Trump geliyor ve bu defa daha iyi hazırlanmamız lazım

Cumhuriyetçi Parti'nin adaylığını garantileyemeyen ve 91 ağır suçlamayla karşı karşıya olan Donald Trump, anketlerde Joe Biden'ın çok önünde. Dünya, eski başkanın Oval Ofis'e dönüşüne hazırlanmalı ancak ona kırmızı halı sermekte o kadar da acele etmeyelim

Donald Trump ABD Başkanı olduğunda, Beyaz Saray'da önemli bir yabancı liderle ilk görüşmesini Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'le yapmıştı  (Reuters)
Donald Trump ABD Başkanı olduğunda, Beyaz Saray'da önemli bir yabancı liderle ilk görüşmesini Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'le yapmıştı (Reuters)
TT

Trump geliyor ve bu defa daha iyi hazırlanmamız lazım

Donald Trump ABD Başkanı olduğunda, Beyaz Saray'da önemli bir yabancı liderle ilk görüşmesini Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'le yapmıştı  (Reuters)
Donald Trump ABD Başkanı olduğunda, Beyaz Saray'da önemli bir yabancı liderle ilk görüşmesini Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'le yapmıştı (Reuters)

Peter Westmacott 

Donald Trump pazar gecesi kendine has bir küstahlıkla, İran yanlısı milislerin Ürdün'deki ABD güçlerine düzenlediği ölümcül saldırının (7 Ekim'deki Hamas saldırısı ve hatta Vladimir Putin'in Ukrayna'ya açtığı saldırı savaşı gibi) kendisi başkan olsaydı asla gerçekleşmeyeceğini iddia etti.

Bunların herhangi birinin doğru olduğunu gösteren hiçbir kanıt yok. Ancak Trump'ın manşetleri kapmaya dair bu girişimleri, Joe Biden'ın saldırganlara karşı güçlü durması için üzerindeki baskıyı arttırıyor. Iowa parti içi seçimi ve geçen hafta yapılan New Hampshire önseçimlerinin sonuçları, çok sayıda Cumhuriyetçi seçmenin hâlâ Trump'ın kendi adayları ve Amerika'nın bir sonraki başkanı olmasını istediğini gösteriyor.

Bu, Trump'ın kasımdaki Guy Fawkes Gecesi'nde başkanlık seçimlerini kazanma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına gelmiyor. Geçen salı bağımsızlar arasında pek başarılı olamadı ve bazı Cumhuriyetçiler bile kendisine yöneltilen 91 suçtan bazılarından o zamana kadar hüküm giymiş olabilecek bir adaya oy vermekte tedirgin. Bu suçlamalar arasında üç yıl önce ülkesinin demokrasisini havaya uçurmaya Guy Fawkes'ın 400 yıl önce yaptığından daha çok yaklaşan bir ayaklanmayı kışkırtmak da var.

Ancak anketler Trump'ı, bir aksilik çıkmazsa Demokrat Parti'nin adayı olacak Biden'ın epey önünde gösteriyor. Şimdiye kadar görevdeki başkanlar sadece bir kez ikinci dönem için partisinin adaylığını garantileyemedi. Yarışta yer alan bir avuç bağımsız da aksi takdirde Biden'a gidecek oyları çekerek Trump'ın elini daha da güçlendirebilir.

Bugünle seçim günü arasındaki 9 ayda çok şey değişebilir: ABD ekonomisi beklenenden hızlı büyüyor, hisse fiyatları rekor seviyelerde ve enflasyon düşüyor, bu da Biden'ın ekonomide zaten güçlü olan (ancak yeterince takdir edilmeyen) siciline katkıda bulunuyor. Ve Demokratlar, Cumhuriyetçilerin Biden'ın ikinci bir dönem için uygun olmadığı iddialarına karşı Trump'ın tutarsızca saçmaladığını gösteren (gerçek) videolarla eğleniyor.

4 yıl önce Trump ara sıra gaf yapardı

Şimdi kelimenin tam anlamıyla yaptığı her konuşma tutarsız bir zırva.

Bilişsel gerileme her konuşmada veya röportajda herkesin görebileceği kadar açık

Bu lapa beyinli yalancı nasıl görev yapmaya uygun olabilir?

UYAN AMERİKA!

#DementiaDon(BunakDon)

Tüm bunlarla birlikte, Amerika'nın İsrail'e Gazze'deki savaşında sağladığı büyük ölçüde koşulsuz destek Biden'a genç ve Müslüman seçmenler nezdinde zarar veriyor, Ukrayna yorgunluğu artıyor ve Trump'ın bir yıl içinde Beyaz Saray'a geri dönme ihtimali (ve kaybettiği takdirde yine adaletsizlik iddiasıyla feryat etme ihtimali) var.

Başkan Obama görevden ayrılmadan kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, kimsenin başkan olduğunda gerçekten değişmediğini belirtmişti. Aksine, bu makam "halihazırda olduğunuz kişiyi büyütür". Trump'ın, birkaç gün öncesine kadar kazanma umudu olduğuna kendisinin bile inanmadığından anlaşılır bir şekilde hazırlıksız olduğu başkanlık döneminde, onun içgüdülerini kontrol altında tutmak için ellerinden geleni yapan bazı ana akım, deneyimli Cumhuriyetçiler vardı ve eylemleri yerleşik düzenin uygunluğunun korkulukları içindeydi. Ancak zaten olduğu kişinin büyümesini engelleyemediler.

Bu kez Trump kazanmayı umuyor ve etrafını cumhuriyetten çok patronlarına sadık MAGA destekçileriyle saracak. Bu kişilerin Trump'ın ilan ettiği soyutlanma politikası, korumacılık, iklim inkarı, Putin'le anlaşma, siyasi düşmanların cezalandırılması, yargının, kamu hizmetlerinin ve ordunun siyasallaştırılması ve son 75 yıldır dünyanın büyük bölümünün güvende ve özgür kalmasını sağlayan uluslararası kurumların zayıflatılması hedeflerinin ilerletilmesine katkı sunmaktan mutluluk duymalarını beklenmeli.

Dolayısıyla Trump'ın dönüşünün Britanya için iyi olacağı konusunda Jacob Rees-Mogg ve Boris Johnson'a katılmıyorum. Ancak bu ihtimale gerçekten hazırlıklı olmamız lazım. Gelecek aylarda Trump'ın soyutlanmacı eğilimlerine karşı, Avrupalı ortaklarımızla (ve daha uzakta olup da kararsızlık yaşayan diğerleriyle) çok daha fazlasını yaparak, Ukrayna'ya Putin'in saldırganlığına karşı koyma imkanı verenlerin sadece Britanya ve (özellikle) Amerika olmadığını göstermeliyiz.

Demokratlar ve Cumhuriyetçiler yıllardır (Başkan Obama ve kabinesiyle yaptığım görüşmelerden bunu çok iyi hatırlıyorum) Avrupalıların Batı demokrasilerini ve değerlerini Rusya gibi olası düşmanlara karşı koruma yükünde kendi paylarına düşeni yapmadıklarını ve uygun askeri hazırlık seviyelerini korumak için yeterince çaba sarf etmediklerini düşünüyorlar. Haksız da sayılmazlar. NATO kolektif bir ittifak, geri kalanımızı güvende tutmak için ABD'nin tek taraflı bir garantisi değil.

Bu da savunma satın alımlarımıza ivme kazandırmak ve artık egemenliğin Avrupa kıtasındaki muhatapları aşağılamak anlamına geldiğini düşünen başbakanlarımız olmadığı için Britanya'nın AB ortaklarıyla geliştirmekte olduğu daha iyi ilişkilerin üzerine inşa etmek anlamına geliyor. Yakın zamanda ortak pazara ve hatta gümrük birliğine geri dönmeyeceğiz ancak ticaretimizdeki sürtüşmeleri kademeli olarak azaltabilir ve Amerika'ya ve Amerikalı seçmenlere Avrupalıların üzerlerine düşeni yapmaya hazır, uygun müttefikler olduğunu gösterecek şekilde komşularımızla işbirliğini güçlendirebiliriz. AB dışında bile savunma, dış politika, sınır güvenliği, öğrenci seyahatleri, terörle mücadele, enerji politikası ve diğer pek çok konuda birlikte çok daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız.

1950'lerde Avrupa Birliği'nin öncüsüne katılmama kararımıza ve ABD desteği olmadan hareket etmeye çalıştığımız 1956'daki Süveyş fiyaskosunu tekrarlamama kararımıza kadar giden uzun süre boyunca Birleşik Krallık, dış ilişkilerde ABD'nin liderliğini takip etmekten genel olarak memnun. Eğer müttefiklerle çalışmak istemeyen ve örneğin Ukrayna, Ortadoğu ve Asya'daki değerlerimizi ve stratejik hedeflerimizi paylaşmayan bir ABD başkanı olacaksa, düşüncelerimizi ve planlamalarımızı değiştirmemiz gerekir. Biden'ın Ukrayna (ve İsrail) için talep ettiği yeni paranın Kongre'den geçme ihtimali şimdiden giderek azalıyor.

Trump kazanırsa, başbakanımız (o zamana kadar kim olursa olsun) Oval Ofis'teki yeni adamı gören ilk yabancı olmak için her zamanki umutsuz çabayla Atlantik'in ötesine koşmadan önce dikkatlice düşünmeli. Theresa May için hiç de iyi geçmedi ve Trump, Brexit yanlılarının da teşvikiyle, Brüksel'le nasıl müzakere edileceği konusunda May'e kamuoyu önünde kötü tavsiyelerde bulunarak May'e hiç de iyilik yapmadı.

Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet etme düşüncesi olmamalı. Silahlı kuvvetlerimiz, parlamenterlerimiz, iş dünyamız ve kültürel liderlerimiz arasında var olan yakın temasları sürdürmeliyiz ancak ne yazık ki Trump yönetiminin tüm ithalata yüzde 10 gümrük vergisi uygulama tehdidini hayata geçirmesi halinde savunmamızı da hazırlamalıyız.

Bu yıl hem ABD'de hem de kendi seçimlerimizde (Rusya'da yapılanlar olmasa da) gerçekleşecek çok şey var. Kendi ülkemiz dışındaki kampanyaları etkilemek için fazla bir şey yapamayız. Ancak hazırlıklı olabiliriz ve olmalıyız da.

Sör Peter Westmacott, Britanya'nın eski ABD Büyükelçisi'dir

Independent Türkçe 



Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Gazze Şeridi’nde devam eden savaşa ilişkin ‘gergin’ olması beklenen bir toplantı yapmak üzere bugün İsrail’e gitti.

Ortadoğu’ya yönelik altıncı turunun son ayağı için Mısır’dan İsrail’e gelen Blinken’in, Gazze Şeridi’ne giren insani yardımın acilen artırılması gerektiğini vurgulaması ve İsrail’i Refah’ı işgal etmekten kaçınmaya çağırması bekleniyor.

Bu arada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD’nin sunduğu, savaşın harap ettiği bölgede ‘derhal ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını oylaması planlanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki en büyük hastane olan Şifa Tıp Kompleksi ve çevresi de dahil olmak üzere İsrail’in saldırıları devam ediyor.

İsrail ordusu, Pazartesi gününden bu yana kompleks ve çevresinde yaşanan çatışmalarda 140’tan fazla Filistinli ‘militanın’ öldürüldüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü Daniel Hagari dün akşam yaptığı açıklamada, “Şifa Tıp Kompleksi’ndeki operasyon devam ediyor. Bu, savaşın başlangıcından bu yana en fazla sayıda teröristi yakaladığımız bir operasyondur” dedi.

Blinken, savaşın başlamasından beş buçuk ay sonra, Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelerde ‘yakınlaşma’ olduğunu söyledi.

ABD’nin BM Misyonu Sözcüsü Nate Evans dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısında bulunan karar tasarısının Cuma günü (bugün) BMGK’da oylamaya sunulacağını bildirdi.

Evans, “ABD son birkaç haftadır konsey üyeleriyle birlikte, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak ve insani yardımların artmasına yardımcı olacak bir rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’de acil bir ateşkes sağlamayı hedefleyen devam eden diplomatik çabaları destekleyecek bir karar üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaktadır” ifadelerini de kullandı.

AFP tarafından görülen karar tasarısında, her iki taraftaki sivilleri korumak ve Gazze’ye temel insani yardımların ulaştırılmasına olanak sağlamak için acil ve kalıcı bir ateşkese ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.