Uzun sürecek bir ilişki için ideal yaş farkı belirlendi

48 yaşındaki oyuncu Leonardo diCaprio'nun sevgililerini 25 yaşına geldiklerinde terk ettiği ileri sürülüyor (AP)
48 yaşındaki oyuncu Leonardo diCaprio'nun sevgililerini 25 yaşına geldiklerinde terk ettiği ileri sürülüyor (AP)
TT

Uzun sürecek bir ilişki için ideal yaş farkı belirlendi

48 yaşındaki oyuncu Leonardo diCaprio'nun sevgililerini 25 yaşına geldiklerinde terk ettiği ileri sürülüyor (AP)
48 yaşındaki oyuncu Leonardo diCaprio'nun sevgililerini 25 yaşına geldiklerinde terk ettiği ileri sürülüyor (AP)

Aşkın gözü kördür derler ancak araştırmalar yaş farkınızın ilişkinizin uzun ömürlülüğünü belirleyebileceğini söylüyor.

"Gönül ferman dinlemez" ve "yaş sayıdan ibarettir" çok iyi bilinen klişelerdir ve kime sırılsıklam aşık olacağınıza karar veremezsiniz.

Bununla birlikte, sizden çok daha yaşlı (veya daha genç) biriyle çıkma kavramı hâlâ şaşırtıcı olabiliyor.

Örneğin Leonardo DiCaprio'nun flört geçmişi ya da Robert De Niro'nun kısa süre önce 79 yaşında 7 çocuk babası olması. De Niro'nun kız arkadaşı Tiffany Chen 45 yaşındayken, 48 yaşındaki DiCaprio 25 yaşından büyük biriyle çıkmaktan kaçınmasıyla tanınıyor.

Emmanuel Macron, eşi Brigitte Macron'la 2007'den beri evli (AFP)
Emmanuel Macron, eşi Brigitte Macron'la 2007'den beri evli (AFP)

Fransa'nın 45 yaşındaki Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2017'de seçildiğinde, şu anda 70 yaşındaki eşi Brigitte Trogneux'nun kendisinden 25 yaş büyük olması insanları şoke etmişti.

O dönemde Macron, kendisi ve eşi arasındaki yaş farkıyla ilgili uluslararası takıntı hakkında konuşmuştu.

Le Parisien'e konuşan Macron, "Eğer eşimden 20 yaş büyük olsaydım, kimse bir saniye bile meşru şekilde birlikte olamayacağımızı düşünmezdi" dedi.

Eşim benden 20 yaş büyük olduğu için pek çok insan 'bu ilişki sürdürülemez, mümkün değil' diyor.

Kuralın istisnaları her zaman olsa da araştırmalar belirli yaş farklarının gözyaşlarıyla sonuçlanma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterdi.

Atlanta'daki Emory Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya göre, fark ne kadar büyükse ayrılık ihtimali de o kadar artıyor.

3 bin kişinin incelendiği araştırmada, 5 yaş farkı olan çiftlerin ayrılma ihtimalinin aynı yaştaki çiftlere kıyasla yüzde 18 daha fazla olduğu ortaya çıktı.

İlginç bir şekilde, bu oran 10 yaş farkı olan çiftlerde yüzde 39'a, 20 yaş farkı olanlarda ise yüzde 95'e yükseldi.

Peki, kaç yıllık bir yaş farkı çok büyüktür?

Genel kanının aksine, araştırmacılar eşler arasında sadece bir yaş fark olmasının, ayrılma ihtimalinin sadece yüzde üç oranında olduğu şanslı durum olduğuna inanıyor.

Çalışmanın arkasındaki araştırmacılardan Hugo Mialon, "Bu özelliklere sahip çiftler, ortalama başka nedenlerle boşanma olasılığı daha yüksek çiftler olabilir" dedi.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.