Harris Trump'ı savunmaya geçiriyor

Göç, ekonomi ve ABD'nin küresel liderlik konumu gibi konularda birbirine taban tabana zıt iki görüş

TT

Harris Trump'ı savunmaya geçiriyor

Harris Trump'ı savunmaya geçiriyor

Milyonlarca Amerikalı, ekonomi, göç, demokrasi ve Amerikan liderliğinin dünyadaki durumu gibi temel konularda taban tabana zıt vizyonlar sunan Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve eski Başkan Donald Trump arasındaki ilk ve belki de son hararetli münazarada adayların başkanlık seçimlerine ilişkin planlarının en net resmini gördü.

İki aday, seyircisiz bir stüdyoya dönüştürülmüş küçük, mavi ışıklı bir amfi tiyatroda bir araya geldi. Harris içeri girdikten sonra Trump'ın elini sıkmak için birkaç adım attı. Gergin bir başlangıcın ardından Philadelphia kentindeki 90 dakikalık münazara ABD televizyon kanalı ABC'de başladı.

Tartışma sırasında Harris, Trump'ın dikkatini çekmeyi ve onu savunmaya geçmesi için kışkırtmayı başardı. 2020 seçimlerini kaybettiğini hatırlattı ve diğer iddialarıyla ilgili alaycı yorumlar yaptı. Bu da Trump'ın, danışmanlarının ve destekçilerinin kendisini uzak tutmaya çalıştığı kişisel saldırılarda bulunmasına yol açtı.

xdcvfb
Tartışma sırasında ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris (AFP)

Harris, Trump'ı cezai mahkumiyetleri ve Kovid-19 salgınını ele alışı gibi konularda eleştirdi. Harris kavgacı tavrını savcılık hayatından aldığı ilhamla “Sayfayı çevirmenin zamanı geldi” diyerek sonlandırdı. Asık suratlı Trump sık sık yemi yutarak Harris'in eleştirilerine gerçek dışı iddialar, yanlış bilgiler ve kişisel saldırılarla karşılık verdi.

Taylor Swift, Harris ile birlikte

Diğer taraftan Amerikalı pop yıldızı Taylor Swift, Instagram hesabından 283 milyon takipçisine başkan yardımcısını desteklediğini ve seçimlerde ona oy vereceğini duyurdu.

zxcs
ABD'li pop yıldızı Taylor Swift (AFP)

Harris için dünkü münazara, birçoğu politika hedefleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istediklerini söyleyen seçmenlerin gözünde kendini daha iyi tanımlamak için bir fırsattı.

Trump içinse bu münazara, kampanya sürecinde sık sık tercih ettiği cinsiyetçi ve ırkçı söylemlere başvurmadan başkan yardımcısına saldırma disiplinini gösterme şansı sundu. Moderatörler kendisine Harris'in ırksal kimliğini sorgulayan yorumları hakkında soru sorduklarında bile bu hakaretleri tekrarlamaktan büyük ölçüde kaçınmayı başardı. İki aday ayrıca ABD'nin nerede olduğuna ve seçildikleri takdirde nereye götüreceklerine dair keskin bir şekilde zıt vizyonlar ortaya koydu. Harris, orta sınıfa yönelik vergi indirimleri vaat etti. Trump ise önerdiği gümrük tarifelerinin ABD'nin müttefiklerinin ticarette aldatılmasını engellemesine yardımcı olacağını söyledi. Trump, Ukrayna'nın savaş alanında zafer elde etmemesi anlamına gelse bile, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı hızla sona erdirmek için çalışacağını vurguladı.

Biden'ın tam tersi

Bu, Beyaz Saray için üçüncü kez yarışan Trump'ın başkan adayı olarak yedinci, Harris'in ise ilk münazarasıydı ve belki de kendisini ve planlarını seçmenlere tanıtmak için en iyi şansıydı.

Neredeyse her açıdan Harris'in performansı Başkan Joe Biden'ın geçtiğimiz Haziran ayında sergilediği berbat performansın tam tersiydi. Zira Harris, Biden'ın Trump'la yüzleşmesi sırasında yaşadığı kafa karışıklığının aksine, Trump'ın dikkatini çekecek şekilde tasarlanmış keskin ve odaklanmış cevaplar verdi. Harris, Trump'la yüzleşmek için yüz ifadelerini kullandı ve onun ‘aptalca’ ya da değersiz cevaplarından duyduğu hoşnutsuzluğu ifade etti.

sxdf
Cumhuriyetçi başkan adayı, eski Başkan Donald Trump (AP)

Harris, “Donald Trump 81 milyon insan tarafından Beyaz Saray'dan kovuldu, bu konuda açık olalım. Belli ki bununla başa çıkmakta çok zorlanıyor” ifadelerini kullandı. Harris, Trump'ın tarzından ve dört yıl önce 2020 başkanlık seçimlerini tersine çevirme çabalarından rahatsız olan Cumhuriyetçilere ve bağımsızlara seslenerek ‘sayfayı çevirme zamanının geldiğini’ vurguladı. Harris ayrıca, ‘ülkeyi, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunmak’ için kampanyasında herkese yer olduğunu belirtti.

Trump, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savaşını kazanmasının ABD'nin çıkarına olduğunu söylemeyi iki kez reddetti. Harris, bunun ABD'nin NATO müttefiklerinin Trump'ın görevde olmamasına neden minnettar olduklarının bir örneği olduğunu söyledi.

Kedi ve köpek yiyorlar!

Eski başkan göçmenler hakkında kedi ve köpek yedikleri de dahil olmak üzere bir dizi iddiada bulunurken, Harris de Ohio'daki göçmenlerin komşularının kedi ve köpeklerini yediği yönündeki asılsız iddialara vurgu yaptı.

Harris, Kovid-19 salgını ülkeyi kasıp kavururken görevi bıraktığında Trump'ı ekonomi ve demokrasinin durumu nedeniyle sert bir dille eleştirmişti. Şimdi ise “Yaptığımız şey Donald Trump'ın pisliğini temizlemek oldu” dedi.

xscdvfb
Demokrat başkan adayı Kamala Harris, eski Başkan Donald Trump ile el sıkıştı (AFP)

Trump ise Harris'e önceki liberal pozisyonlarından bazılarını terk ettiği için saldırmakta gecikmedi ve “Şimdi benim felsefeme doğru gidiyor. Aslında ona bir MAGA (Make America Great Again) şapkası gönderecektim” dedi. Harris bunu gülümseyerek karşıladı. Harris, liberallikten uzaklaşarak ılımlı pozisyonlara kaymasını savunmaya çalıştı.

Harris bir Marksist

Harris, ekonomiyi iyileştirme planlarıyla ilgili bir soruya, çocuklu aileler ve küçük işletmeler için vergi indirimini uzatacağını söylerken, Trump'ın geniş gümrük tarifeleri uygulama planlarına, “sonuçta Amerikan halkı tarafından ödenecek mallar üzerinde bir satış vergisi” diyerek yüklendi. Trump, yüzü donuk bir şekilde “Benim satış vergim yok. Bu yanlış bir ifade. Bunu o da biliyor” diyerek yanıt verdi. Trump Harris'i bir kez daha ‘Marksist’ olmakla suçladı ve “Herkes onun Marksist olduğunu biliyor” dedi.

Harris'in Filistinlilere sempatisi… Trump'tan İsrail'e ölüm uyarısı

Trump Demokrat rakibi Kamala Harris'i ‘İsrail'den nefret etmekle’ suçladı. 7 Ekim'de İsrail'e yaptığı saldırının sonuçlarından Hamas'ı sorumlu tutan Harris ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail'e her zaman kendini savunma fırsatı vereceğim. Ancak çok sayıda masum Filistinlinin, çocukların ve annelerin öldürüldüğü de bir gerçek. Bildiğimiz tek şey bu savaşın sona ermesi gerektiği. Diğer taraftan iki devletli çözüm temelinde bir Filistin devletinin kurulması gerekiyor. Ateşkese ve esirlerin serbest bırakılmasına ihtiyacımız var.”

Kendisi başkan olsaydı bu savaşın yaşanmayacağını iddia eden Trump, “Bunu hızlı bir şekilde çözeceğim. Başkan olmadan önce bile bunu yapacağım” dedi.



Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
TT

Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)

Refik Huri

ABD'de başlangıçtan beri süregelen bir gelenek vardır, görev süresinin son gününe kadar tek bir başkan vardır. Seçilen başkan geleneğe saygı duyar ve Kasım 2024'teki zaferinden 20 Ocak'ta göreve gelmesine kadarki süreyi, yönetimini, önceliklerini ve görev süresinin ilk 100 gününde neler yapacağını düzenleyerek geçirir.

Ancak Başkan Donald Trump acele ediyor, iktidarı ele geçirmeden önce onu kullanmak istiyor. ABD ve dünyada onun görevine başlamasını bekleyenler de, kendilerini neyin beklediğini bilmek için acele ediyorlar. Trump şanslı bir adam, 2016'da başkan Barack Obama ve politikalarına karşı beyazların başlattığı protesto dalgasıyla ilk başkanlığını kazandı. Başkan Joe Biden'ın politikalarına karşı başlatılan protesto kampanyasının ardından da 2024'te ikinci kez seçildi. Şansı katıldığı iki seçimde de bir kadına karşı yarışmasıyla zirveye çıktı. İlk seferinde Hillary Clinton, ikinci seferinde ise Kamala Harris’e karşı yarıştı. Kesin olan bir şey var ki, o da Amerikan toplumunun henüz Beyaz Saray'da bir kadının başkanlık mührüne sahip olmasına hazır olmadığı. Nitekim Obama'nın iki dönemlik başarısının arkasındaki Demokrat stratejist David Axelrod, Time dergisine verdiği demeçte, “Trump’a karşı siyah bir kadının yarışması, yutulması zor güçlü bir ilaçtır” demişti.

Trump'ın tercihlerine gelince bir sürpriz yok. Birinci dönemden birikmiş politikalarının yanı sıra Heritage Kuruluşu’nun 2025 Projesi ve ABD’yi Yenileme Merkezi projesi var. Trump’ın öncelikleri çatışma için bir davet niteliğinde. Sadece Çin değil, aynı zamanda Avrupalı müttefikleri için de gümrük vergilerinin artırılması, Çin'in geniş çaplı bir tepkisine yol açacaktır. The Economist'ten Patrick Foulis'a göre Trump'ın “izolasyonist ve korumacı eğilimi ABD’nin ittifaklarını tahrip edecek.” Edward Carr'ın görüşüne göre ise Avrupa, “Rusya'ya Ukrayna'da üstünlük sağlayabilecek değişken bir başkanın yönetimi altında 1930'lardan beri görülmemiş zorluklarla, NATO’nun ABD'nin korumasına olan güveni sarsacak şekilde daha agresif bir şekilde test edilmesiyle karşı karşıya kalacak.” Her ne kadar Obama bir yılda 400 bin göçmeni, Eisenhower da 1954'te 1 milyon kişiyi sınır dışı etmiş olsa bile, milyonlarca göçmenin hızla sınır dışı edilmesinin de sonuçları olacaktır. Ek olarak Trump her yerde savaşları sona erdireceğinde ısrar ediyor.

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında Obama'nın en yakın danışmanı Ben Rhodes'un kendisine verdiği reçeteleri uygulamaya yaklaşıyor. ABD'nin “Uzak Doğu, Avrupa ve Ortadoğu'daki üç alanda güç oluşturması” çağrısında bulunan 2024 tarihli bir RAND Corporation raporuna yanıt olarak, Ben Rhodes, maksimalist hedefler peşinde koşmaktan ve “Rusya'nın Ukrayna ile savaşına karışmaktan, İran ile çatışmaktan ve Çin-Tayvan çatışmasına” bulaşmaktan kaçınılması gerektiği konusunda uyarmış ve “Bunlar ABD'nin doğrudan askeri müdahalesi için uygun alanlar değil, çünkü Rusya'nın tamamen yenilmesi, İran rejiminin değişmesi ve Tayvan'ın bağımsızlığına bahis oynamanın riskleri arasında bir halk desteği veya yasal yükümlülükler yoktur” demişti.

Ortadoğu'ya gelince, Trump'ın fikirlerinin koşullara, olgulara, bölgedeki çatışmaların karmaşıklığına ve savaşları sona erdirmenin zorluğuna göre değişebileceği görülüyor. İlk dönemde damadı Jared Kushner'in Ortadoğu'da serbestçe çalışmasını sağlamıştı. Kushner, bölgede Netanyahu'nun ve ABD’nin yararına hareket etti. Bunun için öncelikle Arap ülkelerini Filistin devleti için müzakerelere yönelik hiçbir adım atmadan İsrail ile İbrahim Anlaşmaları imzalamaya teşvik etti. İkincisi, Trump'ın açıkladığı ve Filistinlilere birkaç kırıntı sunan, İsrail’e ise toprağın büyük bir kısmını veren ve tanıyan, ekonomik bir anlaşmadan ibaret olduğu için ölü doğan “Yüzyılın Anlaşması”nı sundu.

İkinci dönemde Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı ise Trump'ın Lübnan asıllı damadının babası Massad Boulos olacak. Kendisi hâlâ istişarelerde bulunuyor ve Arap-İsrail ihtilafını çözmek için nasıl bir plan önerdiği bilinmiyor. Ama Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un İran'a daha fazla baskı yapılmasından, İran'ın bölgesel oyundan çıkarılmasından ve böylece onu, Esed rejiminin devrilmesi, Tahran'ın Suriye coğrafyasından çekilmesi, Gazze ve Lübnan'ın bazı kesimlerinin harap olması, Hamas ve Hizbullah'ın zayıflamasıyla ciddi yara alan bölgesel projesinden soyutlamaktan bahsettiğini herkes biliyor. Esasen İsrail ile yaşanan ihtilafta her türlü çözümü reddeden ve Filistin'i özgürleştirme sloganını öne süren İran, yokluğunun veya nüfuzunun zayıflamasının bir uzlaşıya varılmasını kolaylaştırmasına olanak tanımayacaktır.

Trump'ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin iyi olduğu bir sır değil ancak The Economist, ikinci dönemde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının Körfez'e de yansıyacağını tahmin ediyor. Körfez ülkelerinin Çin ile teknolojik alanda ilişkilerini genişlettiğini bilen Trump, Körfez ülkelerinin istemediği ve çıkarına olmayan bir şey yapabilir. Körfez'i zor bir tercihle karşı karşıya bırakabilir; teknolojik iş birliğinde ABD ya da Çin’i seçmek.

Ama Trump’ın şanslı olduğunu tekrarlayalım, çünkü bütün güç onun elinde; Beyaz Saray, Senato ve Temsilciler Meclisi. Cleveland (1822) ve şimdi Trump (2024) dışında hiçbir başkan seçim kaybettikten sonra ikinci dönem yeniden seçilerek Beyaz Saray'a dönmedi. Tarihçiler buna “Lazarus Mucizesi” adını veriyorlar; Lazarus mezarından mucizevi bir şekilde dirilen ölü bir adamdır. Avrupa'da başkanların ve başbakanların birkaç kez göreve gelmesi sıkça görülen bir durumken, ABD'de bu enderdir. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva’ya göre ise küresel ekonomi gelecekteki şoklara hazır değil.

*Bu makale Şarku’l Avsat  tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.