WikiLeaks'in kurucusu Assange'ın eşi: Julian, ABD'ye iade edilirse ölecek

İngiltere'de 20-21 Şubat'ta ABD'ye iade davası görülecek WikiLeaks kurucusu Julian Assange'ın eşi Stella Assange, "Akli ve bedensel sağlığı kötüye gidiyor. Hapishanede kaldığı her gün hayati risk taşıyor. Julian, (ABD'ye) iade edilirse ölecek" dedi

Julian Assange (AA)
Julian Assange (AA)
TT

WikiLeaks'in kurucusu Assange'ın eşi: Julian, ABD'ye iade edilirse ölecek

Julian Assange (AA)
Julian Assange (AA)

Assange, WikiLeaks Editör Vekili Kristinn Hrafnsson ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Kampanya Direktörü Rebecca Vincent, Julian Assange'ın iade davası öncesi Londra'da yabancı gazetecilerle bir araya geldi.

Daha önce duruşmalara görüntülü katılan eşinin gelecek hafta yapılacak iade davasına şahsen katılması için başvuru yapıldığını hatırlatan Stella Assange, "Duruşmalara görüntülü olarak katılması çok saçma. Mahkemenin, Julian'a karar duruşmasına katılması için izin vermesini umuyorum. Bunun olup olmayacağını bilemiyoruz. Bu bile davanın saçmalığını gösteriyor." dedi.

Assange, eşi hakkında ABD'ye iadesine hükmedilirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bir süreç başlatacaklarını da belirterek, İngiltere'de temyiz davası açmak da dahil iç hukuk yollarının tükendiğini ifade etti.

Eşinin en son 6 Ocak 2021'de mahkemeye şahsen katıldığını söyleyen Assange, şunları kaydetti:

Julian, Noel döneminde hastaydı. Hasta olduğu yaklaşık 1 hafta boyunca ziyaret etme fırsatımız olmadı. Avustralya'nın Londra Büyükelçisi sürece dahil oldu ve Belmarsh Hapishanesi yönetimiyle doktor göndermeleri konusunu görüştü. Julian'a doktorla görüşebileceği sözü verildi ancak Büyükelçinin müdahalesi sonrası görüşebildi. Akli ve bedensel sağlığı kötüye gidiyor. Hapishanede kaldığı her gün hayati risk taşıyor. Julian, (ABD'ye) iade edilirse ölecek.

İade kararının ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüyle ilgili yasaları ihlal edeceğini savunan Assange, "Bir devletin suçlarını haberleştirmek suç değildir. Julian, basında da yer aldığı üzere aynı zamanda bir suikast komplosunun da kurbanı. Eski CIA Direktörü Mike Pompeo döneminde, Julian'ın nasıl infaz edileceğine dair planlar yapıldığı haberleri çıktı. Pompeo, Julian'a takıntılıydı. Onu öldürmeyi, Beyaz Sarayın en üst makamlarıyla görüştü." ifadelerini kullandı.

Assange, mahkemede bu iddialara ilişkin delillerin dikkate alınması gerektiğini söyleyerek, Julian Assange'ın iadesinin ABD ile İngiltere arasındaki iade anlaşmasını da ihlal ettiğine vurgu yaptı.

Mahkemenin iade kararı vermemesi halinde Julian Assange'ın serbest bırakılmayacağını ancak temyiz mahkemesi yolunun açılacağını da vurgulayan Assange, eşini son olarak 3 Şubat'ta görebildiğini, eşinin durumundan dolayı endişe duyduğunu anlattı.

"Verilen güvenceler ABD'yi bir şey yapmaktan alıkoymayacak"

Son 5 yıldır hücrede kalan eşinin yargılanma ve cezaevi koşullarına ilişkin ABD'nin bazı güvenceler verdiğini hatırlatan Assange, "Bunlar güvence değil çünkü koşullara bağlı. ABD'yi bir şey yapmaktan alıkoymayacak. Kendisini öldürmeye itecek şartların içine koyabilecek imkanı veriyor. Yüksek Mahkemede sağlık durumuna ilişkin raporlar kabul edilse de hiçbir şey değişmedi. ABD ve İngiltere tıbbi raporları, Julian'ın içinde bulunduğu koşullar nedeniyle kendisini öldürme riski taşıdığını ortaya koydu." dedi.

Assange, ABD'ye iade edilmesi halinde eşinin hapishane şartlarından ABD'li istihbarat servislerinin sorumlu olacağını da söyleyerek, "Bu servisler Julian'ı öldürme planı yaptı. Onlar için ulusal güvenlik konusu olduğu için cezaevine Julian'ı hücre hapsine koymaları tavsiyesi ettiklerinde bunu gerekçelendirmelerine bile gerek yok." diye konuştu.

ABD'deki hapishane şartlarının Julian Assange'ın sağlığı için iyi olmayacağını kaydeden Assange, iade edilirse eşini bir daha görememekten endişe duyduğunu ifade etti.

Stella Assange, eşinin İngiltere'de hiçbir suçtan ceza almamış olmasına rağmen yüksek güvenlikli bir cezaevinde 5 yıldır hücre cezası çektiğini, bu durumu ABD'de sürdüremeyeceğini de sözlerine ekledi.

"Julian'ın özgürlüğü için mücadele etmek, gazetecilik için mücadele etmektir"

WikiLeaks Editör Vekili Hrafnsson da Assange'ın ABD'ye iadesinin basın özgürlüğü için kötü sonuçlar doğuracağını söyleyerek "Avrupa'da yayın yapan Avustralyalı bir gazetecinin ABD ve İngiltere'de hapse girme ihtimali, dünyanın hiçbir yerindeki gazetecinin güvende olmadığı anlamına geliyor." dedi.

Dünya genelinde basın özgürlüğünün saldırı altında olduğunu kaydeden Hrafnsson, "Bu bir hastalık gibi, salgın gibi. Bu bağlamda Julian, kömür madenindeki bir kanarya gibi." diye konuştu.

Hrafnsson, İngiltere'de aralıkta kabul edilen Ulusal Güvenlik Yasası'nın, ABD yasalarından etkilendiğini de ifade ederek "Julian'ın özgürlüğü için mücadele etmek, gazetecilik için mücadele etmektir." diye konuştu.



Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
TT

Mücteba Hamaney, babasının izinden giden dini lider Ali Hamaney’in oğlu

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)
Orta düzey bir din adamı olan Mücteba Hamaney, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı (Reuters)

İran’ın Dini Lideri (Rehber)Ayetullah Ali Hamaney'in oğlu olan Mücteba Hamaney, babasının başkanlık ettiği dini kurumlarda en etkili şahsiyetlerden biri ve ülkenin liderliğini devralması muhtemel adaylar arasında gösteriliyor.

Orta düzey bir din adamı olan Mücteba, Kum'daki muhafazakâr din adamlarından eğitim aldı. Hamaney'in 1989 yılından beri liderliğini yaptığı, İran'ı korumakla görevli Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile yakın ilişkileri olan muhafazakâr bir isim.

Huccetu’l-İslam unvanına sahip olan Mücteba (55), İran hükümetinde hiçbir resmi görevde bulunmadı. İranlı gözlemcilere göre babasının muhafızı olarak perde arkasında nüfuzunu kullandı.1979'da ABD destekli Şah'ı deviren bir ülkede, aile siyasetine herhangi bir atıfta bulunulmasını reddeden eleştirmenler ve Hamaney'in kendisinin aile veraseti fikrine karşı olduğunu ifade etmesi nedeniyle, rolü İran içinde tartışmalara neden oldu.

ABD yaptırımları

ABD Hazine Bakanlığı, 2019 yılında Mücteba Hameney’i yaptırımlar uygulanan kişiler listesine ekledi ve onun, babasının ofisinde çalıştığı dönem dışında hiçbir zaman seçilmediği veya atanmadığı halde resmi olarak en üst düzey isim olduğunu vurguladı.

Bakanlığın internet sitesinde, Hamaney'in bazı sorumluluklarını, DMO’nun yurtdışı kolu Kudüs Gücü ve Besic Güçleri komutanlarıyla yakın iş birliği içinde çalıştığı belirtilen Mücteba'ya devrettiği bildirildi.

Kaynaklar, 20 yıl boyunca Devrim Muhafızları ile yakın ilişkiler kurduğunu ve bu sayede siyasi ve güvenlik kurumlarında ilave nüfuz kazandığını belirtti. Mücteba, 2009 yılından bu yana, özellikle 2022 yılında ülkedeki katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla gözaltına alınan bir genç kızın polis nezaretindeyken ölmesi üzerine İran'ın dört bir yanında başlayan ayaklanmalar sırasında, protestocuların öfkesinin hedefi olmuştu.

Mücteba, rejimi destekleyen toplantılarda boy gösterdi, ancak kalabalığın önünde nadiren konuştu. 2024 yılında, Kum'da verdiği İslam hukuku derslerini askıya aldığını duyurduğu birçok kez paylaşılırken, bu açıklamanın nedenleri hakkında spekülasyonlar başladı.

Dini niteliklerin eksikliği

Babasına çok benzeyen Mücteba, siyah takke takıyor, bu da onun seyyidlerden olduğunu, yani ailesinin Hz. Muhammed'in soyundan geldiğini gösteriyor. Mücteba’yı eleştirenler, onun en yüksek liderlik pozisyonu için gerekli dini niteliklerden yoksun olduğunu söylüyorlar, çünkü Huccetu’l-İslam rütbesi, babasının ve İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ruhullah Humeyni'nin ulaştığı Ayetullah rütbesinden daha düşük bir rütbedir.

Liderliğe giden yol

2007 yılında yazılan ve WikiLeaks tarafından yayınlanan bir Amerikan diplomatik telgrafında, üç İranlı kaynağın Mücteba'yı Hamaney'e ulaşmanın yolu olarak tanımladığı ve Mücteba'nın Batı ile iş birliğini tercih eden ve eski cumhurbaşkanları Muhammed Hatemi ve Hasan Ruhani gibi isimlerin temsil ettiği İranlı reformistlere karşı çıktığı belirtildi. Mücteba Hamaney’in 2005 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhafazakâr aday Mahmud Ahmedinejad'ın ani yükselişinin arkasında olduğu düşünülüyordu. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre 2005 seçimlerinde aday olan reformist din adamı Mehdi Kerrubi, o dönemde Hamaney'e bir mektup yazarak Mücteba’nın Ahmedinejad'ı desteklediğini iddia etti, ancak Hamaney bu iddiayı reddetti.

frgtyhu7
İran Dini Lideri Ali Hamaney (Reuters)

Mücteba, 2009 yılında yeniden aday olan ve tartışmalı seçimlerde ikinci kez göreve gelen Ahmedinejad’ı bir kez daha destekledi. Seçim sonuçlarının duyurulmasıyla hükümet karşıtı protestolar başladı. Protesto gösterileri, Besic ve diğer güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırıldı.

Bir diğer detay olarak Mücteba’nın eşi, eski parlamento başkanı ve en önde gelen muhafazakârlardan biri olan Gulam Ali Haddad Adil'in kızıdır.

Mücteba Hameney, 1969 yılında Meşhed şehrinde doğdu ve Şah'a karşı muhalefet hareketini yöneten babasının yanında büyüdü. Gençliğinde de İran-Irak savaşına katıldı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.