Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bir Rus diplomatik kaynak Moskova'nın Suriye sahilindeki gelişmelerle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etti. Kaynak, Moskova'nın desteklediği ya da topraklarında sığınma hakkı tanıdığı eski rejim askerlerinin olaylara dahil olduğundan bahsederek Moskova'yı kısmen sorumlu tutmaya çalışan analizlerin temelsiz olduğunu söyledi. Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekleme ve durumun bir iç kaosa ya da iç çatışmaya dönüşmesini engelleme konusundaki kararlı tutumunu vurguladığını belirtti.
Medya organlarında yayınlanan haberlerde Moskova dolaylı olarak Suriye makamlarına karşı geniş çaplı bir askeri hareketi teşvik etmek ve Sahil bölgesinde ayrılıkçı girişimleri yükseltmekle suçlandı. Bazı analizlerde sahilin bazı bölgelerindeki insanların Rus Hmeymim üssüne gitmesi ile Rus uçaklarının bu üsten hareket etmesi arasında bağlantı kurarak Moskova'nın askeri eylemlerden haberdar olduğu ya da doğrudan suç ortağı olduğu iddia edildi. Ancak Rus diplomat bu iddiaları "Rusya'ya karşı yürütülen hibrid savaşın bir parçası" olarak nitelendirdi. Rus diplomat Moskova'nın tutumunun net olduğunu ve ister eski subaylar olsun isterse askeri olmayan personel, ister kendi topraklarında isterse yurtdışında olsun, hiç kimsenin Rusya'nın adını Moskova'nın hiçbir ilgisi olmayan eylemlere bulaştırmasına izin vermeyeceğini söyledi.
Hmeymim hava üssünün özel görevleri olduğunu ve Rus uçaklarının hareketinin Sahil bölgesinde devam eden gelişmelerle ilişkilendirilemeyeceğini ifade eden Rus diplomat, "Hmeymim hava üssü Suriye'deki iç olaylara hiçbir şekilde müdahale etmemekte ve sadece Şam'daki Suriye yönetimi ile tam bir koordinasyon içinde hareket etmektedir” dedi. Moskova ve Suriyeli yetkililer arasındaki iletişimin devam ettiğini söyledi.
Rusya ve ABD'nin Pazartesi günü Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak Güvenlik Konseyi'nde bir istişare oturumu düzenlenmesi çağrısına da değinen Rus diplomat “Güvenlik Konseyi'ndeki diplomatik faaliyetlerin, Suriye'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasını teyit edecek adımların atılmasına ve mevcut durumda Suriye'ye özellikle ekonomik ve hayat pahalılığı düzeyinde yardım etmek için nasıl adımlar atılabileceğine yönelik olduğunu” vurguladı.
Pazartesi günü Kremlin'den yapılan açıklamada Suriye kıyılarındaki gelişmelerden derin endişe duyduğunu ifade etti. SözcüDmitry Peskov, “Suriye'deki şiddet Rusya için bir endişe kaynağıdır ve durumun normalleştirilmesi amacıyla BM de dahil olmak üzere bu konu acilen ele alınmalıdır. Bu endişe dünyanın pek çok ülkesi ve BM de dahil olmak üzere uluslararası örgütler tarafından paylaşılmaktadır. Bu konunun acilen dikkate alınması ve en önemlisi de şiddetin tezahürlerinin bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Rusya ve ABD Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'deki durumla ilgili kapalı istişareler yapılmasını talep etti. Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği Birinci Yardımcısı Dmitry Polyansky Telegram kanalında şunları yazdı “Rusya ve ABD, Suriye'nin batısında sivillere yönelik şiddet olaylarıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'nde acil kapalı istişareler yapılmasını talep etti. Konsey'in Danimarka başkanlığının bu istişareleri 10 Mart günü New York saatiyle 10:00'da (Moskova saatiyle 17:00) planlamasını bekliyoruz.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Moskova'nın Suriye'deki durumun gelişimini etkileyebilecek Suriyeli liderlere, akan kanı bir an önce durdurmak ve sivil kayıpları önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları çağrısında bulunduğunu söyledi. Rusya'nın Suriye'deki durumun keskin bir şekilde kötüleşmesinden endişe duyduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamasında Zaharova şunları söyledi: “Bu kritik koşullarda, (sahadaki) durumun daha da kötüye gitmesini engelleyebilecek yetkili tüm Suriyeli liderleri, akan kanı hızla durdurmak ve sivil kayıpları önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz. Suriye'nin içinde bulunduğu zor koşullarda ulusal uyumun korunması, vatandaşların güvenliğinin güçlendirilmesi ve ulusal ya da dini aidiyetlerine bakılmaksızın yasal haklarının gözetilmesi büyük önem taşımaktadır.”
Moskova'nın Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğini, birliğini ve toprak bütünlüğünü destekleyen ilkeli tutumunu yineleyen Zaharova sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Suriye'deki durum üzerinde etkisi olan tüm ülkelerin normalleşmeye katkıda bulunmasını bekliyoruz. Durumun gerginliğinin azaltılmasını hızlandırmak için yabancı ortaklarımızla yakın koordinasyon içinde çalışmaya kararlıyız.”