Almanya Başbakanı: Ukrayna'ya gönderilen silahlara kısıtlama yok

 Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün İskandinav zirvesine katılmak üzere Finlandiya'nın Turku kentine geliyor (AFP)
 Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün İskandinav zirvesine katılmak üzere Finlandiya'nın Turku kentine geliyor (AFP)
TT

Almanya Başbakanı: Ukrayna'ya gönderilen silahlara kısıtlama yok

 Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün İskandinav zirvesine katılmak üzere Finlandiya'nın Turku kentine geliyor (AFP)
 Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün İskandinav zirvesine katılmak üzere Finlandiya'nın Turku kentine geliyor (AFP)

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, dün yaptığı açıklamada, Batı'nın başlıca müttefiklerinin Ukrayna'ya gönderilen silahların miktarına artık herhangi bir kısıtlama getirmediğini doğruladı, ancak bunun gelecekteki sevkiyatlara nasıl yansıyacağı konusunda bilgi vermedi.

Berlin'de kamu televizyonu “WDR”ye verdiği röportajda, "Ukrayna'ya teslim edilen silahların sınırlaması artık yok. Ne İngilizler, ne Fransızlar, ne biz, ne de Amerikalılar. Bu, Ukrayna'nın bundan böyle kendini savunmak için örneğin, Rusya'daki askeri mevzilere saldırabileceği anlamına geliyor... Bu, kısa süre önce istisnai bir durumdu. Artık bunu yapabilir." Ancak yeni Alman Şansölyesi, açıklamalarının Berlin'den Kiev'e yapılacak gelecekteki silah sevkiyatları, özellikle de uzun menzilli Taurus füzelerinin tedariki üzerindeki etkisine ilişkin ayrıntı vermedi.

Ukrayna'nın ikinci büyük askeri yardım sağlayıcısı olan Almanya, Sosyal Demokrat Parti üyesi eski Şansölye Olaf Scholz'un yönetimi altında, Rusya ile gerginliği tırmandırma endişesiyle Kiev'e Taurus füzeleri göndermeyi reddetmişti. Merz, mayıs ayı başında şansölyelik görevine başlamadan önce, Ukrayna'ya 500 kilometreden fazla menzile sahip ve Rus topraklarının derinliklerine hedef alma olanağı tanıyan bu tip füzelerin tedarik edilmesine destek verdiğini açıklamıştı. Ancak o tarihten bu yana daha muğlak bir tutum sergileyerek, Ukrayna'ya göndereceği silahlarla ilgili hem stratejik nedenlerle hem de Moskova'nın bilgi almasını engellemek amacıyla detay vermeyeceğini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Almanya bugüne kadar Ukrayna'ya menzili 70 kilometreyi aşan silah teslim etmedi. Merz, Avrupalı ​​müttefiklerin "Ukrayna'ya askeri desteği sürdürmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya devam edeceklerini" vurguladı.

Rusya ve Ukrayna arasında İstanbul'da yapılan doğrudan görüşmelerde ateşkes sağlanamamasının ardından Alman Şansölye, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in görüşme tekliflerini “zayıflık” olarak gördüğünü belirtti. Merz, “Putin'in görüşme tekliflerini zayıflık olarak gördüğü açık” dedi. “Vatikan'da bir toplantı yapılması önerisi bile Rusya'nın onayını alamazsa, bu savaşın istediğimiz veya hayal ettiğimizden daha uzun süre devam etmesine hazırlıklı olmalıyız” ifadesini kullandı.

Papa XIV. Leo, Moskova ile Kiev arasında Vatikan'ın arabuluculuğunu önerdi. İtalya, Papa'nın Vatikan'ın iki taraf arasında barış görüşmelerine ev sahipliği yapma isteği konusunda kendisine güvence verdiğini söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ve Kiev'in Avrupa müttefikleri de öneriye destek verdi. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, cuma günü yaptığı açıklamada, Vatikan'ın Ukrayna ile barış görüşmeleri için olası bir yer olabileceğine dair şüphelerini dile getirdi.

Merz, Kiev'in Batılı müttefiklerinin son haftalarda Rusya ile Ukrayna arasında müzakerelerin başlaması için çabalarını yoğunlaştırdığını vurguladı. Merz, “Son üç haftanın ardından, kimse bizi mevcut tüm diplomatik yolları tüketmediğimiz için ciddi bir şekilde suçlayamaz” dedi.



Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
TT

Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)

İnci Mecdi

Almanya ve Avrupa'nın önde gelen akademisyenleri, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’de yaşanan siyasi değişimler ve bunun NATO'nun güvenilirliği açısından doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunarak Avrupalıları NATO'suz bir geleceği düşünmeye çağırdı. Almanya'nın önde gelen dört barış ve çatışma araştırma enstitüsü tarafından hazırlanan ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren yıllık rapor, ‘Barışı Kim Kurtaracak?’ başlığı taşıyordu. Araştırmacılar raporda geleceğe dair karamsar bir tablo çizerken 1987 yılından bu yana bir barış raporunun bu kadar karamsar olduğu pek görülmemişti. 2025 Barış Raporu, Avrupa'nın barış hedefini desteklemeye devam ederken kendi güvenliği ve savunması için sorumluluk alması gerektiğinin altını çiziyor.

Almanca olarak yayınlanan ve Alman Yayın Kurumu (Deutsche Welle/DW) tarafından İngilizce olarak alıntılanan raporun giriş bölümünde Ukrayna, Gazze ve Sudan'da savaşların sürdüğü, 122 milyondan fazla insanın evlerinden edildiği ve dünya genelinde başka birçok şiddetli çatışmanın yaşandığı belirtildi. Rapora göre Atlantik'in diğer yakasında Başkan Trump, ülkesini otoriter bir devlete dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda dış politikasında kurallara uymak ve iş birliği yapmak yerine güç politikalarını tercih ediyor.

Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ortaklığın sonu

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre araştırmacılar, ABD Başkanı ve “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" (Make America Great Again - MAGA) hareketinin dünyanın en eski demokrasisini otoriter bir rejime dönüştürmeyi ‘kısa sürede ve çok az dirençle başardığını’ vurgularken uluslararası düzeyde ise ‘liberal kurumları ve kazanımları yok etmeyi’ teşvik ettiği ve ‘otoriter liderler ve diktatörlerle yakın ilişkiler kurarak liberal demokrasilerde aşırı sağcı popülist hareketleri’ desteklediğini belirtti.

Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nden Christopher Daase, Berlin'de raporun sunumu sırasında yaptığı açıklamada, son yıllarda analizlerinin Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına ve Avrupa barış ve güvenlik sistemini kasıtlı olarak tahrip etmesine odaklandığını, ancak o zamandan bu yana güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini söyledi. ABD'nin ‘başka bir istikrarsızlık kaynağı haline geldiğini’ söyleyen Daase, ‘otoriterliğin bulaşıcı hale gelme’ riski bulunduğunu da sözlerine ekledi. Daase, Avrupa'da uluslararası yargının zayıflatılması, akademik araştırma özgürlüğünün sorgulanması ve dini kurumlar gibi toplumsal aktörlerin bağımsızlığına müdahale girişimleri başta olmak üzere endişe verici işaretlere dikkati çekti.

2025 Barış Raporu, Avrupa ve ABD arasındaki ‘bildiğimiz’ transatlantik ortaklığın ‘bittiği’ tespitinde bulunuyor. Bu durumun askeri iş birliği için de geçerli olduğuna işaret eden araştırmacılar, “NATO'nun ortak savunma taahhüdünün güvenilirliği sarsıldı. ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece Ukrayna'yı değil, Avrupa'nın çıkarlarını da tehdit ediyor” ifadelerini kullandılar. Daase, “Sorun şu anda NATO'nun temel değerleri çoktan çökmüş olmasına rağmen NATO olmadan hiçbir şey yapılamadığı için kimsenin NATO'nun sonuna geldiğini açıkça konuşmak istememesi” yorumunda bulundu. ‘NATO'yu aşmaya çalışıyoruz” diyen Daase, NATO'nun mümkün olan her yerde onunla birlikte çalışmaya devam etmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Raporda Alman hükümetine ‘şeffaf ve aşamalı bir planla Avrupa savunma yapılarının geliştirilmesi ve entegrasyonu’ tavsiye edildi.

İsrail'e silah ihracatının durdurulması

Rapora katkı sağlayan araştırmacılar, uluslararası hukukun tüm dünyada erozyona uğraması, özellikle de sivillerin hedef alındığı, hastanelerin ve okulların kasten bombalandığı ve insani yardımların engellendiği ya da siyasi olarak istismar edildiği ‘savaşta insanlıktan çıkma’ sürecinin yaşandığını belirtirken bu duruma dair ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu durum özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta ve Gazze'deki savaşta açıkça görülüyor. Ayrıca savaşın 53 binden fazla insanın ölümüne ve bölgenin büyük ölçüde yıkıma uğramasına neden olduğu Gazze Şeridi’ndeki durumdan duydukları dehşeti dile getiren araştırmacılar, İsrail’e Gazze ve Batı Şeria'da kullanabileceği tüm silah sevkiyatlarının ‘acilen durdurulması’ çağrısında bulundular. Raporda İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ‘açıkça ihlal ettiği’ ve ‘meşru müdafaa sınırlarını aştığı’ vurgulandı. Raporda Alman hükümetine uluslararası hukuka saygı göstermesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya'ya davet etmemesi çağrısında bulunuldu.