İsrail sınırı geçti Lübnan dış dünyadan yardım istedi

Mikati, Şarku’L Avsat’a verdiği röportajda Washington'un güvenilirliğinin “tehlikede” olduğunu söylerken, Berri 1701'in uygulanmasına vurgu yaptı

İsrail tankları dün Lübnan'a girmek için emir bekledi (AFP)
İsrail tankları dün Lübnan'a girmek için emir bekledi (AFP)
TT

İsrail sınırı geçti Lübnan dış dünyadan yardım istedi

İsrail tankları dün Lübnan'a girmek için emir bekledi (AFP)
İsrail tankları dün Lübnan'a girmek için emir bekledi (AFP)

İsrail'in kara harekatının yakın olduğu ve sınırda araçların hareket ettiği yönündeki haberler çerçevesinde Lübnanlılar dün uzun ve zor bir gün geçirirken, ABD İsrail'in Lübnan topraklarında sınırlı operasyonlar yürütmeye başladığını doğruladı.

Bir güvenlik kaynağı ve görgü tanıkları, Lübnan ordusunun güney sınırındaki bazı yerlerden çekilip başka noktalara mevzilendiğini, Lübnan ile sınır çizgisine yaklaşırken İsrail araçlarının hareket seslerinin duyulduğunu bildirdi.

AP, gece saatlerinde geçtiği bir haberde, yetkililerin, İsrail'in Lübnan içinde sınır ötesi sınırlı kara operasyonları başlattığını ve daha büyük kara operasyonlarının planlandığını söylediklerini aktardı.

Bu gelişmeler, Lübnan'ın İsrail gerilimini durdurmak için yurtdışına yardım çağrısında bulunduğu bir dönemde gerçekleşti. Meclis Başkanı Nabih Berri ve Başbakan Necib Mikati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile yaptıkları görüşmenin ardından Lübnan'ın 1701 sayılı Kararı uygulamaya hazır olduğunu yineledi.

Berri, Şarku'l Avsat'a, Lübnan'ın, İsrail ile ateşkes ve 1701 sayılı Uluslararası Kararın uygulanmasıyla sona eren yol konusunda Amerikalı arabulucu Amos Hochstein ile varılan anlaşmaya hâlâ bağlı olduğunu vurguladı.

Mikati ise kendi adına, "Lübnan'ın ateşkes yoluna olan bağlılığını ve Lübnan'a karşı savaşın sona ermesine yol açacak dolaylı müzakereleri başlatma konusundaki kararlılığını" yeniledi.

Mikati, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte: Lübnan, ateşkes ve müzakere sürecinin başlamasının ardından orduyu güneye gönderme sözü veriyor” dedi. Lübnan Başbakan’ı, ‘sıra uluslararası toplumda ve bu ülkelerin -özellikle de ABD'nin- güvenilirliği tehlikede’ ifadelerini kullandı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times