ABD, insan hakları ihlalleri nedeniyle Devrim Muhafızlarına yaptırım uyguluyor

Washington'daki Hazine Bakanlığı genel merkezi (Reuters)
Washington'daki Hazine Bakanlığı genel merkezi (Reuters)
TT

ABD, insan hakları ihlalleri nedeniyle Devrim Muhafızlarına yaptırım uyguluyor

Washington'daki Hazine Bakanlığı genel merkezi (Reuters)
Washington'daki Hazine Bakanlığı genel merkezi (Reuters)

ABD dün (Çarşamba), İran'a bir dizi yeni yaptırım uygulayarak, Tahran'ın “barışçıl protestoları acımasızca bastırması” da dahil olmak üzere “İran halkına yönelik devam eden ve şiddet içeren baskılarıyla” bağlantılı olduğunu söylediği 12 kişiyi hedef aldı.

ABD Hazine Bakanlığı yaptığı açıklamada, yaptırımların Devrim Muhafızları Ordusu üyelerini ve Kudüs Gücü'ne atıfta bulunarak “ülke dışında öldürme operasyonlarından sorumlu” İranlı cezaevi yetkililerini hedef aldığını söyledi.

Yaptırımlar, İranlı Kürt Mahsa Amini'nin başörtüsü takmadığı için gözaltındayken ölmesinin ardından İran'ı sarsan kitlesel halk protestolarının ikinci yıldönümünden günler açıklandı.

Yaptırımlar, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın pazartesi günü Washington'un İslam Cumhuriyeti'ne düşman olmadığını kanıtlaması halinde, İran'ın ABD ile doğrudan görüşmeler yapabileceğini söylemesinin ardından geldi.

Pezeşkiyan Tahran'da düzenlediği bir basın toplantısında, Tahran'ın 2015 nükleer anlaşmasını canlandırmak için ABD ile doğrudan görüşmelere açık olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtladı.

Pezeşkiyan, “Biz ABD'ye düşman değiliz” dedi. “Uygulamada iyi niyetlerini göstererek bize karşı düşmanlıklarına son vermeliler” diyen Pezeşkiyan, ‘Biz Amerikalıların da kardeşiyiz’ ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan'a yanıt olarak ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller, salı günü düzenlediği basın toplantısında, “İran halkına karşı kesinlikle büyük bir sevgi besliyoruz. Amerikan halkı ile İran halkı arasında güçlü bağlar var ve ABD'de büyük bir İranlı topluluğu ve çok önemli olduğunu düşündüğümüz yakın aile bağları var” dedi.

Miller ayrıca, “İran rejimi söz konusu olduğunda, günün sonunda onları sözleriyle değil, eylemleriyle yargılayacağız. Eğer İran Cumhurbaşkanı ABD ya da dünyadaki diğer ülkelerle kardeşliğini göstermek istiyorsa, bunun yolu retorik değildir. Terörist grupları silahlandırmayı ve cesaretlendirmeyi durdurarak; nükleer silahlanmayı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın çalışmalarını engellemeyi durdurarak; siyasi muhaliflerini öldürmeyi planlamayı durdurarak; Rusya'ya füze ve insansız hava aracı transferini durdurarak ve nihayetinde halkının insan haklarını bastırmayı durdurarak olacaktır” şeklinde konuştu.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24