Kremlin: Putin dün Ukrayna sınırındaki Kursk bölgesini ziyaret ettihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5145619-kremlin-putin-d%C3%BCn-ukrayna-s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1ndaki-kursk-b%C3%B6lgesini-ziyaret-etti
Kremlin: Putin dün Ukrayna sınırındaki Kursk bölgesini ziyaret etti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Kremlin'den bugün yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün Ukrayna sınırında yer alan ve Rusya'nın nisan ayı sonunda Ukrayna güçlerinden kurtardığı Kursk bölgesini ziyaret ettiği doğrulandı.
Açıklamada, “Vladimir Putin dün Kursk bölgesini ziyaret etti, Vali Vekili Alexander Khinshtein ve gönüllü kuruluşların temsilcileriyle bir araya geldi” denildi.
Geçtiğimiz nisan ayı sonunda Rusya, Ağustos 2024'te Ukrayna güçleri tarafından girilen Kursk bölgesini tamamen geri aldığını duyurdu.
Kremlin'den yapılan açıklamada, Khinshtein’in şu anda Kursk bölgesinde bir ‘mayın temizleme operasyonu’ yürütüldüğünü ve ‘her gün onlarca patlayıcı cihazın temizlendiğini’ söylediği aktarıldı.
Khinshtein ayrıca, ‘burada yaşananların anısını ve bölge sakinlerinin kahramanlıklarını korumak’ amacıyla ‘2024 ve 2025 yıllarında Kursk bölgesinde meydana gelen olaylara’ adanmış bir müze kurulmasını önerdi. Bu fikir Putin tarafından desteklendi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rus devlet kanalı Rossiya-24, Putin ile gönüllülerin büyük bir masanın etrafında oturup çay içtikleri toplantının görüntülerini yayınladı.
Kremlin'den yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı ziyareti sırasında Kursk Nükleer Santrali’nin bulunduğu Kurçatov'da yerel belediye yetkilileriyle de bir araya geldi.
Şarku’l Avsat’ın Rossiya-24’ten aktardığına göre Putin, Kursk Nükleer Santrali-2’nin inşaat alanını da ziyaret etti.
Putin, mart ayı sonunda Kursk bölgesini ziyaret etmiş ve ‘yakın gelecekte’ bölgenin ‘tamamen özgürleştirileceği’ umudunu dile getirmişti.
Umutsuzluk, şok ve kamuoyu eleştirisi... İsrail'de Gazze savaşına yönelik iç öfke artıyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5146066-umutsuzluk-%C5%9Fok-ve-kamuoyu-ele%C5%9Ftirisi-i%CC%87srailde-gazze-sava%C5%9F%C4%B1na-y%C3%B6nelik-i%C3%A7-%C3%B6fke
Umutsuzluk, şok ve kamuoyu eleştirisi... İsrail'de Gazze savaşına yönelik iç öfke artıyor
Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesini talep eden hükümet karşıtı bir protesto sırasında ateş yakıldı. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'ndeki savaş yeni bir şiddet evresine girerken ülke içinde yaygın bir öfkeyle karşı karşıya.
Sol görüşlü bir politikacı ve İsrail ordusunun eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı olan Yair Golan pazartesi günü yaptığı açıklamada, “İsrail aklı başında bir devlet gibi davranmaya geri dönmezse Güney Afrika gibi ülkeler arasında parya olma yolunda ilerliyor” diyerek öfkeye yol açtı.
Golan, İsrail Yayın Kurumu'na verdiği demeçte, “Aklı başında bir devlet sivillere savaş açmaz, çocukları hobi olarak öldürmez ve nüfusu yerinden etmeyi amaçlamaz” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Golan'ı orduya ve İsrail devletine karşı ‘kışkırtıcılık’ yapmakla ve ‘uydurmaları’ tekrarlamakla suçladı.
Ancak dün İsrail eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon daha da ileri giderek X platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Filistinlileri öldürmek bir hobi değil, nihai amacı iktidara tutunmak olan bir hükümet politikasıdır. Bu bizi yıkıma götürüyor.”
Umutsuzluk ve şok
Sadece 19 ay önce, Hamas mensupları sınır tellerini aşarak İsrail'e girdiğinde, İsrail hükümetinin verilerine göre yaklaşık bin 200 kişiyi öldürdüğünde ve 251 kişiyi esir aldığında bu tür açıklamalar imkânsız görünüyordu.
Ancak şimdi Gazze Şeridi harabeye dönmüş durumda, İsrail yeni bir askeri saldırı başlattı ve 11 haftadır Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukayı sona erdirmeyi kabul ettiğini açıklamasına rağmen şu ana kadar çok az yardım ulaştı.
İsrail Kanal 12 televizyonu tarafından kısa süre önce yapılan ankete göre İsraillilerin yüzde 61'i savaşın sona ermesini ve esirlerin geri dönmesini istiyor. Halkın sadece yüzde 25'i çatışmaların genişletilmesinden ve Gazze Şeridi'nin işgal edilmesinden yana.
Eski bir İsrailli esir müzakerecisi olan Gershon Baskin BBC'ye yaptığı açıklamada, Netanyahu'nun halen bir destek tabanı olmasına rağmen, İsrail toplumundaki ruh halinin ‘umutsuzluk, şok ve herhangi bir şeyi değiştirebilme duygusundan yoksunluk’ olduğunu söyledi.
Baskin, “Esir ailelerinin büyük çoğunluğu savaşın sona ermesi ve bir anlaşmaya varılması gerektiğine inanıyor. Küçük bir azınlık ise öncelikli hedefin önce Hamas'ı ortadan kaldırmak, ardından da esirleri kurtarmak olması gerektiğine inanıyor” ifadelerini kullandı.
Savaş karşıtı gösteriler
Geçtiğimiz pazar günü birçoğu ‘Gazze'deki vahşeti durdurun’ yazılı tişörtler giyen ve İsrail hava saldırıları sonucu hayatını kaybeden çocukların fotoğraflarını taşıyan yaklaşık 500 protestocu, İsrail'in yeni saldırısını protesto etmek üzere Sderot kasabasından Gazze sınırına yürüdü.
Göstericilere, İsrail'in Yahudi ve Filistinli vatandaşlarından oluşan küçük ama büyüyen bir savaş karşıtı grup olan Birlikte Duruyoruz (Standing Together) önderlik etti.
Grubun lideri Alon Lee Green, bir yolu kapatmaya çalışırken sekiz kişiyle birlikte gözaltına alındı.
Green BBC'ye şunları söyledi: “Bence İsrail kamuoyunda bir uyanış olduğu açık. Giderek daha fazla insanın açık sözlü bir duruş sergilediğini görebilirsiniz.”
Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesini talep eden gösterilerden (AFP)
Bir başka Birlikte Duruyoruz aktivisti Uri Feltman, savaşa devam etmenin ‘sadece Filistinli sivillere zarar vermekle kalmayıp, esirlerin ve askerlerin hayatını da tehlikeye attığına ve hepimizin hayatını tehdit ettiğine’ dair artan bir inanç gördüğünü söyledi.
Feltman, “Ruh hali değişiyor, rüzgâr ters yönde esmeye başlıyor” dedi.
Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesini talep eden hükümet karşıtı bir protesto sırasında pankart tutan İsrailli protestocular (AFP)
Geçtiğimiz ay, ordunun tüm birimlerinden binlerce İsrailli yedek asker, Netanyahu hükümetini savaşa son vermeye ve Gazze Şeridi’nde kalan esirlerin iadesi için bir anlaşmaya varmaya odaklanmaya çağıran bir bildiri imzaladı.
Uluslararası alanda ise İsrail'in Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısına karşılık verme hakkını sürekli olarak savunan Birleşik Krallık, Fransa ve Kanada liderleri, Gazze Şeridi'ndeki yüksek sivil vefat sayısı ve kıtlık uyarılarına yol açan aylardır süren abluka karşısında duydukları dehşeti dile getirdiler.