Trump, Jean Carroll davasında tecavüz ve hakaretten sonra zarardan da sorumlu tutuldu

ABD’de federal yargıç, daha önce “E. Jean Carroll” adlı kadına tecavüz ve hakaretle suçlandığı ve tazminat ödemeye mahkum edildiği yargılamanın devamı kapsamındaki "zarar tazminatı" davasında Eski ABD Başkanı Donald Trump’ı tekrar sorumlu buldu

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
TT

Trump, Jean Carroll davasında tecavüz ve hakaretten sonra zarardan da sorumlu tutuldu

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)

Manhattan’da bölge mahkemesi yargıcı Lewis Kaplan, Caroll tarafından açılan yeni davada jürinin sadece Trump’ın ne kadar tazminat ödeyeceğine karar vereceğini belirtti.

Kaplan, jürinin, bu sene başında Trump’ı tecavüz ve hakaret davasında suçlu bulduğu kararının devam ettiğini, tazminat miktarının belirleneceği duruşmaların 15 Ocak 2024’te başlayacağını kaydetti.

Carroll, mayısta Trump'ın tecavüz ve hakaretten suçlu bulunmasının ardından kazandığı 5 milyon dolar tazminata ek olarak 10 milyon dolar daha “zarar” tazminatı talep ediyor.

Eski başkan Trump, magazin dergisi yazarı 79 yaşındaki Carroll tarafından açılan “tecavüz ve hakaret” davasında mayıs ayında iki hafta süren duruşmalar sonucunda jüri tarafından suçlu bulunmuştu.

Jüri, Trump’ın, Carroll’a cinsel taciz ve darptan 2 milyon, karalamadan 3 milyon dolar olmak üzere toplam 5 milyon dolar zarar tazminatı ödemesi gerektiğini bildirmişti.

İlk hukuk zaferinin ardından Carroll, Trump'a yönelik ikinci bir 'zarar tazminatı' davası açarken, Trump'ın Carroll'a açtığı karşı hakaret davası ise 8 Ağustos'ta hakim tarafından kabul edilmemişti.

Carroll, Trump'ın 1996 ilkbaharında New York'taki Bergdorf Goodman adlı mağazanın giyinme odasında kendisine tecavüz ettiğini 2019'da açıklamış, Trump ise iddiaları reddetmişti.



Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)
TT

Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)

Hunter Biden’in avukatı Abbe Lowell, ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi tarafından gönderilen celbe verdikleri yanıtı açıkladı.

Komite başkanı Kentucky’nin Cumhuriyetçi milletvekili James Comer’a hitaben yazdığı 3 sayfalık mektupta Lowell, Hunter Biden’in komitenin çağrısını kabul ettiğini kaydetti.

Lowell, "Buna göre, müvekkilim sizin veya meslektaşlarınızın sorabileceği her türlü ilgili soruyu yanıtlamayı kabul ediyor ancak bu kapalı bir oturum yerine halka açık olarak yapılmalıdır." şartını dile getirdi.

Kamuya açık bir davanın daha şeffaf olacağını ifade eden Lowell, "İfade veya röportaj talep ettiğiniz tüm kişilerden öğreneceğiniz tek şey, suçlamalarınızın temelsiz olduğudur. Ancak Amerikan halkının bunu kendi gözleriyle görmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

“Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez"

Komite Başkanı Comer, Hunter Biden’ın avukatının mektubuna binaen yaptığı yazılı açıklamada ise Biden'ın halka açık oturumda ifade vermesine sıcak bakmadığını belirtti.

Comer, “Hunter Biden herkesin uyması gereken kurallar yerine kendi kurallarına göre oynamaya çalışıyor. Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez." ifadesini paylaştı.

Komitenin, Hunter Biden’n 13 Aralık’ta kapalı oturumda ifade vermesini beklediğini hatırlatan Comer, "Hunter Biden halka açık bir ortamda ifade verme fırsatına ileri bir tarihte sahip olmalı." diye yazdı.

Komitenin Demokrat üyelerinden Maryland milletvekili Jamie Raskın de Comer’in açıklamasına tepki göstererek, “Şunu netleştirelim; on ay boyunca Hunter Biden hakkında sızlandıktan ve kanıtlanmamış büyük bir aile komplosuna değindikten ve de ona ifade vermesi için mahkeme celbi gönderdikten sonra, Başkan Comer ve Cumhuriyetçiler şimdi onun halka açık oturumda ifade vermesini reddediyor.” şeklinde eleştiride bulundu.

Hunter Biden’a gönderilen mahkeme celbi

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi, 8 Kasım’da ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden ve kardeşi James Biden’ı, özellikle "deniz aşırı ülkelerdeki iş ilişkilerinde siyasi nüfuz kullandıkları" iddialarına ilişkin kapalı oturumda ifade vermeye çağırmıştı.

ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi Başkanı James Comer, yaptığı açıklamada, Biden ailesinin, ortaklarının ve şirketlerinin, siyasi nüfuz kullanılan ticaretten 24 milyon dolardan fazla para aldıklarını öne sürmüştü.

Comer, James Biden'in 6 Aralık'ta, Hunter Biden'ın da 13 Aralık'ta Komite önünde yeminli ifade vermesine karar verildiğini açıklamıştı.

Biden ailesine yönelik soruşturma

Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, 12 Eylül'de Biden'ın Başkan Yardımcılığı döneminde görevini suiistimal ettiğini ve bu vesileyle oğlu Hunter Biden'in babasının görevini iş ilişkilerinde imtiyaz elde etmek için kullandığını iddia etmişti.

Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçiler, Başkan Biden'ın aile üyelerinin yurt içi ve dışı iş anlaşmalarından haberdar olduğuna ve bu anlaşmalarda rol oynadığına dair kanıtlar bulduklarını öne sürerek Biden'ın görevden azledilmesi için soruşturma başlatmıştı.

Gözetim Komitesinin ilk azil oturumunda tanıklar ve bazı Cumhuriyetçiler, Başkan'ın herhangi bir suç işleyip işlemediğini belirlemek için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğunu kaydetmişti.


ABD'de vurulan Filistinli öğrencinin Batı Şeria'daki şiddet olaylarından kaçtığı ortaya çıktı

(AA)
(AA)
TT

ABD'de vurulan Filistinli öğrencinin Batı Şeria'daki şiddet olaylarından kaçtığı ortaya çıktı

(AA)
(AA)

Saldırının gerçekleştiği Burlington şehrinin Belediye Başkanı Miro Weinberger ile saldırıda yaralanan Hişam Awartani'nin amcası Rich Price ve Kinan Abdalhamid'in amcası Radi Tamimi, basın toplantısında konuştu.

Tamimi, yeğeninin ABD'de daha güvende olacağını düşündüğünü ve bu yüzden işgal altındaki Batı Şeria'daki şiddet olaylarından kaçarak ABD'ye taşındığını belirterek "Biz her zaman onun güvenliği açısından Batı Şeria'da yaşamanın daha büyük bir risk oluşturabileceğini ve onu buraya göndermenin doğru bir karar olacağını düşündük." dedi.

Saldırıya tepki gösteren Tamimi, bunun, rastgele bir eylem olduğuna inanmakta güçlük çektiklerini söyledi.

"Saldırı, nefretin seviyesini gösteriyor"

Awartani'nin amcası Price, "Şükran Günü'nde böyle bir şeyin yaşanması, bu ülkenin bazı bölgelerinde var olan nefretin seviyesini gösteriyor." şeklinde konuştu.

Price, 3 gencin Arap oldukları ve Filistin mücadelesinin sembolü haline gelen siyah beyaz renklerdeki kefiye veya puşi adıyla bilinen örtüyü taktıkları için hedef alındığını ifade etti.

Belediye Başkanı Weinberger ise saldırıyı, "kent tarihindeki en şok edici ve rahatsız edici olaylardan biri" olarak nitelendirdi.

ABD'nin Vermont eyaletinde, 25 Kasım'da Filistin kökenli 3 öğrenciye silahlı saldırı düzenlenmişti.

Polis, soruşturmaların ardından 48 yaşındaki Jason J. Eaton adlı şüphelinin gözaltına alındığını duyurmuştu.


Beyaz Saray: Biden, ABD'de 3 Filistinli öğrenciye yapılan silahlı saldırı karşısında dehşete düştü

(AA)
(AA)
TT

Beyaz Saray: Biden, ABD'de 3 Filistinli öğrenciye yapılan silahlı saldırı karşısında dehşete düştü

(AA)
(AA)

Beyaz Saray basın sözcüsü Karine Jean-Pierre, günlük basın toplantısında, Vermont'ın Burlington şehrinde 3 Filistinli üniversite öğrencisine yönelik saldırıyı değerlendirdi.

Jean-Pierre, Biden'ın silahlı saldırıyı öğrenince "dehşete düştüğünü" dile getirerek, "Başkan, devam eden soruşturmayla ilgili ekibinden güncellemeler almaya devam ediyor." diye konuştu.

Başkan, eşi ve Beyaz Saray'daki herkesin, ülke genelindeki ABD'lilerle birlikte 3 gencin tamamen iyileşmesi için dua ettiğini söyleyen Sözcü, 3 öğrencinin "hastane odasında değil, sınıf arkadaşlarıyla birlikte okula dönmesi" gerektiğini söyledi.

Jean-Pierre, soruşturmayla ilgili daha fazla bilgi beklediklerini kaydederek, "Amerika'da şiddete veya nefrete kesinlikle yer olmadığını biliyoruz. Hiç kimse günlük yaşamını sürdürürken hedef alınma endişesi taşımasın." diye konuştu.

Hişam Awartani, Kinan Abdalhamid, ve Tahsin Ahmad adlı her biri 20 yaşındaki 3 Filistinli öğrenci, 25 Kasım'da Vermont'un Burlington şehrinde bir akraba ziyaretinden dönerken yolda silahlı saldırıya uğramıştı.

Hastaneye kaldırılan 3 gençten birinin "çok daha ciddi yaralanmalara" maruz kaldığı belirtilirken, diğer ikisinin ise durumunun stabil olduğu açıklanmıştı.

Burlington polisi, soruşturmalar sonucunda 48 yaşındaki Jason J. Eaton adlı şüphelinin gözaltına alındığını duyurmuştu.

Burlington Polis Şefi Jon Murad, konuyla ilgili basın toplantısında, "Üç genç adam sebepsiz ve korkunç bir suçun kurbanı oldu ve hayatları sonsuza dek değişti. Özellikle biri ömür boyu sürebilecek yaralanmalarla iyileşmek için büyük bir mücadele veriyor." ifadelerini kullanmıştı.

Kurbanların aileleri yetkililerden saldırının nefret suçu olarak soruşturulmasını isterken, Burlington'daki Bölge Savcısı Sarah George, müfettişlerin henüz nefret suçunu doğrulayacak deliller ortaya çıkarmadıklarını kaydetmiş ancak "bunun nefret dolu bir eylem olduğuna şüphe yok" ifadesini kullanmıştı.

ABD Adalet Bakanı Merrick Garland da Adalet Bakanlığının saldırının nefret suçu olup olmadığını belirlemek için ayrı bir soruşturma yürüttüğünü açıklamıştı.


ABD'li milletvekili Santos, Kongre'de "ahlaksız geçmişe sahip kişiler" bulunduğunu iddia etti

Cumhuriyetçi Kongre Üyesi George Santos (AA)
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi George Santos (AA)
TT

ABD'li milletvekili Santos, Kongre'de "ahlaksız geçmişe sahip kişiler" bulunduğunu iddia etti

Cumhuriyetçi Kongre Üyesi George Santos (AA)
Cumhuriyetçi Kongre Üyesi George Santos (AA)

Santos, sosyal medya üzerinden katıldığı bir programda hakkındaki iddialar için Temsilciler Meclisi Etik Komitesine ve Kongre'deki meslektaşlarına yüklendi.

Temsilciler Meclisi Etik Komitesinin, Kongre'deki diğer üyeleri görmezden gelerek kendisi "farklı" olduğu için hakkında soruşturma başlattığını ileri süren Santos, "ABD Kongresi saflarında her türlü ahlaksız geçmişe sahip insanlarla birlikte birçok suçlu var." ifadesini kullandı.

Santos, bazı Kongre üyelerinin lobicilerle etik olmayan ilişkiler kurduğunu ve sarhoş halde oy kullandığını da ileri sürerek "Her gece bir sonraki lobicilerle sarhoş olmayı daha fazla önemseyen ve hiçbirimiz neler olup bittiğini bilmiyormuş gibi davranıp Amerikan halkını satan meslektaşlarım var." dedi.

Temsilciler Meclisinden ihraç edilmesi için yapılması beklenen oylama hakkında da Santos, "Bu ihraç kararı meclise geldiğinde ihraç edileceğimi biliyorum." diye konuştu.


Hastaneler Trump'ın "tırmanılamaz" sınır duvarından düşen göçmenlerle doldu

10 Mayıs 2023'de havadan çekilen bir görüntüde, Teksas, El Paso'daki ABD-Meksika sınırında Rio Grande nehrini geçtikten sonra ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) Sınır Devriyesi ekibine göç ve iltica talebiyle teslim olmak için sınır duvarı boyunca bekleyen göçmenler görülüyor (AFP)
10 Mayıs 2023'de havadan çekilen bir görüntüde, Teksas, El Paso'daki ABD-Meksika sınırında Rio Grande nehrini geçtikten sonra ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) Sınır Devriyesi ekibine göç ve iltica talebiyle teslim olmak için sınır duvarı boyunca bekleyen göçmenler görülüyor (AFP)
TT

Hastaneler Trump'ın "tırmanılamaz" sınır duvarından düşen göçmenlerle doldu

10 Mayıs 2023'de havadan çekilen bir görüntüde, Teksas, El Paso'daki ABD-Meksika sınırında Rio Grande nehrini geçtikten sonra ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) Sınır Devriyesi ekibine göç ve iltica talebiyle teslim olmak için sınır duvarı boyunca bekleyen göçmenler görülüyor (AFP)
10 Mayıs 2023'de havadan çekilen bir görüntüde, Teksas, El Paso'daki ABD-Meksika sınırında Rio Grande nehrini geçtikten sonra ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) Sınır Devriyesi ekibine göç ve iltica talebiyle teslim olmak için sınır duvarı boyunca bekleyen göçmenler görülüyor (AFP)

Sağlık yetkililerine göre Donald Trump'ın yaklaşık 9 metre yüksekliğindeki sınır duvarına tırmanmaya çalışan yüzlerce göçmen, duvar yüzünden caymak şöyle dursun, duvardan düşerek ciddi şekilde yaralandı.

USA Today'in haberine göre, Teksas ve Kaliforniya'da eyaletlerinde yer alan sınır şehirleri El Paso ve San Diego'daki hastanelere, duvara tırmanmaya çalışırken gerçekleşen yaralanmalar nedeniyle günde bir kişi geliyor.

Haberde, yaralanmalar arasında ayak bilekleri, ayaklar, bacak kemikleri ve daha ciddi omurga ve kafatası yaralanmalarının yer aldığı belirtildi.

Yaralanmalar üzerinde uzmanlaşmış olan Dr. Susan McLean gazeteye yaptığı açıklamada, düşmelerin genel nüfusta Kovid-19'dan daha yüksek bir ölüm oranı taşıdığını söyledi. 2023 mali yılında sınırda yaklaşık 148 kişi hayatını kaybetti.

Kaliforniya Üniversitesi San Diego Tıp Merkezi yetkilileri gazeteye yaptıkları açıklamada geçen yıl sınırda düşme sonucu yaralanan 345 hastanın kendilerine başvurduğunu söyledi.

El Paso Üniversitesi Tıp Merkezi, geçen yıl 9 hastanın benzer düşmeler sonucu hayatını kaybettiğini, 326 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Her şeye rağmen hem Biden yönetimi hem de devlet kurumları bariyeri genişletiyor. Güney Teksas'ta yaklaşık 112 kilometrelik çit bu yıl kurulacak, San Diego'da da yaklaşık 5 metrelik bir çit hemen hemen 9 metrelik bir çitle değiştirilecek.

Daha önce Biden, bu yapıyı genişletmeye devam etmekten başka çareleri olmadığını söylemişti.

ABD Başkanı ekimde, "Para sınır duvarı için tahsis edilmişti" demişti.

Yeniden tahsis etmelerini sağlamaya çalıştım. Onlar yapmadılar. Bu arada, kanunen parayı tahsis edildiği amaç için kullanmaktan başka yapılacak bir şey yok.

Gazeteye göre, duvara tırmanırken yaralanan kadınlar derme çatma bir ip merdiven ve plastik boru kullanarak yapıya tırmanmaya çalışmış.

Trump 2019'da, duvarı ABD'li vergi mükelleflerine tanıtırken, bariyerin tasarımının onu tırmanılamaz hale getireceğiyle övünmüş ve duvardan "dünya standartlarında bir güvenlik sistemi" diye bahsetmişti.

Nihayetinde yapının inşası için 15 milyar dolar harcamıştı.

Independent Türkçe


Biden, 81. doğum gününü kutlarken Trump doktor raporu paylaştı

(Reuters)
(Reuters)
TT

Biden, 81. doğum gününü kutlarken Trump doktor raporu paylaştı

(Reuters)
(Reuters)

Hem kendisi hem de 2024'teki olası rakibi Joe Biden, Beyaz Saray için yaş ve zihinsel uygunluklarıyla ilgili süregelen sorularla karşı karşıya kalırken Donald Trump, sağlık durumunun "mükemmel" olduğunu gösteren bir notu pazartesi günü sosyal medyada paylaştı.

Eski başkanın doktoru Bruce Aronwald, Trump'ın Truth Social'da paylaştığı bir mektupta "Başkan Trump'ın sağlığının mükemmel olduğunu bildirmekten memnuniyet duyuyorum" diye yazdı. 

Fiziksel muayene sonuçları normal sınırlar içindeydi ve bilişsel muayene sonuçları olağanüstüydü.

Mektupta Trump'ın bazı testlerde muhtemelen "kilo vermesi" nedeniyle daha iyi sonuçlar aldığı da belirtiliyordu.

Doktor, "Başkan Trump, yoğun bir programı sürdürürken, daha iyi bir beslenme düzeni ve günlük fiziksel aktiviteye devam ederek kilo verdi" dedi.

Açıklama, Biden'ın 81 yaşına girdiği gün geldi. Biden, 2020'de göreve geldiğinde, selefinin rekorunu kırarak ABD tarihinin en yaşlı başkanı olmuştu.

Hem Trump hem de Biden, yaşları nedeniyle bazen birbirlerinin, bazen de partilerinin üyelerinin saldırılara maruz kalıyor.

Ekimdeki bir etkinlikte, muhafazakarların Başkan'a saldırırken sık kullandığı bir söylemi yineleyen Trump, Biden'ın "iki kelimeyi bir araya getiremediğini ve nükleer savaştan sorumlu olduğunu" iddia etmişti

Ayrıca Biden'ın son zamanlarda çeşitli başkanlık görevlerinde düşmesiyle de dalga geçmişti.

Bir etkinlikte, "Orada bir merdiven görüyorum, orada bir merdiven görüyorum. Eğer mecbur kalsaydım, bu ön taraftaki şeyden atlardım - bunu yapabilirdik, yaklaşık 1 metre" demişti.

Trump da benzer tondaki eleştirilerle karşı karşıya kalıyor.

Florida Valisi Ron DeSantis'in kampanyasında, eski başkanın çeşitli gaflarını listelemek için bir "kaza izleyici" bile başlatıldı.

DeSantis önceki haftalarda New Hampshire'a yaptığı bir ziyaret sırasında gazetecilere "Bu 2015 ve 2016'dan farklı bir Donald Trump, eski gücünü kaybetti" dedi.

Eski BM Büyükelçisi Nikki Haley ise 75 yaşın üzerindeki siyasetçiler için zihinsel yeterlilik testleri yapılması çağrısında bulunuyor.

The Independent'ın haberine göre, geniş bir seçmen kitlesi Biden'ın yaşı ve yeniden seçim kampanyası hakkında şüphelere sahip.

Amerikalıların tahminen yüzde 77'si onun yeniden adaylık için çok yaşlı olduğunu düşünüyor.

Biden'ın son sağlık kontrolünde genel sağlığının iyi olduğu ancak kan basıncının hafifçe yükseldiği ve "kasılarak" yürüdüğü belirtildi.

Bazı eleştirmenler, son 30 yıldır Baby Boomer kuşağının (II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan bebek patlamasını kapsayan 1946'dan 1964'e kadar doğanlar -ed.n.) Beyaz Saray'daki siyasi hakimiyetinin siyasi önceliklerin daralmasına yol açtığını savunuyor.

Generation Gap: Why the Baby Boomers Still Dominate American Politics and Culture (Kuşak Farkı: Amerikan Siyaset ve Kültürüne Neden Hâlâ Baby Boomerlar Hakim)  kitabının yazarı Kevin Munger önceki aylarda The Independent'a konuşmuştu. 

28 yıl üst üste boomer başkanlığı gördük. Bu seriye sadece teknik açıdan boomerlık için iki yıl fazla yaşlı olan Joe Biden son verdi. Bu tek bir kuşak için eşi benzeri görülmemiş bir durum.

Prof Munger, "Genç kuşaklar için önemli olan konular hiç gündeme gelmiyor" diye eklemişti.

Independent Türkçe


Wisconsin Kongre Binası önünde yürüyen Neo-Naziler büyük tepki çekti

(AP)
(AP)
TT

Wisconsin Kongre Binası önünde yürüyen Neo-Naziler büyük tepki çekti

(AP)
(AP)

Yahudi düşmanlığı endişe verici bir yükseliş gösterirken Wisconsin Eyaleti Kongre Binası önünde cumartesi günü yapılan Neo-Nazi yürüyüşü, eyalette ve ABD'de geniş çaplı öfkeye yol açtı.

Madison Polis Departmanı, yaklaşık 20 kişilik grubun Nazi bayrakları taşıdığını açıkladı. Yetkililer, göstericilerin göründüğü kadarıyla herhangi bir silah taşımadığını da ekledi.

Protestonun sosyal medyadaki videolarında, hepsi erkek olan yürüyüşçülerin gamalı haç desenli bayraklar taşıdığı, Nazi selamı verdiği ve "Kan dökülecek" sloganları attığı görülüyor. Bütün göstericiler, arkasında "Blood Tribe" yazan kırmızı tişörtler giyiyordu.

Wisconsin Valisi Tony Evers cumartesi günü yaptığı yazılı açıklamada gösteriyi kınadı:

Neo-Nazilerin sokaklarımızda, mahallelerimizde ve Eyalet Kongre Binamızın gölgesinde yürüyüş yaparak rahatsız edici, nefret dolu mesajlarını yaydığını görmek gerçekten tiksindirici.

Vali Evers, "Açık konuşalım: Neo-Nazilerin, Yahudi düşmanlığının ve beyaz üstünlükçülüğünün Wisconsin'de yeri yok. Bu söylemi ve nefreti kabul etmeyeceğiz ve normalleştirmeyeceğiz" diye devam etti. Bu ideolojileri "mide bulandırıcı ve iğrenç" diye nitelendiren Vali, "eyaletteki varlıklarını mümkün olan en güçlü ifadelerle" kınadı.

Wisconsin'in Demokrat Senatörü Tammy Baldwin ise "Bunun Wisconsin'de yeri yok" diye yazdı. Baldwin, "Yahudi düşmanlığında rahatsız edici bir fırlama gördüğümüz bir dönemde, bu nefreti hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kınamak her zamankinden daha önemli" diye ekledi.

Madison'ın Demokrat Partili Temsilciler Meclisi Üyesi Mark Pocan da "Nefretin burada yeri yok" dedi.

Bu aşağılık aşırılıkçılar Madison, Wisconsin ya da Birleşik Devletler halkı adına konuşamaz. Yahudi düşmanlığının bu aleni gösterisini şiddetle kınıyorum. Toplumumuz bu tür bağnazlıkların karşısında kararlılıkla duruyor.

İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (Anti-Defamation League/ADL), "Blood Tribe"ı tamamen erkeklerden (kadın üyelere izin vermiyorlar) ve "koyu" beyaz üstünlükçülerden meydana gelen bir örgüt olarak tanımlıyor.

ADL Ortabatı Bölgesel Direktörü David Goldenberg yaptığı açıklamada "Neo-Nazilerin bugün bir sinagogun civarında ve Wisconsin Eyalet Kongre Binası'nın önünde olması içler acısı" dedi. Goldenberg şehir, eyalet ve üniversite liderlerini "Wisconsin'de ve eyalet genelindeki üniversite kampüslerinde Yahudi düşmanlığı ve aşırıcılıkla mücadele etmek için kapsamlı stratejiler geliştirmek üzere atağa geçmeye" çağırdı.

Bu gösteri, 7 Ekim'de Ortadoğu'daki saldırıların başlamasından bu yana ülke genelinde Yahudi düşmanlığında belirgin artış görülmesinin ardından yapıldı. ADL, geçen yıla kıyasla Yahudi düşmanı olayların arttığını kaydediyor. ADL bu yıl 7 Ekim'den 23 Ekim'e kadar Yahudi düşmanı 312 olay belgeledi; geçen yılın aynı döneminde ADL, Yahudi düşmanı 64 olay belgelemişti.

Independent Türkçe


ABD'de "Yahudi ve Müslüman karşıtlığı" şikayetleri üzerine 7 okul hakkında soruşturma başlatıldı

(AA)
(AA)
TT

ABD'de "Yahudi ve Müslüman karşıtlığı" şikayetleri üzerine 7 okul hakkında soruşturma başlatıldı

(AA)
(AA)

ABC News'in haberine göre, Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, soruşturmalardan 5'inin "Yahudi", kalan 2'sinin de "Müslüman karşıtı" olduğu iddia edilen eylemler hakkında olduğu aktarıldı.

Açıklamada, aralarında Cornell Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve Pennsylvania Üniversitesi'nin de bulunduğu 7 okul hakkında, "Yahudi ve Müslüman karşıtlığı" içerdiği iddia edilen eylemlerle ilgili gelen şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

Soruşturmaların, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne saldırılarının başlamasından bu yana bakanlık tarafından başlatılan bu türdeki ilk soruşturmalar olduğu belirtilen açıklamada, soruşturmalar sonucunda okulların yasayı ihlal ettiği tespit edilirse, federal fonlarını kaybedebileceği ya da daha ileri adımlar atılması için ABD Adalet Bakanlığına sevk edilebileceği ifade edildi.

ABD Eğitim Bakanı Miguel Cardona, ABC News'e yaptığı açıklamada, soruşturmaların artmasını beklediğini belirterek, amaçlarının "güvenli öğrenme ortamı yaratmak" olduğunu kaydetti.


Eric Adams soruşturması: FBI, eski THY müdürü Cenk Öcal'ın evine baskın düzenledi

Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
TT

Eric Adams soruşturması: FBI, eski THY müdürü Cenk Öcal'ın evine baskın düzenledi

Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)

ABD'de New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkındaki soruşturma kapsamında FBI'ın, Türk Hava Yolları'nın (THY) eski yöneticilerinden Cenk Öcal'ın evinde arama yaptığı ortaya çıktı.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), FBI'ın Adams'ın seçim kampanyasında bağışlardan sorumlu Brianna Suggs'un evine 2 Kasım'da baskın düzenlediği sırada, ayrı bir ekibin de Öcal'ın evinde arama yaptığını yazdı.

Haberde, Öcal'ın Eylül 2015- Şubat 2022'de THY'nin New York'taki ofisinin genel müdürlüğünü yaptığı ifade edildi. 

THY'nin Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı olarak Ahmet Bolat'ın atanmasının ardından, şirkette gidilen kadro değişikliğinde Öcal'ın görevine de son verilmişti. 

NYT, Adams'ın seçim kampanyası dönemindeki geçiş ekibinde Öcal'ın da yer aldığını yazdı. Eski THY yetkilisinin, hangi yıllarda nasıl bir görev yaptığına dair bilgi paylaşılmadı.

Haberde, Adams'ın Sabah gazetesinin İngilizce yayın yapan internet sitesi Daily Sabah'a 2017'de verdiği söyleşide, "vegan menüsü sebebiyle genellikle THY'yle uçmayı tercih ettiğini" söylediğine de dikkat çekildi. 

2 Kasım'da federal ajanların, Adams'ın uluslararası ilişkilerden sorumlu yardımcısı Rana Abbasova'nın evine de baskın düzenlediği aktarıldı. 

NYT, Azerbaycan doğumlu Abbasova'nın, Adams'ın Brooklyn bölgesinin yöneticiliğini yaptığı 2014-2021 döneminde kendisinin New York'taki Türk ve Azeri topluluğuyla ilişkilerini koordine ettiğini belirtti. Abbasova'ya Brooklyn'deki ofiste özel oda verildiği ve kendisinin söz konusu görevi 2018-2021 döneminde yürüttüğü bilgisi paylaşıldı.

Öcal, Empire State Binası'na çıkma koşusunun ana sponsoru THY adına, Wall Street'teki New York borsasının açılış zilini 2018'de çalmıştı (AA)
Öcal, Empire State Binası'na çıkma koşusunun ana sponsoru THY adına, Wall Street'teki New York borsasının açılış zilini 2018'de çalmıştı (AA)

Suggs'ın evine düzenlenen baskında üç İphone, iki dizüstü bilgisayar ve bazı dosyalara el konmuştu. FBI'ın, Abbasova ve Öcal'ın evindeki aramalarda nelere el konduğuna dair bilgi paylaşmadığı bildirildi. NYT, Öcal ve Abbasova'nın yorum taleplerini reddettiğini de aktardı.

Haberde, 29 Ekim'de Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları kapsamında Adams'ın düzenlediği bayrak törenine Abbasova'nın katıldığına da dikkat çekildi.

NYT, FBI operasyonlarında adı geçen Adams, Suggs, Abbasova ve Öcal hakkında henüz bir hukuki süreç başlatılmadığı bilgisini paylaştı.

Adams'la ilgili soruşturma

FBI, Türkiye yurttaşlarından usulsüz bağış topladığı iddiasıyla 6 Kasım'da Adams'ın üç cep telefonuna ve iki tabletine el koymuştu.

Soruşturmada, Adams'ın seçim kampanyası sürecinde Türk hükümetinden ve ABD'de Türklerin işlettiği firmalardan sahte bağışçılar aracılığıyla para alıp almadığı inceleniyor. 

Adams, 8 Kasım'da yaptığı açıklamada, 2014-2021 döneminde birden fazla kez Türkiye'ye gittiğini ve yatırım çekmek için iş insanlarıyla görüştüğünü söylemişti. Demokrat siyasetçi, ayrıca katıldığı hayır yemeklerinden birinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la da konuştuğunu belirtmişti.

Abbasova, Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında 29 Ekim'de New York'ta düzenlenen etkinlikte Adams'ın yanında görülmüştü (NYC Mayor's Office / YouTube)
Abbasova, Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında 29 Ekim'de New York'ta düzenlenen etkinlikte Adams'ın yanında görülmüştü (NYC Mayor's Office / YouTube)

ABD'nin önde gelen tabloid gazetelerinden New York Post ise 11 Kasım'daki haberinde, FBI'ın Adams'ın Türkiye tarafından Manhattan'da inşa ettirilen Türkevi'nin açılışını hızlandırmaya çalıştığına yönelik yazışmalar tespit ettiğini aktarmıştı.

İddiaya göre, Türkiye'nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür, 5 Eylül 2021'de Adams'a mesaj atarak, Türkevi'nin inşaatının tamamlandığını ancak açılışın yapılabilmesi için itfaiyeden kullanım ruhsatı alınması gerektiğini söylemişti. 

Adams ise bunun üzerine o dönem New York İtfaiyesi'nin başındaki Daniel Nigro'yla iletişime geçmiş, Nigro ise ruhsatın 13 Eylül'de hazır olacağını belirtmişti. 

36 katlı Türkevi, 21 Eylül 2021'de hizmete açılmış, Adams da Aralık 2021'deki seçimleri kazanıp 1 Ocak 2022'de New York Belediye Başkanı olarak göreve başlamıştı.

Independent Türkçe


ABD Federal Havacılık İdaresi, ülkedeki hava trafiği güvenliğinin tehlikede olduğunu açıkladı

(AA)
(AA)
TT

ABD Federal Havacılık İdaresi, ülkedeki hava trafiği güvenliğinin tehlikede olduğunu açıkladı

(AA)
(AA)

Wall Street Journal'ın haberine göre, FAA'nın yayımladığı raporda, ABD'deki hava trafiğinin güvenliği hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Hava trafiği kontrolünü sağlayan eleman eksikliği, sağlanan finansal desteğin yeterli olmadığı aktarılan raporda, hava trafiğini kontrol eden yetkililerin yeterli eğitim alıp almadığını kontrol eden sistemin yetersiz olduğu belirtildi.

Raporda, bu risklerin yanı sıra, hava trafiğinin kontrolü için kullanılan işaret ışıklarına yeni anten bulunamaması gibi eski aletlerin teknolojik olarak yetersiz kalması da hava trafiğini riske atan nedenlerden biri olarak tanımlandı.

FAA raporda, bu sorunlara çözüm olarak, hava trafiği kontrolünde çalışan elemanların daha fazla eğitim görmesi gibi çözümler sundu.