KKTC lideri Tatar'dan AB'ye iki devletli çözüm resti

"Federal anlaşma planları 50 yıl boyunca tartışıldı ama hiçbir şey başarılamadı"

Cambridge Üniversitesi mezunu Tatar, 2009'dan bu yana Kıbrıs siyasetinin etkili isimlerinden biri (Reuters)
Cambridge Üniversitesi mezunu Tatar, 2009'dan bu yana Kıbrıs siyasetinin etkili isimlerinden biri (Reuters)
TT

KKTC lideri Tatar'dan AB'ye iki devletli çözüm resti

Cambridge Üniversitesi mezunu Tatar, 2009'dan bu yana Kıbrıs siyasetinin etkili isimlerinden biri (Reuters)
Cambridge Üniversitesi mezunu Tatar, 2009'dan bu yana Kıbrıs siyasetinin etkili isimlerinden biri (Reuters)

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD merkezli yayın organı Politico'ya konuştu.

Tatar, Avrupa Birliği'nin Kıbrıs'ta iki devletli çözümü kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Adanın kuzeyi ve güneyinin birleşmeyeceğini vurgulayan Tatar, "AB yıllardır aynı şeyi yapıyor, hiçbir şey değişmiyor. Federal anlaşma planları 50 yıl boyunca tartışıldı ama hiçbir şey başarılamadı. Birleşmiş Milletler de Avrupalılar da bunun farkında. Ama her 6 ayda bir, Kıbrıs için federal bir çözüm adına masaya oturmamızı istiyorlar" diye konuştu.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak adına yürütülen son müzakereler 2017'de çökmüş, ardından herhangi bir resmi görüşme yürütülmemişti. 

2020'de Ersin Tatar'ın göreve gelmesinin ardından KKTC'nin konuyla ilgili politikası, iki devletli çözüm üzerine şekillenmişti.

AB dış politika şefi Josep Borrell, geçen ay yaptığı açıklamada görüşmelerin kaldığı yerden devam etmesini istediklerini söylemişti.

Tatar, "Nasıl bana bu kadar saygısızlık ederek, federal anlaşmanın tek yol olduğunu söylüyorsunuz? Bundan daha fazlası olmalı. Kıbrıslı Rumlar bunu söylese, saygı duyarım. Ama AB ve BM'nin böyle açıklamalar yapması tarafsızlıklarına gölge düşürmüyor mu? Daha tarafsız olmalarını bekliyoruz ve öyle olmamaları beni üzüyor" diye konuştu.

Adada varılacak olası bir anlaşmanın sürdürülebilir olması gerektiğini belirten KKTC lideri, "Burada yaşıyoruz, sorunu biliyoruz. Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın adil, uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Adaki Türk askeri varlığının Kıbrıslı Türklerin güvende hissetmesinin tek yolu olduğunu belirten Tatar, "Avrupalı hissediyoruz ama Türkiye'den ayrılamayız. Orası bizim anavatanımız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın perşembe günü Atina'da Yunanistan lideri Kiryakos Miçotakis'le yaptığı görüşmede Kıbrıs konusu da gündeme gelmişti. 

Miçotakis çözüm içim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarını işaret ederken, Erdoğan adanın gerçeklerine göre hareket edilerek kalıcı bir çözüm bulunması çağrısı yapmıştı.

Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Hristodulidis de Türkiye'yle Yunanistan arasındaki ilişkilerin iyileşmesinin adadaki çözüme katkı sağlayabileceğini söylemişti.

Independent Türkçe



Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
TT

Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)

ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçiler dün, Donald Trump'ın kampının prestijli eğitim kurumuna yönelik son saldırısında, eşitlik yasalarını ihlal etmekle suçladıkları Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdular.

Trump yönetimi birkaç haftadır, Gazze Şeridi'ndeki savaşa karşı öğrenci hareketleri sırasında antisemitizmin tırmanmasına izin vermekle suçlanan bazı Amerikan üniversiteleriyle mali bir çatışmaya girmiş bulunuyor. Trump yönetiminin hedef aldığı üniversiteler arasında, ABD hükümetinin taleplerini reddetmesinin ardından 2.2 milyar dolarlık hibesi dondurulan Harvard Üniversitesi de bulunuyor. Trump, “nefret ve aptallık” yaymakla suçladığı Harvard Üniversitesi'ne tanınan vergi muafiyetini iptal ederek daha da ileri gitmekle tehdit ediyor.

“Harvard'ın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bence yaptıkları şey bir rezalet,” diyen Trump, dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘avukatlar tarafından ele alınan’ davayla ilgisini küçümsedi.

Cumhuriyetçi yetkililer, bir meclis soruşturması başlatıldığını duyurdukları mektuplarında, üniversite yönetimine, özellikle ırk temelinde ayrımcılık olmak üzere “medeni haklar yasalarına uyumsuzluğunu” izleyeceklerini bildirdiler. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi Başkanı James Comer ve Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik, “Harvard Üniversitesi, sizin talimatınızla, Harvard'ı yasalara uygun hale getirmeyi amaçlayan federal yetkililer tarafından önerilen makul bir uzlaşma anlaşmasını değerlendirmeyi reddettiği ölçüde yasadışı ayrımcılığı önleyemiyor ya da önlemek istemiyor gibi görünüyor” diye yazdı. Üniversite Başkanı Alan Garber'a hitaben “Hiçbir kurumun yasaları çiğneme hakkı yoktur” ifadelerini kullandılar.

Bu tehdit, çarşamba günü Trump yönetimi tarafından yapılan ve üniversitenin kabul, işe alım ve siyasi yönelim alanlarında incelemeye tabi tutulmayı kabul etmemesi halinde, yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi düşünen bir başka tehdidin ardından geldi. Birçok profesör ve öğrenci, üniversitenin Trump yönetiminin taleplerini reddetmesini nadir görülen bir direniş işareti olarak memnuniyetle karşılarken, New York'taki Columbia Üniversitesi Cumhuriyetçilerin baskısı altında reformları kabul etti.

Araştırmacı Avi Steinberg, Harvard Üniversitesi personeli ve öğrencilerinin dün Boston yakınlarındaki Cambridge'de bulunan kampüste, Trump yönetimine karşı gösteri düzenlediklerini söyledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Steinberg, “Harvard'ın öğrencilerine ve öğretim üyelerine verdiği sözleri yerine getirmesini, kampüsteki her öğrenciyi korumasını, öğretim üyelerini ve özellikle de ifade özgürlüğünü korumasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.

30 bin öğrencili kurum yıllardır Şangay Dünya Üniversiteleri Sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. Diğer üniversitelerde olduğu gibi, bu üniversite de yıllardır büyük ölçüde sol görüşlü olduklarını düşündükleri Amerikan üniversitelerine karşı saldırıya geçen muhafazakarların hedefindeydi.

Bu saldırı, Filistin halkına destek ve Gazze'deki savaşa karşı düzenlenen öğrenci protestoları sırasında yoğunlaşmış ve üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilerin korunmamasına yönelik yaygın eleştirilere yol açmıştır.