Arjantin ekonomisi için hazırlanan "şok tedavisi" paketinde neler var?

Kamu çalışanlarının sayısı üçte birine kadar düşürülecek

Arjantin nüfusunun yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor (Reuters)
Arjantin nüfusunun yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor (Reuters)
TT

Arjantin ekonomisi için hazırlanan "şok tedavisi" paketinde neler var?

Arjantin nüfusunun yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor (Reuters)
Arjantin nüfusunun yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor (Reuters)

Arjantin'de Javier Milei liderliğindeki yeni hükümet, "şok tedavisi" diye nitelenen yeni ekonomi planını açıkladı.

Tarihinin en derin ekonomik krizlerinden biriyle karşı karşıya olan Latin Amerika ülkesinde açıklanan yeni ekonomi planında, pesonun yüzde 50 oranında devalüe edilmesi ve kamu harcamalarının kısılması gibi önlemler bulunuyor.

Gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5,5'una kadar ulaşan bütçe açığı, yüzde 200'e doğru ilerleyen enflasyon ve 100 milyar doları aşan borçlarla karşı karşıya kalan Arjantin hükümetinin yeni adımları piyasalarda olumlu etki yaratsa da, uzmanlar Arjantin halkını "acı bir reçetenin" beklediğine dikkat çekiyor.

Yeni ekonomi paketindeki en önemli adım olarak öne çıkan devalüasyon kararıyla birlikte, bir dolar 366 pesodan 800 pesoya yükseltildi.

2019'dan bu yana katı sermaye kontrollerinin uygulandığı ülkede atılan bu adımla birlikte, paralel piyasalarda 1000 pesoya kadar ulaşan dolar fiyatıyla resmi fiyat arasındaki makasın kapatılması hedefleniyor.

Bazı ithalat ve ihracat kalemlerine ek vergi getirilmesiyle birlikte alınan karar ayrıca ülkedeki üreticileri ve ihracatçıları teşvik etme amacı da taşıyor.

Yeni paketle birlikte ithalat sistemindeki onay sürecinin de basitleştirilmesine dönük adımlar atıldı.

Milei'nin seçim vaatlerinden biri olan kamu harcamalarının azaltılmasına yönelik adımlar da yeni hükümetin ilk ekonomi paketinde kendine yer buldu.

Ülkedeki bakanlıkların sayısı yarı yarıya azaltılarak 9'a indirilirken, kamu sekreterliklerinin sayısı da 106'dan 54'e düştü. Bu yolla kamu çalışanlarının sayısının üçte birine kadar düşürülmesi planlanıyor.

Yeni Ekonomi Bakanı Luis Caputo, görev sürelerinin bitmesine bir yıldan az süre kalan kamu işçileriyle yeni sözleşme imzalanmayacağını açıkladı.

Caputo ayrıca ülkede yeni kamu ihalesi açılmayacağını ve henüz başlamayan kalkınma projelerinin de iptal edileceğini söyledi. Buenos Aires yönetimi bu yolla, inşaat projelerinin yükünü özel sektöre devretmeyi planlıyor.

Milei yönetimi ayrıca geçen yıl hükümete 12 milyar dolara mal olan, enerji ve ulaşım yardımlarını da azaltmayı planlıyor. Hükümet bunun yerine sosyal programları doğrudan kontrolü altına alarak, yardımları ihtiyaç sahiplerine direkt ulaştıracaklarını öne sürüyor.

Buna karşın ülkedeki çocuk yardımı miktarı iki katına çıkarılacak, gıda kartı programında verilen ödenekse yüzde 50 oranında artırılacak.

Devlet medyasını tamamen özelleştirmeyi planlayan Milei hükümeti, ilk paketle birlikte medya şirketlerine verilen hükümet teşviklerinin de tamamen askıya alınacağını duyurdu.

Arjantinlilerin giderek daha da fakirleştiğini söyleyen Caputo, yeni önlemlerin ilk birkaç ayında durumun daha da kötüleşeceğini ancak sonrasında bu adımların etkisinin görüleceğini söyledi.

Independent Türkçe



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24