Wisconsin Kongre Binası önünde yürüyen Neo-Naziler büyük tepki çekti

Protestonun sosyal medyadaki videolarında, hepsi erkek olan yürüyüşçülerin gamalı haç desenli bayraklar taşıdığı, Nazi selamı verdiği ve "Kan dökülecek" sloganları attığı görülüyor

(AP)
(AP)
TT

Wisconsin Kongre Binası önünde yürüyen Neo-Naziler büyük tepki çekti

(AP)
(AP)

Yahudi düşmanlığı endişe verici bir yükseliş gösterirken Wisconsin Eyaleti Kongre Binası önünde cumartesi günü yapılan Neo-Nazi yürüyüşü, eyalette ve ABD'de geniş çaplı öfkeye yol açtı.

Madison Polis Departmanı, yaklaşık 20 kişilik grubun Nazi bayrakları taşıdığını açıkladı. Yetkililer, göstericilerin göründüğü kadarıyla herhangi bir silah taşımadığını da ekledi.

Protestonun sosyal medyadaki videolarında, hepsi erkek olan yürüyüşçülerin gamalı haç desenli bayraklar taşıdığı, Nazi selamı verdiği ve "Kan dökülecek" sloganları attığı görülüyor. Bütün göstericiler, arkasında "Blood Tribe" yazan kırmızı tişörtler giyiyordu.

Wisconsin Valisi Tony Evers cumartesi günü yaptığı yazılı açıklamada gösteriyi kınadı:

Neo-Nazilerin sokaklarımızda, mahallelerimizde ve Eyalet Kongre Binamızın gölgesinde yürüyüş yaparak rahatsız edici, nefret dolu mesajlarını yaydığını görmek gerçekten tiksindirici.

Vali Evers, "Açık konuşalım: Neo-Nazilerin, Yahudi düşmanlığının ve beyaz üstünlükçülüğünün Wisconsin'de yeri yok. Bu söylemi ve nefreti kabul etmeyeceğiz ve normalleştirmeyeceğiz" diye devam etti. Bu ideolojileri "mide bulandırıcı ve iğrenç" diye nitelendiren Vali, "eyaletteki varlıklarını mümkün olan en güçlü ifadelerle" kınadı.

Wisconsin'in Demokrat Senatörü Tammy Baldwin ise "Bunun Wisconsin'de yeri yok" diye yazdı. Baldwin, "Yahudi düşmanlığında rahatsız edici bir fırlama gördüğümüz bir dönemde, bu nefreti hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kınamak her zamankinden daha önemli" diye ekledi.

Madison'ın Demokrat Partili Temsilciler Meclisi Üyesi Mark Pocan da "Nefretin burada yeri yok" dedi.

Bu aşağılık aşırılıkçılar Madison, Wisconsin ya da Birleşik Devletler halkı adına konuşamaz. Yahudi düşmanlığının bu aleni gösterisini şiddetle kınıyorum. Toplumumuz bu tür bağnazlıkların karşısında kararlılıkla duruyor.

İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (Anti-Defamation League/ADL), "Blood Tribe"ı tamamen erkeklerden (kadın üyelere izin vermiyorlar) ve "koyu" beyaz üstünlükçülerden meydana gelen bir örgüt olarak tanımlıyor.

ADL Ortabatı Bölgesel Direktörü David Goldenberg yaptığı açıklamada "Neo-Nazilerin bugün bir sinagogun civarında ve Wisconsin Eyalet Kongre Binası'nın önünde olması içler acısı" dedi. Goldenberg şehir, eyalet ve üniversite liderlerini "Wisconsin'de ve eyalet genelindeki üniversite kampüslerinde Yahudi düşmanlığı ve aşırıcılıkla mücadele etmek için kapsamlı stratejiler geliştirmek üzere atağa geçmeye" çağırdı.

Bu gösteri, 7 Ekim'de Ortadoğu'daki saldırıların başlamasından bu yana ülke genelinde Yahudi düşmanlığında belirgin artış görülmesinin ardından yapıldı. ADL, geçen yıla kıyasla Yahudi düşmanı olayların arttığını kaydediyor. ADL bu yıl 7 Ekim'den 23 Ekim'e kadar Yahudi düşmanı 312 olay belgeledi; geçen yılın aynı döneminde ADL, Yahudi düşmanı 64 olay belgelemişti.

Independent Türkçe



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.