İngiltere, Suriye devlet kurumlarına yönelik yaptırımları kaldırdı

Rusya Suriye'ye mazot sevkiyatı yaptı

Şam Merkez Bankası (Reuters)
Şam Merkez Bankası (Reuters)
TT

İngiltere, Suriye devlet kurumlarına yönelik yaptırımları kaldırdı

Şam Merkez Bankası (Reuters)
Şam Merkez Bankası (Reuters)

İngiliz hükümeti dün, Suriyeliler tarafından uzun süredir beklenen ve yeni Suriye yönetimi tarafından talep edilen bir adımla, Esed rejimi döneminde Suriye hükümet kuruluşlarına uygulanan yaptırımların kaldırıldığını duyurdu.

Birleşik Krallık Hazinesi yaptırım listesinin güncellenmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “24 kuruluş listeden çıkarıldı ve artık varlıklarının dondurulmasına tabi değiller” dedi. Yaptırımların kaldırıldığı kuruluşlar arasında enerji, ulaştırma ve finans sektörlerinde faaliyet gösteren kuruluşlar yer alıyor: Syrian Airways, General Petroleum Corporation, Cooperative Agricultural Bank ve Syrian Commercial Bank bu kuruluşlar arasında yer alırken, diğer kişi ve kuruluşlara yönelik yüzlerce yaptırım yürürlükte kalmaya devam ediyor.

Birleşik Krallık Hazinesi yaptığı açıklamada: “Suriye halkının ülkelerini ve ekonomilerini yeniden inşa etmelerine yardımcı olma taahhüdümüzün bir parçası olarak Suriye'ye yönelik bazı yaptırımları kaldırmaya karar verdik” ifadelerini kullandı. Hazine, Suriye'deki geçiş dönemi yetkililerinin performansını izlemeye devam edeceğini ve sözlerden ziyade eylemlere göre karar vereceğini kaydetti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Londra Borsası Grubu kaynakları Rusya’nın, ABD'nin yaptırım uyguladığı bir tankerle Suriye'ye dizel yakıt sevkiyatı yaptığını, bunun 10 yıldan uzun bir süredir bu ülkeye bilinen ilk doğrudan yakıt tedariki olduğunu belirtti.



Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
TT

Ukrayna'yla maden anlaşmasını askıya alan ABD, yüzünü Afrika ülkesine döndü

Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)
Ruanda'nın cep telefonlarında kullanılan koltan gibi madenlerin yataklarının kontrolünü komşusundan aldığı öne sürülüyor (AFP)

Volodimir Zelenski'yi 28 Şubat'ta Oval Ofis'te ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump'ın kameralar önünde Ukrayna Devlet Başkanı'yla tartışması üzerine imzalanamayan nadir toprak elementleri anlaşmasının akıbeti merakla bekleniyor. 

Londra merkezli Financial Times (FT), Washington'ın benzer bir anlaşma için Kongo Demokratik Cumhuriyeti'yle (KDC) masaya oturduğunu bildirdi.

Bakır, kobalt ve uranyum zengini Orta Afrika ülkesindeki Félix Tshisekedi yönetiminin, kendilerine destek karşılığında ABD'nin nadir bulunan madenlere erişimini artırabileceğini Trump yönetimine aktardığı bildirildi. 

Geçen ay yapılan öneride, yardımların karşılığında keşif haklarının verilebileceği vurgulandı.

FT'nin resmi belgelere ve konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi kişilere dayandırdığı habere göre, son günlerde görüşmeler ciddiyet kazansa da aşılması gereken birkaç engel daha var. 

KDC'de 23 Mart Hareketi (M23) adlı isyancı grup orduyla mücadeleyi sürdürüyor. Yeni yılla birlikte çatışmalarda da artış görüldü. 

Doğrudan Ruanda yönetimi tarafından yönetildiği ve binlerce askerin dahil edildiği öne sürülen örgüt, Goma ve Bukavu gibi iki büyük kentle birlikte maden zengini başka bölgeleri de kontrol ediyor.

Kongolu yetkililerin ABD'yle anlaşma yaparak bu sorunu çözmeye çalıştığı bildiriliyor. 

Şubat sonlarında Kongolu senatör Pierre Kanda Kalambayi'nin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya gönderdiği mektupta, askerlerin eğitilmesi ve donatılması karşılığında Amerikan şirketlerine maden çıkarma hakkının verilmesinin teklif edildiği aktarıldı. 

Kalambayi, bu hamlenin ülkelerindeki Çin nüfuzunun kırılmasına da yarayacağını söylemiş. 

FT, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden birinin kendilerine "KDC ileri seviye teknolojiler için gerekli mineraller konusunda dünyada önemli bir paya sahip. ABD şirketleriyle ortaklıklar ABD ve KDC ekonomilerini geliştirir, daha fazla kalifiye iş imkanı yaratır ve ülkeyi bölgesel ve küresel değer zincirlerine entegre eder" dediğini aktarıyor.

Tshisekedi'nin sözcüsü Tina Salama, X'te yaptığı açıklamada ülkelerinden kaçırılan madenlerin doğrudan kendilerinden alınması için ABD'nin bölgeye davet edildiğini doğruladı. 

Beyaz Saray ise henüz konuyla ilgili yorum yapmadı.

JS Held adlı danışmanlık şirketinden Indigo Ellis, KDC'deki çatışmalara dikkat çekerek "Bu, çaresizlikten yapılan bir hamleye benziyor" yorumunu yaptı.

KDC'nin doğusunda güvenliği sağlamak amacıyla bölge ülkeleri tarafından 23 Mart 2009'da imzalanan barış anlaşmasının bozulmasıyla 23 Mart Hareketi adı altında ortaya çıkan örgüt, daha sonra M23 şeklinde anılmaya başlanmıştı.

M23 militanlarının çoğu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Tshisekedi, 2023'teki açıklamasında gerekirse Ruanda'yla savaşa girebileceklerini söylemiş, Kagame de "Savaşa hazırız" demişti.

Freeport-McMoRan'ın 2016'da çekilmesiyle birlikte Amerikan madencilik devlerinden herhangi biri KDC'de faaliyet göstermiyor. 

Grönland'ı Danimarka'dan alma ve Ukrayna'yla anlaşma imzalamaya yönelik hamleler, Trump yönetiminin kritik madenler konusuna verdiği önemi ortaya koyuyor. 

Independent Türkçe, Financial Times, Reuters