ABD'de Cumhuriyetçi başkan aday adayı Haley, Biden ve Trump'a yönelik eleştirilerini artırdı

ABD 2024 başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Partinin aday adaylarından, ABD'nin eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley, son seçim programında Başkan Joe Biden ve eski Başkan Donald Trump'a karşı eleştirilerinin dozunu yükseltti

Nikki Haley (AA)
Nikki Haley (AA)
TT

ABD'de Cumhuriyetçi başkan aday adayı Haley, Biden ve Trump'a yönelik eleştirilerini artırdı

Nikki Haley (AA)
Nikki Haley (AA)

Haley, New Hampshire'da, 23 Ocak'ta yapılacak ön seçimlerin arifesinde, CNN kanalındaki canlı yayında Cumhuriyetçi seçmenin sorularını yanıtladı.

Cumhuriyetçi Partinin tek kadın adayı, Henniker kentindeki seçim programında Trump'ın, kendisini kötülemek için reklam kampanyalarına "milyonlarca dolar" harcadığını iddia etti.

Haley, Trump'la ilgili, "Bu öfke nöbetlerini geçirmesinin nedeni, benim bir şansım olduğunu bilmesi." diye konuştu.

Nikki Haley'in, Iowa'daki ön seçimleri kendisinin önünde tamamlayan diğer Cumhuriyetçi aday adayı Ron DeSantis'i (Florida Valisi) hedef alan bir açıklamada bulunmaması dikkati çekti.

Haley, yaklaşık 1,5 saat süren programda, ülke ekonomisinden sağlık ve vergi sorunlarına, dış politikadan yapay zekaya ve ırkçılığa kadar birçok konuda seçmenlerin sorularına yanıt verdi.

Biden'ın politikalarını ve siyasetten çekilmek istememesini sert dille eleştirdi

New Hampshire anketlerinde oyları Donald Trump'a yakın çıkan Nikki Haley, ABD Başkanı Joe Biden'ın yanlış ekonomi politikaları yüzünden Amerikan halkının geçim sıkıntısı yaşadığını, orta gelirlilerin vergi yükü altında ezildiğini vurguladı.

Ülkedeki evsizlerle ilgili soru üzerine "Evsizlerin yüzde 12 arttığını görüyoruz. Şu anda 650 bin evsiz Amerikalı var. Bunların 35 bini gazilerden oluşuyor. Bu, utanç verici." diyen Haley, "Bu, onların hatası değil. Enflasyonun yükseldiği bir gerçek. Pek çok ailenin sıkıntı çektiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Beyaz Saray'da bir muhasebeciye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum." diyen Cumhuriyetçi siyasetçi, ABD'nin 34 trilyon dolar borcu olduğunu ve ülkenin, faiz ödemeleri için Çin dahil, dışarıdan borç almak zorunda kaldığını kaydetti.

ABD Kongresi'ndeki "yaş sorununa" yine değindi

Cumhuriyetçi aday adayı Nikki Haley, ABD Kongresi'ne seçilenlerin görevde kalmasıyla ilgili "üst limit" sınırlaması olması gerektiğini ve başkan seçilmesi durumunda, bunun için imza toplayacağını söyledi.

Haley, Biden'ın yaşıyla ilgili, "Joe Biden ayrılmayı reddediyor. Ülkemizin iyiliği için 80'li yaşlarındaki tüm bu insanların ne zaman çekip gitmeleri gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Çünkü Joe Biden'ın iki yıl öncesiyle şimdiki halini karşılaştırabilirsiniz. Rusya'nın, Çin'in, İran'ın onu nasıl gördüğü konusunda ne kadar endişelendiğimi biliyorsunuz. Çünkü onlar da bizim gördüklerimizi görüyor." değerlendirmesini yaptı.

Haley, Amerikan halkının seçeneklerinin 80 yaşındaki başkan adaylarından ibaret olması gerekmediğini, "yeni nesil bir lidere ihtiyaç duyulduğunu" belirtti.

Hükümetin dış politikasıyla ilgili hayal kırıklığı yaşadığını belirtti

ABD'nin eski Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Haley, Yemen'deki Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik tacizlerine karşı ABD'nin "yeterince sert" karşılık verememesinden dolayı "hayal kırıklığı" yaşadığını, ABD ordusunun Afganistan'dan çekilme şeklinin de "bir fiyasko" olduğunu söyledi.

Uluslararası politikada İran, Rusya ve Çin'i hedef gösteren Haley, bu 3 ülkenin "demokrasiye ve ABD'ye olan nefretleriyle birbirine bağlı oldukları", onlarla doğru şekilde mücadele etmenin "ABD'yi yeniden güçlü kılacağı" iddiasını dile getirdi.

Kadın siyasetçi Haley, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili de iki devletli çözüm görüşmelerinin tıkanması konusunda Filistin yönetimini suçlu bulduğunu ifade etti.

Nikki Haley, "İsrail zorlu bir mahallede parlak bir nokta. Terörle mücadele söz konusu olduğunda mızrağın ucundalar. İsrail'in hiçbir zaman Amerika'ya ihtiyacı olmadı. Amerika'nın, İsrail'e her zaman ihtiyacı vardı." diye konuştu.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.