New York Times: Putin aracılar yoluyla ateşkese hazır olduğunu söylüyor

Rus liderin eylülden bu yana ateşkes için nabız yokladığı iddia edildi

Savaşın erken dönemlerinde Rusya ve Ukrayna heyetleri biri Belarus'ta biri İstanbul'da iki barış görüşmesi yürütmüş, ancak müzakerelerden bir sonuç çıkmamıştı (Reuters)
Savaşın erken dönemlerinde Rusya ve Ukrayna heyetleri biri Belarus'ta biri İstanbul'da iki barış görüşmesi yürütmüş, ancak müzakerelerden bir sonuç çıkmamıştı (Reuters)
TT

New York Times: Putin aracılar yoluyla ateşkese hazır olduğunu söylüyor

Savaşın erken dönemlerinde Rusya ve Ukrayna heyetleri biri Belarus'ta biri İstanbul'da iki barış görüşmesi yürütmüş, ancak müzakerelerden bir sonuç çıkmamıştı (Reuters)
Savaşın erken dönemlerinde Rusya ve Ukrayna heyetleri biri Belarus'ta biri İstanbul'da iki barış görüşmesi yürütmüş, ancak müzakerelerden bir sonuç çıkmamıştı (Reuters)

ABD merkezli New York Times (NYT) gazetesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kamuoyu önünde Ukrayna'daki hedeflerine ilişkin kararlı bir imaj çizse de, arka planda ateşkes teklifi yaptığını öne sürdü.

Haberde Putin'in eylülden bu yana, aracılar yoluyla, cephe hattındaki çatışmaları durduracak bir ateşkese açık olduğu yönünde mesajlar yolladığı iddia edildi.

New York Times, Putin'in ateşkes için mesaj gönderdiği iddiasını Kremlin'e yakın iki Rus eski yetkiliye ve Rus liderin elçilerinden gelen mesajları alan Amerikalı ve uluslararası yetkililere dayandırdı.

Gazeteye konuşan Amerikalı yetkililer, Rusya'nın ilk olarak 2022 sonbaharında bir ateşkes anlaşması için nabız yokladığını öne sürdü. Kaynaklar, Putin'in o dönem Rusya'nın el geçirdiği topraklardan memnun olduğunu ve bu mesajın Washington'a iletildiğini aktardı.

Gazete, Kremlin yönetiminin kamuoyuna savaşa devam mesajı verse de, Ukrayna'da zafer ilan ederek savaşı bitirmek istediğini öne sürdü.

Geçen sonbaharda Rus yetkililerle bir araya gelen bir uluslararası yetkili NYT'ye yaptığı açıklamada, "Görüşmelerde, ateşkes müzakerelerine hazır olduklarını söylüyorlar. Savaş sahasında oldukları yerlerde kalmak istiyorlar" ifadesini kullandı.

Haberde, daha önce işgal edilen tüm toprakları geri kazanmayı vadeden Ukrayna yönetiminin böyle bir anlaşmayı kabul edip etmeyeceğinin belirsiz olduğuna dikkat çekildi.

Gazeteye konuşan Rus eski yetkililer, Rus güçlerinin sahada yeniden ilerleme sağlaması durumunda Putin'in ateşkes konusundaki fikrini değiştirebileceğini söyledi.

Eski bir üst düzey Rus yetkili konuyla ilgili NYT'ye yaptığı açıklamada, "Şu anki pozisyonlarda kalmayı gerçekten istiyor. Ancak bir metre bile geri çekilmeye razı değil" ifadelerini kullandı.

New York Times'ın konuyla ilgili ulaştığı Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov ise, yolladığı sesli mesajda, "Sunduğunuz tezler kavramsal olarak doğru değil" derken, Putin'in geçtiğimiz günlerde yaptığı Rusya'nın savaş hedeflerinin değişmediği yönündeki konuşmasını işaret etti.

Peskov, "Putin gerçekten de müzakereye hazır. Bunu söyledi. Rusya hazır olmayı sürdürecek, özellikle de kendi hedeflerini gerçekleştirmek için" diye konuştu.

Gazeteye konuşan ABD'li yetkililer, Putin'in pozisyonunun son dönemde değiştiğini ve Rus liderin artık Zelenski hükümetinin değişmesini talep etmediğini vurguladı. 

ABD'li yetkililer Putin'in ateşkes anlaşmasıyla Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sinin Rusya kontrolünde kalmasını sağlamaya çalıştığını savundu.

Independent Türkçe



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.