Uluslararası Adalet Divanı, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı açtığı davada kararını açıkladı

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Rusya aleyhine açılan davada Ukrayna'nın taleplerinin çoğunu reddederken, Rusya'nın sözleşmelerin bazı maddelerini ihlal ettiğine hükmetti

(AA)
(AA)
TT

Uluslararası Adalet Divanı, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı açtığı davada kararını açıkladı

(AA)
(AA)

BM'nin yargı organı UAD, Rusya'nın, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme (CERD) ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Sözleşme'nin (ICSFT) birçok maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle Ukrayna tarafından açılan davada nihai kararını açıkladı.

Kararın açıklandığı oturumda, Ukrayna tarafını Büyükelçi Anton Korineviç ve Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Direktörü Oksana Zolotaryova temsil ederken, Rusya tarafını, Büyükelçi Gennady Kuzmin ve avukat Kirill Udovichenko temsil etti.

Terörizmin finansmanı

Kararı okuyan UAD'nin ABD’li Başyargıcı Joan Donoghue Ukrayna’daki mevcut durumun, dava konusu olayların başladığı 2014'ten çok farklı olduğunu belirtti.

Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçılara silah verilmesinin, Terörizmin Finansmanı Sözleşmesi kapsamında olmadığı kaydedilen kararda, terörizmin finansmanı kapsamında sadece para ve para yerine geçen muadillerinin yer aldığı belirtildi.

Kararda, Rusya'nın, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıların finanse edilmesine yönelik Ukrayna'nın iddialarını gerektiği şekilde soruşturmayarak Terörizmin Finansmanı Sözleşmesi'ni ihlal ettiği belirtilirken, Rusya'nın ICSFT'nin birçok maddesini ihlal ettiği yönündeki Ukrayna’nın iddialarının yeterli düzeyde ispatlanmadığı ifade edildi.

Divan, Ukrayna'nın, Rusya'nın ICSFT'nin diğer maddelerini de ihlal ettiği şeklindeki diğer tüm iddialarını reddetti.

Irk ayrımcılığı

Rusya'nın, Kırım'da Ukrayna dilinde eğitimi kısıtlanmasının Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi'nin 2. ve 5. maddelerinin ihlali anlamına geldiği ifade edilen kararda, Ukrayna'nın CERD kapsamındaki diğer tüm taleplerinin de reddedildiği belirtildi.

Kararda, Rusya'nın, Kırım meclisine yönelik kısıtlamaları kaldırması ve dava süreci devam ederken durumu ağırlaştırmamasını emreden 19 Nisan 2017'deki tedbir kararlarını da ihlal ettiği kaydedildi.

Dava, Terörizmin Finansmanı Sözleşmesi'nin ihlali gerekçesiyle Divan önüne getirilen ilk uyuşmazlık olarak dikkati çekiyor.

Ukrayna'nın Rusya'ya karşı açtığı davalar

Ukrayna, 16 Ocak 2017 tarihinde UAD nezdinde açtığı davada, 2014 yılından bu yana Rusya'nın ICSFT kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek Ukrayna'nın doğusunda Ukrayna Devleti'nin otoritesine karşı silahlı bir ayaklanma başlattığını iddia etmişti.

Ukrayna ayrıca Rusya Federasyonu'nun 2014'ten bu yana CERD kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde "Rus olmayan etnik gruplara karşı şiddet ve sindirme ortamı" yarattığını ileri sürmüştü.

Ukrayna, Rusya’nın Malezya Havayolları'na ait MH17 sefer sayılı uçağın düşürülmesi de dahil olmak üzere ülkenin doğusundaki saldırı ve suçlar için tazminat ödemesini istemişti.

Ukrayna'nın iddiasına göre, Rusya destekli isyancılar 17 Temmuz 2014'te MH17 sefer sayılı Malezya Havayollarına ait uçağı düşürerek 298 yolcu ve mürettebatın tamamının ölümüne neden olmuştu.

Rusya olayla ilgisi olduğunu reddederken, Hollanda'da yerel mahkeme Kasım 2022'de iki Rus ve Moskova yanlısı bir Ukraynalıyı saldırıdaki rolleri nedeniyle mahkum ederek gıyaplarında ömür boyu hapis cezasına hükmetmişti.

Hollanda ve Ukrayna'nın, ayrıca MH17 nedeniyle Rusya'ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki dava da devam ediyor.

Bugün nihai kararı verilen davanın yanı sıra, Ukrayna'nın, Rusya'ya karşı UAD'de açtığı, Soykırım Sözleşmesi'nin ihlaline ilişkin ikinci bir dava bulunuyor.

1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmesi’nin ihlaline ilişkin ikinci davadaki "yargı yetkisi ve kabul edilebilirlik" şartlarına ilişkin karar cuma günü açıklanacak.



Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
TT

Sidney Liman Köprüsü üzerinde Gazze'yle dayanışma yürüyüşü düzenlendi

Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)
Melbourne'deki Victoria Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen ‘Özgür Filistin’ yürüyüşüne katılan göstericiler (DPA)

Binlerce protestocu bugün sağanak yağmur altında Avustralya'nın Sidney kentindeki ikonik Liman Köprüsü'nden geçerek, savaştan zarar gören ve insani krizin giderek kötüleştiği Gazze Şeridi'ne yardım talebiyle yürüdü.

Filistinli yetkililerin Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu söylediği savaşın üzerinden yaklaşık iki yıl geçerken, hükümetler ve insani yardım örgütleri gıda kıtlığının bölgede yaygın bir açlığa yol açtığını söylüyor.

Organizatörleri tarafından ‘İnsanlık Yürüyüşü’ olarak adlandırılan yürüyüşe katılanlardan bazıları açlığın sembolü olarak tencere taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange da yürüyüşe katıldı.

dsfgthy
Aralarında WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın (soldan üçüncü) da bulunduğu protestocular, İsrail savaşına ve Gazze Şeridi'nde devam eden gıda kıtlığına karşı düzenlenen Filistin yanlısı gösteri sırasında Sidney Liman Köprüsü'nden geçiyor. (AFP)

Geçtiğimiz hafta Yeni Güney Galler eyalet polisi ve eyalet başbakanı, yürüyüşün şehrin önemli bir simgesi ve ana ulaşım güzergahı olan köprüden geçmesini engellemeye çalışmış, yoldan geçmenin güvenlik risklerine ve ulaşımın aksamasına neden olacağını savunmuştu. Eyalet Yüksek Mahkemesi dün (cumartesi) yürüyüşün yapılabileceğine karar verdi.

Yeni Güney Galler polisi yüzlerce memur görevlendirdiğini söyledi ve protestocuları barışçıl kalmaya çağırdı. Benzer bir protesto yürüyüşünün gerçekleştiği Melbourne'de de çok sayıda polis görevlendirildi.

vfe
Sidney Filistin Eylem Grubu'nun Sidney'de düzenlediği İnsanlık Yürüyüşü sırasında binlerce protestocu Sidney Liman Köprüsü'nden geçti. (DPA)

İsrail üzerindeki diplomatik baskı son haftalarda arttı. Fransa ve Kanada, Filistin devletini tanıyacaklarını açıklarken, Birleşik Krallık da İsrail'in insani krizi çözmemesi ve ateşkese varmaması halinde diğer ülkeleri takip edeceğini duyurdu.

İsrail bu planları Gazze Şeridi'ni yöneten ve Ekim 2023'te İsrail'e bir saldırı düzenleyen Hamas'ı ödüllendirmek olarak nitelendirdi.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese iki devletli çözümü desteklediğini belirterek, İsrail'in yardımları engellemesinin ve sivilleri öldürmesinin savunulamayacağını ya da görmezden gelinemeyeceğini ifade etti.