ABD Savunma Bakanı'nın üst düzey yardımcısı görevinden ayrıldı

Virginia'daki Pentagon (AP)
Virginia'daki Pentagon (AP)
TT

ABD Savunma Bakanı'nın üst düzey yardımcısı görevinden ayrıldı

Virginia'daki Pentagon (AP)
Virginia'daki Pentagon (AP)

Üst düzey bir bakanlık yetkilisi dün yaptığı açıklamada, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in en üst düzey yardımcısının görevinden ayrılacağını duyurdu.

Yetkili, “Joe Casper özel bir hükümet çalışanı olarak Başkan (Donald) Trump'a hizmet etmeye devam edecek ve Savunma Bakanlığı'nda özel projelerde görev alacak” dedi. “Bakan Hegseth, Önce Amerika gündemini ilerletmek için yaptığı çalışmalar için kendisine minnettar” diye ekledi.

Casper ile aralarında çıkan çatışmaya dair haberlerin ardından yapılan sızıntı soruşturması kapsamında geçen hafta üç üst düzey yetkilinin görevden alınmasının ardından, Pentagon'da bu, üst düzeydeki son ayrılık oldu. Eski danışmanlar Darren Selnick, Dan Caldwell ve Colin Carroll, pazar günü yaptıkları açıklamada, Pentagon yetkililerinin "temelsiz saldırılarla itibarlarını zedeledikleri" yorumunda bulundular.

Bir sosyal medya ağında yapılan ortak açıklamada “Bugüne kadar neden soruşturma altında olduğumuz, soruşturmanın devam edip etmediği ve sızıntılarla ilgili bir soruşturma olup olmadığı bize henüz söylenmedi” denildi. Pazar günü de Hegseth'in eski Pentagon sözcüsü John Ullyot, “Pentagon'da tam bir kaos ayı” olarak tanımladığı sert bir köşe yazısı yayınladı. Ullyot,, “Başkan Donald Trump üst düzey personelini sorumlu tutmaya alışkındır, bu nedenle Savunma Bakanı Pete Hegseth'in uzun süre görevde kalmasını beklemek zor” diye yazdı.

Bu gelişme, Hegseth'in ABD'nin Yemen'e yönelik saldırılarını Signal uygulaması üzerinden eşi, kardeşi ve avukatının yanı sıra “kişisel ve profesyonel çevresinden yaklaşık on kişiyle” görüştüğünün iddia edildiği yeni bir skandalla karşı karşıya olduğu bir dönemde yaşandı. Trump pazartesi günü, Hegseth'in “harika bir iş çıkardığını” söyleyerek ve haberleri “sadece yalan haber” olarak nitelendirerek savunma bakanına desteğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Savunma Bakanı'nı etkileyen ilk skandal, 15 Mart'ta “Signal” mesajlaşma servisi üzerinden hassas bilgilerin paylaşıldığı ve “The Atlantic” dergisinden bir gazetecinin de yanlışlıkla sohbete dahil edildiği anlaşılan bir konuşmayla ortaya çıkmıştı.



İran-ABD görüşmelerinin üçüncü turu başladı

Arakçi başkanlığındaki İran müzakere heyeti dün gece Muskat'taki İran Büyükelçiliği’nde bir toplantı gerçekleştirdi. (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi başkanlığındaki İran müzakere heyeti dün gece Muskat'taki İran Büyükelçiliği’nde bir toplantı gerçekleştirdi. (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran-ABD görüşmelerinin üçüncü turu başladı

Arakçi başkanlığındaki İran müzakere heyeti dün gece Muskat'taki İran Büyükelçiliği’nde bir toplantı gerçekleştirdi. (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi başkanlığındaki İran müzakere heyeti dün gece Muskat'taki İran Büyükelçiliği’nde bir toplantı gerçekleştirdi. (İran Dışişleri Bakanlığı)

ABD ve İran'dan üst düzey müzakereciler, her iki tarafın da Roma'daki son toplantılarda ilerleme kaydettiğini açıklamasının ardından, Tahran'ın hızlandırılmış nükleer programına ilişkin üçüncü tur görüşmelere bugün Umman'da başladı. ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer bombaya ulaşma yolunu tıkayacak yeni bir anlaşmaya varılacağına olan güvenini dile getirdi.

Umman'ın aracılık ettiği toplantılar, ilki 12 Nisan'da Mskat'tua, ikincisi ise 19 Nisan'da Roma'da olmak üzere daha önce gerçekleştirilen iki tur dolaylı müzakereyi takip ediyor. Bu, ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018 yılında ülkesini İran ile büyük güçler arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekmesinden bu yana iki hasım arasındaki en üst düzey iletişim.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, her iki tarafın da yapıcı olarak nitelendirdiği Roma'daki ikinci turdan bir hafta sonra Ummanlı aracılar vasıtasıyla Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Muskat'ta dolaylı olarak müzakerelerde bulunacak. Olası bir nükleer anlaşmanın çerçevesini çizmeye başlayacak olan uzman düzeyindeki görüşmelerin, iki ana müzakereci arasındaki dolaylı görüşmeden önce başlaması planlanıyor.

Dün Time dergisine verdiği röportajda “İran'la bir anlaşma yapacağımızı düşünüyorum” diyen Trump, diplomasinin başarısız olması halinde Tahran'a karşı askerî harekât tehdidini yineledi. Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre görüşmeler eş zamanlı yapılmayacak; önce teknik görüşmeler yapılacak ve ardından üst düzey müzakerelere geçilecek. 1980'den bu yana diplomatik ilişkileri bulunmayan İran ve ABD, Umman'ın Roma'daki büyükelçisinin konutunda geçen cumartesi günü yapılan görüşmelerin ‘ilerleme’ ile sonuçlandığını açıkladı. Tahran görüşmenin ‘iyi’ geçtiğini bildirdi.

Hem Tahran hem de Washington diplomasiyi sürdürmeye kararlı olduklarını söyleseler de, yirmi yılı aşkın süredir devam eden anlaşmazlık konusunda birbirlerinden çok uzaklar. Şubat ayından bu yana Tahran'a yönelik ‘maksimum baskı’ politikasını yeniden uygulamaya koyan Trump, ilk döneminde 2018 yılında İran ile altı dünya gücü arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekildi ve İran'a yönelik ağır yaptırımları yeniden uygulamaya koydu. Trump, 2020 yılının başlarında İran'ın en üst düzey dış operasyon yetkilisi ve ülkenin en yüksek rütbeli askeri figürü General Kasım Süleymani'yi öldüren bir hava saldırısı emri vermeden önce İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) terör örgütü olarak tanımlanmasını emretti. Diğer yandan İran, 2019'dan bu yana uranyum zenginleştirmeyi ‘önemli ölçüde’ hızlandırmak da dahil olmak üzere nükleer anlaşmanın getirdiği nükleer kısıtlamaları ihlal etti.

Joe Biden yönetimi döneminde Tahran, uranyum saflık oranını önce yüzde 20'ye, sonra yüzde 60'a çıkardı. Bu oran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) silah sınıfı olarak kabul ettiği yüzde 90 seviyesine yakın.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio geçen hafta yaptığı açıklamada, İran'ın bir anlaşma çerçevesinde uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurması ve Buşehr'deki tek faal atom enerjisi santraline yakıt sağlamak için ihtiyaç duyduğu zenginleştirilmiş uranyumu ithal etmesi gerektiğini söyledi. İranlı yetkililere göre Tahran, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer çalışmalarına bazı kısıtlamalar getirilmesini müzakere etmeye istekli, ancak zenginleştirme programına son vermek ya da zenginleştirilmiş uranyum stokunu teslim etmek İran'ın müzakerelerdeki ‘taviz verilemez kırmızı çizgileri’ arasında yer alıyor.

Ayrıca bazı Avrupalı diplomatlar, Avrupa ülkelerinin ABD'li müzakerecilere kapsamlı bir anlaşmanın İran'ın balistik bir füzeye nükleer başlık yerleştirme kapasitesini edinmesini ya da tamamlamasını engelleyecek kısıtlamalar içermesi gerektiğini önerdiklerini söyledi. Tahran, füze programı gibi savunma yeteneklerinin müzakere edilemez olduğunda ısrar ediyor. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan İranlı bir yetkili dün yaptığı açıklamada, Tahran'ın füze programını görüşmelerde daha büyük bir engel olarak gördüğünü söyledi.