İsrail’deki suç örgütleri, LAW füzeleri, ağır makineli tüfekler ve patlayıcı cihazlar dahil olmak üzere orduda kullanılan her türlü kişisel silahı kullandıktan sonra, son zamanlarda kamikaze insansız hava araçlarını (İHA) da kullanmaya başladı. Biri Arap diğeri Yahudi olmak üzere iki kişiye bu araçlarla başarısız suikastlar düzenlediler. Bununla da yetinmeyerek cinayet suçlarını Dubai’ye kadar taşıdılar. Dubai’de sekiz kişi, bir hasımlarını öldürdükleri şüphesiyle soruşturulmak üzere tutuklandı.
İsrail polisi, Arap toplumundaki suç artışını gösteren yeni veriler paylaştı. Paylaşılan bu veriler bir kez daha, suç artışının kontrolsüz bir şekilde gittikçe kötüleştiğini, suçluların toplumlarının değerlerine saygı göstermediğini, kendilerini suç işlemekten alıkoymadıklarını ve polisin suçu ortadan kaldırma görevini ciddiye almadığını ortaya koyuyor.
Bu suçlarda ölenlerin sayısı iki katına çıkarken, polisin olayları aydınlatıp suçluları tespit edebildiği dosya sayısı azalıyor. Bu yüzden katillerin çoğu ‘elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyor.’
Geçen hafta iki kişi, İsrail İHA’sı ile kendilerine düzenlenen suikast girişimlerinden sağ kurtuldu. İlk girişim, bir Yahudi’ye karşı, Yahudi şehri Netanya’da gerçekleştirildi. Failler iki hafta önce patlayıcı bir cihazla öldürmeye çalıştıkları, ancak mucizevi bir şekilde hayatta kalan adamı bu sefer büyük bir binanın altıncı katındaki evinin balkonuna İHA göndererek öldürmeye çalıştılar. Ancak, adam evin uzak bir köşesinde olduğu için yine sağ kurtuldu.
Her şeyde olduğu gibi İsrail’deki Arap suç çeteleri bu Yahudi modelini kopyalayıp Tayyibe şehri yakınlarındaki üçgende yer alan Calculiye’de kullandı. Buradaki hedef alınan adam da sağ olarak kurtuldu.
Güvenilir kaynaklar, birçok suç örgütü liderinin ve üyesinin acımasız hesaplaşmalardan korkarak geçici de olsa ülke dışında yaşamayı tercih ettiğini belirtiyor. Bu hesaplaşmalar o kadar insafsızca oluyor ki, yaşananlarla hiçbir ilgisi olmayan birçok masum insan hedef alınıyor. Örneğin, bir düşmanlarının canını yakmak ve ondan intikam almak istediklerinde suçla alakası olmayan eşini veya kardeşini öldürüyorlar. Ya da kardeşinin canını yakmak için bir doktoru öldürmek gibi ‘ailesindeki en gözde kişiyi’ hedef alıyorlar. Artık bu eylemler yurt dışına da taştı ve sınır dışında kovalamacalar yaşanıyor.
Dubai Polisi dün (Perşembe) resmi hesabından, Gassan Şemsiye adlı Akka’lı bir gencin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) şehrinde bıçaklanarak öldürülmesine karıştığından şüphelenilen sekiz şahsın fotoğraflarını yayınladı. Dubai Polisi yaptığı resmî açıklamada, “Dubai Polisi Genel Müdürlüğü, 33 yaşındaki İsrail vatandaşı Gassan Şemsiye’ye saldırıp ölümüne neden olma suçuna karışan İsrailli sekiz kişiyi 24 saatten kısa bir sürede yakalamayı başardı. Olayın arkasında, iki aile arasındaki sürtüşme ve intikam duygusu yatıyor” ifadelerini kullandı.
Dubai Polisi açıklamasının devamında “Olayın detaylarına göre, saldırı suçunu işleyen aile bireyleri, turizm ve alışveriş amacıyla bir Avrupa ülkesinden buraya gelmiş olup, BAE’de gezerken tesadüfen bir kafede maktule rastlamışlardır. Bunun sonucunda iki taraf arasında tartışma çıkmış ve kurbanın keskin bir aletle bıçaklanmasının ardından olay ölümle sonuçlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Dubai Polisi zanlıların isimlerini ve fotoğraflarını yayınladı. Buna göre zanlıların hepsinin 1948 Arapları’ndan (İsrail vatandaşı Filistinliler) olduğu görülüyor. Dubai Polisi, “Dubai Polisi Genel Müdürlüğü, olayın asıl faillerinden ikisini 3 saat içinde yakalamayı ve 24 saat içinde ise olaya karışan herkesi ele geçirmeyi başarmıştır” ifadelerini kullandı. Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı, Dubai’de 30 yaşındaki bir İsrail vatandaşının bıçaklanarak öldürüldüğüne dair açıklama yaptı. Bakanlık, ‘olayın Dubai’deki İsrail Konsolosu ve Yurtdışındaki İsrailliler Departmanı tarafından bilindiğini’ kaydetti.
1948 Arapları suç belasından, hükümetin konuyu ihmal etmesinden ve İç Güvenlik Bakanlığı’nın başına radikal bir Yahudi olan Itamar Ben-Gvir'in atanmasından sıkıntı çekiyor. Bakanı, halkın güvenliğini sağlamak olan asıl görevini ihmal etmekle ve aşırı ırkçı bir atmosfer yaratmakla suçluyorlar. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre pazar günü durumu protesto etmek için arabalarıyla sokaklara çıktılar ve bu sorunun çözülmesi talebiyle Kudüs’ün ana caddelerini kapattılar.