken, Beyaz Saray'da ABD’nin bu savaşa yönelik politikaları konusunda da bölünmeler artıyor. Kalıcı bir ateşkes talep eden Demokrat Parti içinde ABD'nin İsrail'e askeri yardımına karşı eleştiriler geliyor.

Beyaz Saray yetkilileri, son haftalarda ABD’de yaşayan Arap seçmenler arasında Biden'a verilen desteğin önemli ölçüde azaldığını gösteren kamuoyu yoklamalarının sonuçlarından endişe duyuyor. Yönetim aynı zamanda İsrail'e verilen mutlak destek, binlerce Filistinli sivilin ölümünün ‘ahlaki sorumluluğu’ ve zorlu 2024 seçim yarışının ortasında siyasi çıkarların bir sonucu olarak gergin bir durumla karşı karşıya. Washington Post, ‘Gazze'deki savaş, Biden ve yönetimini diğer tüm meselelerden daha fazla sarsacak’ diye yazdı.

dsfve
Amerikan kamuoyunda, Gazze'deki savaşa yönelik fikir ayrılıkları dolayısıyla Başkan Biden üzerindeki baskı artıyor (AP)

Biden'ın tutumu, ilk başlarda İsrail’i güçlü bir şekilde desteklediği açıklamalarının ardından, insani yardıma vurgu yapan, ateşkesin uzatılması, rehinelerin serbest bırakılmas gerektiği ve İsrail'e ‘sivillerin hayatlarıyla ilgili’ uyarılarda bulunan konuşmalara dönüştü.

Anketler

New York Times, İsrail ile Hamas arasındaki Gazze savaşının her düzeyde bölünme ve kutuplaşmanın bir örneği haline geldiğine dikkati çekti. Geçtiğimiz yedi hafta boyunca yapılan dört büyük kamuoyu yoklamasının sonuçları ve sonuçlardaki değişimin boyutları incelenirken, Marist College ve PBS anketleri, İsrail'i destekleyen Amerikalıların sayısının Filistinlileri destekleyenlerin sayısından daha fazla olduğunu gösterdi. Ekonomist dergisinin anketi de aynı sonuçları gösterdi. NBC'nin yaptığı ankete göre de Amerikalıların yüzde 47'si İsrail'i destekliyor. Yüzde 24'ü buna karşı olumsuz tutumları olduğunu belirtti. Amerikalıların çoğu Hamas'ı suçluyor ve savaşın ana nedeninin İsrail'in Gazze kuşatması değil, 7 Ekim'de İsraillilerin öldürülmesi ve kaçırılması olduğunu düşünüyor.

cdfre
Filistinli satıcılar, İsrail'in Gazze'yi bombalaması sonucu yıkılan evlerin ortasında ateşkes sırasında mallarını sergiliyor (Reuters)

Quinnipiac Üniversitesi'nin yaptığı ‘şiddetin patlak vermesinden en çok kim sorumlu?’ konulu ankete, katılımcıların yüzde 69'u Hamas'ın, yüzde 15'i ise İsrail'in sorumlu olduğu cevabını verdi. Amerikalıların çoğu İsrail'in, ABD'nin önemli bir müttefiki olduğuna inanıyor ve yüzde 70'i İsrail'i desteklemenin ABD'nin ulusal çıkarına olduğunu düşünüyor.

Son haftalarda İsrail'in eylemlerine verilen destek azaldı... Marist'in yakın zamanda yaptığı bir ankete katılanların çoğu, İsrail ordusunun tepkisinin ‘çok agresif’ olduğunu söyledi. Quinnipiac anketine göreyse ‘Filistinlilere İsraillilerden daha fazla sempati duyduğunu’ söyleyenlerin oranı da geçen ayki yüzde 15 orandan, bu ay yüzde 25'e yükseldi. Çok sayıda Amerikalı, Gazze'de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan sivillerin kaybıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

Amerikalıların yüzde 8'inden fazlası Ipsos'a (Reuters'in birkaç hafta önce yaptığı bir ankete göre) insani yardımların Gazze halkına ulaşması için, İsrail’in askeri operasyonlarını durdurması gerektiğini belirtti.

İdeolojik ihtilaflar

Savaş, aynı zamanda Demokrat Parti içindeki geniş ideolojik farklılıkları da ortaya çıkardı. Liberaller Filistinliler’e, İsrailliler’e göre daha fazla destek veriyor. Bu da, Amerikan solundaki şiddetli tartışmaların bir yansıması olarak yorumlandı. Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasında büyük bir uçurum olması şaşırtıcı değil.

Gallup tarafından yayınlanan bir ankete göre Cumhuriyetçilerin yüzde 71'i İsrail'in askeri harekatını desteklerken, Demokratların yüzde 36'sı İsrail'in askeri harekatını destekliyor. Anket, genç yaş grupları arasındaki ayrımın ileri yaş gruplarına göre arttığını doğruluyor. 55 yaş üstü Amerikalıların yüzde 63'ü İsrail'i desteklerken, 18-34 yaş arası gençler arasında İsrail'e verilen destek yüzde 36'nın altına düştü.

Gençler arasında İsrail'e verilen desteğin azaldığını belirten tek kuruluş Gallup değil, daha ziyade Reuters ve Ipsos'un Kasım ayı başında yaptığı anketin sonuçları da benzer. Yetişkin seçmenler arasında İsrail'e verilen destek Ekim'deki yüzde 41'den Kasım'da yalnızca yüzde 32'ye düştü.

Çatışmanın sona ermesine destek

New York Times ise bu konuda iki sonucuna vardı. Birincisi, Ipsos'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların çoğu İsrail'in askeri tepkisinin ‘anlaşılabilir ve makul’ olduğunu söylüyor. Bu kapsamda katılımcıların yüzde 76'sı İsrail'in ‘bir terör saldırısına ve sivillerin rehin alınmasına karşı her ülkenin yapacağı şeyi yaptığına’ inanıyor.

sdf
İsrail ile Hamas arasındaki geçici ateşkes sırasında Gazze sınırı yakınında bir tankın üzerindeki İsrail askerleri (Reuters)

Gazetenin işaret ettiği ikinci gerçek ise Amerikalıların çoğunun savaşın tamamen sona ermesini ve tam bir ateşkesi desteklemeleri yönünde. Tam bir ateşkese verilen desteğin yüzde 16'ya kıyasla yüzde 65'e ulaştığı YouGov anketi bunu açıkça ortaya koydu. Ipsos anketine katılanların yüzde 68'i İsrail'in ateşkes çağrısı yapması ve müzakere etmeye çalışması gerektiğini belirtti.

Tam bir ateşkes konusunda farklı görüşler var ve bazıları bunun İsrail için bir yenilgi, Hamas için ise bir zafer olacağına inanıyor. Gazete, büyük bir kesimin İsrail'in Hamas'ı devirme çabalarını desteklediğini ancak büyük bir çoğunluğun da binlerce Filistinli sivilin öldürülmesini reddettiğini belirtiyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.