HDK: Sudan ordusuna malzeme taşıdığından şüphelenilen Rus mürettebatın kullandığı uçak düşürüldü

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
TT

HDK: Sudan ordusuna malzeme taşıdığından şüphelenilen Rus mürettebatın kullandığı uçak düşürüldü

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)

Sudan'daki paramiliter güç Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Kuzey Darfur eyaletinde düşürülen ve içinde Rus mürettebat bulunan bir uçağın ordu tarafından kuşatma altındaki el-Faşir kentine ikmal için kullanıldığını ve uçağın enkazında bulunan belgelerin bunu doğruladığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bu olay, ordu ile HDK arasında 18 aydan fazla bir süredir devam eden ve 11 milyondan fazla insanı yerinden eden, yaygın bir açlığa neden olan ve yabancı güçlerin ilgisini çeken savaşın ardındaki karanlık tedarik ağlarına bir bakış sunuyor.

Uçuş takip verileri ve sosyal medya platformlarındaki hesaplardan daha önce yayınlanmayan bilgiler, nakliye uçağının aylar önce HDK'ye tedarik sağlamaktan orduya tedarik sağlamaya geçtiğini gösteriyor.

Reuters'in belge, görüntü ve sosyal medya analizleri, en az bir Rus mürettebatın silah kaçakçılığı geçmişi olduğunu kanıtlıyor.

HDK yetkilileri pazartesi sabahı erken saatlerde el-Faşir'in kuzeyindeki el-Malha bölgesinde düşürdüklerini söyledikleri uçağın yanan enkazı etrafında duran askerleri gösteren görüntüler yayınladı.

HDK, cephe hattına yakın yabancı müdahalenin ayrıntılarının nadiren ortaya çıkmasıyla birlikte, Sudan ordusunun üç üyesiyle beraber uçakta bulunduğunu söylediği iki Rus'un kimlik belgelerini gösterdiğini iddia ettiği fotoğrafları da yayınladı.

Bir HDK kaynağı daha sonra uçağın, ordunun ve müttefik eski isyancı grupların aylardır HDK saldırılarını püskürtmeye çalıştığı el-Faşir'e silah, mühimmat ve malzeme taşımak için kullanılan bir İlyuşin nakliye uçağı olduğunu söyledi.

Kaynak, uçağın hedef alındığında yeni bir teslimat yaptığını açıkladı.

Londra merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Bilgi Dayanıklılığı Merkezi (CIR) tarafından yapılan video analizine göre, uçağın motor ve stabilizatör parçalarının kalıntıları Rus yapımı bir İlyuşin İl-76 kargo uçağınınkilerle eşleşiyor. Ayrıca uçağın düşürüldüğü yer el-Faşir'in yaklaşık 128 kilometre kuzeyinde tespit edildi.

Reuters, dağların şekli, arazinin ve bitki örtüsünün düzeni sayesinde videolardan olay yerini doğrulayabildi.

Sudan ordusu uçakla ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi. Reuters uçağın nasıl düşürüldüğünü ya da hangi rotada uçtuğunu bağımsız olarak teyit edemedi.

Reuters, HDK tarafından paylaşılan görüntülerle sosyal medya hesaplarındaki fotoğrafları eşleştirerek uçakta olduğu düşünülen iki Rus'un kimliğini tespit etti.

Reuters, şüpheli mürettebat üyelerinin kimliklerini doğrulamak için sızdırılan kişisel verilerin kamuya açık veri tabanlarını, yüz tanıma aramalarını ve resmi bir Rus veri tabanını kullandı.

Sudan'daki Rus Büyükelçiliği olayı soruşturduğunu açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı yorum talebine henüz yanıt vermedi. Sudan ordusunun düzenli olarak eski Sovyetler Birliği ülkelerinden gelen mürettebata güvendiği biliniyor.

HDK tarafından sağlanan görüntüler, şüpheli mürettebat üyelerinden birinin, uçağın enkazında kartviziti, Güney Afrika ehliyeti ve süresi dolmuş pasaportu bulunan 67 yaşındaki Viktor Granov olduğunu gösterdi. Bir LinkedIn hesabından ve Rus mahkeme kayıtlarından elde edilen bilgiler Granov'un Güney Afrika'da yaşadığını gösteriyor.

Uluslararası Af Örgütü'nün 2005 tarihli bir raporuna göre, Güney Afrika kökenli bir iş adamı olan Granov, 2022 yılında Rusya ve ABD arasındaki esir takasında serbest bırakılan kötü şöhretli silah tüccarı Viktor Bout ile bir zamanlar bağlantılıydı.

Raporda Granov'un Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde silah ambargosunu ihlal etmekle suçlanan iki havayolu şirketini yönettiği belirtiliyor.

Granov'un kızı ve eski eşi birden fazla yorum talebine yanıt vermedi. Bout'a ise yorum için ulaşılamadı.

HDK tarafından yayınlanan görüntüler, ikinci şüphelinin olay yerinde Rus pasaportu bulunan 33 yaşındaki Anton Silivanets olduğunu gösteriyor.

Silivanets'in Instagram fotoğraflarında Etiyopya'daki havaalanlarında üzerinde Dünya Gıda Programı (WFP) logosu bulunan İlyuşin İl-76 uçağının yanında durduğu görülüyor.

WFP, Silivanets'in kuruluşun ekibinin bir üyesi ya da bir yüklenici olmadığını söyledi. Silivanets'in eşi yorum isteyen mesajlara yanıt vermedi.

HDK, Reuters'e uçakta bulunan bir cep telefonuna ait olduğunu söylediği bir video gönderdi. Reuters videodaki kişilerden birinin, aynı videoyu bir yıldan uzun bir süre önce VK ve TikTok'ta yayınlayan 61 yaşındaki Rus Alexander Kabanov olduğunu tespit etti.

Kabanov'un sosyal medya hesapları Hava İndirme Özel Kuvvetleri’nde görev yaptığını ve Uganda, Sudan ve Güney Sudan başta olmak üzere Afrika'da birkaç yıl geçirdiğini gösteriyor. Reuters telefonun sahibinin kimliğini teyit edemedi.

Kabanov'un yakınları yorum taleplerine yanıt vermedi.



Rusya'nın hırsları ve küresel arenadaki karmaşıklık arasında BRICS

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni Kalkınma Bankası Başkanı ve Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile Kazan'da düzenlenen BRICS Zirvesi çerçevesinde yaptığı görüşme öncesinde, 22 Ekim 2024 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni Kalkınma Bankası Başkanı ve Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile Kazan'da düzenlenen BRICS Zirvesi çerçevesinde yaptığı görüşme öncesinde, 22 Ekim 2024 (AFP)
TT

Rusya'nın hırsları ve küresel arenadaki karmaşıklık arasında BRICS

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni Kalkınma Bankası Başkanı ve Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile Kazan'da düzenlenen BRICS Zirvesi çerçevesinde yaptığı görüşme öncesinde, 22 Ekim 2024 (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni Kalkınma Bankası Başkanı ve Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile Kazan'da düzenlenen BRICS Zirvesi çerçevesinde yaptığı görüşme öncesinde, 22 Ekim 2024 (AFP)

Samir İlyas

Rusya Federasyonu'na bağlı Tataristan Cumhuriyeti'nin başkenti Kazan, 22-23 Ekim tarihlerinde Kremlin'in bir istisna olması için çabaladığı BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı. Zirve, Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaş nedeniyle Rusya ile Batı arasındaki anlaşmazlıkların doruğa ulaştığı bir dönemde gerçekleşti. BRICS’in geçtiğimiz yıl yeni üyelerin katılımıyla genişlemesinden sonra düzenlenen bu ilk zirve için olağanüstü hazırlıklar yapan Rusya, bu zirvenin ‘daha adil ve eşitlikçi’ bir yeni dünya düzeninin şekillendirilmesinde bir kilometre taşı olmasını umuyor.

Zirve için Rusya’nın başkenti Moskova'nın 820 kilometre doğusundaki Kazan şehrinin seçilmesi, Moskova’nın yaklaşık çeyrek asır önce Putin'in göreve gelmesinden bu yana başlayan doğuya yönelimini Rusya'da son yıllarda Batı değerlerini ve dünyayı yönetme biçimini paylaşmayan ülkeleri ifade etmek için kullanılan bir terim olarak ‘Küresel Güney’in inşasıyla birleştirerek ’Kolektif Batı’ya karşı koymaya çalıştığı gelecekteki ittifaklarının doğasına dair önemli bir göstergeydi.

Zirveye 24'ü liderler düzeyinde temsil edilen 32 ülkenin katılması, Batı'nın modern çağda bir ülkeye uygulanan en sert ve en büyük yaptırımlar olan 8 binden fazla yaptırımın yanı sıra öncelikle ülkeleri ve şirketleri yaptırımları aşmak için Rusya ile iş yapmaktan caydırmayı amaçlayan ikincil yaptırım paketlerinin uygulamasının ardından Rusya'yı küresel olarak izole etme çabalarının başarısız olduğunu söyleyen Kremlin'e büyük bir güven veriyor.

Moskova, BRICS'e Küresel Güney ülkelerinden daha fazlasını çekmeyi umuyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, cuma günü yaptığı açıklamada, BRICS'in çalışmalarının ‘kimseye karşı olmadığını’ söyleyerek bir kampın diğerinin aleyhine olacak şekilde hizalanmasını reddeden ülkelerin korkularını yatıştırmaya yönelik bir mesaj verdi.

BRICS verileri, bağlayıcı kararlar üzerinde mutabık kalan küresel ölçekte etkili sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu bir çerçeve olan G7 verileri ile karşılaştırılamaz.

Putin, BRICS ülkelerinin gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) toplamının 60 trilyon doları aştığını ve grubun küresel ekonomideki payının G7'ninkini aştığını belirtti. BRICS ülkelerinin ekonomilerinin kaydettiği önemli büyümeye ilişkin verileri aktaran Putin, 1992 yılında G7 küresel ekonominin yüzde 45,5'ini oluştururken BRICS ülkelerinin payının yüzde 16,7 olduğunu söyledi. Putin, 2023 yılında BRICS'in payının yüzde 37,4, G7'nin payının ise yüzde 29,3 olduğunu belirtti. Aradaki farkın BRICS lehine giderek açıldığını vurgulayan Putin, bu yıl BRICS'in ortalama büyümesinin yaklaşık yüzde 4'e ulaşmasının beklendiğini, buna karşılık G7'nin ortalama büyümesinin yüzde 1,7 olduğunu ifade etti.

Bu verilerin doğruluğu kabul edilmekle birlikte, BRICS ülkelerinin ekonomik göstergelerinin matematiksel bir derlemesi olduğu ve üyelerine belirli yükümlülükler getirmeyen daha çok siyasi bir forum niteliğinde olduğu unutulmamalı. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika gibi şu an küresel politikada çok önemli olan beş ülkenin üyesi olduğu BRICS, bu yılın başlarında bölgedeki dört önemli ülkenin de katılımıyla genişleyerek gücünü arttırdı. Buna karşın BRICS’in Avrupa Birliği (BM), NATO ya da diğer uluslararası örgütlerde olduğu gibi katılımcı ülkelerin ekonomik ve askeri kaynaklarını bir araya getirmelerini sağlayacak açık mekanizmaları bulunmuyor.

cdfevrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Kazan'da düzenlenen BRICS Zirvesi kapsamında bir araya geldiler, 22 Ekim 2024 (AFP)

BRICS verileri, küresel olarak nüfuza sahip sanayileşmiş ülkelerden oluşan bir grup olan G7'ninkilerle karşılaştırılamaz. G7 ülkeleri, bağlayıcı kararlar konusunda kendi aralarında anlaşıyorlar. Bunun en açık örneği 2022' yılında Rusya’nın Ukrayna'ya savaş açmasından sonra Rusya'ya yaptırım uygulama kararı almaları ve Ukrayna’ya peş peşe yardım paketleri açıklamaları oldu.

BRICS, AB ya da coğrafi temelli gruplarla kıyaslanamaz.

BRICS ülkelerinin çıkarları, kabiliyetleri ve ilişkileri gözden geçirildiğinde, ABD'nin liderlik ettiği NATO ya da G7'de olduğu gibi, diğer katılımcıları organize edebilecek ve ortak hedeflere ulaşabilecek tek bir lider ülkenin olması mümkün değil. Rusya'nın, tek taraflı yaptırımları reddeden ve ekonomilerini kuşatan Batılı kurumlardan ayrılan kurum ve mekanizmaların inşasını hızlandıran bir dünya düzeninin temellerini atmak için grup üyeleri arasında siyasi ve ekonomik olarak en aktif olan ülke olduğu açık olsa da pek çok ülke Rusya ile siyasi ve ekonomik iş birliğini güçlendirmenin Batı ile ilişkileri olumsuz yönde etkilemesinden çekiniyor. Rusya'nın ekonomik ve hatta siyasi ağırlığı, büyük ekonomik büyümesini ve devasa yatırımlarını Asya, Avrupa ve Afrika'daki ülkelerle yakın siyasi ilişkiler kurmak için kullanan Çin'den çok daha az. 

Teorik olarak BRICS, daha adil bir dünya için stratejik bir vizyonu paylaşan ülkelerden oluşan bir grup olarak görülebilir. Ancak bu ülkeler küresel ekonomi ve siyasetle ilgili pratik konularda kendi ulusal çıkarlarının peşinden gidiyorlar. Bu da Uluslararası Para Fonu (IMF) ya da Dünya Bankası gibi Batı'nın hakim olduğu kurumlar kadar etkili uluslararası finansal kurumların ve araçların oluşturulması konusunda fikir birliğine varılmasını engelliyor.

BRICS'in iç içe geçmiş çıkarları göz önüne alındığında, grubun ABD ve AB'nin hakim olduğu siyasi ve ekonomik sistemin özünde ‘devrim’ yaratacak çatışmacı kararlar alması ihtimali oldukça zayıf. Buna karşın BRICS ülkeleri, sürdürülebilir kalkınma, yoksulluk, açlık, suç, terörizm, siber güvenlik ve yapay zeka gibi konularla başa çıkmak için belirli mekanizmalar üzerinde anlaşmaya varma kapasitesine ve isteğine sahip.

BRICS'in bu yılın başlarında yeni üyelerin katılımıyla genişlemesi grubun tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bloğa yeni ülkelerin katılması çok taraflılığın oluşumunda bir ivme oluştururken Batı'nın küresel nüfuzunda bir azalma ve dünya genelinde giderek artan sayıda ülkenin egemenliklerini güçlendirme ve dünyanın yönetiminde daha fazla söz sahibi olmak istediklerinin sinyallerini verdi. Öte yandan bu genişleme BRICS’e, iş birliğinin kalitesini korumak ve arttırmak, daha adil bir dünya düzeninin şekillenmesine katkıda bulunan bir kurum haline gelmek ve üyeleri üzerinde bağlayıcılığı olmayan bir tartışma kulübü olarak mevcut halini sürdürmek gibi birtakım zorluklar da getirdi. Yeni üyelerin katılımından öncesinde dahi kurucu ülkeler arasındaki ilişkiler ideal düzeyde ya da sıcak değildi. Örneğin Çin ile Hindistan arasındaki ilişkiler gergindi. Grup ne kadar genişlerse, bölgesel konularda aralarında anlaşmazlıklar olan ülkelerin katılma olasılığı da o kadar artar.

Ticari faaliyetlerde ödemelerin ulusal para birimleri üzerinden yapılmasına yönelik bir platformun geliştirilmesi gibi çabalara rağmen, küresel mali sistemin karmaşıklığı nedeniyle bu çabalar halen önemli zorluklarla karşı karşıya.

Yeni Kalkınma Bankası, BRICS içindeki başarılı iş birliğinin açık bir örneği. Banka birçok ülkeyi BRICS ile iş birliği yapmaya ya da kredi ve yatırım alanındaki iş birliği fırsatları için BRICS'e katılmaya teşvik ediyor. Ancak, çoğunlukla Çin tarafından finanse edilen bankaya BRICS ülkelerinin katkı payları ve bankanın Dünya Bankası gibi bir kurum haline gelme olasılığı ile ilgili sorular halen yanıt bekliyor.

Serbest ticaret bölgesi oluşturulması gibi konularda baskı yapmak mevcut koşullarda bir hayalden öteye geçmiyor. Zira örneğin Hindistan gibi bazı üyeler bunu yapacak siyasi ve muhtemelen ekonomik iradeden yoksunlar. Brezilya ise üyeleri arasında ortak bir ticaret politikası uygulayan Güney Amerika Ortak Pazarı'nın (MERCOSUR) bir parçası olması nedeniyle serbest ticaret anlaşmalarını onaylamakta zorlanıyor.

swdefrg
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın BRICS zirvesi için Kazan Uluslararası Havaalanı’na gelişi (AFP)

BRICS üyesi ülkelerin maliye bakanlarının geçtiğimiz hafta sonu Moskova'da gerçekleştirdikleri hazırlık toplantılarında da görüldüğü üzere, BRICS üyeleri arasında ticari işlemlerde dolarsızlaşma konusunda bir fikir birliği söz konusu. Ancak Rusya gibi bazı ülkelerin dolarsızlaşma hedefi karşısında ekonomik potansiyelleri ya da alternatif sunma imkanları yetersiz kalıyor. İstemek ile bu imkana sahip olmak arasında büyük bir fark var. BRICS'in AB'nin yaptığı gibi ticari işlemler için yeni bir para birimi benimsemesinden bahsetmek saflık olur. Bunun için Çin para birimi yuanın kullanılması seçeneği bazı ülkeler için masada olabilir, ancak Çin'in kendisi buna hazır değil. Aynı zamanda Hindistan gibi ülkelerin de bu öneriye itiraz edecekleri kesin.

BRICS’in önündeki zorluklar

BRICS’in önündeki başlıca zorluk olarak, özellikle uluslararası para transfer sistemi SWIFT'ten bağımsız olan finansal ödeme sistemleri kurmak ve ABD dolarının hakimiyetine karşı koymak açısından ABD liderliğindeki küresel ekonomik sisteme gerçek bir alternatif sunabileceğini kanıtlaması gerekiyor.

Ticari faaliyetlerde ödemelerin ulusal para birimleri üzerinden yapılmasına yönelik bir platformun geliştirilmesi gibi çabalara rağmen, küresel mali sistemin karmaşıklığı nedeniyle bu çabalar halen önemli zorluklarla karşı karşıya.

BRICS'in önemi kurulduğu 2006 yılından bu yana giderek artarken Rusya, yoğun uluslararası kutuplaşmada G7, AB ve hatta askeri niteliğine rağmen NATO'nun hakimiyetine rakip olacak yeni bir küresel kutup oluşturmak için BRICS'e büyük önem veriyor. Rusya, BRICS'i ayrıca kendisine uygulanan ve daha önce eşi ya da benzeri görülmemiş yaptırımların etkisini hafifletmek için kullanmaya çalışıyor.

BRICS'in Batı'nın hakimiyetinin azaldığı yükselen bir küresel kutbun çekirdeğini oluşturduğuna şüphe yok. Ancak Batı bloklarına rakip olduğu yönündeki söylemlerde abartıya kaçılıyor.

Buna karşılık Batı, hegemonyasını sona erdirmeyi ve son on yıllarda inşa ettiği kurumların altını oyabilecek yeni kurumların oluşturulmasına karşı çıkmaya devam ediyor. Bu, Batı'nın Hindistan ve Güney Afrika'ya kur yaparak BRICS'in temellerini zayıflatmak için çok çalıştığı 2022 yazında düzenlenen BRICS Zirvesi’nden iki gün sonra Bavyera'da düzenlenen G7 Zirvesi’nde bu iki ülkenin liderlerine ev sahipliği yapmasından da anlaşılıyor.

Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika için en iyi seçenek; aynı anda hem Doğu hem de Batı ile ilişkileri geliştirmek olabilir. Ancak mevcut kutuplaşma bu üç ülke üzerinde seçimlerini kamplardan birinden yana yapmaları için baskı yaratıyor.

BRICS'in Batı'nın hakimiyetinin azaldığı yükselen bir küresel kutbun çekirdeğini oluşturduğuna şüphe yok. Ancak Batı bloklarına rakip olduğu yönündeki söylemlerde abartıya kaçılıyor. BRICS siyasi, ekonomik ve askeri bir ittifaktan ziyade bir diyalog forumuna benziyor. Üyeleri de çok çeşitli siyasi konularda farklı görüşlere sahip. Bir diğer önemli bir faktör ise Çin'in ABD ile olan gergin ilişkilerine rağmen ekonomik çıkarlarının hala öncelikli olarak ABD ve AB'ye bağlı olması ve bu ülkelerle olan ticari faaliyetlerinin Rusya ile olan ticari faaliyetlerinden 15 kat daha fazla olması. Öte yandan Hindistan, Avustralya, ABD ve Japonya ile birlikte QUAD ittifakının bir üyesi. QUAD, Çin'in kendisine karşı kurulduğunu düşündüğü bir ittifak. BRICS üyeleri arasındaki ticaretin, ekonomilerinin doğası ve ülkelerin coğrafi dağılımı nedeniyle Batı ile olan ticaretlerinden çok daha düşük olduğu unutulmamalı.

Hindistan ve Çin arasındaki sınır sorunlarının ötesinde, Hindistan, Çin'den göç etmeye başlayan ve Asya'da yeni merkezler arayan ABD teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapacak bir platform olmaya ve böylece ABD’nin yatırımlarına ve teknolojisine erişmeye çalışıyor. Hindistan teorik olarak 1,4 milyarlık nüfusu, deneyimli yazılım mühendislerinin bulunması, büyük bir pazar olması ve diğer önemli pazarlara yakınlığı ile Çin'in yerine geçebilecek özelliklere sahip. BRICS’in tüm üyeleri hala Batı yatırımlarına, özellikle de modern teknolojiler getiren yatırımlara ihtiyaç duyuyor.

dfrtg
BRICS Zirvesi’nin yapıldığı Kazan’daki Kul Şerif Camii, 22 Ekim 2024 (AFP)

Rusya Devlet Başkanı Putin, Kazan’daki BRICS Zirvesi’ne günler kala, Çin ile ilişkilerin ‘eşsiz doğasını’ vurgulayıp ‘dünyadaki en önemli istikrar faktörlerinden biri’ olan bu iş birliğinde küçük ya da büyük ortağın olmadığının altını çizse de Rusya'nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş, onu Çin'in artan nüfuzu karşısında Orta Asya ve Güney Kafkasya'da büyük ölçüde zayıflattı. Bu durum, Rusya'nın siyasi ve askeri, Çin'in ise ekonomik koruma sağladığı iş birliğine dayalı daha önceki anlaşmaları bozmaya başlattı.

BRICS, ince eleyip sık dokuyan bir oluşum haline gelmeden genişlerken Çin, onu Kuşak ve Yol Projesi’nin uygulanması için bir platforma dönüştürerek yutmadıkça uzlaşmaya varmak zor. Bu senaryo, sınırsız hırsları olan, ekonomik gücü, dünyanın çeşitli bölgelerinde etkili bir siyasi güce dönüşen ve Rusya'nın Ukrayna’da yürüttüğü savaştan iyi bir ders çıkaran Çin ile ilişkilerinde giderek ‘küçük kardeş’ haline gelen Rusya'ya hitap etmediği ise kesin.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.