Macron, Filistin devletini tanımaya açığız ama bunun ‘faydalı’ olmasını istiyorum

Fransız kaynaklara göre uluslararası baskı ve ABD’nin tepkisi olmazsa durum değişmeyecek.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün Paris'teki Invalides Sarayı'nın avlusunda düzenlenen silah tanıtım törenine katıldı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün Paris'teki Invalides Sarayı'nın avlusunda düzenlenen silah tanıtım törenine katıldı. (AFP)
TT

Macron, Filistin devletini tanımaya açığız ama bunun ‘faydalı’ olmasını istiyorum

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün Paris'teki Invalides Sarayı'nın avlusunda düzenlenen silah tanıtım törenine katıldı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün Paris'teki Invalides Sarayı'nın avlusunda düzenlenen silah tanıtım törenine katıldı. (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile geçtiğimiz cuma günü Elysee Sarayı'nda düzenlediği ortak basın toplantısında Filistin devletini tanımanın Fransa için ‘sakıncalı olmadığını’ belirterek “Paris’i Parlamento’nun istediği adımı atmaya itecek belirli bir zaman ve koşullar olmadı” dedi. Ancak tanımanın hemen yarın gerçekleşmeyeceği de görünüyor. Pazartesi günü yayınlanan Komünist Parti gazetesi L'Humanité'ye verdiği röportajda Macron'a bu itirafı soruldu.

Macron şu cevabı verdi:

“Ben tanımaya açığım ama doğru yolu keşfetmemiz lazım ve bunu yararlı olduğu zamanda yapmak istiyorum. İsrail'i çaba göstermeye çağıracağız. Çünkü biz buna inanıyoruz. Siyasi çözüm, Yakın Doğu ve ötesi için barışı sağlayacak tek çözümdür. Çünkü Filistin sorunu temel sorundur."

Fransız kaynaklarına göre Macron'un cevabı iki şeye yönelik: Fransız devletinin Filistin devletini tek taraflı olarak tanımasına karşı çıkan ve kendi politikasına geri dönen İsrail hükümeti üzerinde bir ‘baskı kartı’ olarak kullanmak. Bu konunun doğrudan müzakere yoluyla ve önkoşulsuz olarak geçeceği söylentisi eski klişedir. İkincisi, tanıma belgesinin ‘verimli’ olmasını, yani ‘bir şeye yol açmasını’, yani bir Filistin devletinin kurulmasını hızlandırmasını veya toplumsal bir Avrupa çerçevesine girmesini Fransa’nın istemesidir.

Fotoğraf Altı: Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, Paris'teki Elysee Sarayı'nda ortak açıklama yaptı. (Reuters)
 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, Paris'teki Elysee Sarayı'nda ortak açıklama yaptı. (Reuters)

Bu kaynaklara göre tanınma ‘uluslararası baskı ve ABD’nin cevabı eşlik etmedikçe sahada hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.’

Analistlerin çoğu, seçim sürecine güçlü bir şekilde giren Biden yönetiminin, gelecek kasım seçimlerinde aday olan Biden'a karşı kullanılabilecek bu tür bir adımı atmaya şu anda ve gelecek birkaç ayda hazır olmayabileceğine inanıyor.

Kaynaklar, ABD yönetiminin, ‘siyasi cesareti olmadığı, İsrail'le kopma ya da çatışma istemediği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) İsrail’e koruma sağladığı’ açıklamalarına rağmen BMGK’daki ABD temsilcisinin, Cezayir'in Gazze'de insani nedenlerle ateşkes çağrısı yapan karar taslağının ‘mevcut haliyle geçmeyeceği’ yönünde doğrudan tehdit ettiğine işaret ettiler.

Fotoğraf Altı: Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah kentinde yıkım devam ediyor. (AFP)
Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah kentinde yıkım devam ediyor. (AFP)

Fransız kaynakları, İsrail Başbakanı'nın iki devletli çözüme şiddetle karşı çıkmasının ‘yalnızca hükümetteki aşırılık yanlılarının tutumunu yansıtmadığını, aynı zamanda İsrail kamuoyunun mevcut yönelimlerinin bir resmini yansıttığını’ vurguluyorlar.

Avrupa Birliği dış politika yetkilisi Joseph Borrell, yukarıdakilere ek olarak pazar günü Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde yaptığı konuşmada, ‘bazı Avrupa ülkelerinin tek başına oyun oynadığını’ itiraf etti. Bu da Gazze'de ateşkes veya Filistin devletinin tanınması konusunda birleşik bir Avrupa tutumu elde etmek için pratikte bunun zor olduğu anlamına geliyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Jolie de Münih’te şu an Gazze'deki savaşı durdurma ve daha sonra siyasi çözüm konusunu ilerletecek bir ‘İsrailli muhatap’ olmadığından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Fotoğraf Altı: İsrail Başbakanı Netanyahu pazar günü bir Yahudi konferansında konuşma yaptı. (AP)
İsrail Başbakanı Netanyahu pazar günü bir Yahudi konferansında konuşma yaptı. (AP)

Siyasi gözlemciler ve analistlerin emin olduğu şey, şu an İsrail'de iktidarda olan hükümet ile Gazze savaşının ardından siyasi bir çözüme ulaşılması konusunda bir umudun olmadığıdır. Aynı şekilde böyle bir ihtimal, savaş bitmeden, Filistin Otoritesi’nin durumu ve Gazze'nin yönetimi sorunu ‘ertesi gün’ çözülmeden ve Beyaz Saray gerçekten Filistin-İsrail çatışmasına siyasi bir çözüm isteyen bir ekibi görevlendirmeden ve onun yönetimi olmadan rayına oturtulamaz.

Macron'un açıklamalarında ifade edilen çok önemli bir konu daha var ki o da Filistin meselesini Ortadoğu'da halen ‘ana mesele’ olarak değerlendirilmesi. Son yıllarda İsrail ve birçok Arap ülkesi ilişkilerinin normalleşmesi ve İsrail’in bunu devam ettirme isteğiyle birlikte Filistin meselesini bastırmaya ve marjinalleştirmeye çalışmaktadır.

Fotoğraf Altı: Gazze'yi vuran kıtlığın ve insani dramın daha da derinleşeceğinden endişe ediliyor. (AFP)
Gazze'yi vuran kıtlığın ve insani dramın daha da derinleşeceğinden endişe ediliyor. (AFP)

Macron'un sözleri saatin akrebini geriye götürüyor ve Paris'i Gazze savaşının ilk gün ve haftalarında aldığı mutlak destekten uzak bir konuma getiriyor. Fransa Cumhurbaşkanı, Fransız gazetesine yaptığı konuşmada, Fransa Cumhurbaşkanı ‘kesinlikle bir insani felakete yol açacağını’ belirterek İsrail'i Refah'a saldırmaması konusunda uyardı. Evlerin yüzde 80'inin tamamen yıkıldığını ve oradaki insani durumun ‘dayanılmaz hale geldiğini’ belirten Macron, İsrail'i ‘güvenliğinin yalnızca askeri-güvenlik çözümüyle elde edilemeyeceği, sorunun siyasi olarak ele alınması gerektiği’ konusunda uyardı.

Macron, tüm geçişlerin açılması ve dar bir arazide nüfus kutuplaşma noktasına dönüşen Gazze Şeridi ve özellikle Refah sakinlerinin yaşadığı insani felakete müdahale edilmesinin zorunlu olduğunu vurgulamayı unutmadı. Yaklaşık 1,4 milyon kişi İsrail'in devam eden bombardımanı nedeniyle şu an kötü ve güvensiz koşullarda yaşıyor.



Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
TT

Harvard Üniversitesi: Trump yönetimi taleplerini artırdı

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)
ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi'nde John Harvard'ın heykeli etrafında toplanan öğrenciler (Getty - AFP)

ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Harvard Üniversitesi tarafından dün yapılan bir açıklamada, Başkan Donald Trump'ın yönetiminin zorlu taleplerini artırdığı belirtildi. Açıklamada bunun hükümet yetkililerinin söz konusu talepleri detaylandıran bir mektubu izinsiz olarak gönderdiklerine dair bir raporun yayınlanmasına rağmen gerçekleştiği belirtildi.

New York Times (NYT) gazetesi, cuma akşamı geç saatlerde, ismi açıklanmayan kaynakların, hükümet avukatlarından 11 Nisan'da Harvard Üniversitesi’ne ulaşan bir mektubun, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimindeki üst düzey yetkililer onaylamadan ya da yayınlanması için yeşil ışık yakmadan gönderildiğini söylediklerini bildirdi.

Reuters'ın aktardığına göre Harvard Üniversitesi, mektubun kendisine ulaşmasından üç gün sonra üniversitenin işe alma, öğrenci kabul etme ve direktif verme hakları konusunda ‘hükümete tavizler verilmesi’ anlamına geldiğini söylediği taleplerin çoğunu reddetti.

Bunun üzerine Trump yönetimi, üniversiteye sağlanan 2,3 milyar dolarlık fonu dondurdu. Ayrıca üniversitenin vergiden muaf edilme statüsünü ve yabancı öğrenci kaydetme yetkisini geri almakla tehdit etti. Trump yönetimi, üniversitenin dış ilişkileri, öğrencileri ve öğretim üyeleri hakkında bilgi de talep etti.

ABD Başkanı Trump, ocak ayında göreve başlamasından bu yana geçtiğimiz yıl Filistin yanlısı protestoları kötü idare ettikleri ve kampüslerde antisemitizmin yayılmasına izin verdikleri gerekçesiyle ABD'nin önde gelen üniversitelerine baskı yapmaya devam ediyor.

Ancak aralarında bazı Yahudi grupların da bulunduğu protestocular, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerine yönelik eleştirilerinin yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutulduğunu vurguluyor.