Batı yarımkürenin en yoksul ülkesinin başbakanı, 6 ay geçmeden görevden alındı

Bill Clinton'ın eski özel kalemi, kararın ardından tepki gösterdi.

Conille, 12 milyona yakın kişinin yaşadığı Karayipler ülkesinde 6 ayı dolduramadı (Reuters)
Conille, 12 milyona yakın kişinin yaşadığı Karayipler ülkesinde 6 ayı dolduramadı (Reuters)
TT

Batı yarımkürenin en yoksul ülkesinin başbakanı, 6 ay geçmeden görevden alındı

Conille, 12 milyona yakın kişinin yaşadığı Karayipler ülkesinde 6 ayı dolduramadı (Reuters)
Conille, 12 milyona yakın kişinin yaşadığı Karayipler ülkesinde 6 ayı dolduramadı (Reuters)

Haiti'deki Geçiş Konseyi, 28 Mayıs'ta başbakan olarak göreve başlayan Garry Conille'in yerine başkasını atadı. 

Ülkeyi kaostan kurtarmak için nisanda siyasetçiler ve sivil toplumdan temsilcilerle oluşturulan Geçiş Konseyi'nin uzun süredir Conille'le anlaşamadığı bildiriliyor.

Washington Post, bazı bakanların değiştirilmesi talebini Conille'in karşılamadığını ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın eylülde başbakanı desteklemek için Haiti'ye gittiğini vurguluyor.

Conille de Haiti halkına bir mektup yazarak bu kararın ne yasalara ne de anayasaya uyduğunu ve ülkenin daha da zayıflamasından başka bir sonucu olmayacağını savundu. 

2011-2012'de de yaklaşık 8 ay başbakanlık görevini üstlenen Conille, Ocak 2023'ten itibaren UNICEF'in Latin Amerika ve Karayipler Direktörlüğü görevindeydi. Sonrasında yeniden başbakan olarak atanınca bu görevden ayrılmıştı.

Conille, 2010'da ülkeyi vuran ve 100 bini aşkın kişinin öldüğü depremin ardından BM'nin Haiti Özel Elçisi olan eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın özel kalem müdürlüğünü yürütmüştü. 

Batı yarımkürenin en yoksul ülkesinde pazar günü yayımlanan kararnameyle birlikte bu görevi Alix Didier Fils-Aimé'nin yürüteceği açıklandı. 

Conille'i görevden alıp Fils-Aime'yi başbakan yapma kararının Geçiş Konseyi'nin 9 üyesinden 8'inin imzasıyla verildiği duyuruldu. 

Eskiden ülkenin ticaret odasının başkanlığını yürüten 53 yaşındaki iş insanının adı, Conille atanmadan önce de bu görev için geçiyordu. 

Conille'in 9 üyeli konseyin oy kullanma hakkı bulunan 7 üyesinden 6'sının oyuyla göreve getirilmesinin ardından Alix Didier Fils-Aime onu "Ben bu ülkeye inanmayı sürdüren bir vatanseverim. Yaşasın Haiti!" diyerek tebrik etmişti. 

Konsey, ülkeyi Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun kararıyla oluşturulan ve Haiti Ulusal Polisi'ne destek sağlayan Çok Uluslu Güvenlik Destek Misyonu'na hazırladı. Kenya liderliğinde faaliyet gösteren misyon BM'ye bağlı ancak finansal desteğin büyük kısmını ABD ve Kanada'dan.

Temmuz 2021'de Devlet Başkanı Jovenel Moise'ye suikast düzenlenmesi ve aynı yıl ağustosta 2 bin 200'den fazla kişinin ölümüne neden olan 7,2 büyüklüğünde bir deprem yaşanması Haiti'deki toplumsal huzursuzluğu artırdı. 

Enflasyonun son yılların en yüksek seviyesine ulaştığı ülkede, nüfusun yüzde 40'ı gıda yardımlarına bağımlıyken, başkent Port-au-Prince'in yüzde 85'ini çeteler kontrol ediyor.

Ülkedeki şiddet olayları eski Başbakan Ariel Henry'nin Nisan 2024'te istifa etmesine, geçici başkanlık konseyinin kurulmasına ve Garry Conille'in yeni başbakan olmasına yol açtı.

Ancak Conille, temmuzda CNN'e röportaj verdiği hastaneden ofisine dönerken ülkedeki durumun pek de düzelmediği görüldü zira güvenlik görevlileri onu korumak için etrafa ateş açmak zorunda kaldı. Conille'in CNN röportajı sırasında da silah sesleri duyuldu.

BM'ye göre yılın ilk 5 ayında ülkede 3 bini aşkın kişi öldürüldü.

Independent Türkçe, Washington Post, Wall Street Journal



Tayvan'da sabotaj şüphesi: Gözler Çin'e çevrildi

Tayvanlı yetkililer, kötü hava koşulları yüzünden gemiye çıkılamadığını aktardı (AFP)
Tayvanlı yetkililer, kötü hava koşulları yüzünden gemiye çıkılamadığını aktardı (AFP)
TT

Tayvan'da sabotaj şüphesi: Gözler Çin'e çevrildi

Tayvanlı yetkililer, kötü hava koşulları yüzünden gemiye çıkılamadığını aktardı (AFP)
Tayvanlı yetkililer, kötü hava koşulları yüzünden gemiye çıkılamadığını aktardı (AFP)

Tayvan'da denizaltı telekomünikasyon kablolarının kesilmesi üzerine yetkililer, bölgeden geçen Çin'e ait bir gemi hakkında inceleme başlattı. 

Tayvan merkezli Chungwha Telecom şirketinden pazar günü yapılan açıklamada, adanın kuzeydoğusundaki fiber optik kabloların koptuğu bildirildi. 

Şirket, bazı noktalarda internet bağlantısında geçici sorunlar yaşandığını, daha sonra veri akışının başka hatlar üzerinden sağlanmasıyla arızanın giderildiğini duyurdu. Hasar alan kabloların 3 Şubat'a kadar tamir edileceği belirtildi.

Tayvan Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamada, geminin Çin'le bağlantısı bulunan Hong Kong merkezli bir firmaya ait olduğu belirtildi. Shun Xing 39 adlı geminin Orta Afrika ülkesi Kamerun'da kayıtlı olduğu bilgisi paylaşıldı. New York Times'ın aktardığına göre sözkonusu şirketin adı Jie Yang Trading Limited.

Tayvanlı yetkililer, kötü hava şartları yüzünden gemiye yaklaşılamadığını bildirdi. Shunxing 39, daha sonra Güney Kore'nin liman kenti Busan'a doğru gitti. Tayvan, soruşturma için Güney Kore Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan da destek istedi.

Gemide Çin yurttaşı 7 kişinin görev yaptığı belirtiliyor. 

Sahil güvenlik ekipleri, bölgede inceleme yaptıktan sonra bulguları Tayvan Savcılığı'na iletecek. Guardian'ın aktardığına göre yetkililer, sabotaj ihtimali üzerine duruyor.

Küresel denziclikte gemiler, sefer ve istasyon bilgilerini Otomatik Tanımlama Sistemi (OTS) adı verilen bir ağ üzerinden paylaşıyor. New York Times'ın aktardığına göre şüpheli gemi, bilgi paylaşırken iki farklı ad kullandı. Geminin ilk önce Xing Shun 39, daha sonra da Shun Xing 39 adıyla bilgi paylaştığı aktarılıyor.

Hasar gören kablolar Çin, Güney Kore, Tayvan, Japonya ve ABD'yi birbirine bağlayan Trans-Pasifik Ekspres hattının parçası. Hat, 6 uluslararası firma tarafından işletiliyor.

2023'te de Tayvan'ın kontrolündeki Matsu adalarını bağlayan iki denizaltı kablosu hasar görmüştü. Toplamda 14 bin kişinin internet bağlantısı kesilmişti. Taipei yönetimi, Çin'e ait iki geminin geçişi sırasında kabloların hasar gördüğünü öne sürmüştü. Diğer yandan Pekin'in sabotaj yaptığını gösteren herhangi bir delil bulunmamıştı.

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Guardian, RT, Reuters