Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian



Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin’e rekor seviyede borçlandı

Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
TT

Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin’e rekor seviyede borçlandı

Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi, 2013'te hayata geçirilmişti (Reuters)

Dünyanın en yoksul 75 ülkesi, Çin'e bu yıl toplamda 22 milyar dolar borç ödemek durumunda.

Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Lowy Enstitüsü'nün bugün yayımlanan raporuna göre, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında, gelişmekte olan ülkelerden bu yıl toplam 35 milyar dolarlık borç ödemesi bekleniyor. 

Çalışmada, bu borcun 22 milyar dolarının dünyanın en yoksul 75 ülkesine ait olduğuna dikkat çekiliyor. Borç ödeme baskısının sağlık ve eğitim harcamaları üzerinde olumsuz etkiler yaratacağına da işaret ediliyor.

“Çin, gelişmekte olan dünya için bankacıdan çok borç tahsildarı olacak” denen raporda, Pekin yönetiminin kasıtlı olarak “borç tuzağı” yarattığı savunuluyor. 

Çin’e ödenmesi gereken borcun rekor düzeye çıktığına dikkat çekilen çalışmada, Şi Cinping yönetiminin bunu ABD’ye karşı “siyasi koz” olarak kullanabileceği iddia ediliyor. Bunun, ABD Başkanı Donald Trump’ın yabancı ülkelere yardımda büyük kesintilere gittiği bir dönemde gerçekleştiği vurgulanıyor. 

Diğer yandan Pekin yönetimi, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında ülkelerin kasıtlı olarak borçlandırıldığına dair iddiaları defalarca reddetmişti.

Raporda ayrıca Honduras, Nikaragua, Solomon Adaları, Burkina Faso ve Dominik Cumhuriyeti'ne verilen büyük ölçekli kredilere de dikkat çekiliyor. Bunun, sözkonusu ülkelerin Tayvan’ı desteklemeyi bırakıp yönünü Çin’e çevirmesiyle gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Pekin yönetimi, Pakistan, Kazakistan, Laos ve Moğolistan gibi bazı stratejik ortaklarının yanı sıra Arjantin, Brezilya ve Endonezya gibi kritik mineral ve metal üreticisi ülkeleri de finanse ediyor. 

Öte yandan Çin, Kuşak ve Yol Projesi kapsamında verdiği kredilerin ölçeğini net olarak açıklamıyor. Enstitünün raporunda, tahminlerin Dünya Bankası verilerine dayanarak yapıldığı ve gerçek borçlanma rakamlarının daha yüksek olabileceği ifade ediliyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters