DMO, Trump döneminde İsrail ile yaşanan ‘gemi savaşını’ gün yüzüne çıkarıyor

DMO Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, “İran o gün zor bir durumla karşı karşıya kaldı” dedi.

DMO Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (soldan ikinci) ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Hatemü'l Enbiya grubunun bir toplantısı sırasında. (Mehr haber ajansı)
DMO Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (soldan ikinci) ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Hatemü'l Enbiya grubunun bir toplantısı sırasında. (Mehr haber ajansı)
TT

DMO, Trump döneminde İsrail ile yaşanan ‘gemi savaşını’ gün yüzüne çıkarıyor

DMO Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (soldan ikinci) ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Hatemü'l Enbiya grubunun bir toplantısı sırasında. (Mehr haber ajansı)
DMO Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami (soldan ikinci) ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Hatemü'l Enbiya grubunun bir toplantısı sırasında. (Mehr haber ajansı)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde İran ile İsrail arasında yaşanan ‘gemi savaşı’ hakkında heyecan verici detaylar açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre Selami, “DMO o dönemde Trump, yaptırımlar ve Koronavirüs sorunları nedeniyle zor günler yaşadı” dedi.

Selami, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile birlikte bu sabah (cumartesi) DMO'nun ekonomik kolu olan Hatemü'l Enbiya grubuna yaptıkları ziyaret sırasında konuştu.

Selami, “Trump ve koronavirüs günlerinde zor bir durumla karşı karşıya kaldık. İran'ın petrol ihraç etmesini engellemek için Kızıldeniz ve Akdeniz'de 14 gemimize saldırdılar. İlk başta bizi kimin vurduğunu anlamadık” ifadelerini kullandı.

DMO Komutanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir süre sonra gemilerimizi vuranın İsrail olduğunu anladık. Bunu çok gizemli bir şekilde yaptılar. Biz de onların 12 gemisini vurduk. Beşinci gemi vurulduktan sonra İsrail ellerini kaldırdı ve şöyle dedi: Gemiler savaşını durduralım.”

Selami, İran'ın ‘daha sonra düşman tarafından açılan tüm yolları kapatabildiğini ve bugün tüm hatların İran bayrağı altında seyrettiğini ve gemilerin tam bir güvenlikle geçtiğini’ iddia etti.

Selami, ‘gemi savaşı’ olarak nitelendirdiği olayın tarihini ve İsrail gemilerine yönelik saldırıları DMO’nun mu yoksa onun adına Husilerin mi gerçekleştirdiğini açıklamadı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24