Rus diplomatik kaynak Şarku'l Avsat'a konuştu: Moskova'nın Suriye'deki olaylarla hiçbir ilgisi yok ve Şam ile koordinasyon devam ediyor

Kremlin Suriye'deki şiddetten endişe duyuyor, kan dökülmesini durdurmak için acil önlem çağrısında bulunuyor

Lazkiye vilayetindeki Hmeymim askeri üssünün girişindeki kontrol noktasında yeni Suriye yönetimine mensup savaşçılar, 29 Aralık 2024 (AFP)
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim askeri üssünün girişindeki kontrol noktasında yeni Suriye yönetimine mensup savaşçılar, 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Rus diplomatik kaynak Şarku'l Avsat'a konuştu: Moskova'nın Suriye'deki olaylarla hiçbir ilgisi yok ve Şam ile koordinasyon devam ediyor

Lazkiye vilayetindeki Hmeymim askeri üssünün girişindeki kontrol noktasında yeni Suriye yönetimine mensup savaşçılar, 29 Aralık 2024 (AFP)
Lazkiye vilayetindeki Hmeymim askeri üssünün girişindeki kontrol noktasında yeni Suriye yönetimine mensup savaşçılar, 29 Aralık 2024 (AFP)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bir Rus diplomatik kaynak Moskova'nın Suriye sahilindeki gelişmelerle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etti. Kaynak, Moskova'nın desteklediği ya da topraklarında sığınma hakkı tanıdığı eski rejim askerlerinin olaylara dahil olduğundan bahsederek Moskova'yı kısmen sorumlu tutmaya çalışan analizlerin temelsiz olduğunu söyledi. Rusya'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekleme ve durumun bir iç kaosa ya da iç çatışmaya dönüşmesini engelleme konusundaki kararlı tutumunu vurguladığını belirtti.

xscdfgthy
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şera Ocak ayı sonunda Şam'da Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov ile bir araya geldi (Russia Today)

Medya organlarında yayınlanan haberlerde Moskova dolaylı olarak Suriye makamlarına karşı geniş çaplı bir askeri hareketi teşvik etmek ve Sahil bölgesinde ayrılıkçı girişimleri yükseltmekle suçlandı. Bazı analizlerde sahilin bazı bölgelerindeki insanların Rus Hmeymim üssüne gitmesi ile Rus uçaklarının bu üsten hareket etmesi arasında bağlantı kurarak Moskova'nın askeri eylemlerden haberdar olduğu ya da doğrudan suç ortağı olduğu iddia edildi. Ancak Rus diplomat bu iddiaları "Rusya'ya karşı yürütülen hibrid savaşın bir parçası" olarak nitelendirdi. Rus diplomat Moskova'nın tutumunun net olduğunu ve ister eski subaylar olsun isterse askeri olmayan personel, ister kendi topraklarında isterse yurtdışında olsun, hiç kimsenin Rusya'nın adını Moskova'nın hiçbir ilgisi olmayan eylemlere bulaştırmasına izin vermeyeceğini söyledi.

Hmeymim hava üssünün özel görevleri olduğunu ve Rus uçaklarının hareketinin Sahil bölgesinde devam eden gelişmelerle ilişkilendirilemeyeceğini ifade eden Rus diplomat, "Hmeymim hava üssü Suriye'deki iç olaylara hiçbir şekilde müdahale etmemekte ve sadece Şam'daki Suriye yönetimi ile tam bir koordinasyon içinde hareket etmektedir” dedi.   Moskova ve Suriyeli yetkililer arasındaki iletişimin devam ettiğini söyledi.

efrgtyh6
Suriye güvenlik personeli Lazkiye'de eski rejimin kalıntılarını yakalamak için düzenlenen operasyonlarda yer alıyor (AFP)

Rusya ve ABD'nin Pazartesi günü Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak Güvenlik Konseyi'nde bir istişare oturumu düzenlenmesi çağrısına da değinen Rus diplomat “Güvenlik Konseyi'ndeki diplomatik faaliyetlerin, Suriye'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasını teyit edecek adımların atılmasına ve mevcut durumda Suriye'ye özellikle ekonomik ve hayat pahalılığı düzeyinde yardım etmek için nasıl adımlar atılabileceğine yönelik olduğunu” vurguladı.

dsfrgty
Bir Rus askeri konvoyu 14 Aralık'ta Suriye'nin Lazkiye kıyısındaki Hmeymim hava üssüne doğru ilerliyor (Reuters)

Pazartesi günü Kremlin'den yapılan açıklamada Suriye kıyılarındaki gelişmelerden derin endişe duyduğunu ifade etti. SözcüDmitry Peskov, “Suriye'deki şiddet Rusya için bir endişe kaynağıdır ve durumun normalleştirilmesi amacıyla BM de dahil olmak üzere bu konu acilen ele alınmalıdır. Bu endişe dünyanın pek çok ülkesi ve BM de dahil olmak üzere uluslararası örgütler tarafından paylaşılmaktadır.  Bu konunun acilen dikkate alınması ve en önemlisi de şiddetin tezahürlerinin bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Rusya ve ABD Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'deki durumla ilgili kapalı istişareler yapılmasını talep etti. Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği Birinci Yardımcısı Dmitry Polyansky Telegram kanalında şunları yazdı “Rusya ve ABD, Suriye'nin batısında sivillere yönelik şiddet olaylarıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'nde acil kapalı istişareler yapılmasını talep etti. Konsey'in Danimarka başkanlığının bu istişareleri 10 Mart günü New York saatiyle 10:00'da (Moskova saatiyle 17:00) planlamasını bekliyoruz.”

dfrgtyh
Geçtiğimiz Aralık ayında rejimin düşmesinin ardından bir Rus askeri uçağı Suriye'nin kıyıdaki Hmeymim hava üssünden havalandı (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Moskova'nın Suriye'deki durumun gelişimini etkileyebilecek Suriyeli liderlere, akan kanı bir an önce durdurmak ve sivil kayıpları önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları çağrısında bulunduğunu söyledi. Rusya'nın Suriye'deki durumun keskin bir şekilde kötüleşmesinden endişe duyduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamasında Zaharova şunları söyledi: “Bu kritik koşullarda, (sahadaki) durumun daha da kötüye gitmesini engelleyebilecek yetkili tüm Suriyeli liderleri, akan kanı hızla durdurmak ve sivil kayıpları önlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz. Suriye'nin içinde bulunduğu zor koşullarda ulusal uyumun korunması, vatandaşların güvenliğinin güçlendirilmesi ve ulusal ya da dini aidiyetlerine bakılmaksızın yasal haklarının gözetilmesi büyük önem taşımaktadır.”

Moskova'nın Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğini, birliğini ve toprak bütünlüğünü destekleyen ilkeli tutumunu yineleyen Zaharova sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Suriye'deki durum üzerinde etkisi olan tüm ülkelerin normalleşmeye katkıda bulunmasını bekliyoruz. Durumun gerginliğinin azaltılmasını hızlandırmak için yabancı ortaklarımızla yakın koordinasyon içinde çalışmaya kararlıyız.”



Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
TT

Savaşlar ve anlaşmalar ABD’si: Karmaşık bir dünyayı basitleştirmek

 6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)
6 Haziran 2025'te Ukrayna Acil Durum İdaresi tarafından yayınlanan ve Boltava'da bir Rus hava saldırısından sonra yanan binaları gösteren fotoğraf (AFP)

Refik Huri

ABD, “uluslar inşa etme” başlıklı savaş döneminden Ukrayna, Gazze ve İran nükleer dosyasında acil uzlaşılar dönemine geçişi tamamlıyor. Her iki durumda da ABD dünyadaki komplikasyonları anlamaktan aciz gibi görünüyor.

Savaşlar döneminde, Başkan George W. Bush başkanlığında neo-muhafazakarlar, el-Kaide’nin New York'taki Dünya Ticaret Merkezi’ne yönelik saldırısını Afganistan'ı, ardından Irak’ı istila etme, Taliban ile Başkan Saddam Hüseyin rejimlerini devirme, dönemin ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice’ın, “Yeni Ortadoğu” olarak adlandırdığı planı gerçekleştirmeye çalışarak dünyayı zorla değiştirme hırsları için kullandılar.

Başkan Donald Trump'ın varmaya çalıştığı uzlaşılar döneminde ise itici güç anlaşmalar politikasıdır. Dünya Trump'ın ve etrafındaki oligarşinin gözünde savaş alanı değil, bir borsadır. Ukrayna, Gazze ve nükleer dosyada zor uzlaşılar için müzakereleri yürüten kişi ise krizler, savaşlar, jeopolitik ve stratejik çatışmalar dünyasında deneyimsiz olan gayrimenkul geliştiricisi Steve Witkoff'tur.

Beyaz Saray'daki karar alıcıya gelince, temsilcisinden daha deneyimli değil ve kararlarında içgüdü ile basit algıya güveniyor, bu şekilde ABD'yi değiştirmek istedi ve karmaşık bir dünyaya tosladı. Kendilerine hizmet eden anlaşmalara açık olsalar bile, ideoloji tarafından yönlendirilen üç oyuncu ile canlı yayında dilediği iyi dilekler ve iyi niyetli çağrılarla başa çıkmaya çalıştı. Bunlardan ilki, yorumcu Nahum Barnea tarafından “iki ayak üzerinde yürüyen bir yanlış anlama” olarak tanımlanan Binyamin Netanyahu’dur. İkincisi, İmam Humeyni'nin dediği gibi, ABD'ye düşmanlığı devrimin temellerinden biri saymaya bağlı kalan, İslam Cumhuriyeti'nin güçlü bir devlet ve Devrim Muhafızları’nın anayasaya göre ihraç etme görevini üstlendiği bir devrim olduğunda ısrar eden İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney’dir. Sonuncusu, istihbarattan Kremlin liderliğine yükselen, ABD, Avrupa ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Sovyetler Birliği'nin devrilmesinden sonra “tarihin sonu” olduğunu hayal ederek muzaffer gibi davranan herkesten Rusya’nın intikamını almaya başlayan tecrübeli Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.

ABD Taliban’ı devirdikten sonra en uzun Amerikan savaşı haline gelen Afganistan'da 18 yıl boyunca savaştı ve “uluslar inşa etme” planını uygulamaya çalıştı.  General Stanley Allen McChrystal’ın dediği gibi, ABD, “geleneksel yollarla devrimci hedeflere ulaşmak istedi.” Yine ABD’nin en önemli komutanlarından olan McChrystal’a göre “başarı ölçeği öldürdüğümüz Taliban unsurlarının sayısı değil, aksine koruduğumuz nüfus sayısıdır.” Bir görgü tanığına göre, ABD’den yardımlar alanlar ve gündüz polikliniklerinde tedavi edilenler, geceleri ona karşı savaşıyorlardı. ABD, eski istihbarat direktörü Richard Helms'in şu sözlerini okumadı: “Ortadoğu politikaları ile ilgili tüm saçmalıkları unutun ve yüzyıllık ömürleri olan hususlara, dini mezhepler, aşiretler, kabileler ve etnik kökenlere dikkat edin.” Yine ABD, “Bir Afgan'ı kiralayabilirsiniz ama satın alamazsınız” diyen kişinin tavsiyesini dikkate almadı ve savaş Taliban’ın iktidara dönmesi ve kendisinin Kabil'den aşağılayıcı bir biçimde çekilmesiyle sona erdi.

ABD Irak'ı da kısa bir fırtınalı savaşın ardından işgal etti, Saddam Hüseyin rejimini devirdi ama çok geçmeden sokaklarında boğuldu. Terör diye adlandırdığı eylemlerle şiddetli bir direnişle karşı karşıya kaldı. Demokrasinin Irak'tan bölgeye yayılarak onu kaplayacağını hayal etti. Richard Perle'in dediği gibi saf bir şekilde “Saddam'ın devrilmesinin İranlıları Mollalar diktatörlüğünden kurtulmaya motive edeceğine” inandı. Ama bunun yerine Irak'ı “şer ekseni” içinde yer alan İslam Cumhuriyeti'ne altın bir tabakta sundu.

ABD anayasa uzmanı Noah Feldman'ın “hızlı seçimler yapmak demokrasiye hizmet etmeye kendisini adamamış, yanlış kişileri iktidara getirir” sözünü görmezden geldi. Irak'ın mutlak yöneticisi olarak atanan, ordunun ve Baas Partisi'nin dağıtılmasını emreden bilgisiz Paul Bremer da en azından şu itirafta bulundu: “Zaferden sonra Irak'taki güvenlik tehditlerine karşı koymaya hazır değildik.” Irak hükümetinin Amerikan güçlerinin yardımına ihtiyacı olmasına rağmen, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden sonra İran’ın taraftarlarının bu güçlerin ülkeden hızla çekilmesi talebinin gerileyeceğini gösteren hiçbir şey yok. Artık Ahmet eş-Şara’nın başkanlığı konusunda rahatlamış olan Amerikan güçleri de kendisine karşı eylemlerde bulunan İran ve Suriye rejimleri arasında sıkışmış değil.

Steve Coll, “Aşil Tuzağı: Saddam Hüseyin, CIA ve ABD’nin Irak İşgalinin Kökenleri” kitabında: “Saddam'ın dayısı, eğitimcisi ve öğretmeni Hayrullah Kifah’ın, ailenin felsefesini ‘Allah üç şeyi yaratmamalıydı; Persler, Yahudiler ve sinekler’ şeklinde özetlediğini” anlatır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline gelince, Başkan Vladimir Putin bunu NATO’nun Rusya sınırlarına yaklaşmasına ve neo-Nazilerin Kiev’i kontrol etmesine karşı kendini savunmak olarak tasvir ediyor. Ukraynalı gazeteci Illia Ponomarenko ise “Sana nasıl olduğunu göstereceğim” kitabında böyle olmadığına inanıyor ve şöyle diyor: “Ukrayna savaşının NATO ve hayali Batı tehditleriyle hiçbir ilgisi yok. Aksine, bu işgal, devleti Rus halkının çıkarlarına değil, kendi çıkarlarının hizmetine sunan bir diktatörün deliliğiyle ilgilidir.” Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre buna ilave olarak, Putin Gürcistan'dan iki bölgeyi koparıp aldı, oğul Bush ve Obama ile bağları iyi olduğunda da Kırım'ı ilhak etti.

Kimse Trump'ın üç karmaşık sorunu çözecek anlaşmalarda nasıl başarılı olabileceğini bilmiyor. Bu sorunların ilki, İran'ın uranyum zenginleştirmesini ve yaptırımlara katlandıktan, nükleer eşikteki devlet olmak için milyarlarca dolar harcadıktan sonra nükleer silah sahibi olmasını önlemektir. İkincisi, Putin’in üçüncü yılında olmasına rağmen halen “özel operasyon” olarak adlandırdığı kapsamlı savaşı durdurmayı kabul etmesi için Cumhurbaşkanı Zelenskiy’yi, Kırım ve çoğu şu anda Rusya tarafından işgal edilmiş dört bölgenin kaybını kabul etmeye zorlamaktır. Üçüncüsü, Netanyahu’yu, savaşı bitirmeye ve Hamas hareketi ile İsrail'deki aşırı radikal hükümet arasındaki bir anlaşmayla rehineleri geri getirmenin bedeli olarak yıktığı Gazze'den çekilmeye zorlamaktır. Ama İsrail’in aşırı radikal hükümeti, Filistin devletini reddediyor ve Batı Şeria'yı ilhak etmekte diretiyor, eski rejimin silahlarının yok edilmesinden, onunla imzalanan güçleri ayırma anlaşması bölgesinin işgalinden sonra Suriye'deki yeni durumdan memnun, ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'a şiddetli darbeler indirmeye de devam ediyor.

İronik olan, bu anlaşmalarda varsayılan başarının sadece statükoyu kabul etme ve “hakkın gücünden güç ile dayatılan hakka geçiş”ten ibaret olmasıdır.

Pascal De Sutter “Bizi Yönetenler” kitabında şöyle der: “En çılgın insanlara, kibirli ve yalancılara oy veriyoruz, çünkü hataları bize kendimiz hakkında güven veriyor. Bu yüzden bizim gibi olanlara oy veriyoruz.” ABD de bu konuda ilk değil, aksine listenin sonunda.

*Bu analiz Şarkul Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.