İsrail, Magazi Mülteci Kampı'nı vurdu: 7'si çocuk en az 13 kişi öldü

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
TT

İsrail, Magazi Mülteci Kampı'nı vurdu: 7'si çocuk en az 13 kişi öldü

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ndeki Magazi Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıda en az 13 kişinin öldüğü aktarıldı. 

Gazze'deki Şüheda El Aksa Hastanesi'nden yetkililer, salı günü düzenlenen saldırıda öldürülen kişilerden 7'sinin çocuk olduğunu bildirdi. 

Yetkililer, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e yaptıkları açıklamada, saldırıda 25 kişinin yaralandığını söyledi.

dfergt

Kampta yaşayan görgü tanıklarından Nihat Ovdetallah, bombaların 30 ila 40 metre yakınına düştüğünü belirtti.

Ovdetallah, "Sesi duyunca hemen ne olduğunu görmek için yürüdüm. Yerde cesetler buldum. Herkes bağırıyordu, çocuklar çığlık atıyordu. Yerde ölü çocuklar vardı. Sadece langırt oynuyorlardı, sonra şehit oldular" dedi. 

Rabat ve Washington merkezli İngilizce yayın yapan Morocco World News sitesinin haberindeyse öldürülen çocuk sayısının 11 olduğu belirtildi.

CNN, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) saldırıyla ilgili yorum talebini reddettiğini aktardı.

Diğer yandan 6 yaşındaki Hind Receb ve 15 yaşındaki kuzeni Leyan Hamade'nin, onları kurtarmaya çalışan sağlık görevlileriyle birlikte nasıl öldürüldüğünün detayları da ortaya çıktı.

29 Ocak'ta Gazze şehrinde yaşanan olayda Receb ve yakınlarının yer aldığı araca ateş açılmıştı. 

Saldırı sırasında Hamade ve Receb, merkezi Batı Şeria'da yer alan Filistin Kızılay Derneği'ni (PCRS) arayarak yardım istemişti. Bunun üzerine sağlık ekipleri aynı gün yola çıkmıştı. Fakat PCRS yetkilileri, 4 Şubat'ta ekiplerden halen haber alınamadığını bildirmişti.

10 Şubat'ta yetkililer, Hind'in yanı sıra dayısı, onun eşi ve üç çocuğunun cesetlerine ulaşmıştı. Ayrıca Hamade'nin de öldürüldüğü belirtilmişti. Olay yerine gönderilen Filistin Kızılayı ambulansına ateş açıldığı, sağlık görevlileri Yusuf Zeyno ve Ahmed Medhun'un öldürüldüğü duyurulmuştu. 

5hy6j7
(Soldan sağa) Hind Recab, dayısı Beşar Hamade, kızı Leyan Hamade, Yusuf Zeyno ve Ahmed Medhun, saldırıda yaşamını yitirmişti (Filistin Kızılay Derneği)

PCRS, 14 Şubat'taki açıklamalarında İsrail'in ambulansın girişine izin vermesine rağmen saldırıyı kasten düzenlediğini savunmuştu.

IDF'den yapılan açıklamada, yürütülen ön soruşturma sonucunda olayın yaşandığı yerde İsrail askeri bulunmadığı iddia edilmişti.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un (WP) yaptığı araştırmada, uzman görüşleri alındı, uydu görüntüleri incelendi ve ses kayıtları analiz edildi. 

Haberde, olay yerine yakın noktada İsrail ordusuna ait zırhlı araçların olduğu bilgisi paylaşıldı. 

Ambulansın, Hamade ailesinin aracının yaklaşık 50 metre uzağında bulunduğu belirtildi. Otomobil ve ambulanstaki mermi izlerine ek olarak ses kayıtlarındaki kurşun seslerini inceleyen uzmanlar, bunların da İsrail ordusunun kullandığı silahlara ait olduğunu bildirdi. 

Araştırmada ayrıca Filistin Kızılayı'na ait ambulansın, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi'nin (COGAT) belirlediği rota üstünde vurulduğu tespit edildi.

COGAT, IDF'yle koordineli şekilde ambulanslara ek olarak yardım ve arama kurtarma araçlarının geçişini organize ediyor. WP, COGAT'tan yetkililerin yorum talebini reddettiğini aktardı.

IDF ise WP'ye açıklamasında, COGAT yetkilileriyle iletişime geçilmediğini savunurken, bölgede olay sırasında İsrail askeri olmadığı iddiasını yineledi.

PCRS, çocukların yetkililerden yardım istediği ses kaydını paylaşmıştı. Haberde görüşleri alınan uzmanlar, kayıtta 6 saniye içinde en az 62 el ateş edildiğini belirledi. Atış hızının, genellikle Hamas militanlarının kullandığı Kalaşnikof türü silahlarla uyumlu olmadığı vurgulandı. Ses analizi sonuçlarının, mermilerin yüksek ihtimalle İsrail ordusuna ait silahlardan çıktığına işaret ettiği belirtildi.

Görüntü analizlerindeyse Hamade ailesinin aracının yaklaşık 500 metre yakınında İsrail ordusuna ait en az 10 zırhlı aracın bulunduğu ifade edildi. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, WP'ye yaptığı açıklamada, olayın aydınlatılması için İsrail'den soruşturma talep ettiklerini hatırlattı. Miller, haberdeki veri ve analizlerden yola çıkarak inceleme yapılması için tekrar İsrailli yetkililerle irtibata geçeceklerini belirtti.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post, Morocco World News



Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
TT

Trump’ın Çin drone’u yasağı ABD’lileri kızdırdı: İşimizi kaybedeceğiz

ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)
ABD Temsilciler Meclisi'nin Çin Komünist Partisi özel komitesi de drone yasağı kararına destek verdiğini duyurdu (Reuters)

ABD'nin Çin malı drone'ları yasaklaması, bu cihazları ticari amaçlı kullanan Amerikalıları kızdırdı.

ABD Federal İletişim Komisyonu’nun (FCC) dün açıkladığı kararla yabancı üretim insansız hava araçlarının (İHA) ülkede satışı yasaklandı.

Ayrıca Çinli drone devi SZ DJI Technology ve Autel Robotics'in tüm iletişim ve video gözetim ekipmanları da yasak kapsamına alındı.

Bu kararla şirketlerin, iştiraklerinin ve ortaklarının ABD'de yeni drone ekipmanı ithal etmesi veya bunları satması yasaklanmış oldu.

Çin yapımı İHA’ların yasaklanması yönündeki çabalar 2017’de başlamıştı. Amerikan ordusu, siber güvenlik endişeleri nedeniyle askerlere DJI’nın drone’larını kullanmama emri vermişti.

Washington yönetimi, DJI drone’larının Çin yönetimi adına veri topladığını öne sürerken Pekin yönetimiyse iddiaları reddediyor.

ABD, DJI’yı “Çin askeri şirketi” diye de nitelemişti. Firma ise bu kategorilendirmenin iptali için açtığı davayı kaybetmişti.

DJI, ABD devletinin yürüteceği bağımsız incelemelere açık olduklarını, internet bağlantısı olmadan kullanılabilen drone’larla toplanan verilerin yerel merkezlerde depolandığını savunmuştu.

Çinli drone devi, kararın ardından yaptığı açıklamada öne sürülen güvenlik endişelerinin asılsız olduğunu iddia etti.

Diğer yandan yasak, sözkonusu İHA’ları ticari amaçlarla kullanan kişilerin tepkisini çekti. Wall Street Journal’ın aktardığına göre DJI üretimi drone’lar, ABD'deki ticari, hobi amaçlı ve yerel yönetimlerin kullandığı İHA’ların yaklaşık yüzde 70 ila 90’ını oluşturuyor.

Birçok drone kullanıcısının DJI parçalarını stoklamaya başladığı belirtiliyor. Ayrıca geçimlerini drone’lardan sağlayan kişilerin kararın iptali için Beyaz Saray ve ABD Kongresi’ne talepte bulunduğu aktarılıyor.

Drone ve uçak eğitimleri veren Pilot Institute'un kurucu ortağı Greg Reverdiau, DJI yasağıyla ilgili 8 bin kişinin katıldığı bir anket düzenlediklerini söylüyor.

Katılımcıların yüzde 43’ü yasağın şirketleri üzerinde "son derece olumsuz" veya "işlerini sona erdirebilecek bir etki" yaratacağını söylüyor. Yaklaşık yüzde 58’iyse DJI drone’ları olmadan sadece iki yıl veya daha kısa süre işlerini sürdürebileceklerini belirtiyor.

Reverdiau, Donald Trump yönetiminin yasağını eleştirerek şunları söylüyor:

İnsanlar DJI drone'larını Çin malı olduğu için satın almıyor. Bunları piyasada erişilebilir, yüksek kapasiteli ve uygun fiyatlı oldukları için tercih ediyorlar.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Newsweek


Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Japonya, vatandaşlık alma kurallarını zorlaştırıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yabancılara yönelik daha sıkı denetim için kapsamlı bir siyasi hamlenin parçası olarak Japonya, vatandaşlık almak için gereken ikamet süresini 10 yıla çıkarıyor ve dil şartı ekliyor.

Gelecek yılın hemen başlarında yürürlüğe girebilecek olan göçmenlik kurallarındaki bu revizyon, iktidar koalisyonundaki Nippon Ishin partisinin mevcut standartları çok gevşek bulması ve Başbakan Sanae Takaiçi'nin resmi bir inceleme emri vermesi üzerine geliyor.

Japonya'nın Mainichi gazetesi'nin haberine göre, Takaiçi'nin Liberal Demokrat Parti'sinin 4 Aralık'taki toplantısında özetlenen öneride görüldüğü üzere, vatandaşlığın onaylanması sadece ikamet süresine değil, aynı zamanda "iyi hal" ve başvuranın kişisel veya eş geliri ya da becerileri yoluyla istikrarlı bir geçim sağlama kabiliyetine de bağlı olacak. Ayrıca yetkililere nihai kararı vermede geniş bir takdir yetkisi bırakılacak.

Nippon Ishin, 17 Eylül'de Adalet Bakanlığı'na, yabancı uyruklu sakinlerin sayısını sınırlayacak ve yurttaşlığa kabul edilmiş kişilerin vatandaşlıklarının iptal edilebileceği koşulları belirleyecek daha sert önlemler alınması yönünde bir öneri sunmuştu.

Radikal sağcı Sanseito partisiyse daha da ileri giderek, hükümeti yabancıları etnik Japon nüfusunun önüne koymakla suçlarken, kendi iktidarında Japon vatandaşlığına kabul edilmiş kişilerin (kikajin) yasama meclisi adaylığına engel olacağını açıklamıştı.

Hükümet, önerilen kurallara istisnalar getirmeyi planlıyor; bu sayede, Japonya'da birkaç yıldır müsabakalara çıkan sporcular gibi bazı başvuru sahipleri, 10 yıllık ikamet şartını karşılamasalar bile vatandaşlık alabilecek.

Adalet Bakanlığı verilerine göre Japon hükümeti 2024'te 12 bin 248 vatandaşlık başvurusu aldı ve bunların 8 bin 863'ü yıl içinde onaylandı.

Yerel medyaya göre hükümet ayrıca kalıcı ikamet başvurusunda bulunanlar için Japonca dil yeterliliğini ve yurttaşlık eğitimini zorunlu hale getirmeyi de düşünüyor.

Görsel kaldırıldı.
Sanae Takaiçi'nin koalisyon ortağı, Japonya'daki yabancı sakin sayısına sınırlama getirmek istiyor (Reuters)

Önerilen kuralların ülkede yoğun bir çevrimiçi tartışmaya yol açtığı bildiriliyor.

Destekçiler bunları uzun süreli ikamet edenler için makul bulurken, eleştirmenler Takaiçi'nin muhafazakar hükümetinin, Japonya'nın ciddi işgücü sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde göçmenliğe yeni engeller yarattığını savunuyor.

The Asahi Shimbun, hükümet kaynaklarına atıfta bulunarak, planın yabancı sakinleri "temel toplumsal bilgi, özellikle dil becerileri"yle donatmayı amaçladığını bildirdi.

Gazeteye göre önerilen ve şimdilik "sosyal içerme programı" diye adlandırılan plan, yabancılarla yerel topluluklar arasındaki yanlış anlamaları ve sürtüşmeleri azaltıp "artan yabancı düşmanlığını dizginlemeyi" amaçlıyor.

Girişim, yerel okullara kaydolmadan önce Japonca yeterliliği sınırlı olan çocuklar için destek önlemlerini içerecek.

2015'te Japonya'da yaklaşık 2,23 milyon yabancı sakin vardı. Haziran 2025 itibarıyla bu sayı yaklaşık 3,95 milyona ulaştı, yani yabancılar nüfusun yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturuyor. Bu yabancıların yaklaşık 930 bini ülkede kalıcı ikamet sahibi oldu.

Independent Türkçe 


Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
TT

Ukrayna savaşı, Finlandiya'nın rengeyiklerini nasıl etkiledi?

Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)
Finlandiya'nın en kuzeyindeki Laponya bölgesi, turistlere "Noel Baba'nın resmi evi" diye pazarlanıyor (AFP)

Ukrayna savaşı, Avrupa'daki pek çok ülkeyi olası bir çatışma ihtimali nedeniyle tedirgin ederken kıtanın kuzeyinde bambaşka bir sorun yaşanıyor.

Finlandiya'daki rengeyiklerinin ölüm oranındaki artışta Rusya'nın açtığı savaşın etkili olduğu öne sürülüyor.

Ülkenin kuzeyindeki Kuusamo'da 400 yılı aşkın süredir bu boynuzlu hayvanları yetiştiren bir aileye mensup olan Juha Kujala, son zamanlarda neredeyse her gün bir rengeyiği ölüsü gördüğünü söylüyor. 

Rusya sınırlarına 40 kilometre mesafedeki çiftliğinde turistleri ağırlayan Kujala, bu durumdan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sorumlu tutuyor:

Ukrayna savaşından sonra durum daha kötüleşti. Kurtlar Rus tarafından geliyor. Ukrayna'da insan avladıkları için orada kurt avlayacak kimse kalmadı. Gerçekten çok çok üzücü. Kurtlar durmaksızın öldürüyor. Sayıları o kadar fazla ki buradaki tüm sistemi tehdit ediyorlar. Bir şeyler yapmazsak birkaç yıla burada rengeyiği kalmaz. Bu çok üzücü çünkü rengeyiği yetiştiriciliği, Finlandiya tarihinin en eski geçim kaynaklarından biri.

Rusya'dan gelen kurtların rengeyiklerini öldürdüğünü öne süren tek kişi Kujala değil.

Bölgede şu teori yaygın şekilde dile getiriliyor: Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarında yaşayan avcılar Ukrayna savaşına katıldığı için kurtlarla birlikte ayılar, vaşaklar ve kutup porsuklarının da sayısı dizginlenmiyor ve bu hayvanlar Finlandiya'daki rengeyiklerini öldürüyor.

Rus medyasındaysa odunculuk endüstrisinin doğal dengeyi bozduğuna yönelik haberler var. 

Resmi rakamlara göre bir yıl içinde Finlandiya'daki kurt sayısı 295'ten 430'a çıktı. 

Bu yıl kurtlar tarafından öldürülen rengeyiği sayısında geçen seneye göre yüzde 70'lik bir artış yaşandığı ve 1950 civarında hayvanın yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. 

Ukrayna savaşının Moskova'ya yönelik tepkileri artırdığı ülkede ortaya çıkan "Rus kurtları" fikrini inceleyen bilim insanlarından Katja Holmala, "Bence bu gerçekçi bir teori olabilir" diyor.

Holmala, devlete bağlı Doğal Kaynaklar Enstitüsü'nde çalışan araştırma ekibinin, daha önce Finlandiya'daki kurtlarda görülmeyen DNA izlerini bulduğunu açıklıyor. 

Savaş öncesinde Rus devletinin avcılara kurt başına ödül verdiğini ancak son yıllarda komşu ülkede öldürülen kurt sayısının çok azaldığını sözlerine ekliyor. 

İstihbarat uzmanı John Helin de Finlandiya yakınlarındaki Rus topraklarındaki işsizliğin, o bölgelerdeki erkekleri orduya yazılmaya yönelttiğini söylüyor. 

Rengeyiklerini korumak isteyen Finlandiya devleti, nesli kritik tehlike altında görülen kurtların avlanmasına daha geniş çapta izin vermeye hazırlanıyor.

Doğal çevreyi koruma yanlılarıysa konuya dair endişelerini dile getiriyor. 

Kujala onlara tepkili:

Bu kişiler gelip burada bizim hayatımızı yaşasın da rengeyiklerini kaybettiğimizde çektiğimiz acıyı görsün.
 

Independent Türkçe, CNN, AFP