Gallant'ın Washington ziyaretinden sonra ‘Gazze ateşkes müzakereleri düğümü’ çözülüyor mu?

İsrail Savunma Bakanı ziyareti ‘belirleyici’ olarak nitelendirdi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir önceki ABD ziyaretinde (Reuters)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir önceki ABD ziyaretinde (Reuters)
TT

Gallant'ın Washington ziyaretinden sonra ‘Gazze ateşkes müzakereleri düğümü’ çözülüyor mu?

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir önceki ABD ziyaretinde (Reuters)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bir önceki ABD ziyaretinde (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, her iki tarafın da taleplerinde ısrar ettiği Gazze ateşkes müzakerelerinin ‘çıkmaza’ girmesi ve arabulucuların İsrail ile Hizbullah arasında devam eden savaşın genişlemesini önleme çabaları ışığında Washington'a önemli bir ziyaret gerçekleştiriyor.

Şarku’l Avsat'ın görüştüğü uzmanlara göre, Gallant'ın ziyareti, Gazze müzakerelerini canlandırmak ve Kahire ile Doha'nın müzakereleri çözme çabalarını güçlendirmek için ‘potansiyel bir etki’ ve ‘son bir şans’ taşıyor.

Ancak uzmanlar, konunun, ‘Başkan Joe Biden'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisinin başarıya ulaşması için bir çıkış yolu arayan üçüncü arabulucu ABD'nin baskılarının ne ölçüde başarılı olacağına’ bağlı olduğunu vurguladılar.

ABD Başkanı Joe Biden'ın mayıs ayı sonunda Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurma önerisini takiben Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi 10 Haziran'da öneriyi desteklerken, Hamas da olumlu karşıladı. Tel Aviv ise arabulucuların anlaşmazlıkları azaltma ve her iki tarafı da taviz vermeye zorlama çabalarına rağmen, bunu reddederek müzakerelerin yeniden başlamasını engelledi.

Washington ziyareti öncesinde Gallant, ABD'li üst düzey yetkililerle yapılacak görüşmelerin ‘savaşın geleceği açısından hayati önem taşıdığına’ dikkat çekerek, İsrail'in ‘Gazze, Lübnan ve diğer bölgelerde gerekli olabilecek her türlü eyleme hazır olduğunu’ vurguladı. Gallant'ın açıklamalarına göre görüşmeler kalıcı bir ateşkesi ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesini içeriyor.

Gallant'ın açıklamalarına göre görüşmeler, Gazze Şeridi'nde ‘ertesi gün’ için seçeneklerin tartışılmasını ve İsrail güçleri ile Hizbullah'ın 8 Ekim'den bu yana karşılıklı bombardımanı sürdürdüğü İsrail'in Lübnan ile olan kuzey sınırındaki gergin durumu içeriyor.

İsrail Savunma Bakanı, Mart ayında Benny Gantz ve Nisan ayında muhalefet lideri Yair Lapid'in ardından Gazze savaşından bu yana Washington'u ziyaret eden üçüncü üst düzey İsrailli yetkili olurken, Netanyahu savaşın patlak vermesinden bu yana henüz Washington'u ziyaret etmedi.

Gallant'ın üç günlük ziyareti, Netanyahu'nun birkaç gün önce ABD'yi İsrail'e ABD silahlarının ulaşmasını geciktirmekle suçladığı videonun ABD'de yarattığı kızgınlığın ardından ve İsrail Başbakanı’nın Temmuz ayında Kongre'de yapacağı konuşma öncesinde gerçekleşiyor.

Gallant’ın ziyareti aynı zamanda, Tel Aviv'de savaşın sona erdirilmesi, esir takası anlaşması ve Netanyahu'nun görevden alınması talebiyle kitlesel gösterilerin devam ettiği ve eski İsrail Başbakanı Ehud Barak'ın dün (pazar) ‘esirleri geri getirmenin tek yolunun savaşı durdurmak olduğunu’ belirterek Netanyahu'nun değiştirilmesi çağrısında bulunduğu bir dönemde geldi.

Gallant Mart ayında, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) daveti üzerine Refah saldırısını görüşmek üzere ABD'yi ziyaret etmişti.

Olası etki

Mısırlı strateji uzmanı General Semir Ferec, Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, Gallant'ın ziyaretinin, geçen ayın sonunda Biden'ın teklifinin açıklanmasından bu yana arabulucuların daha fazla hareket ettiği ateşkes süreci üzerinde bir etkisi olacağına inanıyor.

Ferec'e göre ziyaretin iki amacı var. Birincisi, Biden'ın girişiminin başarılı olması için ABD'nin İsrail'e baskı yapması, özellikle de İsrail'in Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinde seçim pozisyonunu güçlendirmek için buna bel bağlaması. İkinci amaç ise Güney Lübnan savaşını görüşmek.

Strateji uzmanı, Gallant'ın ziyaretinin sonuçlarını, Gazze'deki ateşkes sürecinde bir ilerleme sağlanması olasılığına bağlıyor ve bunun gerçekleşmesi için ABD'nin savaşı durdurma ve ateşkese gitme yönündeki baskısının başarılı olmasının yanı sıra, İsrail tarihinin en büyük gösterileriyle karşı karşıya olan Netanyahu'nun tutumunda bir değişiklik olması gerektiğini belirtiyor.

Netanyahu'nun, arabulucuların çabalarına ve Gallant'ın ziyaretinden beklenenlere rağmen, savaşın sona ermesinin ertesi günü İsrail'de yargılanmak üzere arandığını görmemek için savaşın devam etmesini istediğine inanılıyor.

Son şans

Şarku’l Avsat'a konuşan İsrail meseleleri uzmanı Ahmed Fuad Enver, Netanyahu'nun uzlaşmazlığı ve seçim yılında Biden ile eşi benzeri görülmemiş bir şekilde karşı karşıya gelmesi karşısında Gallant'ın ziyaretinin müzakere ve ateşkes yolunda son bir şans olduğuna inanıyor.

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Enver, ‘Gallant'ın ziyaretinin aynı zamanda Netanyahu ve hükümetindeki aşırı sağın çılgınlıklarının tutuşturduğu ateşi söndürmeye çalıştığını’ düşünüyor ve bunun ‘Netanyahu'nun tıkanan kanalına paralel bir kanal için hazırlık’ olduğunu öne sürüyor.

Enver, ABD'nin bu kez ‘Netanyahu'nun aşırılıkları ışığında aklı başında olanlarla konuşmaya çalıştığını, bunun da Gallant'ı bir alternatif haline getirdiğini’ söyledi.

Enver, Gallant'ın ziyaretinin ‘Biden yönetiminin Gazze savaşını durdurmak için Hamas'la ya da ABD'nin çabalarının başarısız olması halinde yaklaşan olası bir çatışma ışığında Hizbullah'la uzlaşma aramak için İsrail'le son bir girişimine’ tanık olacağına inanıyor.

Hükümetten bir temsilci

ABD’li uluslararası ilişkiler uzmanı Irina Zuckerman, “Gallant bağımsız bir temsilci değil, Netanyahu'nun ve hükümetin görüşlerini temsil ediyor. Dolayısıyla Netanyahu'nun Kongre'ye hitap edeceği ziyaretten önce gerçekleştirdiği bu seyahat sırasında Washington sadece mesaj iletebilir, herhangi bir karar alması ya da eylemde bulunması için baskı yapamaz. Çünkü Netanyahu’nun onayı olmadan ve kabine ile istişare etmeden politika değiştiremez” ifadelerini kullandı.

Zuckerman'a göre “İsrail önerilen ateşkes çerçevelerini defalarca kabul etti. Ancak Hamas, İsrail güçlerinin tamamen ve kalıcı olarak geri çekilmesi gibi sadece İsrail için değil Hamas'ı iktidardan uzaklaştırma kararlılığını yineleyen ABD için de kabul edilemez koşullar öne sürdü.”



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.