İsrail, Gazze'de kıtlık uyarısı yapan raporu kınadı

Bir doktor, Deyr el-Balah'ta yetersiz beslenmeden muzdarip Filistinli bir kızı muayene ediyor (Reuters)
Bir doktor, Deyr el-Balah'ta yetersiz beslenmeden muzdarip Filistinli bir kızı muayene ediyor (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'de kıtlık uyarısı yapan raporu kınadı

Bir doktor, Deyr el-Balah'ta yetersiz beslenmeden muzdarip Filistinli bir kızı muayene ediyor (Reuters)
Bir doktor, Deyr el-Balah'ta yetersiz beslenmeden muzdarip Filistinli bir kızı muayene ediyor (Reuters)

İsrail, yaklaşık yarım milyon Gazze Şeridi sakininin "felaket boyutunda" açlıkla karşı karşıya olduğunu belirten Birleşmiş Milletler destekli bir raporu reddederek, değerlendirmeyi "yanıltıcı" ve "önyargılı" olarak nitelendirdi.

Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) salı günü yayınladığı son raporunda, mart ayında Gazze'nin kuzeyinde yakın bir kıtlık riski olduğuna dair yaptığı uyarının gerçekleşmediğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre raporda, "Ancak Gazze'deki durum hâlâ felaket ve Gazze Şeridi'nde yüksek ve sürekli bir kıtlık riski var" denilerek, her türlü rehavete karşı uyarıda bulunuluyor.

İsrail hükümet sözcüsü David Menser dün yaptığı açıklamada: "Bu rapor son derece yanıltıcı ve taraflı" çünkü kısmen "Hamas'a bağlı sağlık kurumlarından alınan verilere dayanıyor" ifadelerini kullandı.

"Gazze'de kıtlık olduğu iddiaları (...) temelsizdir" diyen Menser, "asıl amaçlarının elbette İsrail üzerinde baskı kurmak olduğunu" belirtti.

Gazze'de Hamas tarafından yönetilen hükümet, savaşla ilgili olarak İsrail'in ölü sayısı gibi geçmişte itiraz ettiği, ancak uluslararası medya ve yardım kuruluşları tarafından genel olarak kabul edilen açıklamalar yapıyor.

IPC raporuna göre Gazze'de 495,000 kişi hala "felaket boyutlarında akut gıda güvensizliği" ile karşı karşıya.

Diğer 745,000 kişi ise gıda güvenliği açısından acil durum kategorisinde değerlendirildi. BM Dünya Gıda Programı (WFP) yeni raporun "kalıcı açlığın keskin bir resmini çizdiğini" belirtti.

WFP değerlendirmesinde, "İyileşme, artan yardım dağıtımının yaratabileceği farkı gösteriyor. Kuzeye gıda dağıtımı ve beslenme hizmetleri, açlığın en kötü seviyelerinin azaltılmasına yardımcı oldu, ancak durum hala vahim" ifadeleri yer aldı.

Gazze'nin güneyindeki durumun daha da kötüye gittiği uyarısında bulunuldu ve "Geçtiğimiz mayıs ayında Refah'ta yaşanan çatışmalar, bir milyondan fazla insanı yerinden etti ve insani yardım erişimini ciddi şekilde kısıtladı" denildi.

Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması, hükümetler, BM kuruluşları ve STK'lar dahil olmak üzere yaklaşık 20 kurum ve kuruluşun yer aldığı çok ortaklı bir girişim olup, gıda güvenliği ve beslenme analizi ile karar alma süreçlerini iyileştirmeyi amaçlamaktadır.

İsrail, geçtiğimiz mayıs ayında bir önceki raporu da yanlış bilgiler ve şüpheli kaynaklar içerdiğini belirterek reddetmişti.



İsrail, İran'ın nükleer programını hedef almama konusunda ABD'ye ‘garanti vermiyor’

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
TT

İsrail, İran'ın nükleer programını hedef almama konusunda ABD'ye ‘garanti vermiyor’

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)
ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurguladılar, ancak bölgesel bir yangından duydukları korkuyu da dile getirdiler. (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, ülkelerinin askeri yığınağının Ortadoğu'da savaşı önlemek yerine körükleyip körüklemediğini sorgularken, CNN üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini hedef almayacağına dair Washington'a ‘güvence vermediğini’ söylediğini aktardı.

New York Times, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı düzenlediği saldırıdan bu yana geçen 12 ay içinde çatışmanın giderek genişlediğini ve farklı derecelerde Yemen, Lübnan, Suriye, Irak ve İran'ı da içine aldığını bildirdi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) bölgeye uçak gemileri, güdümlü füze destroyerleri, amfibi saldırı gemileri ve savaş filoları da dahil olmak üzere geniş bir silah yelpazesi gönderdi. Ayrıca bu hafta bölgede konuşlu yaklaşık 30 bin askere ‘birkaç bin’ asker daha ekleyeceğini ve hava gücünü iki katına çıkaracağını duyurdu.

Başkan Biden, takviye askeri teçhizat ve birliklerin İsrail'in kendisini savunmasına ve bölgedeki ABD güçlerini korumasına yardımcı olmayı amaçladığını açıkladı. Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Savunma Bakanlığı yönetiminin ‘bölgedeki ABD vatandaşlarını ve askerlerini korumaya, İsrail'i savunmaya ve caydırıcılık ve diplomasi yoluyla durumu sakinleştirmeye odaklandığını’ belirterek, ABD'nin artan varlığının ‘saldırganlığı caydırmayı ve daha geniş bir bölgesel savaş riskini azaltmayı’ amaçladığını vurguladı.

Savaşı genişletmek mi?

Diğer bazı Pentagon yetkilileri ise bir savaş gemisi filosu ve onlarca ABD saldırı uçağının İran ve vekil güçlerinden gelebilecek herhangi bir saldırıyı püskürtmeye yardımcı olmak için hazır beklediği göz önüne alındığında, İsrail'in Hizbullah'a karşı savaşını genişlettiğine dair endişelerini dile getirdiler.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre eski Pentagon yetkilisi Dana Stroul “Şu anda bölgede İranlılar müdahale ederse, İsrail'in savunmasını destekleyebilmemiz için yeterli hazırlık var. Eğer bir İsrailli askeri planlamacıysanız, tüm bunları ABD güçleri bölgeden ayrıldıktan sonra değil, bölgedeyken yapmak istersiniz” ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkililere göre, Ortadoğu'da bir dönem görev yapmış olan ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Brown, Pentagon ve Beyaz Saray toplantılarında konuyu gündeme getirerek, ABD'nin bölgedeki varlığının artmasının genel savaş ‘hazırlığı’ ve ABD ordusunun Çin ve Rusya da dahil olmak üzere çatışmalara hızlı yanıt verme yeteneği üzerindeki etkisini sorguladı. Üst düzey bir ABD askeri yetkilisi, Brown, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve diğer yetkililerin ‘çatışmayı kontrol altına almak ve İsrail'i cesaretlendirmek arasında bir denge kurmaya çalıştıklarını’ söyledi. Bir başka yetkili ise ‘Büyük Birader’ (yani ABD) yakınlardaysa İsrail'in saldırı düzenlemesinin daha kolay olduğunu belirtti.

Zor anlaşmalar

Yetkililer, özellikle İsrail'in varoluşsal tehdit olarak gördüğü eylemlere karşı harekete geçmeden önce ABD'yi önceden bilgilendirmeyeceğini açıkça belirtmesinden sonra, Pentagon için İsraillilerle başa çıkmanın daha zor hale geldiğini vurguladılar. ABD'li yetkililer, İsraillilerle Lübnan'a ‘sınırlı bir kara harekâtı’ konusunda anlaşmış olmalarına rağmen İsrail saldırılarının geniş çaplı bir operasyona işaret ettiğini belirttiler. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikast konusunda ABD'li mevkidaşını operasyonun gerçekleşeceği zamana kadar bilgilendirmedi.

Pentagon yetkilileri Austin'in İsraillilerin bölgedeki ABD güçlerinin İran'ın olası misillemesine karşı savunmalarını arttırabilmeleri için önceden haber vermemesine kızdığını vurguladı. Austin'in tepkisi sorulduğunda Singh, “Hazırlıksız yakalandı” cevabını verdi.

Ancak daha sonra ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella, bölgedeki ABD güçlerini korumak ve İsrail'in savunmasına yardımcı olmak için ilave birlikler (2 bin ila 3 bin) talep etti.

Birbirini izleyen ABD yönetimleri ABD ordusunu Ortadoğu'dan çekmeye çalıştı, ancak Biden yönetimi kendisini bir kez daha büyüyen bir ABD askeri gücü havuzuna ev sahipliği yapmak zorunda buldu.

Garanti yok

ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi, Hamas'ın 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ni çevreleyen İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısının birinci yıldönümünde İsrail'in karşılık verip vermeyeceğini bilmenin ‘gerçekten zor’ olduğunu belirtti. Yetkili, İsrail'in ABD'ye İran'ın nükleer tesislerinin hedef alınmasının söz konusu olmadığına dair güvence verip vermediği sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Öyle olmasını umuyoruz… Biraz bilgelik görmeyi bekliyoruz ama bildiğiniz gibi bunun garantisi yok.”

Yetkili, İsrail'in 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü İran'a misilleme yapmak için kullanıp kullanmayacağı sorusuna “Bunu söylemek gerçekten zor. Tahminimce herhangi bir şey olursa, o günden önce veya sonra olacaktır” cevabını verdi. ABD'nin Gazze savaşının tırmanmasını engellemek için yaklaşık bir yıldır çalıştığını vurgulayan yetkili, “Şu anda savaşın eşiğindeyiz” dedi.

ABD'li yetkililer, İsrail'in İran'ın füze saldırısına verdiği yanıtı desteklediklerini vurgulasalar da Ortadoğu'da geniş çaplı bir bölgesel çatışmadan duydukları korkuyu dile getirdiler. Diğer yandan Başkan Biden, yönetiminin İran'ın nükleer programını hedef alan İsrail'i desteklemeyeceğini açıkladı. Biden dün (Cuma) yaptığı açıklamada, “Onların yerinde olsaydım petrol sahalarını vurmaktan başka alternatifleri de değerlendirirdim” dedi. Biden ayrıca, ABD'li yetkililerin İsrailli mevkidaşlarıyla ‘günde 12 saat’ temas halinde olduklarını belirtti.