İran Kızıldeniz'deki 126 günlük filo görevini sonlandırdı

Cameran fırkateyni Bender Abbas'a demirledi

İran’ın Cameran fırkateyni (Arşiv - Tesnim)
İran’ın Cameran fırkateyni (Arşiv - Tesnim)
TT

İran Kızıldeniz'deki 126 günlük filo görevini sonlandırdı

İran’ın Cameran fırkateyni (Arşiv - Tesnim)
İran’ın Cameran fırkateyni (Arşiv - Tesnim)

Kızıldeniz sularında 126 gün kaldıktan sonra görevini tamamlayan İran Deniz Kuvvetleri'ne ait 98’inci Filo'nun İran'ın güneyindeki Bender Abbas'a demirlediği bildirildi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Tesnim Haber Ajansı’nın dün (Cumartesi) yayınladığı haberde şu ifadeler yer aldı: “İran Deniz Kuvvetleri’ne bağlı 98’inci Filo Kızıldeniz'deki görevini başarıyla tamamladıktan sonra ülkeye döndü. Filo Bender Abbas'taki Birinci Deniz Bölgesi rıhtımına yanaştı.”

Filoda İranlıların yerli üretim olduğunu iddia ettikleri, takip savunma ve saldırı kabiliyetine sahip, çeşitli tipte toplar, torpidolar, füzeler ve taktik radarlarla donatılmış İran fırkateyni Cameran da yer aldı.

Tesnim, geri dönen İran filosunun ‘Kızıldeniz'de 126 gün geçirdiğini ve İran nakliye hatlarını güvence altına almakla görevlendirildiğini’ bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın İran resmi haber ajansı IRNA'dan aktardığına göre Deniz Kuvvetleri Koordinatör Yardımcısı Babek Beluçi filonun karşılama töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Kızıldeniz'de hüküm süren hassas askeri koşullara rağmen uzak sulardaki nakliye hatlarının güvenliğini sağlama görevi filo tarafından başarıyla yerine getirildi. Şu anda İran destroyeri Dena, Buşehr Muharebe Destek Filosu'nun desteğiyle İran'ın Kızıldeniz'deki çıkarlarını koruyor.”

Rutin prosedür

98’inci Filo’nun dönüşü muhtemelen İran donanma gemilerinin hareketlerindeki değişiklikleri içeren rutin bir prosedür. Ancak bu, iki ABD uçak gemisinin Ortadoğu'dan çekilmesinden günler sonra gerçekleşti.

Geçtiğimiz nisan ayında İran Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Şehram İrani, filonun bazı unsurlarının Kızıldeniz'e giden ticari gemilere eşlik ettiğini açıklamıştı.

csvdfbgr
Umman Körfezi'nde İngiliz Donanması tarafından ele geçirilen İran silahları (Arşiv - ABD Donanması)

Diğer taraftan DMO'nun deniz gücü İran'ın Arap Körfezi'ndeki sınırlarını korumaktan sorumlu ve Umman Körfezi ile Hint Okyanusu'nun kuzeyinde konuşlanmış olan İran ordu donanmasına paralel bir güç.

Geçtiğimiz kasım ayında İran Dini Lideri Ali Hamaney, ‘İran'ın açık denizlerdeki varlığını güçlendirmeye’ odaklanan yedi yıllık bir kalkınma planının kabul edilmesi talimatını verdi.

O dönemde DMO Deniz Kuvvetleri Komutanı Ali Rıza Tengsiri ülkesinin ‘hiçbir ülkenin Körfez'de güç gösterisi yapmasına izin vermeyeceğini’ söyledi.

Tengsiri, “İran'ın denizde, karada ve havadaki gücü düşman siyasi güçleri geri çekilmeye zorladı” iddiasında bulundu.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24