İsrail'in Demir Kubbesi endişe yarattı: Hizbullah'a karşı dayanmayabilir

4 ila 70 kilometre menzile sahip Demir Kubbe sistemi, 2011'den beri kullanılıyor (AFP)
4 ila 70 kilometre menzile sahip Demir Kubbe sistemi, 2011'den beri kullanılıyor (AFP)
TT

İsrail'in Demir Kubbesi endişe yarattı: Hizbullah'a karşı dayanmayabilir

4 ila 70 kilometre menzile sahip Demir Kubbe sistemi, 2011'den beri kullanılıyor (AFP)
4 ila 70 kilometre menzile sahip Demir Kubbe sistemi, 2011'den beri kullanılıyor (AFP)

ABD, İsrail'in savunma sistemi Demir Kubbe'nin Hizbullah'la kapsamlı bir savaşın yükünü kaldıramayabileceğinden endişeleniyor. 

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen ABD'li yetkililer, ülkenin tanınmış medya kuruluşlarından CNN'e "En azından bazı Demir Kubbe bataryalarının etkisiz hale getirileceğini düşünüyoruz" dedi.

Kaynaklar, bu endişelerin Tel Aviv yönetimiyle paylaşıldığını da dile getirdi. 

İsrailli bir yetkili de Hizbullah'ın hassas güdümlü silahlar kullanarak geniş çaplı bir saldırı düzenlemesi halinde, Demir Kubbe'nin buna karşı koymasının zor olabileceğini söyledi. 

Diğer yandan Hizbullah'ın 5 Haziran'da yaptığı açıklamada, Demir Kubbe'ye ait bir bataryanın vurulduğu öne sürülmüştü. 

İran destekli örgüt, İsrail'in kuzeyindeki Ramot Naftali şehrinde yer alan bataryanın görüntülerini de paylaşmıştı. 

CNN, görüntülerin doğrulanamadığını bildirirken, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Demir Kubbe'de hasar oluştuğuna yönelik bilgileri bulunmadığını savundu.

Ancak ABD'li kaynaklara göre İsrailli yetkililer, Demir Kubbe sisteminin ülkenin kuzeyinde daha savunmasız durumda olduğunu düşünüyor. 

Ayrıca İsrailli yetkililerin, Hizbullah'ın bugüne kadarki sofistike saldırıları karşısında şaşırdıklarını belirttiği aktarıldı. IDF'nin paylaştığı verilere göre Hizbullah'ın elinde en az 150 bin roket ve füze var. 

Hizbullah'la geniş çaplı savaş başlaması halinde Washington yönetiminin Demir Kubbe'yi ayakta tutmak için gerekli desteği sağlayacağı ifade edildi.

Washington, İsrail'in temel savunma sistemi Demir Kubbe'ye bugüne dek 2,9 milyar dolar yatırım yaptı. 

Amerikalı yetkililer, Hizbullah ve İsrail arasında savaş çıkma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: 

Bu kadar uzun süre boyunca bu cephede savaş çıkmasını engellememiz bile mucize. Çok tehlikeli bir döneme giriyoruz. 

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı'yla başlayan Gazze savaşında, Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar da son dönemde yoğunlaştı. 

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, çarşamba günkü açıklamasında topyekun savaş halinde "hiçbir kural ve sınır tanımayacaklarını" söylemişti.

İsrail ordusu da Lübnan'da askeri harekat düzenlenmesine yönelik operasyonel planların onaylandığını açıklamıştı.

Nasrallah ayrıca topyekun savaş durumunda İsrail'e destek vermeleri halinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) vuracaklarını da söylemişti. Bu tehdidin ardından GKRY Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, olası savaş halinde İsrail'e destek sağlamayacaklarını duyurmuştu.

İsrail-Lübnan sınırındaki çatışmalarda toplamda en az 347 Hizbullah mensubu, 63 Lübnanlı sivil, 19 Emel Hareketi, 13 Hamas, 15 İslami Cihad mensubuyla 14 İsrail askeri ve 10 İsrailli sivil öldürüldü.

Independent Türkçe



Moldovalı seçmenler ülkelerinin Avrupa Birliği'ne katılımını reddediyor

Moldovalı seçmenler ülkelerinin Avrupa Birliği'ne katılımını reddediyor
TT

Moldovalı seçmenler ülkelerinin Avrupa Birliği'ne katılımını reddediyor

Moldovalı seçmenler ülkelerinin Avrupa Birliği'ne katılımını reddediyor

Seçim Komisyonu'nun yayınladığı kısmi sonuçlara göre dün eski Sovyet cumhuriyetinde yapılan referandumda, Moldovalıların çoğunluğu ülkelerinin Avrupa Birliği'ne (AB) katılımına karşı oy kullandı.

Oyların %60'ından fazlası sayıldıktan sonra, katılımı reddedenlerin oranı yüzde 55'e ulaşırken, Avrupa Birliği'ne katılmayı destekleyenlerin oranı yaklaşık yüzde 45’te kaldı. Sonuçlar bu şekilde doğrulanırsa sürpriz olacak. AB’ye en fazla destek veren başkent Kişinev'de hâlâ sayılacak çok sayıda oy olduğu için durum değişebilir.

Referandum, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Moskova ile bağlarını koparan ve Moldova'nın AB’ye katılması için başvuruda bulunan Maia Sandu tarafından başlatıldı. Sandu, Kişinev'de basına yaptığı açıklamada kısmi sonuçları yorumlayarak, yaşananların “ülkemizin özgürlük ve demokrasisine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı” olduğunu söyledi. “Ulusal çıkarlarımıza düşman yabancı güçlerle çalışan suç gruplarını” suçlayan Sandu, ‘amaçlarının demokratik süreci baltalamak olduğunu’ belirtti.

Sandu, dün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Rus müdahalesi korkusuyla gölgelenen bir kampanyanın ardından komisyon tarafından açıklanan kısmi sonuçlara göre ilk turu önde tamamladı. Oyların yüzde 40'ından fazlası sayılırken 52 yaşındaki ekonomist oyların yüzde 35'ini aldı.

Maia Sandu, 3 Kasım'daki ikinci turda, Rusya yanlısı Sosyalistler tarafından desteklenen ve oyların yüzde 30'unu alarak beklenenden daha iyi bir başarı gösteren 57 yaşındaki eski savcı Alexander Stoyanoğlu ile karşılaşacak.