Trump 2.0'a karşı son savunma hattı: Nikki Haley ve 91 ağır yasal suçlama

Eski ABD Başkanı, Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığını bir kez daha kazanacak gibi görünüyor. Ancak Haley sürpriz at gibi ortaya çıkıp ABD'nin felaketi önlemesin sağlayabilir mi?

Cumhuriyetçilerin 52 yaşındaki aday adayı Nikki Haley, ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisiydi, dolayısıyla Trump'ın kusurlarını çoğu kişiden daha iyi biliyor (AFP)
Cumhuriyetçilerin 52 yaşındaki aday adayı Nikki Haley, ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisiydi, dolayısıyla Trump'ın kusurlarını çoğu kişiden daha iyi biliyor (AFP)
TT

Trump 2.0'a karşı son savunma hattı: Nikki Haley ve 91 ağır yasal suçlama

Cumhuriyetçilerin 52 yaşındaki aday adayı Nikki Haley, ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisiydi, dolayısıyla Trump'ın kusurlarını çoğu kişiden daha iyi biliyor (AFP)
Cumhuriyetçilerin 52 yaşındaki aday adayı Nikki Haley, ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisiydi, dolayısıyla Trump'ın kusurlarını çoğu kişiden daha iyi biliyor (AFP)

Sean O'Grady

Halihazırda Trump başkanlığının yaratacağı küresel felaketle aramızda duran tek şey Nikki Haley.

Bir aday olarak eksiklikleri çok iyi belgelenen Joe Biden değil. Ve tabii ki Trump'ı utangaç alçakgönüllülük timsali gibi gösteren Ron DeSantis de değil. Hayır. Bu kişi Haley. İşte bu kadar. O ya da Donald. Seçim bu; ve kaos, ateş ve öfke dolu bir başka Trump başkanlığından korkan Amerikalılar, Haley'yi desteklemeyi gerçekten düşünmeli.

Eğer ABD demokrasisinin ve dünyadaki istikrarın bu intikamcı bebek adamın bir saldırısına daha dayanabileceğini düşünüyorsanız, o zaman hiç durmayın ve oyunuzu Maga adayına verin. Eğer Amerika'nın gerçek bir değişimle bu süregelen gerontokrasiden çıkmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız, o zaman Haley'nin aday gösterilmesi için elinizden geleni yapmalısınız. Bunu yapmak Cumhuriyetçi Parti'yi, Amerika'yı ve dünyayı kurtarabilir.

Elbette yabancıların Amerikalılara kendi büyük uluslarının liderliğine dair tavsiye vermesi münasebetsiz ve muhtemelen ters etki yaratacak bir davranış. Kulağa rahatlıkla küçümseyici gelebilir ve eğer bir değişiklik yapıp Amerika'yı ilk sıraya koymak istiyorlarsa, bu onların tercihi.

Yine de bu seçimde tüm dünyanın bir menfaati var ve Trump'ın başkanlığı hepimize zarar verir. Kaldı ki Haley'nin kendisi de diğer pek çok Amerikalı gibi Trump'ın bu göreve uygun olmadığını düşünüyor. ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak Trump'la birlikte çalıştı, dolayısıyla Trump'ın kusurlarını çoğu kişiden daha iyi biliyor.

Şahsen ben, Trump'ın daha geçen ağustosta Tucker Carlson'a verdiği röportajda 6 Ocak 2021 olaylarını konuşurken kendisine iç savaş olmasa bile "açık çatışma" ihtimalinin sorulması üzerine dile getirdiği görüşe korkarım ki yakınım:

Bilmiyorum çünkü ne olduğunu bilmiyorum, bilirsiniz işte; şunu söyleyebilirim: Daha önce hiç görmediğim düzeyde bir tutku var. Daha önce hiç görmediğim düzeyde bir nefret var. Bu muhtemelen kötü bir kombinasyon.

Trump burada haklıydı (büyük ölçüde) ve bu da onun Birleşik Devletler Başkanı olmasını engellemek için bir neden daha. Haley'nin Anayasa'yı yok etmeye çalışmayacağından emin olabilirler.

Neyse ki Haley'nin Trump'tan gözü korkmuyor ki bu da yüksek bir makam için başlı başına yeterlilik çünkü onun ve inkar edilemez derecede büyük destek tabanındaki fanatik takipçilerinin Trump'ın yoluna çıkan herkese nasıl bir ceza verebileceğini biliyoruz. Onun için Kongre Binası'nı bile istila edip hükümeti devirmeye çalışırlar, yani Haley'ye biraz sataşmak pek sorun olmaz. Gerçekten de teşvik edildiklerine "ölümüne savaşıyorlar".

Yine de Haley yılmıyor ve haklı olarak bu mücadeleyi sürdürmeye devam etme sözü veriyor. Trump'ın önde giden aday olduğu ortada ve her şey birkaç hafta içinde bitebilir. Her ne kadar bunu yapacak ruha sahip olduğu ortada olsa da Haley'nin bir kampanyayı sürdürecek paraya sahip olduğu hemen göze çarpmıyor. Kendi güzel memleketi Güney Karolina'da bile pek başarılı olamayabilir; ama New Hampshire'da kaybetse bile beklenenden daha iyi bir performans sergiledi.

Trump'ın zafer konuşmasındaki burukluk Haley'nin, Trump'ın istediğinden daha fazla ivme kazandığını ve Trump'ın buna içerlediğini gösteriyor; duygularını ya da fazlasıyla kırılgan egosunu gizlemekte hiçbir zaman çok iyi olamadı. Yani Haley hâlâ yarışta ve olabildiğince uzun süre yarışta kalması için çok iyi birkaç neden var.

Birincisi halihazırda Trump'a meydan okuyan tek kişi olması, Trump'ın kesinlikle meydan okunmaya ihtiyacı olması ve Trump'ın söyleyeceği ya da yapacağı bir şeyin bu yarışın dinamiklerini değiştirebilecek olması. Tabii bugüne kadar söylediği ya da yaptığı hiçbir şey tabanını uzaklaştırmaya yetmedi. 2016'da kendisinin de dediği gibi:

5. Cadde'nin ortasında durup birine ateş edebilirim ve hiç seçmen kaybetmem.

Yani bir şeyler ortaya çıkabilir; ve Haley ortada bir alternatif olduğunu ve Cumhuriyetçilerin, Beyaz Saray'ı (meşru yolla) yeniden ele geçirip Biden'ı devirmek için ihtiyaç duydukları türden bağımsız ve kararsız seçmenleri ikna edebileceğini göstermek zorunda.

İşleri değiştirebilecek ne çıkabilir? Daha da umut verici olanı, Trump'ın türlü türlü 91 ağır suçlamayla yargılanması ve bunlardan herhangi birinin ya da hepsinin adaylığını makul bir görüşe göre sürdürülemez hale getirmesi; Birleşik Devletler hüküm giymiş bir suçlu tarafından ya da bir hapishane hücresinden yönetilemez.

Hiç de imkansız olmayan böyle bir durumda partinin, Trump yerine yönelebileceği net bir alternatif olmalı. Eğer Trump'ın yerine birini getirmeleri gerekecekse, net bir alternatifin olması Trump'ı bırakmayı kolaylaştırır. Haley'nin desteği ne kadar güçlü olursa Trump'ın aday gösterilme güvencesi o kadar azalır ve bunu kendisi de biliyor.

Tüm bunlarla birlikte Haley liberal değil. Sosyal muhafazakar ve bir keresinde göçmen kriziyle başa çıkmak için özel kuvvetleri kullanarak Meksika'nın istila edilmesini savunmuştu. Bir aday olarak en büyük zayıflığı, meydan okurcasına yaşam yanlısı/kürtaj karşıtı duruşu. Haley kürtaj karşıtı bir yasayı sorun etmeyeceğini söylüyor. Bu bazı Cumhuriyetçi çevrelerde popüler olsada daha geniş seçmen kitlesinde ve elbette kadın seçmenler arasında bedensel özerklik haklarının kaybı, diğer birçok faktörün önüne geçen bir şey.

Biden ve Kamala Harris bu meseleyi silahlaştırıyor ve genel seçimler yaklaşırken Trump bu konuda savunmasız durumda. Eğer Haley adaylığı gerçekten kazanmak istiyorsa daha aydın, pragmatik bir kürtaj yanlısı duruş, Cumhuriyetçilerin uzun süredir terk ettiği yerlerde destek toplamasını sağlar. Eğer partisinin adaylığını kazanırsa kendisini, gençliğinin cazibesine (52 yaşında) panikle karşılık veren Biden'ı Demokrat Parti adaylığından çekilmeye zorladığı bir durumda bulabilir.

Hatta Haley'yi Harris'le kafa kafaya giderken bile bulabiliriz. Birdenbire Amerika'nın, halihazırda olduğu gibi Statler ve Waldorf'un siyasi muadili yerine, beyaz olmayan iki dinç kadın arasında bir seçim yapması gerekebilir. Bu Amerika ve dünyadaki tüm dostları için güzel olurdu.

Independent Türkçe



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.