Sırada ne var?

Ortadoğu ve Ukrayna'da yaşanan olayların Avrupa ve dünyayı durup tüm uluslararası sistemi gözden geçirmeye itmesi gerektiğine inanıyorum.

Filistinli yerinden edilmiş bir çocuk, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampında kediyle oynayan çocukları izliyor, 10 Kasım 2024 (AFP)
Filistinli yerinden edilmiş bir çocuk, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampında kediyle oynayan çocukları izliyor, 10 Kasım 2024 (AFP)
TT

Sırada ne var?

Filistinli yerinden edilmiş bir çocuk, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampında kediyle oynayan çocukları izliyor, 10 Kasım 2024 (AFP)
Filistinli yerinden edilmiş bir çocuk, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampında kediyle oynayan çocukları izliyor, 10 Kasım 2024 (AFP)

Nebil Fehmi

Ortadoğu, İsrail ile İran arasındaki doğrudan çatışmalar da dahil olmak üzere koşullar istikrara kavuşana kadar pek çok gerilim, çatışma, kurban ve kayıpla karşı karşıya bulunuyor. Lübnan'da çatışmalar ve yansımaları devam edecek, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki katliamlar, yıkım ve boşaltma girişimleri ile Maşrık (Levant) bölgesindeki gerilim devam edecek. Bahreyn, Akdeniz ve Kızıldeniz’de siyasi dengelerin ve uluslararası sistemin yeniden şekillenmesine katkı sağlayan ciddi ve karmaşık olaylar yaşanıyor.

Bununla birlikte, İran ile İsrail arasında kontrolün kaybedilmesi ve iki tarafın bir varoluş savaşına girişmesi ihtimalinden biraz ve yavaş yavaş uzaklaştığımıza, durumu daha da kötüleştirmemek ve herkese maliyetini yükseltmemek için bir gözden geçirme ve yeniden değerlendirme anına ulaştığımıza inanıyorum. Bu, arenalarımızda en etkili yabancı ülke olan ABD’nin dünyaya yönelik vizyonları farklı adaylar arasında düzenlenen seçimlerine denk gelen ve bölgesel tarafların dikkate alması gereken bir an.

Liderlerinin öldürülmesinin ardından Hamas ve Hizbullah'tan kurumsal amaçlarla ve direniş eylemleri düzenlemeleri, bölgesel ve uluslararası ilişkiler de dahil olmak üzere mevcut koşullara uygun politikalar, taktik ve stratejik eylemler geliştirmek için ciddi ve derinlemesine bir değerlendirme yapmaları bekleniyor.

Fetih Hareketi ile diğer Filistinli çeşitli eğilimlerdeki liderlerin, yeni bir Filistin konsensüsüne ulaşma çabasıyla acilen dikkatli bir gözden geçirmede bulunmaları gerekiyor. Bu gözden geçirme, davaya yeniden ruh kazandırmalı, bütünlüğünü yeniden sağlamalı, inanılırlığını korumalı, ulusal hedeflerini hayata geçirmeyi neredeyse imkânsız hale getiren dış düzenlemelerle karşılaşmadan önce, halkının iyi gidişatını güvence altına almalı.

Lübnanlı liderlerin de siyasi düzenlemelerini dini gruplara saygılı ve onları kapsayacak şekilde ciddi biçimde gözden geçirmekten başka bir alternatifleri yok. Söz konusu düzenlemeler aynı zamanda ulusal çıkarları ön planda tutmalı, ulusal parlamenter uygulamalarla yeni bir cumhurbaşkanı seçerek, egemen kurumları rehabilite edip güçlendirmeli. Başkalarının plan ve politikalarına yuva ve tamamlayıcı unsur olmaya devam etmek yerine, ülkenin kimliğini, istikrarını ve egemenliğini koruması ve görevlerini yerine getirebilmesi için polis ve ordu dahil güvenlik kurumları rehabilite edilmeli.

Kendi halklarının kınadığı ve reddettiği İsrail kibri ve uygulamalarıyla başa çıkmakta aciz göründükleri, acımasız çatışmaların devam ettiği, binlerce kurbanın öldüğü, kayıpların biriktiği, askeri ve insani eylemlerle ilgili tüm uluslararası kuralların sayısız kez ihlal edildiği bir dönemde, işlerin yeniden kötüleşmemesi için Arapların pozisyonlarını, hesaplarını, uygulamalarını ve uluslararası dengeleri ciddi ve objektif bir şekilde yeniden değerlendirmeleri gerekiyor.

Arapları kapsamlı bir değerlendirme yapmaya ve birbirlerine karşı dürüst olmaya çağırıyorum, çünkü halklarımız tutumlarının bu pervasızlığını sorguluyorlar. Olayların şiddetinden acı duyuyorlar, bölgesel ve uluslararası tarafların, hatta dost ülkelerin, Arapların çağrılarına yanıt vermemeleri ve dikkate almamaları karşısında üzülüp şaşırıyorlar. Ayrıca istihbarat bilgileri, İsrail'in son saldırılarının Suriye hava sahasından ve Irak hava sahasının Amerikan uçaklarına tahsis edilmiş kısmından gerçekleştirildiğini ortaya çıkardı.

Yol hâla uzun, zorluklar çok ama İsrail'e kırmızı çizgilerin ne olduğunu açıkça gösterme konusunda atılan bazı ferdi adımlar, resmi Arap tepkilerinin yoğunlaştığına ve tonunun yükseldiğine dair işaretler var. Son dönemde İran ile Körfez arasında temaslar kuruldu ve Suudi Arabistan İran ile ortak bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi. Mısır, uzun bir aradan sonra ilk kez İran Dışişleri Bakanı'nı ağırladı. Hamas'tan bir heyeti çağırdı ve Katar'ın ateşkes, rehin alınan İsrailliler ile Filistinli tutukluların serbest bırakılması yönündeki müzakerelerine devam etmeden önce Filistin Otoritesi ile temasa geçti.

İran'da da ciddi bir yeniden değerlendirme olacak ve şu ikisi arasında bir tercih yapılacaktır; birincisi, işleri üçüncü taraflar aracılığıyla yürütmeye, İsrail'in tekrarlanan provokasyonlarla kışkırtmalarına tepkilerinin ivmesini kontrol etmeye devam etmek. İkincisi, İsrail'i caydırmak, uluslararası toplumu yansımalarının ciddiyeti konusunda uyarmak için rota değiştirmeye, doğrudan ve giderek artan bir güçle karşılık vermeye karar vermek. Nitekim Dini Lider Hamaney de İsrail saldırılarının ciddiyetinin abartılmaması veya hafife alınmaması gerektiğini belirtti.

Ayrıca, İsrail’in içine nüfuz etmiş olduğuna dair birçok gösterge nedeniyle Devrim Muhafızları da dahil olmak üzere askeri ve güvenlik servisleri ile ilgili olarak İran'ın ulusal düzeyde bir incelemede bulunacağını tahmin ediyorum. Devrim Muhafızları, İsmail Heniyye'nin başını çektiği çok sayıda suikastta gösterdiği zayıf performans nedeniyle eleştiriliyor. Bu da birçok kişinin İran'ın pozisyonunun kuvvetinden, müttefiklerine verdiği desteğin bütünlüğünden ve çıkarlarını koruma gücünden şüphe etmesine neden oldu. Amerikan seçimlerinin sonuçları da özellikle yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı’nın ABD ile farklı ve daha istikrarlı bir ilişkiyle ilgilendiğini açıklaması sebebiyle İran’ın hesaplarına dahil oluyor. Trump’ın seçilmesi İran'ı, Çin ve Rusya'ya daha fazla yöneltebilir.

Netanyahu'nun Sinvar, Hasan Nasrallah ve birçok yardımcısını öldürerek rahat bir nefes alabilmesinin ardından, İsrail içinde sağcı, merkezci ve sol akımlar arasında İsrail devletinin karakteri ve kurumlarının bağımsızlığı hakkında kaçınılmaz bir yeniden değerlendirmenin gerçekleşmesini bekliyorum. Buna paralel olarak, 7 Ekim 2023 ve 2024 yılı sonrasında yaşanan olaylarla ilgili olarak güvenlik ve askeri kurumların yanı sıra İsrailli politikacılara karşı kaçırılanların aileleri tarafından sert ve katı bir inceleme ve soruşturma başlatılacağını da tahmin ediyorum. Bu, cephelerin açılması, rehinelerin serbest bırakılmasına öncelik verip vermedikleri ve son olarak İran'ın nükleer tesislerinin hedef alınmaması da dahil olmak üzere, bu kurumların performansını, planlarını ve kararlarını ele alan bir inceleme olacaktır.

Gazze ve Lübnan'da günde 20'ye varan sayıda subay ve asker kaybı, nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun İsrail'i terk etmesine neden olan ekonomik baskılar ve huzursuzluklar ile savaşı farklı cephelerde sürdürmenin maliyeti konusunda İsrail'de sert bir tartışma yaşanmasını bekliyorum. Uluslararası kamuoyunda ve özellikle de İsrail'in Gazze'deki ihlallerini ve vahşetini reddeden Batı dünyasında kendisine verilen desteğin erozyona uğramasının yansımaları konusunda artan endişeler var.

Tüm bu gözden geçirmelerin, başlangıçta askeri operasyonların ivme kazanmasıyla birlikte Ortadoğu'da daha çok şiddet kullanılmasına yönelik stratejik ve aleni politikaların benimsenmesi çağrısında bulunanlar da dahil, sağ eğilimlerin konumunun daha da güçleneceği İsrail siyasi arenasında, artan bir kutuplaşmaya yol açmasının muhtemel olduğunu düşünüyorum. Ancak aynı zamanda diğer hususlara ilişkin daha geniş ve derin tartışmalara kapı açacağını ve bunun da Gazze'deki olaylardan önce büyük ölçüde görünmeyen merkezci ve sol eğilimlerin konumunu güçlendireceğini de düşünüyorum. Dolayısıyla İsrail'deki gösterilerin yeniden başlaması ve 12 ay veya biraz daha uzun bir süre içinde seçimlere gidilmesi çağrısı yapılması pek uzak bir olasılık değil. Bu seçimde İsrailli seçmen ya gerçek barış düzenlemelerine ulaşma yolunda kademeli olarak ilerleme ve İsrail'in Ortadoğu'da gerçek bir taraf olması için çabalama ile güce başvurma yaklaşımını sürdürme, ateşkese ulaşmadan ve değişmeden bir çatışma aşamasından diğerine geçme arasında bir tercih yapacaktır.

Çok geç olmadan, Ortadoğu ve Ukrayna'da yaşanan olayların, uluslararası hukukun göz ardı edilmesi ve uygulamada çifte standartlar ile birlikte Avrupa'yı ve uluslararası toplumu, durup tüm uluslararası sistemi gözden geçirmeye itmesi gerektiğine inanıyorum.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
TT

IŞİD tekrar gündemde: "Yalnız kurtları devşiriyorlar"

FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)
FBI, New Orleans saldırısıyla ilgili soruşturmasını sürdürüyor (AFP)

ABD'nin New Orleans şehrinde yılbaşında gerçekleştirilen saldırının ardından IŞİD'in militan devşirme faaliyetleri tekrar gündem oldu. 

Birleşik Krallık merkezli Reuters'ın analizinde, IŞİD'in Horasan kolunun (IŞİD-H), Gazze savaşı gibi çatışmaları fırsat bilerek, bunların yarattığı öfkeyi kullanıp birçok kişiyi radikalleştirmeye çalıştığına dikkat çekiliyor. 

Analizde özellikle örgütün "yalnız kurt" profili çizen kişileri kendi safına katmaya odaklandığı yazılıyor. 

New Orleans'ta bir aracın, yılbaşı kutlaması yapan kalabalığa dalması sonucu en az 15 kişi ölmüş, 35 kişi de yaralanmıştı. Saldırganın Teksas'tan 42 yaşındaki Shamsud Din Jabbar olduğu bildirilmişti. IŞİD saldırıyı üstlenen bir açıklama yapmamıştı. 

Ancak haberde, IŞİD yanlısı sosyal medya hesaplarından saldırıyı destekleyen gönderiler paylaşıldığına işaret ediliyor.

Amerikan güvenlik yetkilileri, Jabbar'ın maliye firması Deloitte'te çalışan biriyken nasıl IŞİD sempatizanına dönüştüğünü anlamaya çalışıyor.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un analizinde, IŞİD'in özellikle internet üzerinden yürüttüğü devşirme faaliyetlerinde, "takipçilerini talimat ya da onay beklemeden her yerde terör saldırısı düzenlemeye teşvik ettiği" belirtiliyor. 

30 yıl CIA'de çalışmış olan terörle mücadele uzmanı Bruce Riedel, IŞİD propagandasından etkilenen kişiler için "Bunlar acı çeken, öfkeli insanlar" diyor.

Adının paylaşılmasını istemeyen Avrupalı bir terörle mücadele uzmanıysa radikal İslamcı örgütün, özellikle gençleri devşirmeyi hedeflediğini belirterek şunları söylüyor: 

Çocuklar internette infaz videoları izliyor ve erken yaşta aşırılık yanlısı fenomenleri takip ediyor.

New York Times'ın analizinde de IŞİD'in internetten yürüttüğü devşirme faaliyetlerine dikkat çekiliyor. New York ve Berlin'de ofisleri bulunan düşünce kuruluşu Counter Extremism Project'ten Hans-Jakob Schindler, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Terörizmin temelinde iletişim vardır. Bu bir savaş değil çünkü IŞİD'in Batı'yı askeri olarak yenemeyeceği açık, değil mi? Denediler ve sonu pek de iyi olmadı.

IŞİD'in tekrar güç kazanmasıyla ilgili endişeler, Beşar Esad rejiminin düşmesiyle daha da arttı. ABD, IŞİD'le mücadele için Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) fonluyor. SDG'nin çatısınıysa Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği YPG oluşturuyor. Reuters, Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu'yla (SMO) SDG arasındaki çatışmaların yarattığı kargaşanın, IŞİD'in güçlenmesine yol açabileceği değerlendirmesini paylaşıyor. 

IŞİD-H, geçen yıl birçok saldırıyla dünya gündemine oturmuştu. İran'ın Kirman şehrinde 3 Ocak'ta düzenlenen bombalı saldırıları örgüt üstlenmişti. Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani için düzenlenen anma töreninde yapılan saldırılarda en az 100 kişi yaşamını yitirmişti.

Rusya'nın başkenti Moskova'da 22 Mart'ta düzenlenen saldırıda da en az 145 kişi ölmüş, 500 kişi de yaralanmıştı. Saldırıyı yine IŞİD-H üstlenmişti. 

IŞİD'in kurucusu Ebu Bekir el-Bağdadi'nin 2019'da ABD liderliğindeki operasyonla öldürülmesinin ardından örgüt büyük kan kaybetmişti. Ancak merkezi Afganistan ve Pakistan'ın kuzeybatısında yer alan IŞİD-H, saldırılarıyla herkesi diken üstünde tutmayı sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post, Reuters