ABD'de listeria şüphesiyle 5 bin ton et toplatılıyor

Listeria, ABD'de gıda kaynaklı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri)
Listeria, ABD'de gıda kaynaklı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri)
TT

ABD'de listeria şüphesiyle 5 bin ton et toplatılıyor

Listeria, ABD'de gıda kaynaklı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri)
Listeria, ABD'de gıda kaynaklı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri)

Yaklaşık 5 bin ton et, Listeria bulaşmış olabileceği endişesiyle ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından geri çağrıldı.

Tüketime hazır kümes hayvanları ve et ürünleri, yapılan testler sonucunda ürünlerde Listeria monocytogenes tespit edilmesi üzerine Oklahoma'nın Durant kentinde faaliyet gösteren BrucePac firması tarafından geri çağrıldı.

USDA'ya göre 19 Haziran'dan 8 Ekim'e kadar üretilen ürünler restoranlara ve kurumlara dağıtılmadan önce ülke çapındaki diğer işletmelere ve distribütörlere gönderilmiş.

Kuruluş, yaklaşık 4 bin 993 ton ürünün kontamine olduğunun düşünüldüğünü söyledi. Ürün etiketleri ve ürün listesiyle ilgili bilgilerin mevcut olduğunda sağlanacağını da ekledi.

Bakanlık, "Sorun, USDA Gıda Güvenliği Denetim Servisi'nin (FSIS) BrucePac tarafından üretilen tüketime hazır kümes hayvanı ürünlerini içeren bitmiş ürünlere rutin ürün testi uygulaması ve bu ürünlerin Listeria monocytogenes pozitif olduğunu teyit etmesinin ardından ortaya çıkmıştır" yazdı.

Daha sonra yapılan FSIS araştırmasında Listeria monocytogenesin kaynağının BrucePac'in tüketime hazır tavuğu olduğu tespit edilmiştir.

Geri çağırılan ürünler, USDA denetim işaretinin içinde veya altında "51205 veya P-51205" işletme numaralarını taşıyor.

USDA, şu ana kadar kontamine ürünlerin tüketiminden kaynaklanan herhangi bir olumsuz reaksiyon rapor edilmediğini de ekledi. Bir hastalıktan endişe duyan herkes bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

Listeria enfeksiyonu, Listeria monocytogenes bakterisi bulaşmış gıdaların tüketilmesinden kaynaklanıyor. Hastalık Kontrol Merkezi'ne (CDC) göre Listeria, ABD'de gıda kaynaklı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin üçüncü önde gelen nedeni. CDC, ABD'de her yıl 1600 kişinin Listeria'ya yakalandığını ve 260 kişinin enfeksiyon nedeniyle öldüğünü tahmin ediyor.

Listeriyoz ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, boyun tutulması, kafa karışıklığı, denge kaybı ve bazen ishal veya diğer gastrointestinal semptomlardan önce gelen kasılmalara neden olabiliyor.

İnvaziv bir enfeksiyon gastrointestinal sistemin ötesine yayılır. Hastalık özellikle hamile kadınlar, yeni doğanlar ve 65 yaş ve üzeri yetişkinler gibi gruplar için ciddi olsa da antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor.

Independent Türkçe



Ayırma ve ilhakın tehlikeleri: Bölünmeden sonra birlik

Suriye'deki haritanın değişmesi Ortadoğu'daki haritalara değişimi dayatıyor (AFP)
Suriye'deki haritanın değişmesi Ortadoğu'daki haritalara değişimi dayatıyor (AFP)
TT

Ayırma ve ilhakın tehlikeleri: Bölünmeden sonra birlik

Suriye'deki haritanın değişmesi Ortadoğu'daki haritalara değişimi dayatıyor (AFP)
Suriye'deki haritanın değişmesi Ortadoğu'daki haritalara değişimi dayatıyor (AFP)

Refik Huri

Suriye'nin birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi yönündeki resmi Arap ve uluslararası çağrıların yanında, Suriye'nin bölünmesi yönünde seslerin yükselmesi şaşırtıcı değil. İlginç olan, bölünmeyi savunanların üç temel hususu göz ardı etmeleridir. Birincisi, Suriye'nin 2011 yılından bu yana bölgesel veya uluslararası bir gücün ya da her ikisinin kontrolünde olan kısımlara bölünmüş olduğudur. İkincisi, rejimin yıkılmasından sonraki doğal eğilim, bölünmeden birleşmeye doğru gitmektir; bölünmeyi resmen veya zorla kökleştirmek değildir. Üçüncüsü, Suriye haritası bölge haritasından izole bir harita değildir, dolayısıyla aktörler ister yerel ister bölgesel veya küresel olsunlar, bu haritayla oynamak, diğer haritalarla oynamaya kapalı bir süreç değildir.

Lübnan ve ardından Irak'tan öğrendiğimiz ders Sykes-Picot haritalarının, yüz yıldan fazla bir süredir milliyetçi birleştirme çabalarının ve mezhepçi bölme çabalarının başarısına direndiğidir. Ne ülkeler arasındaki birlik girişimleri başarılı oldu ne de bölünmeler gerçekleşti. Sir Mark Sykes ve François Georges-Picot'nun bölge hakkındaki bilgisizliklerine, İngiliz ve Fransız stratejik tercihler, iki manda ülkesi arasındaki petrol ve diğer hususlarla ilgili rekabet nedeniyle heterojen grupları kapsayan sınırlar çizmekte keyfi davrandıklarına dair hikayelere rağmen, bölge ülkelerinin haritaları iç içe geçmiş ve birbiriyle bağlantılıdır.

Diğer bir deyişle Suriye'de haritanın değişmesi, Lübnan, Irak, Filistin, Türkiye ve İran'daki haritaların da değişmesi anlamına geliyor. Bu da bir tür ayırma ve bir tür ilhak demektir. Zayıf ülkelerden toprak almak ve hayallerini gerçekleştirmek isteyen güçlü ülkelere eklemektir. Burada Osmanlı İmparatorluğu'nun özellikle Halep ve Musul'u ilhak etme hayallerine, Velayeti Fakih’in “Gizli İmam'ın zuhuru ve devletinin kurulması” için her şeyi ilhak etme ve dünyayı yönetme hayalleri, Suriye'deki Golan Tepeleri, Hermon Dağı'nın zirvesi, su kaynakları, Batı Şeria ve tabii Gazze’yi kapsayan ve hatta Güney Lübnan'da Evveli Nehri'ne kadar uzanan “Büyük İsrail” hayalleri ekleniyor.

Ayırma ve ilhak denkleminin gerçekten başarılı olması durumunda bölgede nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını bilmeyen yoktur. Topraklarını kaybeden ülkeler ile kendilerine ait olmayan toprakları ilhak eden ülkeler arasında bir barış, kalkınma ve iş birliği tablosu olmayacağı kesindir. Aksine çatışmalara ve savaşlara sahne olacaktır. Dahası sadece İsrail ile toprağı kurtarmak için bir yüz yıl daha sürecek askeri çatışma yaşanmayacak, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu ile Pers İmparatorluğu arasındaki yüzyıllar süren çatışmalara da geri dönülecektir. Bu ikisi arasındaki çatışma ise sadece nüfuz için değildir.

Bölgesel oyunun, ister şiddetli çatışma bağlamında isterse her bir bölgesel gücün kendine özgü alanlarda nüfuzunu artırma ve böylece yeni bir bölgesel güvenlik sistemi düzenleme anlayışı bağlamında olsun, Türkiye, İran ve İsrail ile sınırlı olduğu düşünülemez. Uluslararası oyun daha büyük. Fransız siyaset bilimci Bertrand Badie'nin “ittifakların giderek ortadan kalktığı ve mevcut gerçekliğe damga vuran bir aşırı akışkanlığın hâkim olduğu, böylece korunan müttefik veya vekilin asıl güç karşısında bir tür bağımsız hareket etme marjına sahip olduğu bir döneme giriş” olarak adlandırdığı bir dönemde, fırsat verilen devlet dışı güçler olgusunun rolü açıktır.

Rusya Ukrayna savaşıyla meşgulse de Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü'nün korunması için de aktif olarak çalışıyor. Ukrayna savaşında bile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yürüttüğü savaş Ukrayna'dan çok daha büyük bir savaştır. Şarku'l Avsat'ın  Indepenedent Arabia'dan aktardığı analize göre Soğuk Savaş sonrasında Batı'nın Rusya'ya karşı haddini aşma durumunu “düzeltmek” ve Moskova'nın büyük bir gücün odak noktası olduğunu kanıtlamak için yapılan bir savaştır.

Mara Karlin'in “Topyekûn Savaş” ile ilgili bir makalesinde söylediği gibi, ABD “Kızıldeniz'in güvenliğini sağlamada başarısız olduysa ve Hint ile Pasifik Okyanuslarını güvence altına alma gücü ile ilgili soru karşısında durduysa” da Ortadoğu ve Uzakdoğu’da büyük oyunu oynamaya kararlı. Çin, ABD tarafından korunan Tayvan'ı geri almakla çok ilgilense ve 130 ülkenin katıldığı “Kuşak ve Yol” projesi konusunda çok rahat olsa da kendisine nüfuz alanları aramaya zorlayan devasa bir deniz ve hava kuvveti inşa ediyor. Ortadoğu ise sadece ticaretten ibaret değil.

Ayırma ve ilhak konuşmaları ile ilgili olarak George Washington Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası sorunlar profesörü Mark Lynch, “Ortadoğu'nun sonu”ndan bahsediyor. Neden? Çünkü ona göre “eski bir harita yeni bir gerçekliği çarpıtıyor.” Ortadoğu artık Amerikan üniversitelerinin ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın haritalarındaki gibi Arap dünyası, İsrail, Türkiye ve İran’dan ibaret değil. ABD Merkez Komutanlığı haritasına göre artık Afganistan, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Pakistan ve Somali'yi de kapsıyor. Edgar Morin'in dediği gibi “Hayatın tümü belirsizlik denizinde yüzmektir.”

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.