Güney Kore Devlet Başkanı'nın azledilmesi için verilen imza sayısı bir milyonu aştı

Dilekçede, yolsuzluk iddiaları ve Kuzey Kore'yle savaşı körüklediği gerekçesiyle Devlet Başkanı'nın görevden alınması isteniyor

Kuzey Kore'yle gerilim artarken 24 Haziran'da Seul'de askeri tatbikatların ve propaganda kampanyalarının durdurulması çağrısıyla düzenlenen eylemde Güney Koreli protestocular Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un yüzüne çarpı attıkları dövizi taşıyor (AP)
Kuzey Kore'yle gerilim artarken 24 Haziran'da Seul'de askeri tatbikatların ve propaganda kampanyalarının durdurulması çağrısıyla düzenlenen eylemde Güney Koreli protestocular Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un yüzüne çarpı attıkları dövizi taşıyor (AP)
TT

Güney Kore Devlet Başkanı'nın azledilmesi için verilen imza sayısı bir milyonu aştı

Kuzey Kore'yle gerilim artarken 24 Haziran'da Seul'de askeri tatbikatların ve propaganda kampanyalarının durdurulması çağrısıyla düzenlenen eylemde Güney Koreli protestocular Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un yüzüne çarpı attıkları dövizi taşıyor (AP)
Kuzey Kore'yle gerilim artarken 24 Haziran'da Seul'de askeri tatbikatların ve propaganda kampanyalarının durdurulması çağrısıyla düzenlenen eylemde Güney Koreli protestocular Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un yüzüne çarpı attıkları dövizi taşıyor (AP)

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un görevden alınmasını talep eden dilekçeyi bir milyondan fazla kişi imzaladı.

Bu hafta yüz binlerce kişi dilekçeyi imzalamak için ziyaret edince Ulusal Meclis'in internet sitesi gecikmeler yaşadı ve geçici olarak çöktü.

20 Haziran'da başlayan imza kampanyası yolsuzluk iddiaları, Kuzey Kore'yle savaşı körüklemek ve Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santrali'nden radyoaktif atık salınımını durduramamaktan dolayı parlamentoyu Yoon'u görevden almaya çağırıyor.

Korea Times'ın haberine göre, dilekçeye atılan imza sayısı çarşamba günü bir milyonu aştı ve 10 gün boyunca günlük ortalama 100 bin imza toplandı.

İmza kampanyasını destekleyen muhalefetteki Kore Demokratik Partisi, bu muazzam katılımın halkın Yoon'a yönelik olumsuz bakışını yansıttığını açıkladı.

Partinin grup başkanı Park Chan-dae, "Halihazırda bir felaketin eşiğinde olan devlet işlerinin rayına oturması için önce başkan değişmeli" dedi.
 

Görsel kaldırıldı.
25 Haziran 2024'te Yoon Suk Yeol, Busan'daki Güney Kore deniz üssünde USS Theodore Roosevelt uçak gemisinde (AP)

Güney Kore yasaları, parlamentonun halktan 50 binden fazla imza toplayan her dilekçeyi bir komiteye havale etmesini ve bu komitenin de dilekçenin oylamaya sunulup sunulmayacağına karar vermesini gerektiriyor.

Başkanlık ofisi muhalefeti kirli oyunlar oynamakla suçluyor. Yonhap Haber Ajansı'na konuşan üst düzey bir başkanlık yetkilisi, "Kore Demokratik Partisi, anayasayı yok etmeye yönelik medeniyet karşıtı girişimlerine ve daha önce duyulmamış yasama şiddeti ve darbesine derhal son vermeli" dedi.

Siyasi analistler, dilekçenin başkana duyulan öfke ve memnuniyetsizliği yansıttığını ve parlamento komitesinin dilekçeyi oylamaya sunmaması halinde kitlesel protestolara dönüşebileceğini söyledi.

Güney Kore parlamentosu 2004'te Roh Moo-hyun ve 2017'de Park Geun-hye olmak üzere iki devlet başkanını azletmişti.

Muhafazakar Halkın Gücü Partisi'nin lideri Yoon, Mayıs 2022'de liberal Demokrat Parti'den Lee Jae-myung'a karşı kazandığı kıl payı zaferin ardından devlet başkanı olmuştu.

Nisandan bu yana yüzde 25 civarında seyreden onay oranlarıyla başkanlığı düşük popülarite sorunuyla karşı karşıya.

Yoon'un partisi nisandaki parlamento seçimlerinde ezici bir yenilgiye uğradı ve bu durum büyük ölçüde başkan için bir ara dönem güven oylaması olarak algılandı.

Yoon'un onay oranları, Dior çanta tartışmaları nedeniyle first lady Kim Keon-Hee hakkında soruşturma açılmasını öngören bir yasa tasarısını veto etmesinin ardından düşmüştü. Ayrıca, geçen yıl bir selden sonraki kurtarma görevi sırasında bir deniz onbaşının boğulmasıyla ilgili soruşturmaya başkanlık ofisinin müdahale ettiği iddialarını araştıran bir başka tasarıyı da engellemişti.

independent.co.uk/asia

Independent Türkçe



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.