Çin, 2006'dan beri alıkoyduğu Amerikalı rahibi serbest bıraktı

Kızı Alice'le 1984'te çekilen bu fotoğraf dışında, David Lin'in çok fazla görüntüsünü bulmak mümkün değil (Alice Lin)
Kızı Alice'le 1984'te çekilen bu fotoğraf dışında, David Lin'in çok fazla görüntüsünü bulmak mümkün değil (Alice Lin)
TT

Çin, 2006'dan beri alıkoyduğu Amerikalı rahibi serbest bıraktı

Kızı Alice'le 1984'te çekilen bu fotoğraf dışında, David Lin'in çok fazla görüntüsünü bulmak mümkün değil (Alice Lin)
Kızı Alice'le 1984'te çekilen bu fotoğraf dışında, David Lin'in çok fazla görüntüsünü bulmak mümkün değil (Alice Lin)

ABD Dışişleri Bakanlığı, Çin'in 2006'dan beri alıkoyduğu Amerikalı papazın serbest bırakıldığını dün ülkedeki yayın kuruluşlarına e-posta göndererek açıkladı:

David Lin, Birleşik Devletler'e döndü ve neredeyse 20 yıldır ailesini ilk kez görüyor. Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki hapishaneden salınmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

Pek çok Amerikalı siyasetçi, David Lin'in serbest kalmasından duyduğu sevinci paylaştı. 

ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçi üyelerinden Michael McCaul, "Onun tutuklanması, dünyadaki otoriterlerin artan bir ivmeyle uyguladığı rehine diplomasisini gözler önüne seriyordu" dedi. 

Hıristiyanlara yönelik bir dini eğitim merkezi kurmak için Pekin'de harekete geçen Lin, 2006'da Çinli yetkililer tarafından sorgulanmış ve ülkeden ayrılması yasaklanmıştı. 

Sonrasında Aralık 2009'da müebbet hapis cezası almıştı. 

Amerikan basını, hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Lin'in sözleşmede sahtecilik gerekçesiyle bu cezayı aldığını bildiriyordu. 

Hapis yattığı dönemde cezasında indirimler gören Lin'in 2029'da serbest kalması bekleniyordu. 

Amerikalı yetkililer de haksız yere tutuklandığını savundukları 68 yaşındaki Lin'in özgürlüğüne kavuşması için çaba sarf ediyordu. 

Lin, Çin'deki Hıristiyanların gizlice toplandığı ev kiliselerinin önemli isimlerindendi. ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu, Çinli yetkililerin bu toplantılara iyi gözle bakmadığını ve sert cezalarla engel olmaya çalıştığını vurguluyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Lin'in serbest bırakılması için Çinli yetkililerle görüştüklerini Temmuz 2023'te açıklamıştı. 

Ekim 2023'te Çin'i ziyaret eden Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, Devlet Başkanı Şi Cinping ve Dışişleri Bakanı Vang Yi'yle görüşerek David Lin'in özgürlüğe kavuşmasını istemişti. 

ABD'nin Washington Post gazetesi, ne Çin Dışişleri Bakanlığı ne de devlet medyasında konuya dair herhangi bir haber yayımlandığını vurguladı. 

ABD Kongresi'nin Çin'de hapsedilen Amerikan vatandaşları hakkında oturum düzenlemesi beklenirken Lin'in serbest bırakıldığı haberi geldi. 

Casuslukla suçlanarak 2016'da tutuklanan iş insanı Kai Li gibi pek çok ismin durumu bu hafta düzenlenecek oturumda ele alınacak. 

Kaliforniya merkezli insan hakları örgütü Dui Hua Vakfı, Lin'in serbest bırakılmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, 200'den fazla Amerikalının Çin'de "zorlayıcı tedbirler" altında tutulduğunu, bunlardan 30'unun da ülkeyi terk edemediğini bildirdi. 
Independent Türkçe, Washington Post, AFP



İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı

Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)

Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.

frgty
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)

AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.

Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.

AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.

cvdfgt
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.

Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”

İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.