Myanmar'da orduyla çatışmaların odağındaki "Üç Kardeşler İttifakı"

Myanmar'da son dönemde askeri yönetimle çatışan "Üç Kardeşler İttifakı"nı oluşturan silahlı grupların bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiği iddia edilirken, çatışmalar komşu ülkelerde de endişeye yol açıyor

Myanmar'da askeri yönetimle çatışan "Üç Kardeşler İttifakı"nın bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiği iddia ediliyor (AA)
Myanmar'da askeri yönetimle çatışan "Üç Kardeşler İttifakı"nın bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiği iddia ediliyor (AA)
TT

Myanmar'da orduyla çatışmaların odağındaki "Üç Kardeşler İttifakı"

Myanmar'da askeri yönetimle çatışan "Üç Kardeşler İttifakı"nın bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiği iddia ediliyor (AA)
Myanmar'da askeri yönetimle çatışan "Üç Kardeşler İttifakı"nın bazı bölgelerde kontrolü ele geçirdiği iddia ediliyor (AA)

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'da, 1 Şubat 2021 sabahı düzenlenen askeri darbenin ardından yönetimi ele geçiren ordu ile cunta karşıtı silahlı gruplar arasında çatışmalar devam ediyor.

"Üç Kardeşler İttifakı" adı altında bir araya gelen Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu (MNDAA), Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusu'ndan (TNLA) silahlı grupların, 27 Ekim 2023'te Çin sınırına yakın kuzeydeki Shan eyaletinden Myanmar ordusuna karşı saldırılar başlatması ittifak üyelerinin adını gündeme taşıdı.

Myanmar'da askeri yönetimle çatışan bu silahlı gruplar, ülkenin sınır bölgelerinde konuşlu bulunuyor.

Ordu ile "Üç Kardeşler İttifakı" arasındaki çatışmalar, ağırlıklı olarak ülkenin batısında yer alan ve Bangladeş'le sınırı bulunan Arakan eyaletinde yaşanıyor.

Çatışmalar ayrıca Çin ile sınırı olan kuzeydeki Shan eyaleti ve Hindistan sınırındaki Chin eyaletinde de görülüyor.

Arakan Ordusu örgütü

"Özerklik, eşitlik, adalet ve özgürlük" sloganıyla 10 Nisan 2009'da kurulan ve eyalette özerklik talebiyle silahlı eylemler düzenleyen Budist Arakan Ordusu örgütü, "Arakan topraklarının Arakan halkına ait olduğunu" savunuyor.

Myanmar ordusunun Arakan eyaletinde sivillere yönelik saldırıları ve Arakan Ordusu'nun idealleri, tarafların yıllardır çatışmasına neden oluyor.

Güvenlik uzmanları, Arakan Ordusu ile Myanmar ordusu arasında 2018-2020 yıllarında çıkan çatışmaların, ülkede o yıllara kadar görülen en şiddetli çatışmaların başında geldiğini söylüyor.

Arakan Ordusu örgütü, ülkede 2020'de yapılan genel seçimlerden yaklaşık 3 ay önce orduyla gayriresmi ateşkes yaptı. Ancak Myanmar ordusunun, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii'yi iktidardan uzaklaştırması ve ardından eyalette düzenlenen protestolara şiddetle karşılık vermesi üzerine Arakan Ordusu silahlı eylemlerine hız verdi.

Grubun öne çıkan isimlerinden Twan Mrat Naing, Asia Times'e verdiği bir demeçte, 30 bin kişilik askeri kapasiteye sahip olduğunu öne sürdüğü Arakan Ordusu ile Myanmar ordusu arasında, darbeden sonra 100'ü aşkın çatışma çıktığını ve bunların bir kısmının da Arakan eyaletinin kuzeyindeki Chin eyaletinde yaşandığını açıkladı.

Uzmanlar, Arakan Ordusu'nun, Bangladeş ve Hindistan sınırı yakınlarında yönetimi ele geçirmeyi amaçladığını, dolayısıyla çatışmaların bu bölgelerde yoğunlaştığını ifade ediyor.

Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu (MNDAA)

Myanmar'da silahlı eylemler düzenleyen en eski gruplardan biri olan Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, 1989'da Mandarin Çincesi konuşan etnik topluluğun "egemenliğini sağlamak" amacıyla kurulduğunu savunuyor.

Eylemlerini ülkenin Çin ile sınırı bulunan Shan eyaletinin Kokang bölgesinde yürüten MNDAA'nın binlerce kişiden oluşan silahlı birliğinin bulunduğu öne sürülüyor.

MDNAA'nın eylemlerini düzenlediği bu bölge bir yandan silahlı çatışmalara sahne olurken, diğer yandan uyuşturucu kaçakçılığı ile de anılıyor.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) Bölge Temsilcisi Jeremy Douglas, Shan eyaletinin de bir kısmının bulunduğu bölgeyi "dünyanın en büyük uyuşturucu kaçakçılığı koridorlarından biri" olarak nitelendiriyor.

Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusu (TNLA)

"Üç Kardeşler İttifakı"nın bir diğer üyesi Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusu, Palaung etnik topluluğunun "kendi kaderini tayin etmesi"ni sağlamak istediğini savunarak 1992'de Shan eyaletinde kuruldu.

Özellikle son 5 yılda ülkedeki diğer silahlı etnik gruplarla organize şekilde Myanmar ordusunun karargahlarına saldırılarda bulunan TNLA'nın, faaliyetlerini yürüttüğü eyaletin kuzey kısımları ülkenin en yoksul bölgelerinin başında geliyor.

Yerel basında yer alan haberlerde, TNLA'nın da Shan eyaletinde bazı bölgelerin kontrolünü ele geçirdiği öne sürülüyor.

Ayrılıkçı grupların orduyla çatışmaları "Halkın Savunma Gücü"nün kurulmasının ardından hız kazandı

Myanmar'da ordunun iktidara gelmesinin ardından darbeye karşı çıkan milletvekilleri, "sivil hükümet" olarak tanımlanan Ulusal Birlik Hükümeti'ni (NUG) ilan etti.

NUG, darbe karşıtı protestocuları orduya karşı korumak üzere silahlı savunma birliği olan "Halkın Savunma Gücü"nü kurdu.

"Halkın Savunma Gücü"nün kurulmasının ardından Chin, Shan, Kachin, Kayah, Kayin, Mon ve Arakan eyaletlerinde ayrılıkçı gruplar bir anlaşmaya vararak eylemlerine hız kazandırdı; çatışmalar son dönemde Arakan'da yoğunlaştı.

Halihazırda Myanmar'da etnik temizliğe maruz kalan Arakanlı Müslümanlardan 1,2 milyon kişiye ev sahipliği yapan Bangladeş, silahlı gruplar ile ordu arasındaki çatışmadan da doğrudan etkilendi.

Budist Arakan Ordusu, Myanmar ordusuyla çatışmaları sırasında Myanmar-Bangladeş sınırındaki karakollara baskınlar düzenleyerek birçok karakolu ele geçirdi.

Çatışmalar sırasında Myanmar'dan atılan havan mermisi Bangladeş'te 2 kişinin ölümüne yol açarken, çatışmalardan kaçan çoğunluğu polis ve asker olan 340 Myanmarlı Bangladeş'e sığındı.

Arakan eyaletinde Müslümanların oluşturduğu Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) ve Rohingya Dayanışma Örgütünün (RSO) ise son dönemde artan şiddet olaylarıyla ilgisi bulunmuyor.

Myanmar'daki çatışmalardan Çin ve Hindistan da etkileniyor

Myanmar'daki çatışmalardan Myanmar'la sınırı olan Çin ve Hindistan da etkileniyor.

Arakan Ordusu örgütünün Chin eyaletinde düzenlediği saldırılarından kaçan yaklaşık 280 Myanmar askeri de Hindistan'a sığındı.

Hindistan'da son dönemde Myanmar sınırının 1643 kilometrelik bölümünün tel örgüyle çevrilmesi ve karşılıklı vizesiz seyahat serbestisinin kaldırılması yönündeki tartışmalar gündeme oturdu.

Çatışmalarda arabuluculuk rolü üstlenen Çin, 12 Ocak'ta tarafların ateşkese vardığını açıkladı ancak bölgeden, Shan eyaletinde ordunun silahlı gruplara saldırı düzenlediği, silahlı gruplarında da bu saldırılara karşılık verdiği haberleri gelmeye devam ediyor.

Öte yandan, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ise Myanmar'daki durumu gündeminde tutarken, gelişmelere doğrudan müdahil olmuyor.

Myanmar'da silahlı gruplar, orduya karşı saldırı başlatmıştı

"Üç Kardeşler İttifakı", 27 Ekim 2023'te Çin sınırına yakın kuzeydeki Shan eyaletinden Myanmar ordusuna karşı saldırılar başlatmıştı.

Güneye doğru ilerleyen silahlı gruplar, Hindistan sınırında yer alan Chin eyaletindeki Rathedaung kasabasında bir karakol ile Myanmar ordusuna ait bir askeri kampı ele geçirmişti.

Budist Arakan Ordusu'nun eyaletteki saldırılarından kaçan 43 asker ise Hindistan'ın Mizoram eyaletine sığınmış; Hint güvenlik güçleri de Myanmar askerlerini başka noktaya taşıyıp ardından da ülkelerine teslim ettiğini duyurmuştu.

Arakan Ordusu'nun, Hindistan sınırında bulunan Chin eyaletindeki Paletwa kasabasının kontrolünü ele geçirdiği de öne sürülmüştü.



Birleşik Arap Emirlikleri, mayıs ayında 51,6 santigrat derece ile rekor sıcaklık kaydetti

Araç gösterge paneli, Dubai'de araç dışındaki sıcaklığın 50 santigrat derece olduğunu gösteriyor - 23 Mayıs 2025 (AFP)
Araç gösterge paneli, Dubai'de araç dışındaki sıcaklığın 50 santigrat derece olduğunu gösteriyor - 23 Mayıs 2025 (AFP)
TT

Birleşik Arap Emirlikleri, mayıs ayında 51,6 santigrat derece ile rekor sıcaklık kaydetti

Araç gösterge paneli, Dubai'de araç dışındaki sıcaklığın 50 santigrat derece olduğunu gösteriyor - 23 Mayıs 2025 (AFP)
Araç gösterge paneli, Dubai'de araç dışındaki sıcaklığın 50 santigrat derece olduğunu gösteriyor - 23 Mayıs 2025 (AFP)

Ulusal Meteoroloji Merkezi'ne göre, BAE'de dün mayıs ayının en yüksek sıcaklığı 51,6 santigrat dereceye ulaşarak, ülkede kayıtların tutulmaya başlandığı 2003 yılından bu yana kaydedilen en yüksek sıcaklığa ulaştı.

Ulusal Meteoroloji Merkezi, Twitter'da yaptığı paylaşımda, "Ülkede bugün kaydedilen en yüksek sıcaklık, yerel saatle 13:45'te Süveyhan'da (El Ayn) 51,6 santigrat derece olarak ölçüldü." ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Meteoroloji Merkezi, kayıtların başladığı günden bu yana BAE’de kaydedilen en yüksek sıcaklığın 2010 yılında Abu Dabi'nin El Yasat adasında 52 derece olduğunu belirtti. Merkez, cuma günü mayıs ayında kaydedilen en yüksek sıcaklığın 50,4 derece olduğunu açıklamıştı.

BAE’de kaydedilen en yüksek sıcaklık, 2003 yılından bu yana meteorolojik verileri takip eden merkeze göre, 2009 yılının Mayıs ayında 50,2 derece olarak ölçüldü.

Yaz mevsimi gelmeden önce bile, BAE’de sıcaklık değerleri son yıllarda aynı döneme kıyasla olağanüstü bir artış göstermeye başlamıştı.

Sıcaklığın 45 dereceye kadar ulaştığı Dubai'de sürücüler, klimalarının yoğun sıcağı hafifletecek kadar verimli çalışmadığından şikâyet ederken, bu olgunun yılın bu kadar erken bir döneminde ortaya çıkmasına şaşırdıklarını belirtti.

2023 yılında “COP 28” iklim görüşmelerine ev sahipliği yapacak olan Birleşik Arap Emirlikleri, nisan ayında 42,6 santigrat derece ile rekor bir ortalama sıcaklık yaşadı.

Greenpeace'in 2022 raporuna göre, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi küresel ortalamanın neredeyse iki katı hızda bir ısınma yaşıyor. Bu durum, bölgenin iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkilenmesine ve gıda ve su güvenliği risklerinin artmasına neden oluyor.